Kentsel Poyra: Bir Yeniden Üretim ve Müdahale Pratiği

Dr. Sema Serim
Dr. Duygu Ovacık Çoruh
Dr. Özlem Atak Doğan
Halide İrem Erkan Kaya
Fazıl Akdağ

Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü ikinci dönem atölye ortamında on beş haftalık süreç boyunca temel ve güncel bazı mimari kavramların, ön belirlenimler paranteze alınarak en baştan tartışılması, bu kavramların içeriğinin yapılı bir çevrede bir tasarım alıştırmasıyla sorgulanması amaçlandı.

Atölye sürecinde her öğrencinin kendi tasarım pratiğini yapılandırması önemsendi. Proje dersinin amacı bu yapılandırma sürecinin bileşenlerini ve araçlarını öğrencinin kendi yaklaşımı çevresinde geliştirmesini desteklemekti. Dolayısıyla belirli bir kentsel alan üzerine düşünme pratiği öznel bir yeniden üretim süreci olarak ortaya çıkacak ve fikir üretimini kendiliğinden tetikleyecekti. Bu anlamda deneysel olarak nitelendirilebilecek bir pratiği oluşturmak amaçlandı. Süreçte, gücüllük (puissance) ve virtüellik olarak kavramsal çerçevenin; aktüellik (edimsellik) olarak tasarım alanının yeniden üretim ve müdahale için aktifleştirilmesi, araç kılınması beklendi. Bu durum birinci dönem tasarım eğitimi ile mimari proje üretim süreçlerinin geçişkenliğinin sağlanması için önemsendi.

Tasarımın çerçevesini ve içeriğini, işaret edilen kentsel parçanın çözümlenerek yeniden üretilmesi ve bir “kentsel poyra”nın (urban hub) geliştirilmesi oluşturdu. Yeniden üretim süreci, bir üzerine düşünme pratiğidir. Bu bağlamda bir üretim süreci var olan gerçekliği var olduğu haliyle temsil etmek anlamına gelmediği gibi, aynı zamanda olmayan bir şeyi icat etmek anlamına da gelmez. Dolayısıyla kendi başına dahi öz(n)el bir pratiktir. Ancak bu çalışmada yeniden üretim süreci kentsel ortama dönüştürücü ve üretici bir müdahale için araç kılındı. Dolayısıyla yeniden üretim sürecinde, kavramsal çerçeve (virtüel ve gücül), malzeme ve malzemeye müdahale biçimi anlamında tekniğin (aktüel) üretimi, aynı zamanda metaforik çağrışımları ile birlikte düşünülen “poyra”nın üretilmesine aracılık etti.

Yeniden üretim süreci olarak tarif edilen aşamada geliştirilen ve tartışılan yaklaşımın özel içeriği, bu anlamda öneri müdahaleyle katlandı. Ortaya konulan öneri olarak “kentsel poyra”nın mevcut mekânsallığı çözümlemeyi ve açığa çıkarmayı devam ettirecek ilişkisellikleri (iç-dış, özel-kamusal, küçük-büyük, geniş-dar, aşağı-yukarı vb.) içermesi beklendi. Öneri müdahalenin, erken tarihli bir planlama pratiği ile düzenlenmiş ama kent hayatına katılmak konusunda zafiyetleri olan, tarihsel süreçte parçalara ayrılmış ve kentin geri kalanı ile akışkan ilişkiler öngörmeyen kent parçası ile hesaplaşması önemsendi. Bu çerçevede üzerine düşünülen tasarım alanı; tarihi bir mezarlık, farklı zamansal aralıklarda tasarlanmış sağlık, eğitim ve kültür yapıları ile tek bloklardan oluşan güncel mimari üretimle karakterize olmaktaydı.

Atölyedeki çalışmaların ilk kısmını, işaret edilen okuma önerilerinin ve özellikle de Greg Lynn’in “Mimari Eğrisellik: Kıvrılmış, Esnek, Bükülgen” (Architectural Curvilinearity: The Folded, the Pliant and the Supple) başlıklı metninin zemini kurduğu kavramsal çerçeveden hareketle, atölyeye taşınacak tasarım örneklerinin tartışılması, tasarım alanının çözümlenmesi ve yeniden üretimi; ikinci kısmını ise ilk kısımda ipuçları oluşan müdahale olasılıklarının açık seçikleştirilmesi ve mimari dil içinden bir ürün olarak görünür kılınması oluşturdu.

Süreçte öğrencilerden çalışma alanı ve müdahale olarak tasarım önerisini çizim, maket, görselleştirme tekniklerini kullanarak yeniden üretmesi; mevcut, literatürde yer alan örneklerden (proje, yapıt, yerleştirme, vb.) kendi tasarım önerisini oluştururken yararlanması beklendi. Düşünmeyi tetiklemeye yönelik analog ve dijital araçların düşüncenin tamamlayıcı tasarım metodolojileri ve dilleri olarak kombinasyonu öngörüldü.

Bir Olanak Olarak Esneklik ve Akıcılık

Mimarlıkta önceden belirlenmemiş olana talip olmak, onu açığa çıkarmak zorluklar barındırır. Önceden belirlenmişlikleri en azından ertelemeye çalışan mimarlıkların ise görülmemiş, ayrıksı ve çelişik biçimi ürettikleri düşünülür. Lynn’e göre mimarlığı belirlenimciliğin sebep olduğu sabitlik ve farklılık baskısından kurtarmanın yolu “esneklik” ve “akıcılık”tır. (2) Bir anlamda, esneklik ve akıcılık belirlenmiş -normatif- bilgiyi görülmemişin tanımsızlığına kırdırmak yerine, tanıdık olanla ayrıksı olanın birlikte hareket ettiği bir olanaklar bütününe işaret etmektedir. Zaten Deleuze’un “tekillik” ve “fark” kavramları ile temellendirilebilecek Lynn’in yaklaşımında Deleuze, farkı ve farkın ürünü tekilliği “ayrım, karşıtlık ve çelişki” ile açıklamaz. Ona göre “[…] tekillik nicelikselleşmeden ‘etkinleşen’ bir potansiyelin ya da virtüelliğin işareti olarak herhangi bir tekilliktir.” (3) Gücüllük ve virtüellik olarak ortaya konabilecek olan -farkı ve fark aracılığıyla tekilliği işaret eden- olanak, aktüel (edimsel) olanı açığa çıkaran bir potansiyeldir. (4)

Deleuze’un çokluklar mantığı da temel olarak fark ve tekillik odaklıdır. Rajchman’a göre Deleuze’de “çokluk” soyutla ilişkilenir: “Soyut olan açıklayıcı değildir; soyutun kendisi, çokluğa yeniden dâhil edilerek açıklanmalıdır.” (5) Soyut olan virtüellik, aktüeli temsili olarak öncelemez. Daha ziyade  “aktüel, farklılaşarak bireyleştikçe, virtüeli öngörülmez yollardan gerçekleştirdikçe, ortaya yeni tekillikler çıkar.” (6) Tasarım nesnesinin farkı ortaya koyan tekilliği, virtüel ve aktüel olan arasında her tasarımcının kendince ortaya koyduğu geçişli bir mantığa denk düşer.

Tasarım söz konusu olduğunda özgül arazi ve programlar içinde aykırılıklara, yan yanalıklara ve karşıtlıklara dayanan süreksiz, parçalı, heterojen ve diyagonal biçimsel stratejiler üretmek esnek ve akıcı bütünlükler sağlar. Deleuzeyen fark ve tekilliği de ancak esnek ve akıcı bütünlükler üretebilmektedir. Lynn’e göre “içsel değişkenler” ve “dışsal güçler” ile bağlantılı bir şekilde sürekli hareket etmek demek olan “Esneklik, mimarlığın değişkenlik yoluyla karmaşıklaşmasına izin verir.” Akışkanlık ise serbest yoğunlukları karıştırarak farklılıkları birbirinin içine geçiren homojen olmayan bir aradalıklar üretir. (7)

Farklılıkların sürekli ancak heterojen bir sistem içinde yoğun bir biçimde bütünleştirilmesini içeren alternatif bir akıcılık hangi stratejilerle kurulabilir? Eskiyebilen malzeme, tekrar eden birim, zeminle karşılaşmanın istikrarsızlaştırılması vb. ile oluşan akışkanlık; belirlenimin ürettiği sabitliğin karşıtı olan sürekli değişkenliğin kaynağıdır. Malzemenin -biçim topolojik değilse sahip olmadığı- gücüllüğü tekillik üreten bir olanaktır. (8) Tekrar, “tekilin yinelenebilirliği” olarak (9) fark üretmenin en incelmiş yolu olan mikro hareket ve dönüşüm aracılığıyla; zemin ise en tanımlayıcı bağlam olarak her türlü karşılaşmayı yayarak ve yansıtarak heterojen bütünlükler aracılığı ile akışkanlığı sağlar. Bu bakışla atölye sürecinin birbirinin içine geçmiş iki ayağı -yeniden üretim ve müdahale- esnek ve akıcı olan üzerine odaklanmıştır.

Virtüel ile aktüel ilişkisinin Rajchman’in ifade ettiği gibi “biçimler ve bunların somutlaşmaları arasındaki eşleşimle” (9) alakalı olmadığını kabul edersek, atölyenin sonunda elde edilen aktüellikler; temsili ya da özcü bir bakışın sınıflandırma mantığı ile değil, ancak esneklik ve akışkanlık temelli yaklaşımın fark ve tekilliği nasıl ürettiğine odaklanılarak gruplanmaya çalışıldığı söylenebilir.

Notlar

  1. Bahsi geçen atölye, 2017-2018 Bahar Dönemi’nde yaklaşık altmış öğrenci ve beş yürütücü ile gerçekleştirilmiştir.
  2. Greg Lynn, 2013, Mimari Eğrisellik: Kıvrılmış, Esnek, Bükülgen, Yeni Bir Günden İnşa Etmek İçinde, A. Krista Sykes, Küre Yayınları, İstanbul, s. 33.
  3. John Racjman, 2013, Deleuze Bağlantıları, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, s. 68.
  4. Yücefer’e göre gücüllük ve virtüellik farklıdır; gücül öngörülebilir bir eğilimken (tomurcuğun çiçeği işaret etmesi gibi) virtüel öngörülmemiş bir olanaktır (henüz bestelenmemiş bir senfoni gibi). Bkz. Hakan Yücefer, 2005, Deleuze’un Bersonculuğuna Giriş, Bergsonculuk içinde, Gilles Deleuze, Otonom Yayıncılık, İstanbul,        s. 35.  Ballantyne’e göre de gücül olan “olanaklılık-öncesi bir alandır.” Bkz. Andrew Ballantyne, 2010, Mimarlar İçin Deleuze ve Guattari, YEM Yayınları, İstanbul, s. 37.
  5. Racjman, 2013, s. 59.
  6. Bkz. Yücefer, 2005, s. 39.
  7. Lynn, 2013, s. 34, 33.
  8. Andrew Ballantyne, 2010, s. 96.
  9. Racjman, 2013, s. 64.
  10. Racjman, 2013, s. 70.