Optik Özelliği ve Rengi Değişebilen Akıllı Malzemelerin Mimarlıkta Kullanım Olanakları

Doç. Dr. Z. Sevgen Perker
Mimar Kardelen Akkuş

Günümüz dünyası, fiziksel çevre ile teknoloji etkileşimi sonucunda mimarlığın gündemine “akıllı malzeme” kavramını getirmiştir. Akıllı malzemeler olarak adlandırılan yeni ürünler mimarlık alanında, dış çevre koşullarına tepki verebilen, uyum sağlayabilen değişken tasarımlara olanak tanımaktadır. Akıllı malzemeler, çalışma ilkeleri ve tepki davranışlarıyla pek çok farklı kategoride incelenebilmektedir. “Optik Özellik ve Renk Değiştiren Akıllı Malzemeler”in ve mimarlıkta kullanım olanaklarının tanıtılması bu çalışmanın amacını oluşturmaktadır.

Optik özellik ve renk değiştiren akıllı malzemeler, harici bir enerji kaynağının enerjisine ya da dış kaynaklı bir etkiye maruz kaldıklarında, aslında optik özelliklerini değiştirerek bu etkiye tepki vermektedirler. Optik özelliklerini değiştirmeleri; enerjiyi ve etkiyi absorbe etme, yansıtma ya da düzensiz yansıtma (saçma) özelliklerini değiştirmeleri anlamına gelmektedir. Söz konusu malzemeler gerçekte var olan özgün renklerini değiştirmemektedirler. Ancak ışık, ısı, kimyasal ortam gibi çeşitli dış kaynaklı uyarıcılar nedeniyle optik özelliklerini değiştirmekte, bu da insan gözü ile renk değişimi olarak algılanmaktadır. Bilindiği gibi insan gözünün renk algısı optik yapı ile ışığın bir arada oluşturduğu bir algıdır. Bu nedenle bir malzemenin optik özellikleri değiştikçe insan gözünün o malzeme için oluşturduğu renk algısı da değişmektedir (Addington ve Schodek; 2005). Söz konusu malzemelerin ışık etkisiyle değişim yapan türleri fotokromik, ısı etkisiyle değişim yapanlar termokromik, elektrik etkisiyle değişenler elektrokromik, mekanik etki ile değişenler mekanokromik, kimyasal ortam uyaranlarına bağlı olarak değişenler ise kemokromik akıllı malzemeler olarak adlandırılır (Ritter; 2007) (Şekil 1). Sayılan malzemeler özellikle geniş renk spektrumları sayesinde farklı görsel özellikler sunabilmeleri nedeniyle çeşitli alanlarda tercih edilmektedir. Yaygın olmasa da, kullanım alanlarından biri mimarlık olan bu tür akıllı malzemelerin yapılarda enerji tüketiminin azaltılmasına katkıda bulunabilmelerine yönelik olarak da çeşitli araştırmalar yapıldığı bilinmektedir.

Fotokromik Malzemeler
Fotokromik malzemeler UV ışınları içindeki elektromanyetik enerjiyi absorbe ederek optik özelliklerini değiştiren akıllı malzemelerdir. UV ışını etkisi ortadan kalktığında malzeme özgün optik özelliklerine geri dönmektedir. Tipik bir fotokromik film güneş ışığı ile karşılaşmadan önce saydam ve renksizdir. Işığın dalga boyuna, güneş ışığına maruz kalma düzeyine göre ışığı absorbe etme ve yansıtma özelliklerine bağlı olarak rengi de değişmektedir. Güneş ışığı ortadan kalktığında malzeme renksiz özgün haline geri dönmektedir (Addington ve Schodek; 2005).

Güneş ışığının etkisiyle renk değiştiren güneş gözlüğü camları yaklaşık 20 yıldır fotokromik malzemelerin yaygın olarak kullanıldığı başlıca alandır (Şekil 2). Mimarideki yaygın kullanımları ise, daha yeni olmakla birlikte, pencere camı ve giydirme cephe camlarıdır (Pahlavan; 2011). Söz konusu camlarda çalışma ilkesi güneş ışığı miktarının fazla olduğu durumlarda, camın renginin koyulaşması ve içeri giren ışık miktarının azalması esasına dayanır (Şekil 3). Malzeme renk değişikliğine uğradığında genellikle kahverengi, gri gibi renkler alır (Döşemeciler; 2012). Işık etkisi ile malzemenin ışığı geçirme düzeyi değişir ve söz konusu değişim ile fotokromik camın ısı emme düzeyi de artmış olur. Malzeme, hava sıcaklığının düşük olduğu güneşli günlerde güneş ısısını ve iç mekandaki ısı kaynağından çıkan ısıyı emme ve sonra bir miktar ısıyı yeniden bulunduğu çevreye yayma özelliğine sahiptir. Hava sıcaklığının yüksek olduğu güneşli günlerde ise malzeme yansıtıcı camlar kadar güneş enerjisini yansıtmaz. Fotokromik cam otomatik olarak tepki verdiğinden bağımsız, denetime izin vermeyen bir malzemedir (Umaroğullları ve Kartal; 2005).

Fotokromik malzemelerin pigmentler halinde, bilinen öteki pigmentler ile karıştırılması ile boya üretilmesi de olanaklıdır. Üretilen boyaların bilinen malzemelerin üretim sürecine dahil edilmesi ya da metal, seramik gibi yapıda kullanılabilen çeşitli malzemelerin yüzeylerine kaplama olarak uygulanması ile de ışık etkisi karşısında çok geniş bir renk aralığına sahip olan yapı yüzeylerinin elde edilmesi söz konusu olabilmektedir (Ferrara ve Bengisu; 2014).

Fotokromik malzemelerin mimarlıkta kullanılmasına yönelik çalışmalardan bir başkası fotokromik özellikli tekstil malzeme ile yapı cephesinde pasif gölgeleme sistemi oluşturulması konusundadır. Pasif gölgeleme sisteminin çalışması; cepheden belirli bir mesafede oluşturulacak fotokromik tekstil malzemenin güneş ışınlarının geliş yönüne ve yoğunluğuna bağlı olarak renk değiştirmesi ile cepheden iç mekana güneş ışınlarının farklı yoğunluklarda alınması ya da yapı içine alınmayarak yansıtılmasını sağlama esasına dayanmaktadır (Şekil 4).

Fotokromik malzemelerin iç mekanın güneş ışığına belirli zamanlarda maruz kalan bölümlerinde kullanılmalarına yönelik deney ve araştırmalar da yapılmaktadır. Ancak iç mekandaki kullanımlarda renk değiştirme süreci oldukça uzun sürmektedir (Addington ve Schodek; 2005).

Fotokromik malzemelerin olumlu yönleri; ek bir enerji gerektirmeden, başka bir deyişle yapı yerinde enerji tüketimine neden olmadan işlevlerini yerine getirebiliyor olmalarıdır. Olumsuz yönleri ise üretim teknolojilerinin özellikli olması ve maliyetlerin yüksek olmasıdır. Öte yandan fotokromik camların ısıya karşı duyarlılıklarının fazla olması nedeniyle uzun süreli performansları çok başarılı görünmemektedir (Pahlavan; 2011).

Termokromik Malzemeler
Termokromik malzemeler; içinde bulundukları ortamda var olan ısıya göre optik özelliklerini ve buna bağlı olarak da renklerini tersinir bir şekilde değiştiren akıllı malzemelerdir. Likit kristaller içeren termokromik filmler -30°C ile +120°C arasındaki sıcaklıklarda renk değişimi yapabilmektedir. Bu malzemeler genellikle mimari tasarım ve mobilya tasarımı alanında kullanılan malzemelerde görsel çeşitlilik oluşturma açısından tercih edilmektedir. Termokromik malzemelerin sağladığı görsel çeşitlilik mimarlıkta özellikle yapı cepheleri açısından ilgi uyandırmaktadır (Addington ve Schodek; 2005).

Günümüz mimarlığında fotokromik malzemelere oranla daha yaygın bir kullanım alanına sahip olan termokromik malzemelerin mimarlıktaki ilk uygulaması Paris’te bulunan “Ulusal Modern Sanatlar Müzesi”nde (National Museum of Modern Art) 1988 yılında Alman sanatçı Sigmar Polke tarafından yapılan duvar boyasıdır (Ritter; 2007). Günümüzde termokromik duvar boyalarının kentsel açık alanlarda interaktif sokak sanatı oluşturmada kullanıldığı özel örnekler de bulunmaktadır. Londra’da kentsel açık alanda yer alan bir duvarın termokromik boyalar ile boyanması, gün içinde değişen sıcaklıklara bağlı olarak duvarın sürekli renk değiştirmesi, söz konusu duvara insanların dokunması ile oluşan sıcaklık farkına bağlı olarak da duvar yüzeyinin renk değiştirmesi termokromik boyaların mimarlıkta kullanımı açısından önemli bir örnektir (Şekil 5, Şekil 6). Ancak var olan uygulamalarda karşılaşılan en önemli sorun termokromik özellikli boyaların güneşin UV ışınlarının etkisiyle bozulmaya uğraması ve bir süre sonra termokromik özelliğini kaybetmesidir (Addington ve Schodek; 2005).

Termokromik malzemelerin iç mekandaki kullanımlarına önemli bir örnek ise ıslak hacimlerde uygulanan duvar kaplamalarıdır. Söz konusu kaplamanın özgün rengi siyah olup, duştan akan suyun sıcaklığının etkisiyle, sırasıyla sarı – turuncu, yeşil ve mavi renkler almaktadır (Web 5; 2016) (Şekil 7). Termokromik duvar kaplamaları iç mekan tasarımında dekoratif elemanlar olarak dikkati çekmekte, kullanım açısından ise duş yapan kişiler özellikle de çocuklar için duştan gelen suyun sıcaklığı konusunda malzeme ile uyarı yapılmış olmaktadır.

Yapı cephesinde güneş enerjisini önleme görevi yapan termokromik camlar ise farklı cam tabakaları arasına yerleştirilmiş sıvı ya da jellerden oluşmaktadır. Termokromik camın olumlu yönü malzemenin saydamlık/opaklık düzeyinin yapıda herhangi bir ek enerji tüketimine neden olmadan değişebilir olması, mevsim sıcaklığına bağlı olarak iç mekan ısıl konforunu sağlamaya katkıda bulunmasıdır (Şekil 8).  Yalnızca ısı değişimlerinden etkilenen termokromik malzemelerin kullanıcının kontrolünü olanaklı kılmaması ise malzemenin olumsuz yönüdür (Döşemeciler; 2012; Umaroğullları ve Kartal; 2005). Bu nedenle de günümüz mimarlığındaki kullanım amacı yapı cephesinde görsel bir zenginlik oluşturma ile sınırlıdır (Pahlavan; 2011).

Termokromik malzemelerin mimarlıkta kullanımına önemli bir örnek de Londra Kraliyet Sanat Akademisi’ndeki inovasyon birimi öğrencilerinin geliştirdikleri termokromik betondur (Web 7, 2015). Termokromik boyaların betona katılması ve akım taşıyan nikel-krom tellerine doğrudan ısı uygulanması ile çalışan sistem, yüzeyde istenen şekillerin belirmesini sağlamaktadır. Termokromik betonun zeminde kullanılması da olanaklıdır. Glaister, Mehin ve Rosen tarafından Tate Gallery-Londra için yapılan tasarımda, termokromik beton ile oluşturulmuş zemin yüzeyinin, insan yoğunluğuna maruz kaldığında, yürüyen ve ayakta duran insanların ısılarına bağlı biçimde bölümsel olarak renk değişikliği yapması önerilmiştir (Ritter; 2007).

Potansiyelleri yeni ortaya çıkmaya başlayan termokromik polimerler, standart plastik malzemenin üretimi sırasında sonuç ürüne renk değişim özelliği kazandıracak maddeler eklenmesi ile oluşturulmaktadır. Daha verimli ve etkili malzemeler olmalarına ve mimarlıkta kullanılmalarına yönelik araştırmalar sürmekle birlikte termokromik polimerler, enerji saklama ve karbon ayak izini azaltma konusunda önemli malzemeler olarak dikkati çekmektedir. Söz konusu malzemelerin mimarlıkta kullanımlarında vücut ısısını algılayarak renk değiştirme ve çevre dostu olma gibi özellikleri ön plana çıkmaktadır. Polimer kimyacıları özellikle termal değişikliğe bağlı renk değişiminin hızı ve söz konusu malzemelerin büyük ölçekli alanlarda uygulanmaları gibi konular üzerinde çeşitli çalışmalar yürütmektedirler. Termokromik polimerlerin yapı ve bileşimindeki farklılıkların ısı etkisiyle renk değiştirme özellikleri ile olan ilişkisi üzerinde de çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Polimerlerin kimyasal yapısı değiştirilerek oluşturulan yeni malzeme formülasyonları ve yeni dokular ile malzemenin ısı etkisi karşısındaki şekil değişikliğinin tekrarlanabilir olması ve etkililiği test edilmektedir. Güncel araştırma konuları arasında termokromik özellikli polimerlerin geri dönüşümü ve koruma konusunda ne anlam ifade ettikleri gibi sorular yer almaktadır (Web 8; 2016).

Termokromik malzemelerin mimarlıkta başka bir kullanım alanı ise çatı kaplamalarıdır. Bilindiği gibi çatı kaplamaları yapı içi sıcaklığın yönetiminde ve gün ışığının iç mekana alınması ya da yansıtılması açısından önem taşıyan yapı ürünleridir. İç mekan ısısının gereğinden fazla olmasının önlenmesinde, yapının ısıtma ve soğutma enerjisinin ve buna bağlı maliyetlerin azaltılmasında çatı kaplaması önemli bir paya sahiptir. Gün içinde değişen sıcaklık farklarının yanı sıra mevsim değişikliklerine bağlı olarak değişen sıcaklıklara duyarlılık göstererek renk değiştiren termokromik çatı kaplamaları da mimari tasarımda malzeme seçimi açısından farklı bir alternatif oluşturmaktadır (Web 9; 2016) (Şekil 9).

Elektrokromik Malzemeler
Elektrokromik malzemeler, kullanıldıkları ünite içinden elektrik akımı geçirildiğinde optik özelliklerini değiştiren akıllı malzemelerdir. Denetimin kullanıcıda olduğu elektrokromik cam sistemleri, fotokromik ve termokromik pasif cam sistemlerinin oluşturduğu çeşitli kontrol sorunlarına karşı geliştirilmiştir. Nanoteknolojik yöntemlerle üretilmiş ince bir filmin kaplanmasıyla ya da iki cam panel arasına sıvı kuvars filminin yerleştirilmesiyle oluşturulan elektrokromik camların optik özellikleri ve ışık geçirimlilik değerleri isteğe bağlı verilen bir elektrik sinyali, başka bir deyişle basit bir kontrol mekanizması yardımı ile değiştirilebilmektedir (Döşemeciler; 2012; Umaroğullları ve Kartal; 2005). Elektrokromik malzemelerdeki renk değişikliği malzemenin yüzeyinde oluşan oksitlenme – indirgeme sürecine bağlı kimyasal ve moleküler bir değişimden kaynaklanmaktadır. Elektrokromik malzemeyi oluşturan farklı malzeme katmanları renk değişimi açısından farklı sonuçların oluşmasına ya da malzemenin saydam ya da opak görünmesine hizmet etmektedir (Daveiga ve Ferreira; 2005) (Şekil 10, Şekil 11). (Web 10, 2015; Web 11 2015; Web 12, 2016)

Malzemede genellikle hidrojen ve lityum iyonları depolama tabakasından iletim tabakasına taşınmakta ve elektrokromik tabakaya ulaştırılmaktadır. Elektrokromik tabaka genellikle tungsten oksittir (WO3). Sisteme küçük bir elektriksel gerilim verildiğinde hidrojen ve lityum iyonları depolandıkları malzeme katmanından iletim katmanına taşınmakta ve oradan elektrokromik tabakaya geçmektedirler. Bu durum elektrokromik tabakanın optik özelliklerinin değişmesine ve görünür ışığın elektrokromik tabaka tarafından absorbe edilmesine neden olmakta, bu nedenle de malzemenin rengi genellikle kararmaktadır. Verilen elektrik gerilimi düştüğünde malzemeyi oluşturan katmanlar arasındaki iyon geçişi tersine dönmekte ve bu da malzemenin açık renkli görünmesini sağlamaktadır (Şekil 12). Ancak bu süreç çok hızlı gerçekleşmemektedir (Addington ve Schodek; 2005). Elektrokromik camların kararmış durumda kalması için elektrik enerjisinin sürekliliğine gereksinim duyulması malzemenin olumsuz bir yönüdür.

Peter Marino + Ortakları tarafından tasarlanmış olan Tokyo Chanel Ginza Binası’na ait cephedeki camlar, elektrokromik özelliğin LED teknolojisiyle birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Bu sayede gündüz saydam olan cam yüzeyi gece opak hale gelebilmekte, ayrıca camlar markanın reklamını yaptığı siyah beyaz bir ekrana dönüşebilmektedir (Döşemeciler; 2012) (Şekil 13).

Mekanokromik Malzemeler
Mekanokromik malzemeler; çeşitli dış kuvvetlerin etkisi altında, mekanik açıdan baskıya maruz kaldıklarında ya da deformasyona uğradıklarında optik özelliklerini ve buna bağlı olarak da renklerini değiştiren malzemelerdir (Ritter; 2007). Günümüzde bu özelliğin açıkça gözlemlenebildiği en önemli malzeme grubu polimerlerdir (Şekil 14). Mimaride kullanımları henüz yaygın olmayan mekanokromik malzemelerin mimari elemanlardaki aşırı yükleme ya da çatlak – kırık oluşumu gibi mekanik deformasyonların izlenmesinde kullanılma potansiyelleri, üzerinde çalışılması gereken bir araştırma konusudur (Web 14, 2015; Web 15, 2015; Web 16, 2015).

Kemokromik Malzemeler
Kemokromik malzemelerde farklı özellikte kimyasal ortamlara duyarlı çok çeşitli bir yelpaze bulunmaktadır. Kemokromik malzemeler, herhangi bir gaz (gazokromik malzemeler), su (higrokromik – hidrokromik malzemeler), solvent (solvatokromik malzemeler) ya da asit etkisi (halokromik malzemeler) ile karşılaştığında meydana gelen kimyasal bir tepkime nedeniyle renk değiştiren malzemelerdir. Bunlardan gazokromik camlar yapıda pencere ve cephe sistemleri içinde kullanım alanı bulmaktadır. Pencere sistemlerinde kullanılan kemokromik kaplamalar termal enerji kaybını azaltan ya da yapıların güneşten kaynaklı aşırı ısınmasını önleyen, böylelikle ısıtma ve soğutma maliyetlerini azaltan malzemelerdir. Kemokromik pencereler ya da öteki saydam yapı elemanları gaz ile karşılaştıklarında, bir katalizör tabakasına bağlı olarak aktive olurlar ve elektrokromik malzemeler gibi elektrot katmanları gerektirmeden işlevlerini yerine getirebilirler. Cam içinde kullanılan gizli panjur ya da jaluzi sistemlerine oranla güneş ışığı geçişini yüzde 75 oranında azaltabilen gazokromik camlar sayılan öteki sistemlere göre avantaj sağlamaktadır. Çift camdan oluşan pencere ünitesinin bir yüzeyi tungsten oksit ve katalizör görevi gören ince bir tabaka ile kaplanmaktadır. Çıplak gözle görülmesi mümkün olmayan bu tabakalar normal camı gazokromik bir cama dönüştürmektedir. Camlar arasındaki boşluğa küçük bir miktarda hidrojen pompalandığında tungsten oksit saydamlığını koruyarak mavi bir renk almaktadır (Şekil 15, Şekil 16). Camlar arasına yine küçük bir miktar oksijen pompalandığında ise tepkime tersine dönmekte ve cam yeniden önceki rengine kavuşmaktadır (Feng ve diğ.; 2016). Hidrojen gazı üreterek camlar arasındaki boşluğa pompalayan mini düzenek cephe içine gizlenebilmekte, sistemdeki hidrojen yoğunluğu çok düşük olduğundan herhangi bir risk oluşmamaktadır (Ferrara ve Bengisu; 2014).

Hidrokromik malzemeler ise kentsel açık alanlarda bulunan kent mobilyalarında ya da yol kaplamalarında kullanılabilmekte, yağışlı havalarda ilginç sokak sanatı örnekleri sergilenmesini sağlamaktadırlar (Web 18; 2016). Henüz yaygın bir uygulama alanı bulunmamakla birlikte yapı cephelerinde önemli bir kullanım potansiyeline sahiptirler.

Hidrokromik malzemelerin başka bir kullanım alanı ise ıslak hacimlerde uygulanan zemin ve duvar kaplamalarıdır. Hidrokromik mürekkep kullanılarak üretilen ve su olmadığında beyaz görünen kaplama, suyla bir araya geldiğinde, oluşan kimyasal tepkimeye bağlı olarak renk değiştirmekte, bir başka deyişle, kaplamanın üretimi sırasında verilen desen ve renkler görünür hale gelmektedir (Web 19; 2016) (Şekil 17).

Kemokromik malzemelerin, yapı malzemelerinin kimyasal bozunma süreçlerinde erken uyarıcı sistemler olarak kullanılacak potansiyele sahip oldukları görülmektedir. Halokromik boyaların uygulanacakları yüzeyde asidik yapının değişimine bağlı oluşan korozyon, çürüme vb. bozunmalarda renk değişimine uğrayarak uyarı vermeleri olanaklıdır (Orhon; 2012). Benzer şekilde yapı malzemelerinin nem ile etkileşimine bağlı oluşacak sorunlarda higrokromik malzemelerin, hava kirlenmesine bağlı oluşan herhangi bir gaz ile etkileşiminde oluşacak sorunlarda gazokromik malzemelerin erken uyarıcı olarak kullanılma potansiyelleri bulunmaktadır.

Sonuç
Yapı malzemelerinin sağladığı olanaklar, yapıdan beklenen her türlü performansın sağlanmasında büyük rol oynamaktadır. “Optik Özellik ve Renk Değiştiren Akıllı malzemeler” olarak nitelendirilen, çevresel etkilere duyarlı malzemelerin disiplinlerarası akademik araştırmalar ile geliştirilmesi sayesinde mimarlıkta kullanım alanlarının artması olanaklı olacak, bu da daha kaliteli yaşam çevrelerinin oluşturulmasına katkıda bulunacaktır. Böylesi bir sürecin sonucunda söz konusu malzemelerin yapı tasarımındaki pek çok soruna çözüm olabileceğine inanılmaktadır.

Kaynaklar
Addington, M.; Schodek, D.; “Smart Materials and New Technologies”, Architectural Press, Elsevier, 2005.

Daveiga, J.; Ferreira, P.; “Smart and Nano Materials in Architecture”, 2005. http://cumincad.scix.net/data/works/att/acadia05_058.content.pdf

Döşemeciler, A.; “Cam ve Aydınlatma Sistemlerinde Akıllı Malzemeler”, Ege Mimarlık 82, 14-17, İzmir, 2012.

Feng, W.; Zou, L.; Gao, G.; Wu, G.; Shen, J.; Li, W.; “Gasochromic Smart Window: Optical and Thermal Properties, Energy Simulation and Feasibility Analysis”, Solar Energy Materials& Solar Cells, 2016, 144: 316-323.

Ferrara, M.; Bengisu, M.; “Materials that Change Colour”, Springer, 2014.

Orhon, A. V.; “Akıllı Malzemelerin Mimarlıkta Kullanımı”, Ege Mimarlık, İzmir, 2012.

Pahlavan, M.; “Adaptable Facade With Electrochromic Material”, Master Graduation Report, Department of Building Technology, Faculty of Architecture, Delft University of Technology, Delft, 2011.

Ritter, A.; “Smart Materials in Architecture Interior Architecture and Design, BirkhauserVerlag, Almanya, 2007.

Selkowitz, S.; Anders, A.; “Windows of the Future: Materials, Solutions to Global Energy Challenges, International Workshop on Glass for Harvesting, Storage &Efficient Usage of Solar Energy”, Pittsburgh, 2008.

Umaroğulları, F.; Kartal, S.; “Binalarda Kullanılan İleri Teknoloji Ürünü Saydam Elemanların Isıl ve Optik Özellikleri”, Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi 6 (2), 1-8, Edirne, 2005.

Web 1. http://www.vivimedlabs.com/vivimed-products/reversacol-photochromic-dyes/reversacol-applications (Erişim Tarihi: 28.02.2016)

Web 2. http://sustainingourworld.com/wp-content/uploads/2015/10/EC-windows-with-nanotechnology.jpg (Erişim Tarihi: 28.02.2016)

Web 3. http://www.iaacblog.com/programs/the-passive-shading-system-from-the-future/ (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 4. http://troelsflensted.com/work/thermochromic-wall/ (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 5. http://cdn0.lostateminor.com/wp-content/uploads/2013/08/heat_sensitive_tiles.jpg (Erişim Tarihi: 12.03.2016)

Web 6. http://www.businesswire.com/news/home/20110919006691/en/PPG-Pleotint-Co-Market-Environmentally-Adaptive-Glazing-Technology (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 7. http://www.happymaterials.com/clanek/Chronos-Chromos-Concrete-1 (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 8. http://www.hunterlab.com/blog/color-plastics/color-changing-plastics-applying-spectral-data-to-new-technology-development/(Erişim Tarihi: 17.02.2016)

Web 9. http://www.european-coatings.com/Raw-materials-technologies/Raw-materials/Coatings-binders/Thermochromic-catalyst-and-biobased-polymerised-oil-are-the-basis-for-roof-coating (Erişim Tarihi: 17.02.2016)

Web 10.http://i.i.cbsi.com/cnwk.1d/i/tim/2010/11/11/Sage_Chabot_1.jpg (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 11. http://i.i.cbsi.com/cnwk.1d/i/tim/2010/11/11/Sage_Chabot_tinted.bmp.jpg (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 12. http://www.wissenway.in/2015/04/switchable-glass-which-changes-from.html (Erişim Tarihi: 28.02.2016)

Web 13. http://www.zoomart.net/2010/06/13/sgg-priva-lite-vetro-ad-opacizzazione-comandata/ (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 14. http://materia.nl/article/colour-changing-smart-material/colour-changing-smart-material-1/ (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 15. http://www.wired.com/2013/06/new-color-changing-material/ (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 16. https://www.polymersolutions.com/blog/polymer-opals/ (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 17. https://www.ise.fraunhofer.de/bilder/ueber-uns/geschichte/06-uebergeordnete-neutral-017-gaschrome-fenster-en (Erişim Tarihi: 25.12.2015)

Web 18. http://mentalfloss.com/article/70411/beautiful-artwork-only-shows-when-street-wet (Erişim Tarihi: 12.03.2016)

Web 19. http://www.trendweek.com/wp-content/uploads/lux-magic-shower.jpg (Erişim Tarihi: 12.03.2016)