Köstem Zeytinyağı Müzesi

Cephe, İç Mekan (Mağaza ve Restoran), Peyzaj Tasarımı
Selina Kazazoğlu Interior & Product Design

İşveren
Köstem Zeytinyağı Müzesi

Proje Yeri
Urla, İzmir

Tamamlanma Tarihi
2017

Toplam İnşaat Alanı
6.150 m²

Fotoğraflar
Ozan Çelik

Endüstriyel dönemin simgesi olan çelik malzemenin, eski tuğla işçiliğinin ve terazzonun zamansız bir bütünlük içinde biçimlendirdiği Köstem Zeytinyağı Müzesi, Y. İç Mimar Selina Kazazoğlu tarafından doğayla iç içe bir atmosferde sanatsal dokunuşlarla tasarlanmış.

Köstem Zeytinyağı Müzesi’nin cephe, peyzaj, giriş, mağaza ve restoran bölümlerinin iç mekan tasarımını hayata geçiren Y. İç Mimar Selina Kazazoğlu tarihi dokusu olan, sanatsal dokunuşlara sahip ve doğa ile iç içe bir atmosfer yaratmayı hedeflemiş.

Endüstriyel dönemin sembolü olan çelik malzemenin ve tarihteki dönüm noktalarından biri olan buhar makinalarının milyonlarca imalatın işleyişini değiştirerek zeytin sıkımında da önemli bir role sahip olması projenin önemli ilham kaynakları olmuş. Köstem Zeytinyağı Müzesi’nin kurucusu Doç. Dr. Levent Köstem’in projenin ilerleyen aşamalarında koleksiyona dahil ettiği buhar makinası da bu nedenle müzenin kıymetli ürünlerinden biri haline gelmiş. Endüstriyel dönemin önemli detaylarından biri olan eski tuğla işçiliğine yer verilen müze yapısında nötr ve zamansız bir tarz yaratmak hedeflenmiş. Müzenin varoluş sebebi olan zeytin sıklıkla göz önüne serilmek yerine kullanılan renklerle tasarıma bir arka plan oluşturmuş.

Projenin önemli unsurları arasında yer alan çelik işçilikleri ve detayları Emrah Polat’ın tecrübesiyle Metalikon Çelik Yapı tarafından hayata geçirilmiş. İç Mimar Selin Kazazoğlu’nun İrlanda seyahatinden esinlenerek tasarladığı eski kent dükkanları cephe dokusu çelik uygulama ile özgün bir tasarıma sahip olmuş. İç mekan zeminlerinde sokak etkisini yakalayabilecek, aynı zamanda temizliği kolay ve konseptle uyumlu bir uygulamaya ihtiyaç duyulmuş. Bu doğrultuda eski zamanlarda da sıklıkla kullanılan terrazzo tercih edilmiş. Krom çıtalarla parçalanan zeminler, kullanımı pratik, kir göstermeyen, görsel anlamda da güçlü bir çalışma oluşturmuş.

Levent Köstem’in de konuya olan ilgisiyle peyzaj tasarımında bir gölet oluşturmak ve etrafında sayısız çeşitlilikte bitkiye yer vermek fikri üzerine ilerlenmiş. Aynı çeşitlilik tüm müze çevresinde de sürdürülmüş.