Üsküdar’a Meydan Sinan’a Anıt-2

Prof. Dr. İhsan Bilgin

Geçen yazımda bıraktığım yerden devam edip Mimar Sinan Türbesi’nin de bulunduğu Süleymaniye Külliyesi’ni Alpaslan Ataman’ın “Bir Göz Yapıdan Külliyeye” kitabının kılavuzluğunda okuyalım. Sırayla:

1. Kamusal merkez külliye, mevcut yollara teğet/paralel (ortogonal) prensiplerle yerleşir.

2. Süleymaniye gibi İstanbul anıtı bir yerleşmeye röper oluşturacak bir mahalle yolu şebekesi olamayacağına göre, Süleymaniye Külliyesi yol röperi sistemini de kendi kurmuştur.

3. Külliye, saray için ayrılmış imarlı alanla çevrili büyük boşluğun bir bölümüne yerleşirken devasa külliyeyi inşa edecek taş malzemenin toplam hacmi başlıca kriter olmalıdır.

4. İstiflenecek taş hesabından türeyen taban alanı büyüklüğü her şey değil. Bir de o büyüklüğün geometrisi, yani şekli var ki Ataman’a göre külliye gibi çetrefil kurmacaların başlangıç noktası da zaten o ortogonal geometri.

5. Diğer kural, yola bitişen farklı işlevsel birimlerin ortalarında bir avlu bırakarak Ataman’ın “göz” olarak adlandırdığı birimlerin onun etrafına dizilmesidir. Süleymaniye’de ana yol dikdörtgeni, o işlevsel birimlerin ortalama derinliği esas alınarak bir bant ile kuşatılmış ve o bantın içi, ağırlığı medrese olan işlevsel birimlerin yan yana dizilmesiyle doldurulmuştur.

6. Külliyeyi sınırlayan bir faktör de arazinin topoğrafik eşikleridir.Yani arazinin eğimi. Burası o malum yedi tepeden biri olduğuna göre külliyenin en iri bileşeni olarak cami tabanı aynı zamanda da bir teraslamanın (yeryüzü düzlemenin) başlangıcı olacaktır. Haliç’e meyleden yamacın eşiği ile Unkapanı vadi tabanına meyleden daha yumuşak eğimli yamacın eşiği. Diğer kenarların da dik açılarla belirlenmesiyle artık mahalle ölçekli yolların cami avlusunu sınırlayan teğet omurga yol dörtgeniyle buluşması mümkün hale gelmiştir. Külliyeye komşu iki de önemli bina bulunmaktadır. Bunlardan ilki külliyenin yerleştiği saray alanında eski evvel medresesiyle sıbyan mektebi köşesinde sarayın kapısının da bulunduğu hattır. Bu hattın çapraz köşegeninde Tabhane’nin yanındaki kavşakta ise uzun süre yeniçeri ağalığı bulunmuş, yeniçeriliğin kaldırılmasından sonra buraya Şeyhülislamlık yerleşmiştir (şimdi Diyanet).

7. Topoğrafik eşikler ise Bimarhane’nin arka köşesiyle Rabi-Salis medrese çiftinin Haliç’e yaklaşan kenarıdır.

8. Böylelikle cami ve avlusunu saran yolların çevresindeki bandın içine yerleşmiş bir külliye olarak Süleymaniye, tarihi yarımadanın odağına yerleşmiştir.

9. Sinan haziresi külliye hayratı dükkan dizisiyle başlayıp, Rabi ve Salis medrese çiftinin ön duvarıyla devam ederek Tabhane’nin olduğu kavşakla biten uzun kenarın kavşakla buluştuğu dar üçgen alan, avlular etrafında konumlanarak şekillenmiş bu yerleşmenin artık alanıdır. Külliyenin rutin programındaki işlevler diziliş mantıklarıyla bu daralan üçgeni içerememiştir ki Sinan tam da bu nedenle kendi haziresi için bu dar üçgen alanı seçmiş olmalıdır. Külliyenin asli programlarından rol çalmadan, geometrilerini eğip-bükmeden yerleşmeye nüfuz etmek için en uygun yerdir kıyı-köşedeki bu artık alan. Zaten o hazirenin sembolik elemanı sebilin yapımı da sonraya ertelenmiştir ve Ataman’ın varsayımını doğrulayan ilginç olgu, bu dar alanın düzeninin de ortogonal prensiplerle şekillenmiş olmasıdır. Sinan’ın kubbeleri tavanına gömülmüş türbesiyle eşi Gülruh Hatun ve torunu Çelebi’nin mezarları ortogonal düzenle yerleşmiş, çok sonra buraya defnedilen milli mimari dönemi mimarı Ali Talat Bey’in kabri de bu düzeni esas almıştır. Sinan’ın türbesi, altı ayaklı sade bir baldakendir. Kalın tavanı içinde iki kubbe barındırmaktadır. Saçaklı kubbesiyle çokgen sebil bu üçgenin sivri köşesine yerleşmiştir.

10. Cami tabanının teraslanıp düzlenmesi, bu anıtsal programı ortogonal prensiple yerleştirmeye yetmediğinden cami zemini düzlemini genişletmeliyiz. Onlarca külliye yapmanın deneyimiyle ortak bir kısa kenar ölçüsü saptayıp camiyi sınırlayan omurga yol dörtgenini şişirecek bir hat çiziyoruz. Bu hat, önü ana yollara yaslanmış birimlerin arka sınırını belirleyecek.

11. O zaman, kaldı iş Ataman’ın vurguladığı diğer prensiplerden avlulu cetvel düzenine. Birimlerin iç düzeni mümkünse bir açık avlu etrafını dolanan revakla şekillenecektir ki revaka yaslanan altbirimler arası sirkülasyon kolaylaşsın.

12. Diğer prensip olan cetvel düzeni, tekrarlayan birimlerin yan yana dizilmesi demektir ve programın en çok yer kaplayan medreseleriyle Bimarhane, Tabhane gibi bileşenleri cami avlusunu saran omurga dörtgenin çevresini saran bandın içine yan yana dizilerek yerleşmiştir. Yükseklik eşiği diye zikrettiğim Bimarhane ile Rabi, Salis medreselerine de genişleme bandının o çapraz köşeleri düşmüştür.

13. Bant içindeki sıralamayı da o bandın bitiştiği kenarlarla temas ettiği eski sarayın merkezi devlete ait binalarıyla mahalle dokusu belirliyordu.

14. Artık sistemin minyon bileşeni Mimar Sinan Türbesi’ne geçip sonra da Süleyman Türbesi’yle karşılaştırabiliriz.