Libya’daki Sel Felaketi Unesco Dünya Mirası Listesindeki Arkeolojik Alanlara Zarar Verdi
Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan felaketler, doğa ve kent arasındaki ilişkinin yeniden düşünülmesinin hem bugünümüz için hem de tarihi korumak için ne kadar önemli ve acil olduğunu bir kez daha gösteriyor.
11 Eylül’de Fas’ta yaşanan büyük depremden iki gün sonra Storm Daniel tarafından Kuzeybatı Libya’da doldurulan alan, iki barajın çökmesine sebep oldu. Kentin kıyı şeridi boyunca çamur ve su taşkını yaşandı. Binlerce insanın ölümüne sebep olan ve Derna Liman Kenti’ne büyük zarar veren sel aynı zamanda Bingazi, Bayda, Al-Marj gibi şehirler ve köylerde de büyük hasara neden oldu. Felaketin boyutu hala değerlendirilirken 10,000’den fazla insan henüz kayıp ve binlercesi de evlerinden olmuş durumda.
Helenistik dönemden kalma eserlere ev sahipliği yapan, bir zamanlar Roma, Bizans ve İslam etkilerinin kesişiminde durduğu noktada tarihi ve kültürel açıdan büyük öneme sahip olan Derna’nın tüm mahalleleri, taşan Wadi Derna Nehri’nin yıkıcılığıyla sular altında kaldı. Başlangıçta bir Grek kolonisi olarak kurulmuş olan bu şehirde çok kültürlülük, kamusal alanlarda ve pazarlarda görünür olduğu gibi tarihi şehir merkezinde camii, kilise ve sinagoga ev sahipliği yapmasıyla da gözlemlenebiliyor.
2016 yılında Dünya Miras Komitesi tarafından Libya’dan beş yeni arkeolojik alan Dünya Miras Listesi’ne eklenmişti. Bu alanlar Cyrene Arkeolojik Alanı, Leptis Magna Arkeolojik alanı, Sabratha Arkeolojik Alanı, Tadrart Acacus Taş Sanatı Alanı ve Ghadames Tarihi Kenti olarak açıklanmıştı.
Haberlerden elde edilen bilgiler içerisinde, Susa ve Shahat arasındaki yolun yıkıldığı yer alıyor. UNESCO listesinde yer alan Cyrene Arkeolojik Alanı burada bulunuyor. Thera Grekleri kolonisinin kalıntılarını barındıran alanda sonradan Roma’ya uyarlanmış olan Helenistik dönemin ana şehirlerinden biri yer alıyor. Uluslararası yardım çalışmaları selden etkilenenlere yardım için harekete geçti.