Viyana’da Dar Gelirli Aileler İçin “Bahçeli Ev” Politikaları

Dr. Öğr. Üyesi Gamze Kaymak Heinz

“Yapı konusunda biçimselin, hoşa gidenin, güzel gözükenin veya alışılmışın dışında sansasyonel olanın ötesinde, başka bir şey daha vardır…” Margarete Schütte-Lihotzky (Friedl; 2005)

1665 yılında Viyana’ya seyahat etmiş olan Evliyâ Çelebi’ye göre “… bir satranç tahtasına benzeyen tarlaların evleklerinde öyle envaiçeşit çiçekler filizleniyordu ki; bunları, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde, Arabistan’da, İran’da, Polonya’da, Çek Ülkesi’nde ya da Rusya’da aramak boşuna olurdu” (Teply; 1975). O tarihten günümüze, endüstrileşme dahil, bir çok döneme tanıklık eden Viyana’yı günümüzde ziyaret eden her turist benzer bir gözlemi yapmaktadır; 2011-2014 yılları arasında kente gelen turistlerle yapılan anketlere göre seyahat tercihlerinde sanat etkinlikleri, tarihi ve turistik yerleri görme isteği baş rolü oynamışken, dönerken şehrin konumunun ve manzarasının, mimari yapılardan, tarihi ve turistik yerlerden, sanat ve kültürden daha fazla etki bıraktığı tespit edilmiştir (URL 1). Bu sonuçta, kentteki yapılaşma/yeşil alan oranının yarı yarıya olmasının (URL 2) etkili olduğu kuşkusuzdur.

Son yıllarda kent, geleneksel küçük bostan yerleşimlerinin bulunduğu yönlerde büyümüştür. Dolayısıyla bu yerleşimler günümüzde, hem rahat nefes alınabilecek “açık alanlar” olarak, hem de ekolojik dengeye katkı sağlayan “yeşil adalar” olarak şehir planlamasının önemli bir bileşenini oluşturmaktadır.

Avusturya’ya oldukça geç gelmiş olan, ‘küçük bostan’ geleneğinin orijinal fikri, 1860’lı yıllarda Almanya’nın Leipzig kentinde yaşamış olan Daniel Schreber’e aittir. Ortopedi uzmanı bir doktor olan Schreber, işçi çocuklarının sağlık durumlarının çok kötü olduğunu gözlemlemiş, yaklaşık 10-20 ailenin bir araya gelerek, şehir dışında bir otlak kiralamalarını, çocukları için bir oyun alanı ve çevresine de, akşamları ailelerin bir arada oturacakları barakalar yapmalarını önermiştir. Böylece işçi ailelerinin zamanlarını sefalet içindeki evlerinde harcamayacakları ve evin erkeğinin de akşamları kahvelerde vakit geçirmeyeceği koşulların yaratılmış olacağını düşünmüştür. Bu “küçük bostanlar” literatüre “Schrebergärten” olarak geçmiştir (Loos; 1997, Tschuppik; 2001).

Viyana’daki Küçük Bostanların Tarihi Gelişim Süreci

Viyana’da, küçük bostanları yaşam alanı olarak ilk defa, Viyana Doğal Sağlık Derneği’nin Başkanı August Bronnen önermiştir. 1904 yılında, bir yıl önce yaptığı Schrebergärten başvurusuna istinaden, Viyana dışındaki Purkersdorf yerleşiminde sağlık ideolojisinin beklentilerine uygun olan ilk bostanlar yapılmıştır (Auböck; 1983, Tschuppik; 2001). Bunu, 1911 yılında, Viyana Ormanları’nın uzak bir vadisinde (14. Bölge), “Viyana ve Çevresi İçin Schrebergarten Derneği” adıyla kurulan ve halen küçük bostan derneklerinin çatı organizasyonu olan ilk küçük bostan derneği Rosental’ın yapımı izlemiştir (Weihsmann; 2002). Daha sonra, sınır mahallelerden biri olan 22. bölge’de, ev hayvanları beslemeyi de programına alan küçük bostan yerleşimi kurulmuştur (Auböck; 1983). Zaman içinde sayıları giderek artan küçük bostanların bir çoğu Laaberg bölgesinde, Viyana Ormanı eteklerinde, 10., 20., 21., 22. ve 23. bölge gibi şehrin o zamanki sınırlarında yer almıştır.

Hukuki açıdan da uzun bir tarihçeye sahip olan küçük bostanlar, ilk defa 1929 yılında yapı yasasında anılarak imar planının bir parçası olmuştur (Tschuppik; 2001). Değişen sosyal çevre koşullarına bağlı olarak, uzun süre hafta sonu evi veya yazlık gibi dönüşümlerden geçerken, yasalar da bu değişimlere uyarlanmıştır; 1978 yılında küçük bostan yasası, 16 m2 veya 25 m2 yapı alanı ve farklı yüksekliklerle sınırlandırılmış iki bina türü öngörürken, 1985 yılındaki düzenlemeyle taban alanı 35 m2’ye yükseltilmiş, belirlenen mahya ve saçak yükseklikleriyle çeşitli çatı çözümleri geliştirme imkânı doğmuştur. Fakat asıl dönüm noktası 1992 yılında, küçük bostan yasasının öngördüğü ‘sezonluk’ kullanımın ötesine geçen, ‘tüm yıl oturum’ izni verilmesi ve 18.000’den fazla küçük bostan evinin bu kategoriye alınmasıyla gerçekleştirilmiştir (Tschuppik; 2001). Böylece, yeşil alanda oturma olanağının cazip, ekonomik bir alternatif olmasının yasal ve teknik koşulları yaratılmıştır.

1994 yılında, sürekli oturma iznine bağlı olarak, küçük bostan yasasındaki yapı alanı ve hacmi genişletilerek 50 m2 taban alanına izin verilmiş, 1996-98 yıllarındaki yasa değişiklikleriyle de yapı izni prosedürü kolaylaştırılmıştır (Hagmüller; 1998). Tüm yıl oturuma açılan küçük bostan evlerinin oranı, 2008 yılında, %80’i bulmuştur (Leskovar; 2012).

Belediye Başkanı Häupl (1998), Viyana’daki küçük bostan yerleşimlerinin, doğayı koruma ve kullanımın bir arada olabileceğinin bir kanıtı olduğunu vurgulamakta ve bu yerleşimlerin, halkın doğaya yakın bir gelecek istemesinin beyanı olarak görülmesi gerektiğini belirtmektedir.

Günümüzde Viyana’da 26.831 küçük bostan ve 247 küçük bostan derneği vardır (URL 3). Belediyenin mülkiyetinde olan bu alanlar, yasaların öngördüğü üzere, kâr amacı gütmeyen küçük bostan derneklerine bırakılmıştır. Belediye meclisinde bir başkanla temsil edilen bu dernekler, parsellerin kullanım hakkını kişilere süresiz olarak devretme yetkisine sahiptirler. Belediyelerde, alım-satımla ilgili her türlü işlemi yapmakla yükümlü küçük bostan birimi bulunur. Ancak Viyana Belediyesi, bostanların dağıtımında tarafsız olunması ve politik seçimle gelen belediye yönetiminin etkili olmaması gerekliliğine bağlı olarak, parsellerin dağıtımında etkili ve yetkili değildir. Küçük bostan yerleşimlerinde parsel edinmek için başvurular, söz konusu küçük bostan derneğine yazılı olarak yapılmaktadır. Derneklerde, sıra gelmesi yıllar sürebilecek bir başvuru listesi bulunmaktadır. Boş olan veya boşalan parsellerin müşterilere devredilmesi, ilgili derneğin sorumluluğunda olup, başvuranlar arasından bir kişiyi önerme yetkisi vardır (URL 4).

Güncel Yasal Düzenlemeler, Teknik Şartlar

Küçük bostan alanları, sürekli oturuma açılmadan önce Viyana Belediyesi tarafından su, kanal, enerji, çöp toplama gibi alt yapıya ve ulaşım ağına bağlantıları sağlanmaktadır. Küçük bostan yasası; kavramlar, imar durumu, arsa büyüklüğü, evin konumu, yolları, bahçenin ne kadar bir alanına ev yapılabileceği, inşaat yapımı ve ruhsatı ile ilgili konularda bilgilendirmektedir. Küçük bostan dernekleri ise, ev sahiplerini; komşu arsalara göre sınırları, bahçe düzeni, kullanımı, dikim ve bakımı, bitki koruma önlemleri, atıklar, tesisat, gürültü, yerleşim alanında sessiz olunması gereken zamanlar ve ev hayvanı bulundurmanın kuralları konusunda bilgilendirmektedirler (Hagmüller; 1998).

1995 yılında küçük bostan yasasında yapılan son değişikliklerle, maksimum 50 m2’lik bir taban alanı üzerinde teknolojik, ekonomik ve ekolojik çözümlerle, yeni tasarım denemelerinin de önü açılmıştır. Kısmen belediye tarafından da desteklenen akademik yayınlarla ve araştırmalarla kuramsal bilginin yanında modern ve ekolojik planlama örnekleri de tanıtılarak bilincin artırılmasına yardımcı olunmaktadır (Hagmüller; 1998, Tchuppik; 2001, Leskovar; 2012). Bu yapılarda işlevsellik, yalınlık ve mütevazilik ön plandadır. Belediyenin yapı biriminin dağıttığı broşürlerde, yeşil karakterinden dolayı yapıdaki ekolojik malzemelere ve güneş enerjisi kullanımına dikkat çekilmekte veya önerilmektedir: Yeni yapılan evlerin enerji kimliği belgesine sahip olması, tüm duvar ve döşemelerde kullanılan malzemelerin yapı fiziği uzmanları tarafından hesaplanmış olduğunu gösteren belgelerin projeyle birlikte yapı izni başvurusuna eklenmesi zorunludur. Isınma sistemi olarak sıcak hava pompaları ve solar tesisler tercih edilmekle beraber gaz türüne de izin verilmekte; ancak, sıvı ve hızar talaşı dahil, katı malzemelerin kullanılmasına izin verilmemektedir. Yapı direkt bir komşunun arsa sınırında değilse ve en az 2 m mesafede planlanmışsa yangına dayanıklılık konusunda özel bir istek olmamasına karşın, aksi durumda komşuya olan sınır duvarı yangına dayanıklı malzemeden ve penceresiz olarak, çatısı da yangın geçişini önleyecek malzemeyle yapılmalıdır. Viyana yapı yasasının, konutlardaki yaşam mekânlarının en az 2.50 m yüksekliğinde, iç kapıların 80/200 cm ölçülerinde, merdivenin minimum 1.00 m genişliğinde veya basamak yüksekliğinin en fazla 18 cm olması gibi kuralları küçük bostan evleri için zorunlu değildir.

Zemin Katta 50 m2’ye İzin Verilen Küçük Bostan Evleri

En az 10 m genişlikte olması gereken bahçenin büyüklüğü 250 m2’dir. Burada yapılacak evin taban alanı 50 m2’yi, bir diğer deyişle bahçe alanının %25’ini aşmamalıdır. Binanın en yüksek noktasının 5.50 m’ye, evin yer üstünde olan hacminin 265 m³’e kadar olmasına izin verilmektedir. Örtülü alanı, yapı alanının en fazla 1/4’i (50 x ¼ = 12.5 m2) ve büyüklüğü yapı alanının en fazla 2/3’si (50 x 2/3 = 33.33 m2) olan bir teras yapmak mümkündür. Balkonlar en fazla 1.20 m ve saçaklar en fazla 0.70 m genişlikte olabilir. Müştemilat binalarının yapımında en fazla 5 m2 alan ve 3 m yükseklik sınırları vardır ve bu alan ‘yapılı alan’ hesabına dahil edilmelidir. 2 m yüksekliğinde, 5 m2 alana sahip bir depo, hesaba dahil edilmeksizin yapılabilir (URL 5).

Örnek proje: Laaberg Küçük Bostan Evleri ve Hayvan Dostu Derneği’ne ait bir alanda, tabanı 50 m2’lik bahçeli ev.

Planlama ve yapım: 2014

Yer: Moselgasse Weg 7, 71 no’lu parsel, 1100 Viyana.

Tasarım: İnşaat işçisi ve kuaför olan dar gelirli, 2 çocuklu bir göçmen ailenin Viyana Belediyesi’nden satın almış olduğu parselde, tüm yıl kullanıma yönelik olarak tasarlanmıştır. Sınırlı ekonominin belirlediği tasarımda, küçük bostan yasasının izin verdiği kapasite; 50 m2 taban alanı, maksimum 5.50 m bina yüksekligi ve 265 m³ yapı hacmi, tümüyle değerlendirilmiştir.

Teknik veriler: Isınmada sıcak su ve hava pompası kullanımı öngörülmüştür; gelecekte güneş enerjisi kullanımı devreye girecektir. (Resim 1. a-h)

Zemin Katta 80 m2’ye İzin Verilen Bahçeli Evler

Viyana Belediyesi, imar planındaki yerleşim alanlarının bir kısmını ‘bahçeli yerleşim alanı’ olarak ithaf etmek yoluyla farklı bir ekonomik gruba hitap etmek olanağını da değerlendirmiştir. Küçük bostan yerleşim alanlarına göre aradaki fark, en az 500 m2 büyüklükte bir bahçe alanına sahip olması ve bu alanlarda 80 m2’lik yapı tabanına izin verilmesidir. Ortalama bina yüksekliği (yani cephenin uzantısının eğimli çatının üst yüzeyi ile kesiştiği nokta) en fazla 5.50 m olmalıdır. Binanın dış sınırlarını bu noktadan itibaren, 45°’lik bazı bölgelerde 25°’lik bir açı ile bina içine doğru yükselen tarzda geri çekilerek elde edilen kontur belirlemektedir. Çatının en yüksek noktası bina yüksekliğini en fazla 4.5 m aşabilir kuralı vardır. İmar planında her bölgeye göre farklılaştırılmış özel kurallar da bulunabilmektedir.

Örnek Proje: Altenberg Bahçeli Evler Yerleşimi’ndeki tabanda 80 m2’lik ev.

Planlama ve yapım: 2014

Yer: Rudolf Pöch Gasse 12 /9 no’lu parsel, 1140 Viyana.

Tasarım: Viyana’nın ‘tüm yıl oturulacak bahçeli ev’ tipi için geçerli yapı yasasının izin verdiği kapasite; 80 m2 taban alanı, maksimum 5.5 m bina yüksekligi ve 265 m³ yapı hacmi tümüyle kullanılmıştır. 2 çocuklu, akademisyen bir ailenin satın aldığı parselde, tüm yıl kullanıma yönelik olarak tasarlanmıştır (Resim 2. a-ı).

Viyana’nın Tarihi Bahçeli Sosyal Konutları

Viyana’da işçilerin barınma sorunu ve kötü koşullarda yaşamaları özel sektörün, liberal, kapitalist politikalarla kısa zamanda çok kazanma yaklaşımıyla, Gründerzeit zamanındaki düşük standartlı konut üretimlerine kadar uzanmaktadır (Weihsmann; 2002, Marchart; 1984). 1917 yılında Kral I.Karl tarafından çıkartılan ‘kiracı koruma yasası’ ile konut yapımı özel sektör için ekonomik cazibesini yitirmiş ve zaten kötü durumda olan konut üretiminin iyice gerilemesine neden olmuştur (Six; 2011, Marchart; 1984). Nitekim evsiz aileler, Birinci Dünya Savaşı’nın getirdiği büyük kıtlığın da eklenmesiyle, şehre yakın ormanlarda elde ettikleri boş alanları işgal ederek ilk yerleşimleri kurmuş, bahçeli sosyal konut hareketini hayata geçirmişlerdir (Weihsmann; 2002, Stuiber; 2010, Six; 2011). Viyana Belediyesi, 1919 yılındaki bir protesto mitingi sonucu, çoğunluğu Belediye ve Orman Bakanlığı’na ait olan arazileri kiralayarak, yerleşimleri yasallaştırmış, ucuz yapı malzemesi yardımıyla son derece mütevazı evlerin yapımını da desteklemiştir. Belediye meclisi, şehir sınırındaki ormanlık ve kırsal alanlarda plansız ve denetimsiz gelişen yerleşimleri mümkün olduğunca kontrol altına alabilmek amacıyla, 1921 yılında, bazı kenar mahalleleri kamu yararına, ‘sosyal konut yerleşimleri’ne adamıştır (Weihsmann; 2002). Yoksullar için yapılacak 64.000 yeni konutun yaklaşık %10’unun bahçeli sosyal konut olması kararı alınmıştır (Friedl; 2005, Marchart; 1984). Aynı yıl belediyede, 15.000 civarında ‘sıra ev’in yapımı için, bahçeli sosyal konut yerleşimleri birimi kurulmuştur (Six; 2011). Bu birimin başkanlığına, 1923 yılında, Adolf Loos getirilmiştir (Stuiber; 2010). Loos, “kan akıtılmayan bir insanlık hareketi ve insanî bir sonuç” olarak gördüğü bu hareketi desteklemiş ve Schreber bahçeciliğinin geçici bir durum olmadığını, doğanın ve doğaya kaçışın gelecekte de insanın gerçek mutluluğu arayışının merkezi olacağını belirtmiştir (Loos; 1997).

Stuiber’e (2010) göre Loos, bahçeli sosyal konut hareketinde, barınma ve beslenmenin ötesinde, kendi kendine yeten ‘yeni’ insanlar yaratmanın bir, belki de tek olanağını görmekteydi: Bu çözümün insana, akşamları ve hafta sonu bahçe işleriyle uğraşarak fabrikanın ondan çalmış olduğu ‘insan olma’yı geri getirecek eşsiz bir fırsat sunduğunu düşünmekteydi. Ayrıca bahçeli sosyal konut hareketi, uygarlığın başka bir sorunlu gelişimi olan şehir ve kır arasındaki ayırımı da düzeltebilirdi. Doğa ana, ‘kökünden koparılmış’ şehir sakinlerine geri verilmeliydi. Achleitner (1995) bu yaklaşımda, modern mimarinin bakış açısını tespit etmenin mümkün olduğunu belirtir.

Böylece bahçeli sosyal konut hareketi, Schrebergarten ve küçük bostan yerleşimlerinden doğmuş (Auböck; 1983), belediyenin ve yenilikçi mimarların yardımıyla hayata geçirilmiştir (Six; 2011). Peter Behrens, Josef Hoffmann, Oskar Strnad, Josef Frank, Ernst Arnold Egli gibi zamanın meşhur mimarları ve sözleşmeli çalışan Hugo Mayer, Margarethe Lihotzky, Karl Krist ve George Karau, Loos’un danışmanlığında Viyana için bir ‘Mimarlık ve Çevre Planı’ yapmakla görevlendirilmişlerdir (Weihsmann; 2002).

Loos (1997, 1983), Viyana’nın ‘bahçeli sosyal konut yerleşiminin baş mimari’ olarak, bahçelerin kullanımı ve parsellerin devredilmesiyle ilgili ölçütler geliştirmiş, bir çok zihinsel mesleğin insanları bahçe işleri yapamaz hale getirdiğini, bu nedenle sadece bahçıvanlık yeteneğini kanıtlamış olanların bir bahçeye sahip olmaları şartı koyduğunu bildirmiştir. Bahçeli ev önerisinde, bahçe evden daha önemlidir (Loos; 1983). Bostan alanı, tek kişinin ekebileceği, 200 m2 ile sınırlandırılmalı, yılda yaklaşık on kez hasat elde edilmelidir. Loos’a (1997) göre süs bahçesi müsrifliktir ve anti sosyal bir şeydir. Gölgesini isteyene değil, genellikle onun komşusuna veren ‘anti sosyal’ bir varlık olan ağacın da bahçede işi yoktur. Bu nedenle sadece meyve ağacı dikilmeli ve rüzgârın toprağı kurutmaması için bahçe, bir duvarla çevrilmelidir. Sulu tuvalet yerine, evin dışına kuru tuvalet yapılmalı ve dışkı, evin tüm atık maddeleri gibi bahçede gübre olarak kullanılmalıdır. Banyo olanağı pahalı bir çözümdür ve yıkanma işlemi lavaboda yapılmalıdır.

Weihsmann (2002) ve Marchart (1984), 1919 yılında Viyana’daki evlerin %92’isinde tuvaletin ve %95’inde su tesisatının olmadığını belirtirler. Weihsmann (2002) o dönemde halk arasında oturma odası ile yatak odası arasında ayrım yapılmadığını belirtmektedir. Halbuki Loos (1997), uyku ve yaşama alanını kesin bir şekilde ayırmaktaydı. O’na göre alt kat, üst kattan daha önemliydi; bu nedenle üst katın yüksek olması gerekmiyordu. Yatak odasının oturmaya olanak vermesi de dejenere bir olaydı. Zemin kat ile birinci kat arasındaki döşeme kalın olmak zorunda değildi; sadece ahşap kirişler üzerine çivilenmiş üç santimetre kalınlığındaki tahtalar yeterliydi. Yukarıdan gelecek ayak sesleri sorun değil, hatta insanın, “Bu babamdır, yatağa gidiyor veya ayağa kalkıyor” diyebileceği, sevindirici bir olaydı. Oturma odası ve mutfağın aynı mekânda olmasını tercih eden Loos (1997), bunu kabul ettirmek için tutkuyla, ailenin ateşin etrafında toplanmaktan hoşlanacağını, böylece aile hayatının kalitesinin yükseleceğini anlatmıştır. Koku sorununa işaret edenler; ‘kokmayacak bir şekilde pişirmenin iyi olacağını’, birçok ‘kültürlü’ çevrede yemeğin masasının yanında pişirildiğini belirtmiştir. Mutfağa ek olarak bir de bulaşık ve sebze yıkama mutfağı gerektiğini, Ortaçağ’a özgü, evin maliyetini artıran bodrum katın da gereksiz olduğunu savunmuştur.

Loos, kendi Amerika deneyimlerini mimari görüşleriyle ve önemli bir ölçüde de çekirdek aile yaşamını temel alan sosyal romantizmle birleştirerek idealize etmiştir (Stuiber; 2010). İngiliz ve Amerikalıların sıra ve müstakil evlerini överek, kendi evini başkalarıyla paylaşmak zorunda olmamanın insanın temel gereksinimi olduğunu, bu yerleşimlerde kadınların ‘birbirlerini eleştirecek veya gıpta edecek’ hiç bir fırsatı olmaması gerektiğini savunmuştur. “Mutlu olmak isteyenin karşısında kimse olmamalıdır” görüşünü savunan Loos, yolun sadece tek tarafına dizili sıra evler planlamıştır (Altmann-Loos; 1968).

Yasal olarak ilk defa 2.60 m kat yüksekliği, masif duvarlar yerine hafif konstrüksiyon, dolgusuz, altı açık tavan ve döşemeler, sıvası olmayan ahşap merdivenler, kuru tuvaletler, bahçe duvarları ve taş yerine çakıl döşenmiş bahçe yollarının yapımına izin verilmiştir (Weihsmann; 2002).

Viyana’nın ‘bahçeli sosyal konut hareketi’nin mükemmel bir örneği olarak kabul edilen Heuberg yerleşiminin tasarımına, imar planını da hazırlamış olan Loos (Weihsmann; 2002), diğer 15 mimarla birlikte davet edilmiştir (Achleitner; 1995). Proje, kâr amacı gütmeyen “Heuberg Yerleşimi Kooperatifi” ve Viyana Belediyesi tarafından, 129 birimli “Batı Viyana” ve 40 birimli “Heuberg” yerleşimi olmak üzere eş zamanlı ve komşu iki yapı grubu olarak inşa edilmiştir (Six; 2011). Yerleşimin başlıca özelliği, beslenmeye yardımcı olan bostanlardır (Hautmann ve Hautmann; 1980, Weihsmann; 2002, Zednicek; 2009). Tabanda 36-40 m2 ile sınırlandırılan, Loos (1983) patentli tek duvarlı evleri, ortak taşıyıcı prefabrik bir duvar ayırmaktadır. Temelsiz ve masif olmayan ayırıcı duvarları, piyasada rahat bulunabilen 5.5 m uzunluğundaki ahşap kalaslarla ve tahtalarla kurulmuş bir ızgara sistemi birleştirmektedir. Tavanın taşıyıcı ahşap kirişleri, evleri ayıran bölme duvarlarına oturtulmakta, iki katlı evin padavralanmış köknar ya da ladin kaplamalı sokak ve bahçe cepheleri statik olarak bu döşemelere bağlanmaktadır (Hautmann ve Hautmann; 1980, Weihsmann; 2002, Zednicek; 2009). Ev sahipleri tarafından, minimum malzemeyle gerçekleştirilebilecek bir tasarıma sahip olan evlerin planı bahçe yönünde gelişime açıktır (Achleitner; 1995, Stuiber; 2010). ‘Tek duvarlı ev’ sistemi, sadece malzeme açısından değil, vasıfsız işçiler tarafından yapılabilir olmasıyla, iş gücü açısından da ekonomiktir (Tschuppik; 2001). Heuberg yerleşimi, işçilerin kendi evlerinin inşaatında çalışmaları koşulunun gerçekleştirildiği tek projedir (Weihsmann, 2002). Ortak taşıyıcı duvar ve prefabrik inşaat gibi yenilikçi inşaat yöntemlerine rağmen, Heuberg yerleşiminin, özel bir malzeme rayının döşenmesini gerektiren ve ekstra maliyete neden olan, dağlık topoğrafya koşullarından dolayı, ev sahiplerinden beklenen 2.000 saat kişisel katkıları 3.000 saate yükseltilmiştir (Six; 2011). Kullanıcısı tarafından daha sonra geliştirilebilecek evleri devlet ‘çekirdek ev’ kredisi ile desteklemiştir (Tschuppik; 2001). Böylece yapı masraflarının %15’i ev sahipleri, %40’ı kooperatif ve geri kalanı da belediye tarafından sağlanmıştır (Weihsmann; 2002).

1921 yılında, Viyana Belediye Meclisi yıllık 5000 konut biriminin yapılması kararı almıştır. Bu kararla ortaya, konutların kiralık toplu konut mu, yoksa ‘bahçeli sosyal konut’ mu olacağı sorusu çıkmış ve karar, büyük avlulu, çok katlı toplu konutları savunanların lehine verilmiştir (Marchart; 1984).

Weihsmann’a (2002) göre bu kararın yorumu günümüzde, bahçeli sosyal konutların iş ve inşaat sektörünün alt yapı ve bütçe sınırlarını zorlamasından, sosyal demokrat parti tabanındaki baskının artmasıyla, oy kaybetmemek için sırf ideolojik nedenlerle, insancıl ‘bahçe şehir modelleri’nin, reddedilmiş olmasına kadar çok farklı yönlerde yapılmaktadır. Hatta bazı politikacılar, bu tarz yerleşimin sosyalist olmaktan çok küçük burjuvavari bir karakteri olduğunu ileri sürmüşlerdir. Böylece, Viyana’nın o zamanki politik eğiliminin etkisiyle, ‘sosyal konut tipi’ni çok katlı apartmanlardan oluşan anıtsal ‘belediye evleri’ kazanmış ve inşaat sektörüne hakim olmuştur. Bu tipin en meşhur örneği, 1927-1930 yıllarında yapılmış olan, 1325 konutlu, Karl-Marx-Hof’tur (Weihsmann; 2002). İşçiler için villalar yapmayı tercih eden Loos, hayal kırıklığına uğramış ve “İnsanları partiye oy versinler diye üst üste istifliyorlar” diyerek (Stuiber; 2010) 1924 yılında istifa etmiştir (Sarnitz; 2003).

Loos, minimum orta sınıf yaşam standartlarının gerçekleştirilmesine önem verdiği ideal bir çevreyi önerirken, bunun ancak ekonomik olması halinde gerçekleşebileceğini düşünmüş, bu nedenle, hijyen konusundaki yapılanmaları minimuma indirgemiştir. Halbuki Loos bir konuşmasında; “Bir halkın kültürünün yıkanma ve tuvalet olanaklarından anlaşıldığını” belirtmiştir (Loos; 1921). Zaten onun tasarladığı, gelişime açık plan tipi ileride bu mekânların eklenmesine elverişli yapıdadır. Fakat diğer taraftan evlerin boyutları ve yapım tarzları, kısa sürede değişiklikler yapılmasına neden olmuş ve 1960’lı yıllarda bir çoğunun yıkımıyla sonuçlanmıştır (Achleitner; 1995). Yenileme ve genişleme işlemleri sırasında, kat planlarında bilinçsizce yapılan değişiklikler sadece evlerin özgün halini değil, yerleşimin görünümünü de bozmuştur (Weihsmann; 2002). Günümüzde bir çoğunda ön bahçeler otopark olarak kullanılmaktadır (Hautmann ve Hautmann; 1980, Weihsmann; 2002, Zednicek; 2009). 40 birimden sadece birkaç tanesinin kısmen korunabildiği evler son yıllarda yenilenmiş, yer yer ahşap kaplamanın yerini almış olan eternit kaplamalar değiştirilmiş, hafif eğimli düz çatılar izole edilmiştir (URL6).

Örnek Proje: Röntgengasse 49, ‘Heuberg bahçeli sosyal konut yerleşimi’.

Yeniden Planlama: 2014

Yer: 1170 Viyana, Röntgengasse 49, ‘Heuberg bahçeli sosyal konut yerleşimi’.

Planlama: Viyana’nın günümüzde tercih edilen bir bölgesinde olan ve ‘Loos yerleşimi’ olarak da anılan sıra evler yerleşiminin bir birimini, ailesi de aynı yerleşimde yaşayan genç kullanıcının devralabilmesi, başvurusundan 8 yıl sonra, eski kullanıcısının ölümüyle gerçekleşmiştir. Ömür boyu oturma hakkı olan kullanıcı, bu hakkı çocuklarına devredebilmektedir, fakat satma hakkına sahip değildir. Oldukça ‘düşük standartlı’ evin yeni planlamasında, mevcut yasalara göre sokak cephesi görünüm olarak değiştirilmemek koşuluyla, arka tarafta ek ve cephede değişiklik yapılmıştır. Üst katta 1.20 m olan parapet yükseklikleri 85 cm’ye indirilerek pencereler büyütülmüştür. Evin cepheleri ve çatısı dahil dış cephesinin yenilenme masraflarını kooperatif üstlenmektedir. Diğer yapım masrafları kullanıcıya ait olmakla beraber, bu yapım için devletten ucuz kredi ile destek alma olanağı vardır.

Viyana’nın ‘normal’ konut yasasında 60 cm kapı genişliği ve 1.50 m2’nin altında alanı olan bu tuvaleti yapmak mümkün değildir; fakat, burada müstesnadır. Arka yönde yemek odası olarak da kullanılabilecek yaklaşık 9 m2 büyüklüğünde bir veranda eklenmiştir. Oturma odasında orjinalinde de var olan ocak, şömine olarak yeniden yapılacak ve ısıtma bu sayede olacaktır. Üst kattaki odalardan biri, alt ve üst kattaki tuvaletlerin üst üste olmasına dikkat edilerek, ‘teşkilatlı’ bir banyoya dönüştürülmüştür. Merdivenin üstünde yüksekliğin elverdiği bir alan gömme dolap olarak kazanılmıştır. Yerleşimdeki diğer örnekleri gibi, bu kullanıcı da evin ön bahçesini otopark olarak kullanacaktır; bunun için toprak seviyesi 25 cm’e kadar indirilmiş ve bir sürme kapı planlanmıştır (Res. 3. a-f, Res. 4).

Son yıllarda Viyana’nın kentsel görüntüsü bir çok noktada değişmiştir. Hem kent sınırlarında, hem de giderek artan bir şekilde kentin yoğun yapılanmış yerleşim bölgelerinde yapılan evler ve ofislerle yeni yerleşimler oluşmuştur. Şehir planlama uzmanlarının baş hedeflerinin ‘yaşam kalitesinin korunması, geliştirilmesi, düzenli bir kentsel gelişimi garanti altına alarak, gelecek nesillere sağlıklı bir çevre bırakılmasını sağlamak’ olarak tanımlandığı Viyana’da, ‘küçük bostan yerleşimleri’ şehrin karakteristik bir parçası olmaya devam etmekte, ‘yeşil alanda barınma’ olanağı hem belediye yönetimi hem de kullanıcılar için önemini sürdürmektedir. Yeni yapılan evler Schrebergarten geleneğini, farklı bir işlevle de olsa, devam ettirmektedirler. Bu alanların klasik bir yapı arsası değil, tam tersine yapı yapma olanağı bulunan bir ‘yeşil alan’ olduğu prensibi geçerliliğini korumaktadır.

Küçük bostan konutlarındaki tüm sezon oturma olanağıyla, yeni bir oturma imkânı sağlanmasının ötesinde, konut piyasasında rahatlamaya katkı sağlamıştır. Bu yerleşimler, bir yandan şehrin yoğun inşa edilmiş bölgelerinin taş-kent görünümüne karşı ekolojik bir denge oluşturmakta, diğer yandan da, bireylerin hem doğaya yakın olma, hem de sosyal bir çevrede çok yönlü ilişkiler kurarak ortak bir yaşam deneyimi edinmelerini sağlamaları konusunda, Viyana’nın şehir kültürüne ‘yapısal olarak’ katkıda bulunmaktadırlar.

Kaynaklar

  • Achleitner, F.; Österreichische Architektur im 20. Jahrhundert. Ein Führer in vier Bänden Band III/2. Wien 13.- 18. Bezirk, Residenz Verlag, Salzburg-Viyana, 1995.
  • Altman-Loos, E.; Adolf Loos. Der Mensch, Adolf Opel (ed.), Viyana, Münih, 1968.
  • Auböck, M.; Im Garten. Schrebergärten in Wien; Korrektur und Gegenwelt. In Stadtbuch 1/1983, Falter Verlag, Viyana, 1983.
  • Friedl, E.; Nie erlag ich seiner Persönlichkeit… Margarethe Schütte-Lihotzky und Adolf Loos, Feministische Theorie Band 47, Milena Verlag, Viyana, 2005.
  • Hagmüller, R.; Kleingartenwohnhaus. Im Auftrag des Magistrates der Stadt Wien Magistratsabteilung 19; Beiträge zur Stadtforschung, Stadtentwicklung und Stadtgestaltung, Band 63, Agens Werk – Geyer + Reisser, Viyana, 1998.
  • Häupl, M.; Vorwort, in; Kleingartenwohnhaus. Hagmüller Roland Im Auftrag des Magistrates der Stadt Wien Magistratsabteilung 19; Beiträge zur Stadtforschung, Stadtentwicklung und Stadtgestaltung, Band 63, Agens Werk – Geyer + Reisser, Viyana, 1998.
  • Hautmann, H.; Hautmann, R.; Die Gemeindebauten des Roten Wien (1919–1934), Schönbrunn Verlag, Viyana, 1980.
  • Leskovar, B.; Kleingärten, rechtliche und steuerliche Aspekte der Übertragung. Yayınlanmamış Master Tezi, Continuing Education Center, Viyana Teknik Üniversitesi, 2012.
  • Loos, A.; ‘Die Plumber’, ‘neue Freie Presse’, 17. Juli 1898, içinde; Ins Leere gesprochen2, (1897-1900), Adolf Opel (ed.), Georg Prachner Verlag, Viyana, s.101-107, 1921.
  • Loos, A.; ‘Regeln für die Siedlung‘ ve ‘Das Haus mit einer Mauer. Patentbeschreibung, 11. Februar 1921’, içinde; Die Potemkinsche Stadt. Verschollene Schriften (1897-1933), Adolf Opel (ed.), Georg Prachner Verlag, Viyana, s.178-179 ve s.180-184, 1983.
  • Loos, A.; ‘Der Tag der Siedler’ ve ‘Die moderne Siedlung’, içinde; Trotzdem2. Gesammelte Schriften 1900-1930. Adolf Opel (ed.). Brenner Verlag, Innsbruck, s.161-164 ve s.183-206. 1997.
  • Marchart, P.; Wohnbau in Wien 1923-1983. Compress, Viyana, 1984.
  • Sarnitz A., Loos; Adolf Loos (1870-1933), Architekt, Kulturkritiker, Dandy, Taschen GesmbH, Köln, 2003.
  • Six, K. M.; Soziale Wohnbau Wien – Partizipation als Auswirkung veränderter Wohnbedürfnisse, bitirme tezi, Sanat Tarihi, Tarihi Yapı Araştırma ve Koruma Enstitüsü, Mimarlık ve Çevre Planlama Fakültesi, Viyana Teknik Üniversite’si, 2011.
  • Stuiber, P.; Maßgeschneidert modern Adolf Loos. Metroverlag, Viyana, 2010.
  • Teply, K.; Die Bausage des Neugebäudes in Wien. Eine Wiener Volkssage türkischen Ursprungs. Sonderdruck Österreichische Zeitschrift für Volkskunde. Band 29/78, Viyana, 1975.
  • Tschuppik, W.-M.; Wege zur Architektur im Kleingarten; Strategien der Gestaltung baulicher Strukturen im Wiener Widmungsgebiet ‘Eklw’, yayınlanmamış doktora tezi, Viyana Teknik Üniversite’si, Çevre Planlama ve Tasarım Enstitüsü, 2001.
  • Weihsmann, H.; Das Rote Wien. Sozialdemokratische Architektur und Kommunalpolitik 1919-1934, Promedia Druck- ve Verlagsges.m.b.H, Viyana, 2002.
  • URL 1, file;///C;/Users/Admin/Downloads/T-MonA_2011-2014_entgeltlicheUnterkuenfte_Wien.pdf, https;//b2b.wien.info/de/statistik/marktforschung/gaestebefragung
  • URL 2, https://www.wien.gv.at/umweltschutz/umweltgut/oeffentlich.html
  • URL 3, http://www.kleingaertner.at/wir/vereine/ver_wien.html
  • URL 4, http://www.wien.gv.at/verwaltung/grundstuecke/kleingaerten.html
  • URL 5, https://www.wien.gv.at/recht/landesrecht-wien/rechtsvorschriften/html/b2400000.html
  • URL 6, http://de.wikipedia.org/wiki/Liste_der_denkmalgesch%C3%BCtzten_Objekte_in_Wien/Hernals,
  • Zednicek, W.; Architektur des Roten Wien. Grasl Druck ve Neue Medien, Bad Vöslau, 2009.

Resim Kaynakları:

Resim 1-3; tasarım ve çizim G. Kaymak Heinz, yayına hazırlayan M. Sargın.

Resim 4; Gamze Kaymak Heinz.