DL Atelier tasarımı Sanbaopeng Sanat Müzesi, ziyaretçilerle mekân arasında karşılıklı iletişimi teşvik edecek interaktif bir alan yaratıyor. 

Sanbaopeng Sanat Müzesi, pitoresk manzaralar sunan Sanbao köyünde, Çin’in porselen başkenti Jingdezhen’in merkezine yakın bir konumda yer alıyor. Burası son on yılda porselen sanatçılarının kendi stüdyolarını açtığı cazip bir yer haline geldi. Porselen sanatı geleneğini miras olarak alan bu bölgede porselen odaklı dinamik bir merkez gelişmeye ve büyük tutkuları ve hayalleri olan yeni yetenekleri mıknatıs gibi buraya çekmeye başladı. Buradaki endüstrilerin çoğu, porselenle ilgili olup, mükemmel yaratıcılık için sonsuz gayret gösterilen son derece rekabetçi bir ortam oluşmasına neden oldu. Sanbao Köyü’nde porselen sanatçılarının yaptıkları eserleri sergileyebileceği özel alanlar oluşmaya başladı.

Sanatçılar ve Eserleri

Sanatçılar ve eserleri arasındaki ilişki, bir erkek ve bir kadın arasındaki ilk aşk gibi keşfetme duygularını ve ince manevraları içeren oldukça romantik bir ilişkidir. Seramik fırınlarındaki dönüşüm, fotoğrafın baskı süreci gibidir; belirsizliklerle doludur. Fotoğrafçılar deklanşöre basmadan önce hayal güçlerini fotoğraf filmine yansıtmış olduklarını düşünseler de, karanlık oda sonrasında nihai sonuçlar şaşırtıcı ya da hayal kırıklığı yaratıcı olabilir. Her fotoğrafçının deklanşöre basmadan önce her detayı düşünmesini gerektiren riskler ve belirsizlikler vardır. Porselen yapımı da buna benzer, çok fazla deneyim ve beyin gücü gerektirir, sanatçı ve eseri arasında her zaman yargılama, müzakere, yanılgı, keşif gibi duygular vardır; bu ilişkinin oldukça romantik olduğunu söylemek abartılı olmaz. Dolayısıyla, sanat müzelerinin rolü, hem duygusal hem de davranışsal olarak, ziyaretçilerle mekân arasındaki karşılıklı iletişimi teşvik edecek interaktif bir alan oluşturmaktır. Mekânlar ziyaretçilerin farklı hislerini ya da psikolojik uyarılarını tetiklemek için gizem duygusuyla oluşturulmuştur.

Müze Mimarisi ve Sergilenen Eserler

Sanbaopeng Sanat Müzesi projesinde, 150 metre uzunluğundaki müze yapısı görsel olarak çizgisel bir şekle sahiptir, ancak ziyaret akışı doğrusal değildir; ziyaretçilerin rota için birden fazla seçeneği vardır. Burada amaç ziyaretçilerin beklenmedik şeylerle karşılaşma şansını artırmaktır. Müze mimarisi, ziyaretçilerin kişisel bağlantılar kuracakları atmosferi yaratır, sergilenen öğeler artık önemli değildir, müzenin kendisi bir ayna gibi davranır, ziyaretçiler müzedeki eserler vasıtasıyla kendilerini incelerler… Gerçek sanat kendimizi görmeye yardımcı olan bir araçtır, bazen gerçeği apaçık görürüz, bazen de sahte görüntüler yakalarız. Labirent turu deneyimi sırasında ziyaretçiler kendilerini daha net görüp atmosferin tadını çıkarabilirler.

İzlenim ve Hayal Gücü

Projede, sergi alanını ve atmosferi şekillendirmede en önemli unsur olan duvarlar, şiirsel bir his vermek için sıkıştırılmış topraktan yapılmıştır. 100 metre yüksekliğnde ana galeri, sıkıştırılmış topraktan yapılmış 4 metre yüksekliğinde duvarlarla çevrili şeffaf bir alandır. Ziyaretçiler farklı alanlarda dolaştıklarında yaşadıkları deneyimler değişir. Ziyaretçiler müze içerisinde dolaştıkça, akarsulardan gelen sesler, ziyaretçileri rahatlatır ve onları gizemli ama eğlenceli bir dünyaya götürür. Müzede ziyaretçilere pek çok seçenek sunulmaktadır. Farklı seçenekler, porselen tasarımcılarıyla eserleri arasındaki ilişkiyi açığa çıkaran çeşitli deneyimler getirir. Her tur, ziyaretçiler ile mimari arasında bir keşif, beklenti, endişe, hayal kırıklığı ve sevinç içeren bir öyküye dönüşür.

Yeni ve Eski

Sanbao Sanat Müzesi’nin yapımında sıkıştırılmış toprak, titanyum çinko paneller ve traverten gibi zamanla aşınacak malzemeler kullanılmıştır. Bu aşınma süreci şarap fermantasyonuna benzetilebilir, zaman bu yapıya benzersiz bir tat verecektir. Sanbao köyünün toprağı hafif kırmızı renkte benzersiz bir topraktır; bu toprak kullanılarak yapılmış kesintisiz duvarlar sayesinde müze yapısı çevredeki yapılarla uyum içindedir.

İngilizce’den çeviren: Burçin Yılmaz