Mezbahadan Sanat Merkezine Bir Yeniden İşlevlendirme Örneği: Matadero Madrid

Doç. Dr. Füsun Seçer Kariptaş
Arş. Gör. Zeynep Fırat

Endüstri yapıları, inşa edildikleri dönemin teknolojisini ve ekonomik düzenini aktarması, toplumun yaşadığı belirli bir süreci yansıtması açısından büyük bir öneme sahiptir. Zamanla işlevlerini kaybederek harap ve bakımsız kalan bu yapıların yeniden işlevlendirme uygulamalarının, çoğunlukla kamuya açık kültürel ve sanatsal amaçlı olduğu görülmektedir. Madrid kenti de bu konuda çok başarılı restorasyon çalışmalarına sahiptir. Kent birçok başarılı yenileme projelerine sahip olması ile birlikte, bazı restorasyon projelerinde mimarlar tarafından oldukça cesur kararların verildiği dikkat çekmektedir. Bu örneklerden biri de şüphesiz “Matadero Madrid”dir. Manzanares Nehri kıyısında yer alan, içerisinde eski hayvan pazarı ve mezbaha binalarını barındıran bu sanayi kompleksi, günümüzde birden fazla etkinlik ve sergiler sunan çağdaş bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.

Madrid şehir meclisi tarafından 2003 yılında başlatılan yenileme süreci ile “mimari uyum ve kentsel-çevresel kontrol planı ile binanın özgün stilini muhafaza” üzerinde odaklanarak, kompleksin sosyo-kültürel amaçlı olarak kullanılmasına karar verilmiştir. Bu şekilde yapılan restorasyon çalışmasında mimarlar, binanın kanlı geçmişini her fırsatta anımsatmaktan çekinmemişlerdir. Öyle ki bugün yapının Arap mimarlığından esinlenen duvarlarında grafitiyle, kan lekeleri birbirine karışmış durumdadır. Bina aslında büyük, karanlık ve cesur atmosferi ile eski cezaevi ya da psikiyatri servislerine benzerken, yeni işlevi ile insanları kültürel anlamda destekleyen, onlara yeni ufuklar açan ve aynı zamanda eğiterek eğlendiren bir mekana dönüşmüştür.

Matadero Madrid
Madrid kenti, zengin tarihsel mirasının yanı sıra, canlı bir kültür ve sanat odağı olarak da önem taşır. Farklı dönemlerdeki gelişmeleri yansıtan karşıt mimari üslupların bir arada bulunduğu bir kenttir. Başlangıçta Magripliler’den alınan Alcazar Kalesi’nin çevresinde gelişen kentin uzun bir dönemden sonra doğu yönünde gösterdiği ağır ilerleme, 20. yy’da hızlı dönüşümlerle belirlenen bir yayılma biçimini almıştır. Madrid kentinin büyük bölümü sıkışık bir yapılaşma izlenimi vermektedir. Bunun temelinde geçmişte tek katlı yapıların yaygın olması, resmi yapılarla manastırların geniş bir yer tutması ve kent surlarının ancak 19. yy’ın ikinci yarısında yıkılması gibi nedenlerle yapılaşmanın sınırlı bir alanda yoğunlaşması yatmaktadır (2). Ayrıca Madrid’de pek çok tarihi yapının yeniden işlevlendirilerek yaşam bulduğunu görmek olanaklıdır. Binalara verilen yeni işlevlerle yaşatılması konusunda güzel örneklere sahip olan kentte, bu anlamda en ilginç örneklerden biri de Matadero Madrid yapısıdır.

Konumu ve Tarihçesi
20. yy’ın başından bu yana Arganzuela’da bulunan bu yapı, mezbaha ve hayvan pazarı olarak kullanılmaktaydı. Ancak günümüzde Matadero Madrid, sanatsal eğitim ve diyalog hizmetleri veren, sürekli değişkenlik gösteren bir alandır. Kuruluş amacı, bugünün ve yarının kültürünü oluşturmak için çağdaş, sosyo-kültürel çevre ve destek süreçlerini yansıtmaya yardımcı olmaktır.

Mezbaha yapıları da endüstri mirası kapsamında değerlendirilen ve dönemin mimari özelliklerini yansıtan yapılardır. Özellikle 19. yy sonu ve 20. yy başında farklı bölgelerde inşa edilen mezbaha yapılarında, mimari dil bütünlüğü dikkat çekicidir. 21 Haziran 1911 tarihinde inşa edilmeye başlanan mezbaha ve hayvan pazarı, 20. yy Madrid mimarisinin en tekil sanayi kuruluşlarından biriydi. Luis Bellido y Gonzalez tarafından yapının çevresine eklenen tesisler, işlevsellik, yapıcı rasyonalite gibi düşüncelerle karakterize edilmiştir (10).

Bina başlangıçtan iç savaş zamanına kadar kentin başlıca mezbahası olarak hizmet vermiştir. İç savaşın ardından, yapı mezbahanın yanı sıra başka amaçlar için de kullanılmıştır. 1940’lı yıllarda patates deposu olarak işlevlendirilmiş, daha sonra seraya dönüştürülmüştür. Hatta bir süre Ulusal İspanyol Balesi Şirketi olarak kullanılmıştır (2).

İnşa edildiği günden bugüne kadar, mezbahadan evsizlerin barınağına, bir modern sanat, tiyatro gösteri merkezinden belgesel film merkezine dönüşen Matadero Madrid, günümüzde kentin kültürel bir laboratuvarı gibi çalışmaktadır. Duvarlarla çevrili 5.500 metrekareli merkezdeki restoranlar ve devlet tiyatroları geçen yıl 500 binden fazla kişiyi ağırlamış durumdadır. Ancak İspanya’da yıllardır süren ekonomik kriz nedeniyle kültür ve sanata giden devlet desteğinde yarıya yakın kesinti olmuştur. Bu durumda sanat kurumları programlarını daraltmak ya da özel bağışçılarla ilişki kurmak durumunda kalmıştır. Devletin sanata verdiği destek azaldıkça özel kurumlar yardım için devreye girmektedir. Bu kurumlar bir yandan para yardımı yaparken öte yandan binaya taşınmaktadırlar. Yapının içinde bir tasarımcılar birliği, bir yayınevi vakfı ve Avusturyalı enerji içeceği üreticisi Red Bull’un büroları bulunmaktadır (6).

1983 yılında mimar Rafael Fernandez-Rañada binayı, Casa del Reloj (Saat Evi) olarak da bilinen Arganzuela Belediye Meclis Binası’nın yönetimi için kullanılabilecek şekilde değiştirmiştir. 1987’de aynı mimar büyükbaş hayvan deposunu yenilemiş ve sosyo-kültürel faaliyetlerde kullanılmak üzere projelendirmiştir (10).

1996 yılına kadar mezbaha olarak kullanılan yapı, yine aynı yıl İspanya Genel Kentsel Planlama Tüzüğü’nün aldığı kararla kapatılmıştır. 2003 yılında Madrid Şehir Konseyi çağdaş sanatsal yatırım için bu alanı dönüştürmeye ve yenilemeye karar vermiştir. Restorasyon sürecinde yapının karakterini bozmamak, endüstriyel malzemeler kullanılarak esnek ve geri dönüşümlü olmasını sağlamak gibi kararlar alınmıştır. 26 Eylül 2005 tarihinde mimari uyum ve kentsel çevre planına uyularak, kullanım alanının yüzde 75’e çıkarılması istenmiştir. 2006 yılında açılan yarışmalarla, Matadero Madrid bünyesinde bulunan tesisler, yarışmaların birincileri tasarımcılarla, ortak projeler kapsamında yenilenmiştir (10).

Bugün Matadero Madrid Sanat Merkezi olarak şehir konseyi tarafından işletilmeye devam edilmektedir. Koordinasyon ekibi, kültür merkezini çağdaş sanatsal yatırım için büyük bir labaratuvar olarak tanımlamaktadır. Ayrıca yapılan restorasyon çalışmasında esnek ve geri dönüşümlü bir mimari tasarım anlayışı kullanıldığı görülmektedir.

Matadero Madrid Yapısının İşlev Değişimi ve Günümüzdeki Durumu
Yapının, Legazpi bölgesinde kapladığı toplam alan 148.300 metrekaredir. Yol ile birlikte bu alan toplam 183.566 metrekare olmaktadır. Yapının girişi 2,5 metrelik yüksek duvarlarla çevrilidir. Aslında Matadero Madrid yapılar topluluğundan oluşan bir komplekstir. Bu kompleksteki her bir bina, başlı başına bir sanat ve kültür merkezi olarak çalışmaktadır. O nedenle burayı kültür ve sanat yapısı olarak değil, kültür ve sanat bölgesi/alanı olarak nitelemek daha doğru olacaktır.

Matadero Madrid’in en üst düzeyde yaratıcılık ve en az müdahale ile yenilendiği söylenebilir. Ayrıca binalarda kullanılan malzemeler, binaların formuna uygun olarak kullanılmıştır. Yapının dış cephesinde soyut tasarımlar ile Neo-Mudéjar akımın etkisi görülmektedir Restorasyonda kullanılan malzemeler, kompleks içindeki binalarda kullanılan malzemelerden adapte edilerek uygulanmıştır.

Günümüzde Matadero Madrid’in bir bölümü geniş davetlere ve organizasyonlara izin veren sergi alanları olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu labirenti andıran iç mekanda, sinemalar, tiyatrolar ve toplantı odaları bulunmaktadır. İç mekanda kullanılan boya ve ışıklandırma değiştirilmemiş, loş olarak bırakılmıştır. Yapının bahçe bölümünde, Fransız-Alman ortaklığında kurulan Atelier le Balto grubu ekolojik faaliyetler yürütmektedir.

Yapıda Bulunan Tesisler
1.Vestibulo (Giriş): Giriş salonunun olduğu bölümdür. 157 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Paseo de la Chopera Caddesi’nden girilerek öteki tesislere ve bahçeye çıkılır. Bu bölümde danışma bürosu da bulunmaktadır (10).

2.Intermediæ (Orta Bölüm): Intermediæ, kamuya yönelik deneysel bir programı kapsayan tesistir. Bu tesis, bir araştırma laboratuvarı olarak tasarlanmıştır. Bu alanda faaliyet gösteren Yaratıcı Sanatlar Hibe Programı toplulukla birlikte çalışmaktadır. Amacı keşif, araştırma ve deneysel çalışmalardır. Bunlar, ekoloji, sanat ve aktivizm, keşfetmek için oyunlar, görsel kültür ve arşivleme süreçleri olarak gösterilebilir. Bu çalışmalar izleyicinin katılımına açık toplu projelerin geliştirilmesini teşvik eder. 2006 yılında açılan bu mekan, mimar Arturo Franco’ya Madrid Şehir Konseyi’nin 21. Şehircilik, Mimarlık ve Bayındırlık Yarışması’nda, İnşaat Rehabilitasyon Ödülü’nü kazandırmıştır (10).

3.AbiertoxObras (AçıkxYapıt): 880 metrekarelik bir alana sahiptir. İçerisinde 500 kişi barındırabilmektedir. Eski mezbahanın yenilenen soğutma odası, günümüzde sanatsal çalışmalar için kullanılmaktadır.

4.Central de Diseño (Tasarım Merkezi): Madrid sakinlerine ve turistlere ayrılan bu alanda, yalnızca tasarım ile ilgili projeler yaşama geçirilmektedir. Bu projeler, grafik, endüstriyel tasarım ve iç mimari tasarımla bağlantılıdır. Tasarıma teşvik için Madrid’in ölçüt alanı olan ekonomi ve kültür alanına paralel projeler planlanmaktadır. Bu projeler, grafik, ürün ve mekan tasarımlarının yardımıyla ortaya çıkarılmaktadır. Grafik ya da endüstriyel tasarımın her türlüsü Central de Diseño’da sergilenmektedir. Buradaki çalışmalar “Association For Designers From Madrid” (DIMAD) (Madrid Tasarımcılar Derneği) tarafından yürütülmektedir ve kurdukları vakıf tarafından desteklenmektedir (10).

5.Naves del Español: Matadero Madrid, özellikle sahne sanatları odaklı sanat çalışmalarına önemli bir kaynak ayırmaktadır. Bu tesis projenin temel taşlarından biridir. Üç ayrı binadan oluşan Naves del Español kompleksinin içerisinde kafe, ana salon, fuaye, prova ve eğitim alanları bulunmaktadır. Matadero Madrid kompleksinin merkezinde yer alan bu üç bina mekansal özellikleri ile birbirinden ayrılmaktadır. Sahne sanatlarını Teatro Español yönetmektedir. Ayrıca performans alanında fuaye ve lobi ile birlikte kullanılan tiyatro kafe (Café Teatro) 300 kişilik bir kapasiteye sahiptir. Bu kafe ile birlikte ana salona (5b: Sala1) dahil olan bu bölüm, üç binadan oluşmaktadır. Oda 2 (5c: Sala 2) olarak adlandırılan bölümde ise prova ve eğitim alanlarıyla, küçük formatlı gösteriler sunulmaktadır (10).

6.El Taller (Atölye): 100 kişilik kapasiteye sahip bu atölye, halk ve sanatçılar arasındaki toplantılar için tasarlanmıştır. Her türlü konferans, atölye çalışmaları ve tartışmalar burada yapılmaktadır.

7.Cineteca (Film Arşivi): Madrid’in en geniş sinema ve özellikle belgesel dökümanlarının bulunduğu yerdir. Ayrıca, Documenta Madrid Film Festivali’nin daimi gösterim yeridir. Churtichaga+Quadra-Salcedo mimarlık bürosu günümüzde bu alanı yenilemiştir. Bu alanda bulunan merdivenler ve aydınlatmalar sinema salonuna farklı bir görünüm kazandırmıştır.

8.Casa del Lector (Okuyucu Evi): İspanyolca ders kitapları yayımlayan Anaya’nın kurucusunun okumayı teşvik etmek için kurduğu Casa del Lector adlı vakıf, yerleşke içindeki bir domuz mezbahasının ileri teknoloji donanımlı bir konferans ve sergi salonuna dönüştürülmesini 16,8 milyon dolara finanse ettikten sonra Matadero’ya taşınmıştır. Vakıf, çeşitli temalar üzerine konferanslar, atölyeler ve sanat sergileri düzenlemektedir. Bu mekan hem profesyoneller, hem de halk için okuyucular ve kitaplar üzerinde düşünülerek tasarlanmıştır. Bu bölümde amaç öncelikle çocuklara ve gençlere kitabın, yazarın önemini anlatmaktır. 2006 yılında açılan yarışma sonucu, Ensamble Studio & Anton Garcia Abril tasarım ve inşaat, Alberto Corazón grafik tasarımı ve Jesus Moreno & Associates iç mekân tasarımında yer almışlardır.

9.ve 10. Calle y Plaza Matadero (Matadero Sokağı ve Meydanı): Bu meydan toplantı ve büyük açık hava organizasyonlarına ev sahipliği yapabilen bir meydan niteliğindedir. Matadero Madrid’in tam ortasında bulunan bu alan adeta büyük bir agora şeklindedir. Kompleksin çeşitli noktalarına erişime izin veren ve farklı binalara dağılımı sağlayan bir mekandır. Büyük sanat etkinlikleri için hem tek tek, hem de birlikte kullanılabilmektedir. Açık havada yapılan etkinlikler arasında, dans, tiyatro, sirk gösterileri, konserler ve büyük sanat etkinlikleri sayılabilir.

11.Depósito de Especies (Türlerin Deposu): Eskiden mezbahanın su deposu olarak kullanılan mekan, günümüzde “Nuh’un Gemisi” adı verilen, bitki türlerinin arşivi haline getirilmiştir. Depo 25 metre yüksekliğinde, 14 metre çapındadır. Matadero Madrid bünyesinde mimarlar Langarita ve Navarro işbirliğinde yaşama geçirilmiştir.

12.Nave 16: Mimari açıdan her türlü organizasyonu barındırabilen, yaklaşık 4.000 metrekarelik bir alan kaplayan Nave 16, Matadero Madrid’in görsel sanatlarda kalbi olarak sayılmaktadır. Ayrıca, 1.300 kişi ayakta ve 2.000 kişilik oturma kapasitesine sahiptir. Burada sunumlar, büyük sergiler, konserler, iş üretim atölyeleri, performanslar ve sosyal etkinlikler yapılmaktadır. Iñaqui Carnicero, 2006 yılında Nave 16 için düzenlenen yarışmada birinci olarak, bu yapının restorasyon ve düzenlemelerini yapmıştır.

Nave 16’nın içerisinde barındırdığı Nave de Musica, Kasım 2011 yılından itibaren Red Bull Music Academy tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Red Bull kendi müzik akademisini kurmak ve binanın iç mekanında bahçe oluşturmak için maddi anlamda büyük yatırım yapmıştır. Akademi’de aynı zamanda profesyonel kayıt stüdyosu ve sahne bulunmaktadır. Günümüzde, bütün müzikal programlar bu alanda sergilenmektedir. İçerisinde, radyo ve kayıt stüdyoları ile dokuz prova odası, konserler ve başka etkinlikler için küçük bir sahne barındırmaktadır. Ayrıca, müzisyenler ve sanatçılar prova ve denemeler için kayıt odalarını kiralayabilmektedirler. Buna ek olarak RBMA Radyo, stüdyo olarak kullanmaya başlamıştır. Meksikalı tasarımcı Jerónimo Hagerman ile genç mimarlar Langarita ve Navarro iş birliğinde tasarlanmıştır. Sonuç olarak, Nave de Musica hem konserlerin düzenlendiği, hem de radyosu ve stüdyolarıyla sanatçılara kapı açan bir mekandır.

Ayrıca Matadero Madrid içerisinde, farklı disiplinlerde çalışmalarına karşın ortak özellikleri, görsel sanatlar, sahne sanatları, mimari ve kentsel planlama verilerine ulaşılabilen Archivo Matadero (Matadero Arşivi), alternatif peyzaj alanında çalışan Fransız-Alman grup Atelier le Balto’nun, ekolojik ve katılımcı etkinlikler sunduğu Avant Garden ile uydu bürosu aracılığıyla çağdaş sanat sektöründeki profesyoneller için özel hizmetleri olarak atölye çalışmalarını yaşama geçiren, AVAM – Associated Visiual Artists of Madrid (Madrid Görsel Sanatçılar Örgütü) bulunmaktadır (7).

Sonuç
Geçmiş yıllardan günümüze kadar gelen ve yapılış amaçlarını yitirmeye yüz tutan tarihi yapılar, gelecek nesillere tekrar hizmet edebilmesi amacıyla yeniden işlevlendirilerek toplum kullanımına sunulmalı ancak söz konusu yapıya yapılacak müdahalelerde o mekanın taşıdığı tarih, kültürel, sosyal ve sanatsal değerlerin kayıp yaşamaması için oluşturulan ölçütlerin doğru şablonlar ışığında belirlenmesi gerekmektedir. Bu yaklaşım ile insanların gereksinimlerine uyum sağlayan ve değerlerini yitirmeyen yeniden işlevlendirilmiş ve toplum yararının kullanımına sunulmuş yapılara sahip olunabilir. Matadero Madrid yapısı da, mezbaha işlevinden, sanat merkezine dönüşen ve yaşamını sürdüren başarılı bir yeniden işlevlendirme projesidir. İspanya’nın Madrid kentinde bulunan yapı, yeniden işlevlendirilirken, belirlenen işlevler doğrultusunda bulunduğu çevre ile ilişkisine ve mimari planlarına bağlı olarak hareket edilmiştir. Bulundukları konum ve mimari plan açısından hacimsel ve mekansal kurguları bu duruma uygun olarak değerlendirilmiştir. Değişim zaman ile kaçınılmaz olmakta, verilen yeni işlevlerle yapının yeniden yaşam bulması ve terk edilip yok olmasına karşı değer kazanmasını sağlamaktadır.

Matadero Madrid restorasyon sonrası kazandığı yeni kimliği, kültürel ve sosyal etkinlikleri ile eğitici, öğretici ve eğlendirici bir mekan olarak yaşamını sürdürmeye devam etmektedir. Çevresindeki mahalleden bütün kente yayılan kullanıcı profiline sahip Matadero Madrid endüstri geçmişine son derece saygı duyularak yeniden işlevlendirilmiştir. Yeni işlev verilirken, çağdaş sanatsal yaratımın önemli olduğu, ayrıca çok disiplinli ve çığır açan bir bakış açısı hedeflenmiştir. Görsel sanatlar, edebiyat, sahne sanatları, film, müzik, tasarım, mimarlık, şehir planlama ve peyzaj gibi kültürel yaratımın çeşitli alanlarında çalışan bu tesiste, toplumun katılımı da kolaylaşmış, projenin ve en önemlisi yapının canlılığı sürdürülmüştür. Dünyada birçok mezbaha yapısının benzer şekilde yeniden işlevlendirilerek kültür merkezine dönüştürüldüğü bilinmektedir. Ancak burada ciddi bir şekilde, kullanıcılarla binanın bütünleşmesi, birbirini desteklemesi ve yaşam bulması her yeniden işlevlendirme uygulamasında görülmesi istenen bir görüntüdedir. Matadero Madrid yapısı gelecekte yapılacak yeniden işlevlendirme çalışmalarına örnek olmalıdır. Ülkemizde de bu tip yeniden işlevlendirme uygulamalarının kısa zamanda artacağı, endüstri mirası kapsamında yıllarca boş ve harap bir şekilde bekleyen birçok yapının, halk ile bütünleşip yeniden yaşamaya başlayan yapılar olacağı umut edilmektedir.

Kaynaklar
1. Alejandro Valdivieso Royo arşivi.

2. Matadero Madrid, Madrid, 2011 yayını.

3. Tema Larousse; Tematik Ansiklopedi, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1993.

4. Fundacion Coam Mimarlık Yayını.

5. www.ensamble.info

6. www.mataderomadrid.org/new-times-new-architecture.html

7. www.inaquicarnicero.com/#Nave-16-Matadero-Madrid

8. www.plataformaarquitectura

9. www.cinetecamadrid

10. Fırat, Z.; “İspanya Madrid Kentinde Bulunan Yeniden İşlevlendirilen Yapıların İç Mekan Değerlendirilmesi”, H. Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2013.

11. Memorica Historica Para El Proyecto de Rehabilitacion del Antiguo Matadero Municipal de Madrid, 2005.