Salgın Sürecinde Eğitim Yapıları: Hibrit Eğitim Senaryosunda Okul Hayatından Olası Görünümler ve Öneriler

Y. Mimar Ali Eray

Günümüzde, okul mekanlarının öğrenci merkezli tasarlanması ve öğrenciyi katılımcılığa teşvik etmesi, yenilikçi eğitim anlayışının yansımaları olarak eğitim yapılarında sıklıkla gündeme geliyor. Fiziksel mekanın eğitimdeki öneminin farkına varmaya başlayan eğitimci, pedagog, mimar ve diğer aktörler, çocuğu katılımcılığa, öğrenmeye, merak etmeye teşvik eden nitelikli bir fiziksel çevrenin çocuğun eğitim ve gelişimindeki büyük kolaylaştırıcı etkisini her geçen gün, her başarılı örnekle daha iyi anlıyorlar. Öğrencinin merkeze konulduğu, daha etken bir rol oynadığı okul ortamı, daha şeffaf ve etkileşime açık yapısı ile okulun “sadece bir öğrenme mekanı değil aynı zamanda bir sosyalleşme ortamı” olarak kabul görmesini sağlıyor.

Bu yaklaşımın gerçekleşmesini mümkün kılan hiç şüphesiz en önemli iki etken, değişen öğrenim biçimleri ve yenilikçi öğrenim mekanları. Öğrenim mekanları üzerine çalışan bir mimarlık ofisi olarak, bu mekanların değişim ve gelişimini disiplinlerarası iş birlikleri ile 10 seneyi aşan bir süredir gözlemleme şansına sahibiz. Bu değişimin arkasında yatan temel kavram ve mekansal önerilerin, zaman zaman yayınlar ve araştırma projeleri ile bazen de uygulanan projelerimizdeki tasarım fikirleri ile kamuoyuna ulaşmasını, sorgulanmasını ve test  edilmesini amaçlıyoruz. Yapı Dergisi Nisan 2020 sayısında yer alan “Öğrenim Mekanlarının Temel Değerleri Işığında Gökçeada Lise Kamüsü Üzerine” başlıklı yazımız da yenilikçi öğrenim mekanlarının temel niteliklerini ve bu yenilikçi yaklaşımlara hayat vermeyi amaçlayan kampüs projesi deneyimimizi paylaşmayı amaçlıyordu. Ancak 2020 Eylül ayına geldiğimizde, sene başından itibaren dünyayı saran salgın ve beraberinde getirdiklerinin, öğrenim mekanlarının yakın ve orta vadedeki durumlarını şiddetli bir şekilde sorgulamamızı gerektirdiğini görüyoruz.

Salgının, belirsizlik ve paniğin çok daha yüksek olduğu ilk ayları geride kaldıktan sonra, eğitimin devamı ve öğrenim mekanlarının durumu tüm dünyada çokça konuşulmaya başlandı. Eğitime geri dönüşün yaratacağı etki, konunun tıbbi boyutuyla tartışılırken, eğitim mekanlarının imkanları ve yeterlilikleri tüm toplumların tartıştığı konular haline geldi. Kapasite, mesafe, taze hava, temas, malzeme vb. mekanla doğrudan ilişkili kavramlar, ülkemizde de farklı kesimlerinden birçok bireyin öğrenim mekanları üzerine düşünmesine, çıkarımlar yapmaya çalışmasına sebep oldu. İçinde yaşadığımız toplumun büyük bölümünün, doğru çözümlenmiş, sağlıklı ve nitelikli yapılar elde etme konusunda maalesef yeterli bilinç, motivasyon ve beklentiye sahip olmayan bireylerden oluştuğunu varsayarsak, bu düşünme pratiklerinin ve farkındalığın ileride daha bir iyi mimarlığa ve iyi mekanlara katkısı olacağını kabul edebiliriz.

Okula dönüş ve okulların fiziksel yeterlilikleri odaklı yoğun tartışmalar sürerken, gündeme gelen birçok başlığın sadece yazılı ya da sözlü olarak ele alınmasının, mekansal gereksinimlerin tam olarak kavranmasını ve sağlıklı bir zeminde tartışılmasını pek de mümkün kılmadığınının zamanla farkına vardık. Halihazırda, sene başından itibaren, dünyada bu alanda süren tartışma ve araştırmaları takip eden bir ekip olarak, farklı kabul ve verilerin derlendiği basit bir görselleştirme çalışması oluşturarak bu verilerin eğitim yapılarındaki olası fiziksel yansımalarını kamuoyu ile paylaşmak istedik. Yaptığımız çalışmanın somut, donmuş bir mimari proje olarak algılanmamasını sağlayarak, geniş çevrelere hitap edebilecek basitlikte kalmasını sağlamak bizler için önemliydi. Bu çalışma, büyük oranda dünyadaki farklı ülkelerin okul mekanlarını salgın sırasında tekrar açabilmek için kabul ettiği standart ve koşulların görselleştirmeler eşliğinde bir derlemesini sunarak, tartışmaların, kararların ve atılacak adımların daha sağlıklı bir zeminde belirlenmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Bu görselleştirme çalışmasında sınıf, koridor benzeri birim mekanlar, mobilyalar, doğal havalandırma, teknolojik altyapı vb. okul yapılarında salgın sürecinde hızla ve öncelikli olarak ele alınabilecek 16 farklı başlığı, daha kolay anlaşılabilmesi ve okunabilir olması amacıyla maddeleştirerek derledik. Bu derlemeyi yaparke, farklı ülkelerdeki farklı çalışmaların veri ve kabullerini (sosyal mesafe miktarı, öngörülen sınıf kapasitesi vb.) kendi filtremizden geçirerek belirledik. Aynı zamanda, bu verilerin salgın süresince yeni araştırmalar ile sürekli değişebileceğinin, dolayısıyla bizim çalışmamızın da sürekli güncellenmesi gerektiğinin farkında olduk  (Şekil 1).

Çalışmamızdaki Temel Kabuller ve Veriler

  • Öğrencinin, ders dışı zamanlarda da vakit geçirebileceği, sosyalleşebileceği bir yaşam alanı olarak kurgulanan sınıf, salgın sırasında okulun temel yapıtaşıdır.
  • Normal koşullarda 20-24 öğrencinin bulunduğu ortalama bir sınıf, salgın süresince uygulanabilecek hibrit eğitim modeliyle 10-12 öğrenci tarafından aynı anda kullanılabilir.
  • Ülkemizde, okullardaki sosyal mesafe kuralı, Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiyesi ışığında, en az 1 metre olarak tanımlanmış olsa da çalışmamızdaki görselleştirmeler için eğitimde öncü birçok dünya ülkesinin benimsediği mesafe olan 1,8 metre (6 feet) baz alınmıştır. Görsellerde öğrenci ve öğretmenler etrafında oluşan 1,8 metre çapındaki kesik çizgili daireler, bu mesafeye dikkat çekmektedir.

Bir Yaşam Alanı Olarak Sınıf
Yenilikçi öğrenme biçimlerinde eğitimin sadece sınıfta kalmaması gerektiği, öğrenci ile beraber sınıf dışında, okulun ortak alanlarında, açık alanlarında ve hatta öğrencinin okul dışı sosyal hayatında da devam etmesi gerektiği uzun süredir kabul gören ve faydalarını ispatlamaya başlayan bir yaklaşım. Öğrenciler arası etkileşimin artarak, öğrencinin birbirinden öğrenebildiği fırsatlar sunan bu yaklaşımın, maalesef içinde bulunduğumuz salgın ortamında uygulanabilir ve sürdürülebilir olması çok mümkün gözükmüyor.

Salgının başlaması ile beraber yayınlanan birçok araştırma ve görüş yazısında, okul yapılarında, koridor, kantin, kütüphane gibi ortak alanlardaki kullanımın azalarak, öğrencinin zamanının çok büyük kısmını sınıflarda daha izole bir şekilde geçirmeye başlayacağı öngörülüyor. Bu bakımdan sınıfın, öğrencinin, ders dışı zamanlarda da vakit geçirebileceği, sosyalleşebileceği, kendi kendine yeten bir yaşam alanı olarak kurgulanmasının faydalı olacağı kabul ediliyor. Bu bakış açısıyla, biz de sınıf içerisinde yapılacak düzenleme ve iyileştirmelerin öncelikli ele alınması gereken adımlar olduğunu kabul ettik. Okul zamanının büyük kısmını aynı sınıf içerisinde geçirecek öğrenci, gerekirse sınıf içerisinde dinlenebilir, sosyalleşir, oyun oynayabilir, yemeğini yiyibilir. Sınıfların bu gereksinimleri karşılayabilecek fiziksel altyapıya sahip olması öğrencinin öğrenme motivasyonunu yükseltecek  ve salgın süresindeki kaygılarını azaltmada kendisine yardımcı olacaktır (Şekil 2).

Sirkülasyon ve Oturma Alanlarının Tanımlanması
Sınıf içerisinde öğrencinin ve öğretmenin kendi tanımlı kullanım alanları ile sirkülasyon alanlarının netleştirebilmesi amacıyla, zemin kaplaması değiştirilerek veya zemindeki yönlendirme işaretleri ile sirkülasyon ve oturma alanlarının ayrıştırılması sağlanabilir (Şekil 3).

 Uygun Mesafeli, Sabitlenmiş Bireysel Mobilyalar
Sınıf içerisinde bulunan masa ve sandalyeler, uygun sosyal mesafe kabulüne göre (bizim çalışmamızda 1,8 m olarak kabul edilmiştir) sınıf içerisine aynı yöne bakacak şekilde yerleştirilir. Kullanılan mobilyaların kolay temizlenmiş malzemelerden üretilmiş olmasına önem verilir. Hareket etmesine sebep olacak tekerlek mekanizmaları var ise bu özelliğin devre dışı bırakılması sağlanabilir. Sınıftaki gereksiz mobilyalar ve malzemeler kaldırılarak, kolay temizlenebilir ve fazla kir tutmayan alanlar elde edilir (Şekil 4).

Açık Depolama Alanları
Sınıf ve koridorlarda yer alan kapalı dolap ve ortak kullanılan askılık sistemlerinin kullanımı engellenerek , öğrencilerin palto ve çanta gibi temel eşyalarını yerleştirebilecekleri açık raf sistemleri kullanılabilir.  Her öğrencinin ayrı bir bölüme sahip olduğu, bol hava alan, kolay temizlenebilir açık raf sistemleri sınıfın farklı alanlarında konumlanabilir (Şekil 5).

Alternatif Çalışma ve Dinlenme Alanları
Öğrencinin okul zamanının neredeyse tamamını geçireceği sınıf, dinlenme ve farklı konsantrasyon alanlarına imkan vererek deneyimi zenginleştirebilmelidir. Örneğin, pencere önüne konumlanmış bir oturma nişi veya bağımsız bir çalışma köşesi öğrencinin farklı ihtiyaçlarına cevap verirken, öğrencinin mekana karşı beslediği aidiyet hissini güçlendirir (Şekil 6).

Sınıf İçi Hijyen Köşesi
Sınıfın giriş kapısına yakın bir şekilde konumlanacak bir hijyen köşesi, salgın döneminde, el yıkama, basit yemek ve içecek hazırlama, su doldurma gibi ihtiyaçların ortak alanlara çıkmadan, teması azaltarak, sınıf içerisinde çözülebilmesine destek olur. Uzmanların eğitim yapılarında salgın dönemi için en tehlikeli alanlardan biri olarak kabul ettikleri tuvaletler ve kantin böylece daha az kullanılmış olur. Hijyen amaçlı kullanılacak ekipman ve malzemeler ile bilgilendirici belge ve posterlerin sergileneceği pano da bu alanda yer alabilir (Şekil 7).

Öğretmen Çalışma Köşesi
Öğretmenin ders sırasında ve ders dışı zamanlarda kullanabileceği çalışma köşesi, özellikle sınıf öğretmenleri     ve aynı sınıfta bir sonraki derse devam edecek öğretmenlerin, öğretmenler odasına gitmeden kullanabilecekleri özel bir alan tanımlar. Ders sırası ve ders sonrasında da çalışmalarına sınıfta devam edecek  öğretmen, öğrenci ile daha geniş bir zaman aralığında iletişim kurabilme şansına sahip olur; kendi çalışma düzenini oluşturarak sınıfına sahip çıkar (Şekil 8).

Doğal Havalandırma
Doğal havalandırmanın salgın öncesinde de birçok yapıdaki yeterliliği tartışabilir bir düzeydeydi. Salgın ile  beraber bu konudaki farkındalığın artması, bina cephelerinin ve havalandırma sistemlerinin ileride daha iyi bir şekilde ele alınmasını sağlayacaktır. İyi tasarlanmış bir doğrama sistemi ile farklı kotlardan hava sirkülasyonu sağlanarak, öğrenci ve öğretmenleri rahatsız etmeden, sınıf içerisine olabildiğince fazla doğal hava temin edilebilir (Şekil 9).

Teknolojik Altyapı
Hibrit eğitim modelinde dönüşümlü olarak kullanılan sınıfta yüz yüze eğitim gören öğrenciler olacağı gibi, aynı zamanda uzaktan eğitim ile derse katılan öğrenciler de olacaktır. Hem dijital ders içeriklerini takip etmek, hem de salgın sırasında, hibrit eğitimde uzaktan eğitim ihtiyacını desteklemek için akıllı tahta, bilgisayar, tablet, kamera, mikrofon, iletişim yazılımları, yüksek hızlı internet gibi altyapı ve donanımlar kullanıma hazır olmalıdır (Şekil 10).

Akustik Önlemler
Sınıfta maske ardından konuşurken ve uzaktan eğitim esnasında dijital ortamda, sesin daha iyi duyulabilmesi için sınıf duvar ve tavanlarında iyileştirici akustik önlemler alınabilir. Duvarlarda oluşturulacak ahşap yüzeyler, kumaş pano alanları ve tavanlardaki ek ses yutucu elemanlar bu önlemler arasında sayılabilir (Şekil 11).

 Açık Alan Kullanımı ve Açık Derslik
Salgın döneminde açık alan kullanımını teşvik etmek amacıyla açık alan düzenlemeleri iyileştirilebilir. Öğrencilerin açık alanlarda daha çok vakit geçirmesi, birçok aktivite ve eğitimin açık havada yapılması  sağlanabilir. Örneğin, zemin katta yer alan sınıflar doğrudan kendi bahçe alanlarına açılabilirler. Belirli alanlarda dönüşümlü olarak kullanılabilecek “açık derslikler” oluşturularak, eğitimin sınıf dışında açık havada devam etmesi sağlanabilir (Şekil 12).

Ortak Alanlar
Normal zamanlarda öğrenciler arası etkileşim ve alternatif kullanımlar için büyük potansiyel taşıyan ortak alanların, maalesef salgın döneminde çoğunlukla sirkülasyon amaçlı geçiş alanları olarak işlev görmesi bekleniyor. Ortak alanlarda yer alan geniş mekanlar, panolar, cam bölme duvarlar, bitki duvarları vb. bölücü elemanlarla ayrılarak hareket ve kullanım kısıtlanabilir. Bekleme alanları gibi kişilerin uzun zaman geçirdikleri yerlerde, oturma birimleri, uygun mesafeye göre yerleştirilir ve bölücü elemanlarla birbirinden ayrılır. Yetersiz derslik birimine sahip okullarda ortak alanların bazı uygun bölümleri gerekli önlemler alınarak derslik ve aktivite alanı olarak kullanılabilir (Şekil 13).

Giriş ve Çıkış Alanları
Okul giriş ve çıkış kapıları, rahat kontrol edilebilmesi için tek noktada toplanmalıdır. Mümkünse, giriş ve çıkış kapıları ayrıştırılarak karşılaşmalar önlenebilir; yaya hareketinin ayrı doğrultular üzerinde tek yönlü gerçekleşmesi sağlanır. Girişlerde dezenfeksiyona yardımcı olan hijyen istasyonları ile termal kameralı gözetim noktası yer alabilir. Giriş noktasındaki yoğunluk ve bekleme düzenini yönetebilmek açısından görevlilerin önlem alması ve uyarılarda bulunması faydalı olacaktır (Şekil 14).

Ortak Alan Hijyen İstasyonları
Ortak alanlarda uygun noktalara yerleştirilmiş hijyen istasyonları, dezenfektan, kağıt havlu gibi malzemeler ile dezenfeksiyona destek verir. Maske ve benzeri atıklar bu noktalardaki çöp kovalarına atılır. Bu alanlarda oluşturulacak iletişim panolarında, salgın hakkında bilgilendirici ve uyarıcı afişler sergilenebilir (Şekil 15).

Sosyal Mesafe Yönlendirme İşaretleri
Ortak sirkülasyon ve kullanım alanlarında, zeminlerde uygulanacak yönlendirme işaretleri ile uygun sosyal mesafe vurgulanır. Farklı yönlerdeki yaya hareketinin, ayrı doğrultular üzerinde, karşılaşmaları önleyecek şekilde tek yönlü gerçekleşmesi sağlanabilir. Bu işaretler, çocukların yaş gruplarına göre çocuğa dokunan bir grafik tasarım dili ile oluşturulup mekanda uygulanabilir. Bu işaretlerin görme engelli kullanıcıları da kapsayıcı şekilde seçilmesi ve tasarlanması uygun olacaktır (Şekil 16).

Ortak Alan Kapıları ve Ekipmanlarında Otomasyon
Ortak alanlarda yer alan, tuvalet kapıları vb. sık kullanılan kapıların sensörlü sistemler ile temassız bir şekilde kullanılabilmesi büyük fayda sağlar. Aynı şekilde ıslak hacimler ve ortak alanlardaki lavabo bataryası, sabunluk vb. ekipmanların da, sensörlü otomasyon sistemleri ile çalışması tercih edilmelidir (Şekil 17).

Yakın ve orta vadede, hızla atılabilecek adımlar olarak saydığımız bu başlıklar, muhtemelen gelecekte inşaa edilecek yeni eğitim yapılarında da gözönünde bulundurularak, insanlığın karşılabileceği benzer durumlar için hazırlıklı olunmasını sağlayacak. Tüm bu tartışmalar, araştırmalar ve uygulamalara rağmen, öğrenim mekanlarının yaşayacağı salgın odaklı değişimi net bir şekilde tanımlamak için henüz yolun çok başındayız.

Kaynaklar
T.C. Sağlık Bakanlığı, COVID-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberi, https://covid19bilgi.saglik.gov.tr/tr/salgin-yonetimi-ve-calisma-rehberi.html

 WHO (World Health Organization), Key Messages and Actions for COVID-19 Prevention and Control in Schools, https://www.who.int/docs/default-source/coronaviruse/key-messages-and-actions-for-covid-19-prevention-and-control-in-schools-march-2020.pdf?sfvrsn=baf81d52_4

The American Institute of Architects, Reopening America: Strategies for Safer Schools, http://content.aia.org/sites/default/files/2020-08/Reopening_America__Strategies_for_Safer_Schools_June_2020_.pdf

European Centre for Disease Prevention and Control, COVID-19 in Children and The Role of School Settings in COVID-19 Transmission, https://www.ecdc.europa.eu/sites/default/files/documents/COVID-19-schools-transmission-August%202020.pdf

BMC Public Health, School practices to promote social distancing in K-12 schools: review of influenza pandemic policies and practices, https://bmcpublichealth.biomedcentral.com/articles/10.1186/s12889-018-5302-3

The BBC, How Reopened Schools in Denmark Keep Children Safely Apart, https://www.bbc.com/news/education-52550470

CNN, Here’s how countries are getting children back to school,https://edition.cnn.com/2020/05/07/world/coronavirus-education-how-schools-reopen-wellness/index.html

USA Today, What schools will look like when they reopen,  https://www.usatoday.com/story/news/education/2020/04/29/coronavirus-schools-reopen-online-homeschool/3031945001/