“Asimilasyon”

Anna Laudel Düsseldorf, geleneksel Türk İslam sanatını çağdaş sanatla bir araya getirmesiyle tanınan sanatçı Onur Hastürk’ün “Asimilasyon” isimli ilk kişisel sergisine 30 Temmuz – 31 Ekim 2020 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.

Günümüzün öne çıkan minyatür sanatçılarından Onur Hastürk, İslam sanatının farklı üretim ve teknik tarzlarını, Henri Matisse ve Andy Warhol’un öncülerinden olduğu modern batı sanatıyla buluşturarak kendine has bir İslam sanatı yaratıyor. İslam sanatı farklı coğrafyalarda ilerledikçe, kendini sürekli yenileyerek yüzyıllar boyunca birçok stil ve tekniği kullanmış ve kendi tarzına adapte etmiştir. Benzer bir şekilde, dünyaca tanınan sanatçılar Matisse ve Warhol, farklı coğrafya ve kültürlerin sanat akımlarını kendi avant-garde üretim tarzlarına uyarlamışlardır.

Hastürk ise, Matisse’in benimsediği Avrupa-Amerikan sanat geleneğinin aksine, çalışmalarının odağına geleneksel İslam sanatı tekniklerini alıyor ve aynı zamanda Matisse ile Warhol’un kültürlerarası sanat deneylerlerine cevaben yaptığı üretimlerle, bu alandaki uzmanlığını ve yeteneklerini, farklı teknik ve medyumlar deneyerek sorgulamaya ve geliştirmeye devam ediyor.

“Asimilasyon” sergisinde Hastürk, üretimlerini Matisse’e Saygı, Warhol’a Saygı ve Klasik Minyatür isimli 3 ilgi çekici seride sunuyor.

Matisse’e Saygı
Modern ve geleneksel arasında üretilen eserleri bir araya getiren seride Matisse’in resimleri arasında Avrupa resim geleneğinin doğallığı ve dokunsallığı, İslam halılarının ritmik desenleri ve İslam minyatür resminin sığ kompozisyon alanları bulunuyor.

Sanatçı, Matisse’in “odalıklarını” bir minyatürist gözüyle ele alıyor; keskin çizgiler ile onun gevşek fırça darbelerini, düz renklerini görünür hale getiriyor ve isimsiz İslam sanatçılarını gölgede bıraktığı, resimdeki İslami modernizmi tekrar işliyor. Hastürk aynı zamanda Matisse’in Doğu motiflerine kattığı yorumu, resimlerinde ve çizimlerinde süsleyici bir dekorasyon olarak yeniden yorumluyor.

Seride Hastürk’ün Osmanlı sanatının etkilerinin görüldüğü tılsımlı kaftanları, Matisse tarafından tasarlanan bir papazın şapel kıyafetlerinin karşılığı olarak görülebiliyor. Seride ayrıca, Matisse’in “La Danse” resminin sınırlayıcı ve soyut figürleri, sade ve kıvrımlı tezyinatlar ile yarattığı çağrışımlar ve İznik çini sanatı tekniği kullanılarak tekrar yorumlanıyor.

Warhol’a Saygı
Sanatçının Warhol’un tuvalleri ve heykellerini de sanat pratiğine yansıtan serisinde Warhol’un eserlerindeki figürlerin etkisi, İslam sanat uygulamaları ve altına olan ilgisi üzerinde duruluyor.

1957’de Warhol çiçekleri, moda ayakkabılarını ve dergi modellerini resmettiği, çoğunun altın kağıda basılmış olduğu, çocuksu, kadınsı, narin, pürüzsüz, tüysüz, ince belli, göğüslü ve kaslı erkek figürlerinin tasvir edildiği 19 ofset litografi ciltli bir Altın Kitap yayınladı.

Hastürk, kendi altın kitabında ise Matisse serisinin figüratif silüetlerini kağıdın boşluğuna düşen veya sıçrayan parıltılı bedenlere dönüştürüyor ve kitabı erotik bir oyun alanı olarak kullanıyor. Çalışmalarının birinde, Matisse’in çıplaklarının anatomisini, uzun fesi ve kırmızı terlikleriyle kendisine belirgin bir Osmanlı karakteri kazandırmış bir silüete dönüştürerek ünlü erkek dansçıları (köçek) hatırlatıyor.

Klasik Minyatür
Klasik Minyatür dizisinde Hastürk, İslam sanatındaki minyatür tekniğinin hem estetiğini hem de modern öznelliğinin temsilini yansıtıyor ve Henri Matisse gibi modernistlerin hayran kaldığı olağanüstü özelliklerini gösteriyor.

Hastürk’ün minyatür sanatının çağdaş yorumunda gösterdiği oyuncu tutumu, diğer geleneksel çalışmalarında da görünüyor. İznik Çinilerinde, Hastürk’ün Warhol serisinde yer alan altın kaplama olarak kağıtta yer alan fesli erkek silueti, çini tabak yüzeyine sıçrıyor ve bu dinamik minimalizm “Kırmızı Fesli Figürler”ine yansıyor. Burada tanıdık fesli siluetleri sadece çarık, fes ve renkli boya ile işlenmiş yüzlerle kağıt üzerine tek bir altın çizgiyle çizilmiş olarak görünüyor. Hassas ifadeleri, İslami minyatürlerde bulunan yüz modellerini hatırlıyor.

Malzeme olarak altının görsel ve maddi özelliklerini deneme arzusu, Hastürk’ün çalışmalarının önemli bir özelliği olmaya devam ediyor. Sanatçı tarafından kullanılan ebru ve tezhib gibi diğer geleneksel teknikler de minyatür sanatı kadar anlam ifade ediyor.

Hastürk, 2017 yılında Londra’da Saatchi Galeri’de sergilenen Mitoloji serisinde Osmanlı’nın geleneksel minyatür sanatı tekniğini her yerde bulunabilen Starbucks kahve bardağına taşıyarak bu çarpıtmalı serisinde küçük seçkin kesime ait olan bir sanat anlayışını, en ucuz ve en yaygın kartona aktarıyor. Bu şekilde kitle tüketim çağında bir Osmanlı sanatını hayata geçiriyor ve eserleriyle, Osmanlı’nın seçkin kültürel üretimlerini modern hayata aktarıyor, “günlük” olanı saray sanatına dönüştürüyor.

Sergi, 31 Ekim 2020 tarihine kadar Anna Laudel Düsseldorf’ta ziyaret edilebilir.