Sırbistan Kraljevo’da Bir Dönüşüm Uygulaması

Dr. Öğr. Üyesi Gülferah Çorapçıoğlu
Y. Mimar Serap Bilgen

Mekansal dönüşüm; kullanım değerini sürdüren ancak işlevini yitirmiş mevcut mimari ürünlerin farklı yeni işlevler ile dönüştürülerek kullanılması eylemini ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım, çevre sorunlarını azaltmayı ve ekosistemleri korumayı amaçlayan “kentsel sürdürülebilirliğe katkı” ana başlığı altında farklı alt bileşenleri barındırmakta, böylece dönüştürülen mekanın sahip olduğu değerlere bağlı olarak çeşitli yarar-değerlerinin açığa çıkmasını sağlamaktadır. Tapan (2016), bilinçli bir değerlendirmede bir mimari ürünün tüm “yarar-değer” diğer değerleri ile birlikte “değişim değerini” de içerdiğini vurgulamaktadır. Mekansal dönüşüm eylemleri tarihi, sosyal, kültürel, estetik, anı, bellek gibi toplumsal değerlerin korunarak sürdürülmesine katkı sağlayabilirken yapım, kullanım, teknik, teknolojik vb. değerlerin korunmasında önemli ekonomik ve ekolojik yararlar sağlamaktadır. Bu konuda, Elsorady (2013), mevcudun yeniden kullanımının, binaların yıkılarak yeniden inşa edilmesi aşamasında harcanan enerji, malzeme kullanımı ve atık miktarını azalttığını belirterek mekansal dönüşümlerin ekolojik ve ekonomik olarak çevresel sürdürülebilirliğe katkısını vurgulamaktadır. Kuban (2000) ise işlev dönüşümlerinin mimari miras koruma ve sürdürülebilirliğin kombinasyonu olarak görülebileceğini ifade etmektedir. 

Sürdürülebilirlik kavramı; çevresel sorunların uluslararası boyutta tartışıldığı Stockholm Konferansı’ndan (1972) bu yana evrensel ve bütünleştirici amaçlar içeren platformlarda tartışılmaktadır. Birleşmiş Milletler Rio Konferansı’nın (1992)  ürünlerinden olan Gündem 21, kalkınma ve çevre arasında kurulması gereken dengeye işaret ederek kaynakların korunması, yeniden kazanılabilen ve kirlilik oluşturmayan teknolojilerin benimsenmesine dikkat çekmekte, yerel yönetimlere kendi kentleri özelinde katılımcı bir süreci başlatmaları doğrultusunda küresel bir çağrı yapmaktadır (T.B.B.,2014). Kentleşmenin olumsuz etkilerini azaltmak üzere kentlerdeki mevcut yapı stokunun rasyonel yaklaşımlarla kullanımı büyük önem taşımakta, her bir yeni bina inşa edilme sürecinin çevreye verdiği zararlar göz önüne alındığında, yapısal dayanımını sürdürebilen ancak işlevsiz durumdaki yapıların yeni işlevlerle değerlendirilmesi ile önemli miktarda enerji ve kaynak korunumu sağlanabilmektedir. Bu konuda Goodland (1995), çevre ile ekonomi politikaları arasında sağlanacak uyumun, toplumsal yapıyı da iyileştireceği savını ileri sürerek sürdürülebilir kalkınmanın ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğe farklı katkılarını belirtmektedir. Bu bağlamda mekansal dönüşüm kavramı, koruma boyutunda ele alındığında, yine güncel ve uluslararası ölçekte dikkat çekilen bir uygulama alanı ortaya çıkmaktadır.  Kültür varlığı niteliği taşıyan yapıların işlevsiz kalmaları, mirası tehdit altında bırakmakta ve yok olması konusunda risk oluşturmaktadır. ICOMOS (2013) mimari mirasın koruma bildirgesinde, yeni işleve uyarlama eylemi için; “Yeniden kullanım sürecinde yapılar kabul edilebilir bir yaşam standardına yükseltilirken, özgünlüğü, bütünlüğü ve anlamı saygı görmelidir” vurgusu yapılmaktadır. Bu doğrultuda işlev dönüşümlerinde özgün yapı detaylarının, mekansal bellek göstergelerinin, yaşam izlerinin korunarak sürdürülmesi önem kazanmaktadır. 

Kentleşme sürecinin iyileştirilmesine yönelik küresel ölçekteki çağrılar, bildirgeler ve bu doğrultuda getirilen görüşlerle koruma bilicinin açığa çıkması sonucunda, tescilli ya da tescilsiz her türlü mevcut yapının işlevsel dönüşümünün önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. 

Makalede işlev dönüşümü konusunda güncel bir uygulama örneği olan, Sırbistan Kraljevo’nun kuzeyinde atıl durumda kalmış bir endüstri kompleksi, tasarım sürecine ait genel yaklaşımlar ve sonuç ürün kapsamında irdelenmektedir.

Sırbistan, Kraljevo Kenti Endüstri Kompleksi
Makaleye konu olan endüstri kompleksi, Sırbistan’da başkent Belgrad’ın 160 km güneyinde kalan, yaklaşık 68.000 nüfuslu, gelişime açık bir kent özelliğini taşıyan Kraljevo’da yer almaktadır. Uluslararası ulaşım ağlarına yakınlığı ile öne çıkan bölge, yabancı sermaye destekli imalat sektörüne ve ihracata dayalı yeni endüstri yatırımlarıyla geliştirilmeye ihtiyaç duyan bir ekonomik yapıya sahiptir.  (Resim 1).   

Resim 1. Kraljevo, proje alanı.

1949 yılında kurulmuş, şehir toplu taşıma otobüslerinin bakım ve üretiminin yapıldığı 1.260 m² alana yerleşen mevcut fabrika kompleksi, işletmenin iflas etmesi sonucunda işlevini yitirmiştir. Bölge ekonomisinin canlandırılması amacıyla, kentin yerel yönetiminin de yönlendirici olduğu yeni planlama sürecinde, mevcut arazide bir tekstil fabrikası kurulmasına karar verilmiştir. Yatırımı besleyecek olan iş gücünün yerel halk tarafından karşılanabileceği, böylece kentte ihtiyaç duyulan istihdamın sağlanacağı düşünülmüştür. Proje alanında mevcut yapılar topluluğunun koruma altına alınmamış ve tescilsiz olması, yapılacak tasarımda var olan yapı stokunun kullanılması veya kompleksin yeni binalarla oluşturulması seçeneklerini gündeme getirmiştir. Mevcut binaların korunması fikri ilk olarak yerel yönetimin prosedür kolaylığında sağladığı teşvik ile başlamıştır. Mevcut durum değerlendirmesi aşamasında ise kompleksin inşa edildiği dönemin karakteristik özelliklerini taşıyan nitelikli tasarlanmış binalar olduğu tasarım ekibince tespit edilmiştir. Bu bağlamda yeni tasarımın koruma ağırlıklı geliştirilmesinin, fabrika kompleksinin sahip olduğu mekansal bellek göstergelerinin korunarak kent hafızasının sürdürülmesine katkı sağlayacağı, ayrıca bu uygulamanın tescilsiz de olsa endüstri mirası yapılarının korunması konusundaki dönüşüm çalışmalarına örnek oluşturabileceği fikri benimsenmiştir. Mevcudun iyileştirilerek yeniden kullanımının, binaların yıkılarak yeniden inşa edilmesi aşamasında harcanacak enerji, malzeme kullanımı ve atık miktarını azaltacağı, bu doğrultuda ekolojik ve ekonomik olarak çevresel sürdürülebilirliğe büyük ölçüde katkı sağlayacağı öngörülmüştür. Bunun yanı sıra dönüşümün, yerleşme kimliğinin korunması ve kentte kolektif belleğin sürdürülmesi yönündeki olası katkıları tasarım ekibince önemsenmiştir.  Bu fikirler üzerinden gelişen projelendirme sürecinde, binanın güçlendirilerek yenilenmesi doğrultusunda çözüm önerileri geliştirilmiştir.

Resim 2. Eski fabrika kompleksi (1949).

Tasarım Süreci 

Planlama- İşlev Dağılımı
Tasarım öncesi izlenmesi gereken yolun belirlenmesi korumacı bir yaklaşımla ele alınmıştır. Mevcut sanayi tesisinin mekan düzeni, donanımı, işletme sistemi, planlama anlayışı ve var olan hizmet binaları değerlendirilirken, yeni kurulacak fabrika kompleksinin ihtiyaç programında öngörülen işlevlerin paylaştırılması ve etkin kullanımı konusunda ölçütler belirlenmiş, koruma ve dönüştürme amaçlı tasarım süreci bu doğrultuda gelişmiştir. 

Proje alanı; içinde eski fabrika kompleksine ait geniş açıklıklı üretim mekanları, idari ofisler, personel dinlenme mekanları ve diğer teknik hizmet binalarının bulunduğu 1.260 m²’lik bir parseldir (Resim 2). 

Dönüşüm projesi kapsamında, mevcut fabrika kompleksinin geniş açıklıklı üretim binaları mekansal olarak yüksek hacimli endüstriyel alanlar barındırmaları nedeniyle yine üretim amaçlı olarak değerlendirilirken yeni işlevin üretim kapasitesindeki artışa bağlı olarak alan yetersizliği sorunu ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere, mevcut iki bina bloğunu birleştiren bir ek bina planlanarak ihtiyaç programının gereklilikleri sağlanmıştır (Şekil 1). Diğer mevcut hizmet binalarının yeniden kulanım sürecine ise yine korumacı bir tutumla yaklaşılmıştır. Mevcut hizmet binalarının içerdikleri mekansal potansiyeller öngörülen yeni işlevler doğrultusunda paylaştırılırken, bu binaların kent belleğinde özgün bir karakter oluşturuyor olmaları dikkate alınmıştır. Bu bağlamda eklenen tek öğe, iki katlı binalarda yangın yönetmeliği doğrultusunda ihtiyaç duyulan hafif yangın merdiveni olmuştur (Resim 3).

Şekil 1. Üretim mekanları, ek bina.

Resim 3. Tasarım sonrası fabrika kompleksi.

Cephe Tasarımı-Kent Belleğinin Korunması
Lefebvre (1968), kentlinin günlük yaşam akışkanlığı içerisinde algıladığı kentsel dokunun bireysel belleğine doğal olarak kodlandığını vurgulamaktadır. Cephe tasarımı sürecinde, Kraljevo halkının 1949 tarihli fabrikaya ilişkin anılarına referans olacak, geçmiş ile bugün arasında bağlantı kurmalarını sağlayacak cephe ögelerin korunması yönünde bir tutum benimsenmiştir. Bu doğrultuda, mevcut fabrika kompleksinin ana yola bakan hizmet binalarının tuğla kaplı cepheleri, tüm cephe özellikleri ile korunarak, atıl bir fabrikanın canlanması ve kent belleğinin sürdürülmesine katkıları dikkate alınmıştır (Resim 4).  

Resim 4. Kent belleğinin sürdürülmesine katkı, yol cephesi.

Yeni cephe tasarımında, mevcut üretim binalarının tuğla duvarlar üzerinde yükselen döneme ait endüstriyel paneller ile kaplanmış cepheleri, ısı yalıtımı ve enerji korunumu sağlamadığı gerekçesiyle günümüz standartlarına uygun endüstriyel cephe panelleri ile değiştirilerek yeniden yorumlanmıştır. Var olan iki üretim binasını birleştiren ek yapının cephe tasarımında ise mevcuda eklemlenen cephenin farklı dönemde yapıldığı vurgusuna dikkat çekilerek eklenmek istenen geçirgen yüz, çağdaş malzemeler kullanılarak bu yeni binada tasarlanmıştır (Resim 5).

Resim 5. Ek yapı ve geçirgen yüz.

Mevcut fabrika kompleksinin sahip olduğu mekansal bellek göstergelerinin korunması düşünülerek var olan belleğin yitirilmeden göstergeler üzerinden okunarak sürekliliğinin sağlanması dikkate alınmış ve özgün tuğla duvar parçaları korunmuştur. Ayrıca üretim mekanlarının birbirleriyle ilişkilendirilmesi aşamasında yıkılan duvarlardan elde edilen özgün tuğlalar yeniden değerlendirilmiş, bu malzemeler kullanılarak yeni cephe tasarımına eklenen ahşap giriş saçağının taşıyıcısını da oluşturan bir hatırat (memorial) tasarlanmıştır (Resim 6).  

Resim 6. Yeni cephe tasarımı, korunan mekansal bellek göstergeleri.

İç Mekan Tasarımı-Endüstri Estetiğinin Korunması-Ekonomik Sürdürülebilirlik
İç mekan düzenlemelerinde, mevcutta var olan endüstri estetiğinin korunarak belleksel unsurlar aracılığı ile geleceğe bilgi aktarılmasının yanı sıra mevcudun yeniden kullanımın sağlayacağı ekonomik katkılar, kaynak kullanımı ve kirlilik oluşturmayan teknolojilerin benimsenmesi konuları dikkate alınmıştır.  Üretim mekanlarında tüm taşıyıcı sistem açıkta bırakılarak korunmuştur.  Mevcut üretim yapısında var olan araç tamir kanalları ise bu kez drenaj amaçlı kullanılmıştır.

Resim 7. Endüstri estetiğine dair detaylar.

Mevcut üretim binası çatısında yer alan ışık feneri fonksiyonel ve estetik yapısıyla özellikle korunmak istenen bir detay olmuştur. Ayrıca fabrika kompleksini oluşturan diğer binaların iç mekanlarında dikkat çeken tuğla duvar yüzeyleri, ahşap merdiven basamakları, korkuluklar gibi tasarımlarında naiflik taşıyan öğelere dokunulmayarak yalnızca gerekli bakımlarının yapılması kararlaştırılmıştır (Resim 7).

Resim 8. Dönüşüm sonrası üretim mekanı giriş holü.

Bu dönüşüm uygulamasında kentte yaşayanların belleklerinde anı değeri taşıyan eski fabrikaya ait mekansal öğelerin korunarak sürdürülmesinde hassasiyet gösterilmiştir. Bu yaklaşımın olumlu karşılığı, “yeni fabrikanın açılış töreninde katılımcı halkın eskiyi yenilenmiş görmesi sonucunda yapı ile ilgili geçmiş deneyimlerinden övgüyle bahsetmeleri” üzerinden değerlendirildiğinde görülmüştür. Bu bağlamda gerçekleşen yenileme çalışmasının mevcut fabrika binalarının yıkılarak daha iyisinin yapılmasına kıyasla, kentte yaşayanlar için çok daha fazla olumlu karşılandığı söylenebilir.

Sonuç
Özellikle kapitalizmin kentlerin biçimlenişindeki etkileri üzerine çalışan coğrafyacı David Harvey, “yer”i tanımlarken hareketli sermayenin diğer formlarıyla gerginlik içinde konumlanan, sabitlenmiş bir sermaye biçimi olarak tarif eder. Mekan üretimini, sermaye birikimi ve dağılımı ile ilişkilendirerek ekonomik ve politik boyutuna dikkat çeken Harvey, şöyle der: “Zaman, para ve mekanın işleyiş, biçim ve anlamına yön verenler, aynı zamanda toplumsal organizasyonun temel kurallarını da belirleyen aktörlerdir” (akt. Akbalık, 2015). 

Sırbistan, Kraljevo kentinde yer alan endüstri kompleksinin işlev dönüşümü uygulamasıyla atıl durumda bulunan bir fabrika kompleksi yeniden yaşama döndürülmüştür. Böylece önemli miktarda enerji ve kaynak korunumu sağlanarak çevresel sürdürülebilirliğe katkı verilirken aynı zamanda bölgenin ihtiyacı olan ekonomik gelişime de katkıda bulunulmuştur. 

Tescilsiz durumda ve koruma altına alınmamış olan mevcut yapıların, sahip oldukları korunması gerekli değerler bir tartışma konusu iken tasarımcı ekibin var olan mekansal bellek göstergelerini hassasiyetle korumaları sonucu ortaya çıkan bu proje, koruma ve kullanım dönüşümü konularında olumlu bir yaklaşım sergilemektedir. Kentin yerel yönetiminin yenileme uygulamaları için prosedür kolaylığında sağladığı teşvik ise örnek gösterilmesi gereken korumacı bir tutum olarak değerlendirilmelidir. 

Planlama sürecinde binaların yeni kullanımı ile yaşama devam edebilmesi için öncelikle yüklenecek kullanım işlevinin binanın mekan kurgusu ve kentlinin gereksinimleri ile bağlantılı olmasına dikkat edilmiştir. Doğru işlevin seçimi dönüşüm projesinin başarısında önemli bir girdidir. Yeni işlevin eski işlev ile uyumlu olması (üretim çıktılarının farklı olsa dahi eski ve yeni işlevin üretim hizmeti vermesi) bu konuda artı oluşturmuştur. Böylelikle özellikle endüstri mirası yapılarının işlev dönüşümünde uluslararası ölçekte vurgulanan, korunması gerekli somut değerlerin yanı sıra somut olmayan değerlerin de korunması gerekliliği yerine getirilmiştir. Tasarım sürecinde özgün mekan deneyiminin sürdürülebilirliği, hacim algısının korunması, mevcut katmanların okunabilirliğinin sağlanması kısıtları göz önünde bulundurulmuştur. 

Bu dönüşüm uygulamasında endüstri mirasının korunmasına yönelik evrensel yaklaşımlar dikkate alınmıştır. Bu doğrultuda, “güncel kullanımın eski işleve uygunluğu”, “ özgün yapısal karakteristiklere saygı” ve “mevcuda eklemlenen yeni ek ve yapılan müdahalelerin çağdaş teknik ve malzeme kullanımı  ile çözülerek özgün yapıdan ayırt edilebilmesi” yaklaşımları başarı göstergesi olarak kabul edilmektedir.

Not
Mimari Proje: Astay Tasarım
Statik Proje: Penta Ge.Co Construction
Mekanik Proje: Mizan Mühendislik
Elektrik Projesi: Kul Mühendislik
Uygulama: Astay İnşaat

Kaynaklar

  • Akbalık, E., (2015). “Çok Boyutlu Bir Temsil Aracı Olarak Mekân/Yer”. Altüst Dergisi. Retrieved From http://www.altust.org/2015/04/Cok-Boyutlu-Bir-Temsil-Araci-Olarak-Mekanyer-Esra-Akbalik/
  • Elsorady, D.A., (2013). “Assessment of the Compatibility of New Uses for Heritage Buildings: The Example of Alexandria National Museum, Alexandria, Egypt”, Journal of Cultural Heritage.
  • Goodland, R., (1995). “The Concept of Environmental Sustainability”, Annual Review of Ecology and Systematics, C. 26, ss.1-24.
  • Kuban, D., (2000). “Tarihi Çevre Korumanın Mimarlık Boyutu, Kuram ve Uygulama”, YEM Yayın, İstanbul.
  • Lefebvre, H., (1968). “La vie quotidienne dans le monde moderne”. Gallimard Editions, France. 
  • Tapan, M., (2016). “Mimarlıkta Değerlendirme”, İTÜ Vakfı Yayınları, İstanbul. (14).
  • T.B.B., (2014). Türkiye Barolar Birliği, Uluslararası Çevre Koruma Sözleşmeleri T. B. B. Ankara. 
  • Url-1: http://www.icomos.org.tr/Dosyalar/ICOMOSTR_tr0784192001542192602.pdf