PH7800

İç Mimari Tasarım
MAS

Tasarım Ekibi
Kerim Miskavi, Betül Ay, Ayşecan Uğur

Tamamlanma Tarihi
2021

Proje Alanı
700 m²

Fotoğraflar
Egemen Karakaya

MAS’ın PH7800 projesindeki tasarım yaklaşımı; temel hacimsel tanımlar ile kullanıcının deneyimini mekanın içinde veya dışında yer alan elementlere veya vistalara yönlendiren, evin hareket halinde keşfedildiği açık uçlu küratöryel bir çerçeve üzerinden şekillenmiş.

Bir sanat koleksiyoncusu ve ailesi için Çeşme’nın Ilıca Sahili’nde mevcut bir yapı içerisinde hayata geçirilen proje; geçirgen ve açık plan kurgulu yaşam alanları, geniş kat terasları ile merkezde bir atriyum üzerinden kurgulanarak evin dışındaki tabiatın iç yaşantıya dokunuşunun en üst düzeyde deneyimlenebileceği bir yaşam alanı olarak şekillendirilmiş. Yönelim olarak kuzey cephesinde geniş bir deniz panoramasına, güney cephesinde ise yeşil dokusu yoğun güneşli bir yamaca bakan mekan; günlük ve mevsimsel döngüler ile dönüşerek kullanıcılarına üzerine farklı yaşam kurguları ve atmosferleri yansıtabilme imkanı sunan mekansal bir tuval olarak hayal edilmiş.

Tasarım yaklaşımı; temel hacimsel tanımlar ile kullanıcının deneyimini mekanın içinde veya dışında yer alan elementlere veya vistalara yönlendiren, evin hareket halinde keşfedildiği açık uçlu küratöryel bir çerçeve üzerinden şekillendirilmiş. Girişin ardından içine girilen sekiz metre yüksekliğinde, iki yanı kolonlar ve üzeri geniş bir ışıklık ile tanımlanmış atriyum aracılığıyla, kuzeyde rüzgarlı Ege Denizi panoramasının, güneyde yükselen yamaçların yeşil dokusunun ve yukarıda günün her saatinde farklılaşan doğal ışık ile gölge oyunları eşliğinde gökyüzünün aynı anda deneyimlenebileceği bir boşluk yaratılmış.

Atriyumun yanında yer alan kuzey yaşam alanı; konforlu ve esnek bir oturma düzeni, yan duvarlarda tanımlanan obje sergileme yüzeyleri ve geniş sürgü cephe sistemleri ile teras alanına bağlanan ferah bir mekansal kurgu olarak geliştirilmiş. Üst kata erişim sağlayan döner merdiven; alanın arka köşesine
yerleştirilerek kullanıcının yukarıya çıkmadan önce dışarıdaki deniz manzarasına yönelerek dıştan içeriye yönelen bir koreografi hayal edilmiş.

Tamamen açılabilen cam doğrama sistemleri ile hafif esintili günlerde iç mekanın, dış mekanın bir uzantısı olarak hissedilmesine olanak veren geçirgen bir alan düzenlenmiş. Atriyumun güneyindeki yaşam alanı ise öğleden sonraları iç mekana ulaşan direkt gün ışığı baz alınarak yarı açık mutfak, kahvaltı barı ve şömine ya da televizyon karşısında rahat bir şekilde vakit geçirilecek sıcak ve samimi bir mekan olarak kurgulanmış. İki cephesinden terasa açılan bu bölge, yaz aylarının sabah ile akşamüstü yoğun sıcağın hafiflediği saatlerde veya serin kış günlerinde doğrudan gün ışığının verdiği sıcaklık ile keyfi sürülebilecek bir alan olarak mevsimsel döngüler dikkate alınarak geliştirilmiş. Teras alanlarına bu dönemlerde kullanmak üzere bir kahvaltı alanı ile sedir düzeni entegre edilmiş.

Üst katta, atriyumun etrafını saran hol aracılığıyla kendine ait banyoları olan dört adet yatak odası ve çamaşır odasına erişim verilmiş. Daralıp genişleyen ara alanlar, atriyumun içine ve odalardan dışarıya bakan açıklıklar ve bu elementlerin birbirleri ile yarattığı sinerji üzerinden kurgulanan hol, salt bir sirkülasyon alanının ötesinde, evin mekansal derinliğinin hissedilebildiği bir deneyim hayal edilerek tasarlanmış. Holden atriyumun içine uzanan yarı sarmal merdiven, çatı terasına ve gökyüzüne doğru yükselirken kullanıcının aynı zamanda boşluğu ve boşluğun içini dolduran atmosferi hissedebileceği bir duraklama anı şeklinde düşünülmüş. Yalın ve geri duran bir malzeme seçkisi ile iç mekanlara dış dünyanın doku ve atmosferinin kuvvetli bir şekilde dokunabileceği, tabiatın değişen aurasının içeride hissedilebileceği mekansal bir kaleydoskop düşüncesinden yola çıkılmış; açık gri poliüretan zeminler ve yumuşak beyaz tonda duvarlar ile mekansal sürekliliği ön plana çıkaran ve doğal ışık oyunlarını iç yaşantıya davet eden bir materyal palet oluşturulmuş.