“Mekansallık: Sanat Üretiminde Eşzamanlılık Durumu”

Şehir ve Mekan Kitaplığı serisinin ilk kitabı “Mekansallık: Sanat Üretiminde Eşzamanlılık Durumu”, Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayımlandı.

Çok katmanlı ve çok bileşenli yapısıyla şehrin, zamansal ve mekansal olarak birçok disiplinin uğraşı alanı olan yaşayan bir organizma olduğu bilinir. Ona anlam katan birçok unsuru içinde barındırır ve son kertede mekansız bir şehir düşünülemez. Şehir mekana anlam katarken, mekan da şehri örer. Şehir ve Mekan Kitaplığı ile şehir ve mekan arasındaki ilişki biçimine farklı açılardan bakmayı deneyip, sorgulayarak, üretilmiş çağdaş metinlere odaklanacak bir seri hedefleniyor.

Şehir ve Mekan Kitaplığı’nın okuyucularıyla buluşacak ilk üç kitabı, akademik ortamda farklı yazarlarca tartışılmış olan tematik yazılardan oluşuyor. Üç kitapta da “mekan” ana eksende yer alarak birleştirici bir ortak özellik gösteriyor. Öte yandan şehir veya mekan, her bir kitapta başka bir kavramla ilişkiye girerek, derinlemesine bir açılım sağlamış oluyor. Bu serinin ilk kitabını “Mekansallık / Sanat Üretiminde Eşzamanlılık Durumu” oluşturuyor. Mekansallığın ve eş zamanlılığın ana eksende yer aldığı bu kitap; çağdaş sanattan tiyatroya, mimarlıktan müziğe, edebiyattan dansa uzanan geniş bir çerçevede tartışılan yazılarla önemli bir başvuru kaynağı olma niteliği taşıyor ve bu özgün temayı disiplinlerarası bir platformda tartışmaya açıyor. “Mekansallık / Sanat Üretiminde Eşzamanlılık Durumu” Ağustos ayında kitabevlerinde olacak.

Serinin ikinci kitabı “Mekan ve Yer” ise bu defa mekan ve yer arasındaki ikili ilişki biçimini; kentsel mekanı oluşturan coğrafi koordinatlar, özne ağırlıklı davranışsal örüntüler ya da iktidarın güç alanı gibi birçok kanaldan tartışmaya açık alanlarda sorguluyor. Bu kitapta yer alan yazılar da uzunca bir zamandır mimarlık, şehircilik, antropoloji, sosyoloji, coğrafya gibi tasarım ve sosyal bilimler alanında tartışılmakta olan bir kavram çifti “mekan ve yer”e farklı noktalardan değinerek, ezber bozmayı hedefliyor.

Serinin üçüncü kitabı “Doğu Yolculuğunun 100. Yılında Le Corbusier” ise aynı zamanda mimar ve şehir plancısı olan başat bir modernist öznenin güdümünde oluşan öncü yaklaşımları mercek altına alıyor. Le Corbusier’nin kendi düşünsel zenginliği içinde resimden mimariye, objeden şehre kadar geliştirdiği farklı ölçeklerdeki ve çeşitli alanlardaki üretimlerine yaklaşarak, bunların arkasında yatan modernist düşünceyi analiz ediyor.

Serinin yayın politikasının ana damarı olan şehir ve mekan arasındaki farklı ilişki biçimleri, bu üç kitabın ardından başka kitaplarla devam edecek, okurları şehir ve mekan konusunda farklı coğrafyalar, farklı yerler, farklı zamanlar ve farklı kültürlerle buluşturacak ve yeni araştırma alanlarının tetikleyicisi olacak.