Studio Vertebra, The Plan Award 2018’in Kısa Listesinde…

Studio Vertebra tasarımı Volume İstanbul,mimarlık dünyasının en prestijli yayınlarından İtalya merkezli The Plan Magazine tarafından düzenlenen The Plan Award 2018’de, ‘’Mixed Use / Future’’ kategorisinde kısa listeye kaldı. Dinamik ve akışkan tasarımıyla dikkat çeken Volume İstanbul, dünyanın birçok ülkesinden çok sayıda mimari ve iç mimari projenin toplam 22 kategoride yarıştığı The Plan Award 2018’de “Mixed Use / Future” kategorisinde kısa listeye kalan on projeden biri olma başarısını gösterdi.

Studio Vertebra tasarımı Volume İstanbul, mimarlık dünyasının en önemli yayınlarından İtalya merkezli The Plan Magazine tarafından düzenlenen The Plan Award 2018’de, “Mixed Use / Future” kategorisinde dünya çapında seçilen on projeden biri olarak kısa listeye adını yazdırdı. Bu yıl dünyanın farklı ülkelerinden başvuran çok sayıda proje ile toplam 22 kategoride düzenlenen organizasyonun ödülleri, Uluslararası Perspektif Mimarlık Forumu (International Perspective Architecture Forum) 2018’in bir parçası olarak düzenlenecek ödül töreninde sahiplerini bulacak.

Studio Vertebra’nın Kurtköy’de tasarladığı Volume İstanbul, Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakın olması sebebiyle ofis yapılarının yoğunlaştığı bir bölgede konumlanıyor. Komşu olduğu aynı işleve sahip yapıların önüne geçen, rekabetçi bir yaklaşımla tasarlanan projenin “hava mania” bölgesinde bulunması, farklı kotlara sahip bir arsada konumlanması, modüler bölünebilir kiralama alanlarının talep edilmesi gibi faktörler en önemli tasarım kriterleri olarak ele alınmış.

Yükseklik kurgusu, arsanın havalimanı hattı üzerinde yer almasından dolayı tasarımda etkin rol oynamış. Yapının asimetrik parçalara sahip olacak şekilde tasarlanması, Studio Vertebra’nın diyagonal bir hat olan yükseklik limitini maksimum kullanmasını sağlamış. Modüler sistem çözümleriyle tasarlanan projede, aksların şaşırtılması ile kütle hareketliliği sağlanarak dinamik bir yapılaşma elde edilmiş. Bu esneklik, satış ve kiralama gibi süreçleri kolaylaştırarak günün ihtiyaçlarına göre şekillenebilecek bir ofis yapısı oluşmasını sağlamış.

Giriş avlusunda vurgulanan peyzaj alanının üst katlardaki teraslara taşınmasıyla, yapının nefes alması sağlanmış. Kapalı cam kutu plazalar yerine, dışarıyla etkileşimi cesaretlendiren özel teraslar ve yeşil avluya sahip bir ofis projesi olan Volume İstanbul, giriş aksında yer alan avlunun hizmet ettiği tüm birimlere doğal aydınlatma ve iklimlendirme olanakları sağlamasıyla da öne çıkıyor.

Bölgede kentsel ölçekte bir meydan bulunmadığından, Studio Vertebra vaziyet planında yapıyı geri çekerek ana caddedeki hareketliliği içeriye çekmeyi amaçlamış. Bu sayede çevresiyle dinamik ilişki kuran bir meydan tasarlamış. Buluşma, kesişme noktası olarak kurgulanan meydan; kendine çekeceği insan trafiği sayesinde, çevresindeki ticari birimlere fayda sağlıyor. Studio Vertebra, böylelikle proje/kent ilişkisinde çift taraflı fayda sunan bir tasarıma imza atmış.

Tüm bu referanslardan beslenerek şekillenen Volume İstanbul; şehirle diyaloğunu doğru kurmuş bir proje olarak hayata geçiyor.