Ankara Nire? Çaldağı Nire?
Suha Özkan Hon. F AIA
Ankara Nire? Çaldağı Nire?
Hemen aklınıza Mehmet Kemal’in “Ankara nire / Zara nire? / Dayanmak marifet / Dayan Bre…” düşündürücü şiiri gelecek. Çaldağı da bunca yıl dayanmış ve anısını, onurunu ve anlamını almak için bugünü bekliyormuş. Epey soruşturdum. Herkes Dikmen Tepesi’ni biliyor. Ama Çaldağı Ankara’nın kent coğrafyasında zihinlere isim olarak kazınmamış. Oysa Gazi Mustafa Kemal’in Ankara toprağına ilk ayak basıp kenti uzaktan izlediği yer. Tarihinde duygu ve anlam var. Nedense 102 yıldır önemsenmemiş. Gazi’nin Ankara’ya girdiği yer yıllarca Genelkurmay Başkanlığı’nın önüymüş gibi gösterilmiş zamanla da bilinen nedenlerle, oradaki yazıt kaldırılmıştı.
1964 yılıydı, ODTÜ Mimarlık ikinci sınıf öğrencisiydim. Önemli derslerimizden biri de “Landscape Design” idi. Türk Dil Kurumu’nda Emin Özdemir ile 1970’lerde yaptığımız Mimarlık Terimleri Sözlüğü çalışmalarında “Doğal Çevre Tasarımı” diye önersek de, olmadı. “Peyzaj Mimarlığı” o zamanki yaşlı önderlerimiz tarafından benimsendi ve çok “a la mode” olduğu için de yerleşti. Önemli olan o çalışmalar sürecinde “tasarım = design” sözcüğünü kazanmıştık.
O dersin hocası değerli Kemal Aran’dı. Bize çiziktirme olarak dört Anadolu bitki türü vermişti. Bunlar Aynalı Kavak (Populus), Bodur Dut (Morus), İğde (Eleagnus) ve Sumakdı (Rhus). Bu ağaçları bulup çiziktirilerini sınıfa getirecektik. Kavak kolaydı. Mahallede sürüyle vardı. En yakışıklısını bulup çizerdim. Bodur Dut çok sevilen, benim de iki yaşımdan sonra günlerimin geçtiği ağaçaltı sıkı gölgelikti. Fakültenin önünde hayranlıkla izlediğimiz bir dizi zaten vardı. Bizi kokusuyla mest eden iğde ağaçları da, hemen yanıbaşımızdaydı. Sumak ise bir sırdı. Sadece kebapçı kavanozundan tanelerini biliyordum. ODTÜ’nün ormanını Kemal Kurdaş ile birlikte yaratan Alaaddin Egemen’e gittim. Protokoldan hoşlanmazdı sadece “abi”ydi. Derdimi anlattım. Ayaklı bilgi bankası Alaaddin Abi “Dikmen Tepesi”ne git, bak, her yer sumak. Bu mevsimde salkımları da kurumuş olabilir, toplarsın” demişti. Defterimi alıp bir akşamüstü, önce otobüsle, sonra yayan tepeye vardım. Alaaddin Abi’nin tarifinden hemen tanıdım. Özellile bordo-kırmızı kurumuş salkımları sumak çalılarını ele veriyordu. Aradan yıllar geçince ben de oranın Çaldağı olduğunu öğrendim.
Ankara’da yeni yönetim uzun yıllar karikatürize edilen sanat ve anlamsızlaştırılan tarih açmazından kurtuldu. “29 Haziran 2019 tarihinde kurulan Ankara Kent Konseyi, kentin mekansal planlanması ve nitelikli yapılı çevreler kazanması konusunda kapsayıcı bir süreç yönetilmesini ve Ankara için çalışan ve üreten akademisyenlerin bilgi birikimleri ve deneyimlerinden etkin faydalanılmasını önemsemiştir. Bu anlamda, Aralık 2019’da konsey çatısı altında Ankara’da bulunan çeşitli üniversitelerden kırkı aşkın öğretim üyesinden oluşan Mimarlık Kültürü ve Planlama Çalışma Grubu kurulmuştur. Konsey ve çalışma grubu, akademik birikimin değerlendirilmesini olanaklı kılacak bir Akademik Danışma Kurulu teşkil edilmesini Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a önermiştir. Sn. Yavaş’ın olumlu görüşü ve daveti, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Dairesi Başkanlığı’nın girişimleri ve kolaylaştırılıcığı sonucunda 2020 yılının ikinci yarısında Ankara Büyükşehir Belediyesi Akademik Danışma Kurulu kurulmuştur.”
Bu yapılanma girişimi mimarlığın can damarı olan yarışma kültürüne derinlik, ciddiyet ve güven getiren bir Danışma Kurulu oldu. Bu kurulda Mehmet Tunçer, Lale Özgenel, Savaş Zafer Şahin Nuray Bayraktar, Ali Cengizkan, Aydan Balamir, Cana Bilsel , T. Elvan Altan, Güliz Bilgin Altınöz, Nilgül Karadeniz, Oğuz Yılmaz, yer almakta; hepsi bilinen, saygın akademisyen “Ankarasever”ler. Yarışmaları örgütleyen bu kurul “Sağlık Çalışanlarına Şükran ve Anma Mekanı Proje Yarışması, Ulus Modern Kültür ve Sanat Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması,
- Yıl Çarşısı ve Yakın Çevresi Fikir Projesi Yarışması” olmak üzere üç yarışmayı sonlandırdı.
Çaldağı Yarışması olarak da bilinen “2023 Cumhuriyet’in 100. Yılı Anıtı Fikir Projesi Yarışması” geçtiğimiz ay sonlandırıldı. Bu yarışma ender görülen bir katılım ve değerlendirme yapısına sahipti.
Sunay Akın, Ruşen Yalçın Keleş, Bekir Ödemiş, Hikmet Özdemir, Alev Erkmen Özhekim, Savaş Zafer Şahin, Mehmet Tunçer’in Danışman Jüri Üyeleri oldukları yarışmada, Ömer Selçuk Baz (Mimar), Osman Mete Demirbaş (Heykeltıraş), Adile Nejdet Jale Erzen (Sanat Tarihçisi), Oktan Nalbantoğlu (Peyzaj Mimarı), Suha Özkan, Jüri Başkanı (Mimar), Seval Şener (Heykeltıraş), Metin Yurdanur (Heykeltıraş), Asıl Jüri Üyeleri, Gaye Çulcuoğlu (Peyzaj Mimarı), Emre Erkal (Mimar), Mihrişah Bora Türkkan (Heykeltıraş), Zeki Kâmil Ülkenli (Şehir Plancısı), Yedek Jüri Üyeleri’ydiler. Mimarlar Nezih Burak Bican, Meryem Bulut Kahraman, Elif Cemre Çelikcan Yozçu Raportörlük görevini büyük bir başarı ile yürüttüler. Yardımcıları Burak Akdere ve Ahmet Emre Kaymak’dı. Görüldüğü gibi jüri tümüyle çok disiplinli ve deneyimli bir yapıya sahipti.
Çaldağı Ankara şehrine dışarıdan çok egemen konumu nedeni ile gerek çelik iletişim kuleleri, taş ocakları gibi ihtiyaçtan, gerekse de niteliksiz yapılaşma nedeni ile işgalden çok yaralanmış bir alan. Ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tarihi olarak bu anlamlı alana hakettiği onuru verme girişimi tüm takdirleri hak etmektedir.
Birinci Ödül olarak seçilen Kutlu İnanç Bal ve Hakan Evkaya projesi yıllar boyu tahrip edilmiş alanda yarattığı doğrusal yönelimi Anıtkabir’e odaklarken, iki koşut duvarla da bu yeni ve anlamlı ortamı dış etmenlerden soyutlamaktadır. Üçüncü Ödülü kazanan Halil Soysal Cirit projesi de benzer bir çözümü farklı mekan anlayışları içinde sunmaktadır. İkinci Ödül Cihan Sevindik, Sıddık Güvendi, projesi yepyeni bir süreklilik ve anısal ortamda bir rahatlık hatta deneyimsel bir gezginlik aramaktadır. Anıt olarak belirginleşen “D” biçimi devasa konsol ise belleklere kazınacak güçlü bir imge oluşturmaktadır.
Buraya sunulan birçok nitelikli düşünce, dergilerimizde daha kapsamlı olarak ele alınmalıdır. Kentsel ölçekte özenle heykel, doğal çevre ve kentsel tasarımın mimarlık tasarımı dilinde sunulduğu bu yarışmanın ciddi bir öğreti içeriği vardır.