Siemens Kartal Kampüsü Bina 17

Mimari Tasarım
UNDER Architects

Tasarım Ekibi
Burak Ünder, Müge Taştan, Regaip Adem, Deniz Özcan, Bihter Öztürk, Tolgahan Akbulut

Proje Yönetimi
Siemens Real  Estate/ Mimar Derya Çanakçıoğlu

İşveren
Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Ana Yüklenici
DİEM Mühendislik Mimarlık A.Ş.

Ana Yüklenici Proje Ekibi
S.Muzaffer Emiroğlu

Uygulama Projesi
Under Architects

Mekanik Proje
Acar Mühendislik

Elektrik Projesi
Cemak Elektrik

Yangın Güvenlik Danışmanı
Karina Yangın

Grafik Tasarım
Under Architects

Mimari Mesleki Kontrollük
Under Architects

Mekanik Uygulama
Acar Mekanik

Elektrik Uygulama
Doğuş Elektrik

Toplam İnşaat Alanı
2.800 m2 (Faz 1)

Arsa Alanı
50.000 m2

Proje Tarihi
2018

Tamamlanma Tarihi
2018

Fotoğraflar 
Gürkan Akay

UNDER Architects tarafından tasarlanan Siemens Kartal Kampüsü Bina 17, üretim tesisinden ofis ve sosyal alanlara mimari bir fiziksel evrimin yanı sıra, geleneksel çalışma ortamında yeni nesil üretim ve çalışma modellerinin deneyimlenmesini hedefleyen bir mental değişimin ve güncel teknolojinin adaptasyonunu içeren kapsamlı bir dönüşümün örneği olarak ele alınmış.

İstanbul Kartal’da bulunan Siemens Kampüsü’nde yer alan Bina 17, UNDER Architects tarafından üretim tesislerinin şehir dışında yeni kurulan fabrikalara kaydırılmasıyla birlikte, yakın gelecekte tamamen bir ofis kampüsü olacak şekilde hazırlanmış olan master plan kapsamında, ilk aşama olarak ele alındı.

Kampüsün tam merkezinde yer alan büyük, doğal yeşil alana cephe veren blok, kampüsü bir uçtan diğerine bağlayacak olan bir öneri promenad ile ilişkilendirildi. Üretim tesisisin, bu yeni fonksiyon ile birlikte kapalı olan cephelerinin açılarak bu yeni aksla bütünleşmesi ve açık oturma alanları ve teraslar oluşturması önerildi. İki katlı olan kütleye, üst kottan da ulaşım imkânı olduğundan, kampüsten girişin yanı sıra, dışardan gelecek ziyaretçiler için de, master planda tarif edilmiş olan otopark alanı ile ilişkili yeni bir giriş ve karşılama oluşturuldu.

Kampüsteki bu fiziksel dönüşümün yanı sıra, “çalışma biçimi”ndeki dönüşümün de deneyimlenebilmesi amacıyla ilk fazda “dijital deneyim merkezi (DEX), ortak çalışma alanları (Co-Work) ve iletişim merkezi (Communication Area)” projelendirildi. Üst katta yer alan bu yeni işlevlere ek olarak ikinci faz, kampüs tarafına cephe veren alt zemin kat, kafeterya ve yemekhane olarak tasarlandı. Konsept tasarım aşamasında programlar birlikte ele alınarak, ileriki fazlarda düşey sirkülasyonlar, yükleme ilişkileri ve destek hacimlerin en baştan tespit edilmesi sağlandı.

Projenin kampüs girişi ve dış erişim noktalarının buluştuğu orta aksta, Siemens’in yeni teknolojileri paylaşabileceği, kamuyla ve çalışanlarla iletişim kurduğu, çok fonksiyonlu bir alan olarak kurgulanmış “İletişim Merkezi” yer alıyor. Bu alan tasarlanırken günümüz üretim yöntemlerinin de vurgulanması hedeflendi ve büyük ölçekli etkileyici bir kabuk tasarlandı. Büyük bir endüstriyel yapı hacminin içinde bir taraftan zonlamayla başa çıkan bu kabuk, form olarak etrafını çevreleyen fonksiyonların, giriş-çıkış ve trafik orantılarının yanı sıra, mekânsal mahremiyet ve ölçek sorunlarına da cevap arayarak şekillendi.

Eski yapıların temizlenmesi sırasında, kampüs ile ilişkili bir açık teras alanı oluşturuldu; “Co-Work” alanı, bu teras ile ilişkili olarak tasarlandı. Bu sayede kampüs ile görsel iletişim güçlendirildi. Co-Work alanında tasarlanan tekerlekli hareketli modüller her türlü alan ihtiyacına hızlıca cevap verirken, alanda oluşturulan esnek elektrifikasyon altyapısı ile çalışma alanında çok çeşitli tefriş konfigürasyonları yapılabilmesi sağlandı.

Eğitimlere yönelik planlanan dijital deneyim merkezi (DEX) alanı ise binanın diğer ucunda kurgulandı. Bu alanda, çalışanların yine yeni üretim teknolojileri ve yöntemlerini deneyimleyebilecekleri CNC makineleri, lazer kesim tezgahları, üç boyutlu yazıcılar ve kişilerin kendi üretimlerini yapabilecekleri atölyeler yer alıyor.

Kampüste tüm departmanların kullanabileceği ortak çalışma alanını merkezden ayıran zonda, özel toplantı ve yemeklerin yapılabileceği bir alan oluşturuldu. Bu bölümün de şeffaf bir şekilde, sürekli olarak yeni çalışma ortamı ile görsel iletişim halinde kalması sağlandı. Büyük fonksiyonların bu şekilde mekân içinde yüzdürülmesi ve katmanlaşması ile yapının bütünlük algısının ve tek büyük mekânın kontrollü şekilde hissettirmesi sağlandı.

Binanın endüstriyel karakterine uygun yeni, ham malzeme seçimleri, mevcut öğeler ile harmanlanarak geçmişe dair izlerin korunmasına özen gösterildi. Mevcut floresan aydınlatma armatürleri lineer hatları, eski üretim hatlarını ve güvenli dolaşımı tarif eden zemin çizgileri, bu mirası hatırlatması açısından önem kazandı. Bununla birlikte ham MDF’den CNC kesilmiş kabuk, boyalı ondüle metal levhalar, paslanmaz mekanik kanallar da yine bu karakteri güçlendirici yeni elemanlar olarak tarif edildi.

Üretim tesisinden ofis ve sosyal alanlara mimari bir fiziksel evrimin yanı sıra proje, geleneksel çalışma ortamında yeni nesil üretim ve çalışma modellerinin deneyimlenmesini hedefleyen bir mental değişimi ve güncel teknolojinin adaptasyonunu içeren kapsamlı bir dönüşüm örneği olarak ele alındı.