Sinan Demirtaş’ın “Tahterevalli Sergisi”, Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda Açılıyor…
Sinan Demirtaş, gerçekliğin bir yanılsaması olduğunu anlattığı resimleri ile 7 Mayıs-15 Haziran tarihleri arasında Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda.
Bozlu Art Project, fotoğrafı resimsel gerçekliği araştırmanın önemli bir aracı olarak gören sanatçı Sinan Demirtaş’ın “Tahterevalli” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı yapıtlarında yanılsamadan uzaklaşarak kendi dünyasını yansıtıyor.
Sinan Demirtaş’a göre gerçeklik bir yanılsamadır ve asıl olan kişiyi ne kadar içine aldığıyla ilgilidir. Resimdeki gerçeklik onun izleyeni içine çekebilmek için kullandığı unsurlardan sadece biridir. Çizgi, ton, ışık ve gölge gibi ögeler ise bu yanılsamanın diğer enstrümanlarıdır. Bütün renkleri içinde barındıran beyaz (ışık), Onun resimlerinin zamandan arındırılmış soyut mekânlarıdır. Mekân soyut olunca ona istediği yerden bakabilir artık. Tek bir yön ya da açı ile yetinmez, farklı ufuklardan da bakar, dokunur. Bu, Demirtaş için bir oyun gibidir, zamanı kandırmaca oyunu! Bir şey, baktığın yerden görebildiğin kadardır ama onu daha iyi tanımak için birçok açıdan bakmak, dokunmak, temas etmek gerekir.
Demirtaş: “resimdeki çizgi ne kadar gerçekse, ben de o kadar gerçeğim” der ve şöyle devam eder: “yüzeydeki (boşluktaki) çizgi bir illüzyondur, çevresindeki tonlarla bize gerçekmiş gibi görünür. Aslında o bir yol göstericidir, düşüncenin ilk satırları gibidir, mış gibi yapar. Bazen kandırır bizi, ışıktan karanlığa kadar. Zaman(ı) yönetir, mesafeler koyar, açıkla koyu arasına. Sonra ışık alır zamanı, karanlığa karşı. Anlayamazsın teninden akıp giderken, yutar seni, içine alır. Bazen kontrol edemezsin, sarar her tarafını. Onun dışında da vardır bir başka gerçek (yanılsama) ama o beni ilgilendirmez artık, ışığımı bulmuşken!”
Sinan Demirtaş, kendisiyle yüzleşen insanı bir oyun metaforu üzerinden sorguluyor. Tahterevallinin her iki tarafındaki oyuncuların kendinden çoğaltılmış aynı’lar olduğunu görürüz.
Sinan Demirtaş
1966’da İstanbul’da doğan Sinan Demirtaş, 1993 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun olur. 1993’te Akbank Kültür Merkezi Özgün Baskı Atölyesi’ni, 1997 tarihinde ise Sinan Demirtaş Taş Baskı Atölyesi’ni kurar. 1993-2004 tarihleri arasında Akbank Kültür Merkezi Baskı Atölyeleri yöneticiliğini yapar. 1979’da Uluslararası Çocuk Yılı Resim Yarışması 3.’lük ödülünü, 1994’te İstanbul Yeni Eğilimler Sergisi jüri özel ödülünü, 1998’de “Yansımalar” 14. Esbank Yunus Emre Resim Yarışması ödülünü, 1999’da Devlet Resim Heykel Özgün Baskı ödülünü kazanır. Çalışmalarında sıklıkla fotoğraf sanatından yararlanan Demirtaş, fotoğrafı resimsel gerçekçiliği araştırmanın önemli bir aracı olarak görmekle birlikte, ortaya koyduğu yapıtlarında bilinçli olarak foto-realistik görüntüden uzaklaşır ve kendi öznel dünyasını yansıtır. Figürlerin birçok farklı plandan fotoğraflarını çeken sanatçı, daha sonra bu görüntüleri kendi zihninde bir araya getirerek birleştirir ve soyut mekânlar içinde izleyiciyle buluşturur. Resim sanatının en önemli temalarından biri olan portreye günümüzden bir bakış sunarak, iki boyutlu tuval yüzeyinin sınırlarını zorlar. İlk kişisel sergisini 1996’da Taksim Sanat Galerisi’nde “Yollar” başlığı ile açan sanatçı, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmakta ve çalışmalarını İstanbul’da sürdürmektedir.