Kurucusu olduğu sosyal konut girişimi Elemental ile birlikte günümüz sorunlarına mimarlık yoluyla yalın ve ekonomik çözümler üreten Pritzker Ödüllü Şilili Mimar Alejandro Aravena’nın çoğulcu ve katılımcı bir anlayışla biçimlendirdiği 5 projesi…
Derleyen: Besray Köker
41. Pritzker Ödülü’nün sahibi, Mimar Alejandro Aravena’nın 2014 yılında TEDGlobal’da yaptığı konuşmasının ana başlığı, onun tasarıma bakış açısını ve mimari anlayışını tek cümlede özetliyor: “Benim mimari felsefem, toplumu sürecin içine dahil etmektir!”
Küresel konut krizine karşı aktivist bir anlayışla mimari bir mücadele veren Aravena, kurucusu olduğu Elemental Mimarlık Stüdyosu çatısı altında bu felsefeyi benimseyerek özellikle düşük bütçeli, kullanıcının da üretime dahil edildiği, mütevazi, uygulanabilir, pratik ama iyi tasarlanmış konut projelerine imza atıyor. Gelir seviyesi düşük bölgelerde “incremental” yani “artımlı” tasarım olarak ifade ettiği, yarısı hükümet fonlarıyla geri kalanı da konut sakinlerinin kendi imkânlarıyla tamamlanan sosyal konut yapılarının öncülüğünü yapan Aravena, hükümetleri bu yönde teşvik etmek amacıyla yaptığı düşük bütçeli sosyal konut tasarımlarını açık-kaynak olarak Elemental Mimarlık Stüdyosu’nun web sitesinde de yayınladı.
Açık Radyo’da Metropolitika programına konuk olan Mimar Gökhan Karakuş da Aravena’ya Priztker Ödülü’nü getiren bu ve benzeri projeleri şu sözlerle ifade ediyor: “Gecekondu deneyimlerinin yarattığı yaratıcı birikim ve bu birikimin üzerinden düşünülecek kentsel dönüşüm bugün dünyada şehircilik/mimarlık alanında en güncel tartışmaların göbeğinde yer alabilir. Şili’den Alejandro Aravena da fakir kentlileri yerlerinden etmeden yerleşimlerini sağlayacak toplu konut projesiyle 41. Pritzker Mimarlık Ödülü’nü aldı.”
Aravena’nın ödül aldığı yıl, Venedik Mimarlık Bienali’nin direktörlüğüne getirilmesi de tesadüf değildi; zira dünya kaynaklarının azaldığı bu dönemde insanların yaşama koşullarını iyileştirme teması tam da Alejandro Aravena’nın kotaracağı bir içerikti. Mimarlığı tanımlarken, “Mimarlık yaşadığımız mekânlara form vermekten daha karmaşık veya daha kolay bir şey değil. Bu mekânlar bizim inşa edilmiş çevremizde barınan evler, okullar, ofisler, mağazalar, müzeler, saraylar, kamu binaları, otobüs durakları, metro istasyonları, meydanlar, parklar, sokaklar, sokakların etrafındaki ağaçlar, kaldırımlar, park yerleri gibi program ve parçaları kapsar. Ancak bu mekânların formu yalnızca günümüzün estetik trendleri ya da işin verildiği tasarımcının yeteneği ile değil, aynı zamanda kanunların, arzın, ekonominin ve yönetmeliklerin sonucunda ya da koordinasyon eksikliği, kayıtsızlık ve de basitçe şans eseri de tanımlanır” diyerek yapıları çimento, tuğla, çelik ve ahşaptan ibaret olmaktan öte, daha çok boyutlu düşünmememiz gerektiğine yönlendiren mimar, son olarak mimarlık alanına yaptığı olağanüstü yapısal ve teorik katkılardan dolayı aldığı Royal Institute of British Architect’s (RIBA) Charles Jencks Award ödülüyle adından söz ettiriyor.
1. Quinta Monroy Evleri / Şili
Mimari Tasarım: Alejandro Aravena/Elemental
İşveren: Gobierno Regional de Tarapacá/Programa Chile-Barrio del Gobierno de Chile.
Tamamlanma Tarihi: 2003
Alan: 5.000 m²
Fotoğraflar: Cristobal Palma/Estudio Palma, Tadeuz Jalocha
Şili’nin bir çölünde Iquique şehrinin tam merkezinde yer alan ve son 30 yıldır yasa dışı olarak işgal edilen 5.000 metrekarelik Quinta Monroy’a 100 aileyi yerleştirme projesidir. Mevcut konut politikaları çerçevesinde mimari ekip; arazi, altyapı ve mimari için ödenen 7.500 Dolar tutarında sübvansiyon ile çalışmak zorundadır. Buna karşılık Şili inşaat endüstrisindeki mevcut değerler göz önünde bulundurulduğunda, 7.500 Dolar, yaklaşık 30 metrekarelik bir alanın inşası için gerekli tutardır. Bu şekilde alana 30 aile sığdırılabilirken, üretilen bir diğer alternatifte 66 aile ev sahibi olabilir. Arazinin verimli kullanımı açısından yüksek katlı bina en uygun olan olsa da, bu çözüm aileler tarafından olumlu karşılanmaz. Bu form onların genişleme imkânını ortadan kaldırmaktadır. Ancak her evin ilk inşa edilen alanı iki katına çıkarmasına ihtiyaç vardır. Peki 100 aile 5000 metrekarelik alana 750.000 Dolar’a nasıl yerleştirilecektir? Elemental, bu sorulara cevap verebilmek için bir konut biriminin zaman içindeki değerini artırabileceği bir dizi tasarım koşulu belirledi ve bunu mevcut sübvansiyonun para miktarını arttırmadan gerçekleştirdi. Ailelerle birlikte soruna farklı bir açıdan bakan Elemental devletin parasıyla ailelerin tek başına yapamayacakları evlerin yarısını yapmaya karar verdi. Güçleri birleştirdiler ve işleri bölüştüler. Elemental aileler için, evin yarısında yer alan mutfak, banyo gibi zor kısımları inşa etti. Bu sayede, tasarım bina ile ev arasında bir görünümde oldu. Bir bina olarak pahalı ve iyi bir konumda olan arsayı ödeyebilir ve bir ev olarak da genişleyebilir bir yaşam alanı ortaya çıktı. Evlerin yarısının çerçevesi verildiğinde, gerisini tamamlamak için inşaatı aileler devralmakta hiç sıkıntı yaşamadılar. Toplamda aileler evlerini genişleterek Elemental’in inşa ettiği 30 metrekareye 36 daha eklediler ve 66 metrekarelik evlere sahip oldular. Aravena bu prensiple Meksika ve Şili’de; Las Anacuas Monterrey, Antofagasta, Renca Santiago, Barnechea I-II Santiago bölgelerinde birden fazla “artırımlı proje”ye imza atmayı başardı. Bu projelerle sosyal konutların devletler tarafından bir gider olarak değil, bir yatırım olarak algılanması konusunda da öncülük etmiş oldu.
2. Las Cruces Pilgrim Gözlem Noktası / Jalisco, Meksika
Mimari Tasarım: Alejandro Aravena/Elemental
Tamamlanma Tarihi: 2010
Alan: 148 m²
Fotoğraflar: Iwan Baan
Gözlem noktası, Ameca’dan Meksika’daki Talpa de Allende’ye giden Haç yolunun en yüksek noktasıdır. Yapı, bakım gerektirmeyen ve onu çevreleyen doğa gibi doğal yaşlanması amaçlanan bir eleman olarak tasarlanmıştır. Neredeyse ilkel bir sadelikle karakterize edilir.
Elemental, gözetleme noktasını gerçek mimariden ziyade bir altyapının parçası olarak tasarlar. Hac güzergahının farklı bölümlerini birbirine bağlayan bir dizi küçük binadaki bir unsurdur. Gözetleme noktasını yönlendiren merkezî konsept; gölge, havalandırma ve hac rotası görünümünü sunan bir dinlenme yeri sağlar. Her şeyden önce bu gözetleme noktası bir dinlenme alanıdır. Yapının ucuna oturulduğunda vücudun ağırlığını ayakların üstünden kalçalarla dağıtarak yere daha rahat oturulmasını sağlar. Bu nedenle yapı iki eğimlidir ve tam ortadan katlanır yüzeylere sahiptir. Mimarideki niyet ayrıca, son derece kurak bir alanın ortasında güneşten korunmak için mağara
benzeri bir sığınak yaratmaktır. Elemental, aynı zamanda bakir rotanın dini yönünü, bakire Meryem’in bir siluetini çatıya koyarak ele almıştır: Güneş parladığında O, yerde bir gölge olarak görünür. Meryem Ana’nın küçük silueti rotanın popüler bir özelliği haline gelmiştir. Elemental’in gözetleme noktası, her yıl 2.000’den fazla kişinin Kutsal Hafta boyunca yürüdüğü 100 km uzunluğundaki haç yolunun duraklarından biridir. Yol boyunca Ai Wei Wei, Luis Aldrete, Christ & Gantenbein, Dellecamp Arquitectos, Godoylab, HHF, Periférica ve Tatiana Bilbao gibi önemli tasarımcı ve mimarın yapılarını görmek mümkündür.
3. Villa Verde Evleri, Şili
Mimari Tasarım: Alejandro Aravena/Elemental
İşveren: Celulosa Arauco y Constitución
Tamamlanma Tarihi: 2010
Alan: 5688 m²
Fotoğraflar: Suyin Chia, Cristian Martinez
Arauco, 2009 yılında Elemental ile işçilerine barınacakları konutlar inşa etmeleri konusunda işbirliği yapmış bir ormancılık şirketidir. Ülkenin mevcut konut politikaları çerçevesinde konut tipolojileri geliştirecek stüdyonun, Quinta Monroy’da olduğu gibi belirli metrekareler için kısıtlı bütçesi vardır. Bu durumda aynı prensibi benimseyen Aravena, Villa Verde Evleri’nin de yarısını inşa etme yoluna gidecektir. Bu projenin önemi, stüdyonun ilk kez konut politikasının üst nişe yönelik bir tasarım hakkında düşünmesini sağlamasıdır. Yenilikçi ve rekabetçi bir tipoloji geliştirmiş olsalardı, sosyal konutlara olası katkılarını da genişletmiş olacaklardı. Daha ekonomik tipolojilerden birini seçerek bunları tamamlamak için ekstra para kullanıp, ailelerin tamamlaması beklenen boşluğu doldurabilirlerdi; ancak, Aravena daha karmaşık yapıların öncelikli olarak inşası ve önceliklendirilmesi prensibini bir kez daha uygulayarak, bu kez daha yüksek bir standardın başlangıç ve nihai büyüme senaryosunda: 57 metrekarelik başlangıç alanından her birimin 85 metrekareye büyüdüğü alanlar inşa etti. Bu yenilikler, Arauco’nun doğrudan finansmanı sayesinde mümkün olabilmiştir. Ancak potansiyel talebin hacmi, bu tür araştırmaların maliyetlerini karşılayacak kadar da büyüktür. Planda 30 farklı kasabada toplam 9.000 ünite öngörülmüştür. Son olarak, projenin en önemli noktalarından biri, projelerin çoğunun 10 bin ila 20 bin kişilik kasaba ve köyler için tasarlanmasıdır.
4. UC İnovasyon Merkezi, Anacleto Angelini, Şili
Mimari Tasarım: Alejandro Aravena/Elemental
İşveren: Grupo Angelini, Pontificia Universidad Católica de Chile
Tamamlanma Tarihi: 2014
Alan: 8176 m²
Fotoğraflar: Elemental, Nina Vidic, Nico Saieh
Londra Tasarım Müzesi tarafından “Yılın Tasarımı” ödülüne layık görülen UC İnovasyon Merkezi, Santiago’da çarpıcı görünümde heykelsi bir yapı. İşverenin cam bir bina istemesine rağmen, Elemental onlara geleneksel ofis planını tersine çevirerek sunmayı tercih eder. Bunun başlıca nedeni, Santiago’nun sıcak ikliminin ve doğrudan güneş ışığının cam yüzeylerde yarattığı sera etkisi ve bu durumda karşılarına çıkacak olan havalandırmadan kaynaklı enerji tüketimi artışıdır. Projeyi, ofis binalarının çağdaş, cam cepheye sahip, kütlenin çevreyle bağlantılı ve derin girintili açıklıklarla çapraz havalandırmayı yaratacak şekilde geliştirirler. İçi boş açık bir atrium, birbirinin aynı katlar ama bu sefer dış cepheyi kaplayan duvarlar…. Sonuç olarak, binanın enerji tüketimi tipik bir cam kulenin üçte birine düşürülür. Atrium sayesinde kimin hangi katta ne işle uğraştığı daha da şeffaflaşır ve büyük avlu ile insanların başkalarının üzerinde çalıştıkları işleri görmeleri sağlanır.
Işığı kontrol etmek için opsiyonlar artar ve binanın yüksekliği boyunca meydanlar yaratılarak açık hava alanları oluşturulur. Mimari tasarımın ardındaki ana fikir, yeniliklerin ve yeni bilgi üretiminin insanlar arasındaki etkileşimi gerektirmesidir. İnsanların buluşabildiği yerler bu nedenle binada çoğaltılmıştır. Bir inovasyon merkezinin en büyük tehdidi ise eskimesidir. Buradaki mimari, bu nedenle nötr ve zaman içinde yapılacak olası değişikliklerin uygulanmasına olanak sağlar. Binanın monolitik karakteri, çağdaş trendleri zamansızlıkla değiştirmeyi amaçlar. Bu, Elemental tarafından bir mimari eserin pragmatik tersine çevrilmesinin bir örneğidir: Stüdyo cam bina yerine, olabildiğince ağır görünecek bir bina tasarlamıştır. Ham beton bloklar, ölçek, nesne, kurulum… Buraya Aravena’nın şu sözünü eklemekte fayda vardır: “Sürdürülebilirlik, doğru tasarımla sağduyunun özenli kullanımından başka bir şey değildir.”
5. IDGB Yeni Ülke Ofisi, Arjantin
Mimari Tasarım: Elemental
İşveren: Inter-Amerikan Kalkınma Bankası
Tamamlanma Tarihi: 2019
Alan: 3.800 m² ofis + 6.000 m² yeşil alan ve kamusal alan
Fotoğraflar: Elemental
Alejandro Aravena’nın liderliğindeki mimarlık ofisi Elemental’in Buenos Aires şehrinin gecekondu mahallesi olan Villa 31’in fiziksel entegrasyonuna bir çözüm olarak önerdiği köprü bina, Inter-Amerikan Kalkınma Bankası Grubu’nun “Güney Konisi”ndeki yeni merkezi olmayı ve mahallenin sakinlerinin kentin diğer bölgelerine erişimini kolaylaştırmayı amaçlayan yükseltilmiş doğrusal parktan oluşuyor. 50 binden fazla insanın yaşadığı Villa 31, ana tren terminallerinden biri ile Buenos Aires’in limanı arasında yer alıyor. Bölgenin en lüks mahallesi de tren yollarının hemen karşısında bulunuyor. Proje, mahalle sakinlerinin kentteki iş, hizmet ve toplu taşımacılık gibi olanaklara erişmelerini ve şehrin diğer bölgelerinden insanların buraya ulaşımına izin vermeyi amaçlıyor.
Proje bünyesindeki ofisler IDB Grubu’nun 180 çalışanına ve özel sektördeki operasyonlar için grubun bir kolu olan BID Invest’e ev sahipliği yapacak. Eğitim Bakanlığı’nın yer alacağı, okulların inşa edileceği, şehir yönetiminin bir inisiyatifinin de bulunduğu, aynı zamanda beyaz yakalıların oldukça rağbet ettiği bir yer olan bölgede uyuşturucuyla mücadele ve güvenlik konularında sorunlar bulunuyor. Güvenlik açısından zorlayıcı nitelikteki bu bölgeden farklı bir yerde bankayı inşa etmek mümkün olmadığından, Elemental projeyi bir bina, köprü ve park olarak önerir. Proje şehrin iki farklı bölümünü birbirine bağlayan bir yaya köprüsü olarak 18 metre yükseltilir. Güvenliğe katkıda bulunacak şekilde aydınlatılan yapının geceleri kentin siluetinde odak noktası oluşturulması hedeflenir.