Kinetik Prototipler: 1.Sınıf Tasarım Stüdyolarında Etkileşimli Ara-Yüzler

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Orkun Özüer
Doç. Dr. Fitnat Cimşit Koş

Bu çalışma, İstanbul Beykent Üniversitesi Birinci Yıl Endüstriyel Tasarım Stüdyosu olan “FOLD-Kinetic” çerçevesinde geliştirilen kinetik tasarım deneylerini ve buna bağlı üretim biçimlerinin olanaklarını keşfetmeyi amaçlamaktadır. Etkileşimli ve performatif ayırıcılar ve ara-yüzler için tasarlanmış bu kinetik ürünler hem fiziksel elemanlar hem de davranışsal aktörler olarak sınırları yeniden düşünmek için araştırılmıştır. Bu amaçla, bu makale aşağıdaki soruları cevaplamaya çalışacaktır:

  • Bir ayırıcı etkileşimli bir aracı olarak nasıl davranabilir?
  • Tasarım araçları ile fiziksel ajanlar arasında performatif bir ilişki var mı?
  • Bu süreç nasıl organize edilebilir?

Bu amaca uygun olarak, makalenin kapsamı performatif mekanizmaları ve bunların üretim sürecinde araştırılan geometrilerin konstrüksiyonla entegrasyonuna ait deneyleri kapsamaktadır. Duyarlı eylem bir formdan daha fazlasıdır ve etkileşimli bir geometriye dayalı duyarlı bir oluşum oluşturur. Bu nedenle, her öğrenci, duyarlı ve kinetik olan belirli bir bağlamda kinetik bir bölücü ara-yüz keşfetmeye çalışmıştır. Bu makale, etkileşimli bir tasarım sürecini organize etmek için tasarımdaki katlanmış konfigürasyonların olası özelliklerini araştırmayı hedeflemektedir. Stüdyoda deneylerin temelindeki tasarım sorusu olan “performatif ayırıcı” yalnızca fiziksel tabanlı bir ara-yüz değil, aynı zamanda kavramsal bir referanstır. Bu kavramsal referans, beklenmedik veya görünmez olabilen olası performatif ajanlardan bahsetmektedir. Bu çalışmanın kavramsal çerçevesi hem mevcut bağlamda hem de üretim süreçlerinde fabrikasyon araçlarına bağlı yapısal tasarım modelleri ile mevcut tasarım yaklaşımları arasındaki etkileşimlerin olasılıklarını, kinetik prototipler ile açığa çıkarmak üzerine kuruludur. 

Kinetik Tasarım ve Konstrüktif Geometriler
Hem bilgisayar teknolojileri hem de tasarım aracılarının temel ilkeleri aracılığıyla üretim modellerindeki iyileştirmeler, konstrüktif gelişmeler ve evrimsel stratejiler yoluyla alternatif kaynaklar sunmaktadır. Bu bağlamda kinetik olan ise, boşluk ve malzemedeki dinamik ve elastik yönelimlerdir. Bu yönelimleri kontrol etmek ve üretmek için, yapıcı geometrilere ve kapsamlı stratejilere dayalı operasyonel sistemlere ihtiyaç vardır. Lawson’ın tasarım hedefleri aracılığıyla tartıştığı gibi, tasarım karmaşık organizasyonel ve işlevsel gereksinimleri içermelidir ve bu nedenle mevcut ve gerekli koşulları analiz etmenin yanı sıra, olası yanıtları üretip değerlendirmenin tekrarlayan bir müzakeresini oluşturur. Bu tür yinelemeli süreçler yoluyla kazanılan ek bilgiler, belirli bağlamın daha fazla analizini veya hatta önceden tanımlanmış tasarım hedeflerinin ayarlanmasını gerektirebilir (Lawson, 2006: 6-15). Bu hedefler duyarlı ve uyarlanabilirdir. Sapienza ve Versaci’nin (2014: 225-231) belirttiği gibi, duyarlı ve kinetik bir yapının tasarımı, bileşenlerin malzeme dönüşümü olmaksızın geometrik bir dönüşüme dayanmalıdır. Bu dönüşüm, tüm temel niceliklerin diğerlerine bağlı olduğu bir modele dayanmaktadır. Kinetik ilkeler ve metodolojiler, yeniliklere dayalı yeni bir uzmanlaşma yolu yaratır. Bu yapıcı geometriler son derece adaptiftir ve karmaşık işlemlere referans oluşturabilir. Bu referanslar hem mikro hem de makro ölçekte geometrik kodlara sahiptir. Bu sistemler ve bunların operasyonel mantıkları öngörülebilir oluşumlara sahip olduğu gibi karmaşık geometrilerle öngörülemeyen ve eşzamanlı senaryolara da sahip olabilir (Resim 1).

Resim 1. FOLD-Kinetic stüdyosundan kinetik model örnekleri.

Kinetik tasarım hem geometriden öğrenir hem de aynı zamanda geometriyi anlamamızı sağlar. Bu karmaşık ve yapıcı geometrilere bağlı konstrüksiyon sistemler bir formdan daha fazlasını ifade eder. “Bilgi teknolojilerinin kullanımı ile yapı temelli form bulma arasındaki kritik fark, altta yatan bir geometrik koşul olmadan, önceden tanımlamadan, soyutlanmış bir cildin yüzeylerini doğrudan yüzeyin dijital bir haritasına çevirerek form oluşturma olasılığıdır.” (Pedreschi, 2008: 12-19). Bu yeni biçim ötesi nesiller, yapısal tasarımda yeni formasyonlar ve oluşumlar yaratma yeteneğine bağlı optimizasyon bilgisine sahiptir. Yapısal optimizasyon bilgisi, bu çalışmanın kavramsal çerçevesinin operasyonel parametrelerle üretilmesine ve eylemlere ve insan etkileşimlerine dayalı bilgilerin üretilmesine referans verir. Yapısal optimizasyonun unsurları yeni tektoniğe ve onun yenilikçi bilgilerine göre tartışılabilir. Geleneksel tektonik eklem, detaylar ve malzemeler hakkında konuşurken, yenilikçi tektoniğin faktörleri hareket yoluyla operasyonel davranışları araştırır ve üretken fabrikasyonlarla üretim yöntemlerini iyileştirir. Bu nedenle, yapısal optimizasyonun unsurları, yeni üretim yöntemleri için bir tür keşiftir. Yeni tür biçim ötesi örüntü içindeki topolojik ilişkiler, duyarlı tepkiler sağlar. Bu reaksiyonlar, zamana ve harekete bağlı olarak dinamik parametrelerin optimizasyonu ile oluşturulur. Bu optimizasyon fikri, Studio FOLD-Kinetic’teki deney ve üretim yöntemlerinin temel ilkesidir.

Resim 2. FOLD-Kinetic stüdyosundan adaptif bir sistem, Sema Emek tarafından tasarlanan model.

Esnek Değiştiriciler Olarak Performatif Ara-yüzler
Duyarlı yapılar, bedenin bilgisi ve elastik bir topoloji yoluyla hareket ile uyumlu biçim ötesi bir üretim gerektirir. Duyarlı yapıların oluşumunu temsil etmek için, kesinlik olmadan, ancak esnek bilginin göreliliğiyle topolojik formasyonlara ihtiyaç vardır. Adrover (2015: 146-148), konuşlandırma becerisinin, ister büyüme isterse hareket olsun, canlı organizmaların temel bir özelliği olduğunu belirtir. Bu düşünceyle, eylemsiz mekanizmalar ve nesneler canlı ve hareketli hale gelebilir ve tüm etkilere yanıt verebilir. Yapılandırıldıktan sonra süreci diyalog içinde geliştirebilen bir tasarım, yaşayanlar ile birlikte ve sistemin sürekli adaptasyonun dinamik niteliklerini korumasına izin verebilir (Resim 3). Bu uyarlanabilir mekanizmalar, katlanma tabanlı geometriler tarafından geliştirilmiştir. “Katlanmış kompozisyonlar, formla ilgili bazı özelliklere sahiptir: geometrik yüzey gelişimi, düzlemlerin ve kenarların dönüşümü, modülasyon, parçalanma, eğrilik vb.” (Chiarella, M. & Alvarado, Rodrigo, G. 2015: 623-640). Kıvrımların bu farklı özellikleri, içeride dönüştürücü bilgiye sahiptir ve olası diyaloglar oluşturma yollarına sahiptir. Duyarlı eylem, iç referanslarını bu diyaloglardan alır.

Resim 3: FOLD-Kinetic stüdyosundan adaptif bir sistemin eş zamanlı hareket modeli, Tasarımcı: Ece Şentürk.

Performatif parametreler, kinetik bir yapının çevresindeki yaşamla bir diyalog oluşturmasını sağlar. İster sensörler aracılığıyla ister manuel olarak kinetik parametreler tarafından oluşturulan her reaksiyon, bir operasyonel süreç aracılığıyla iç bilgisini devam ettirir. Bu eylemler yaşar, gelişir ve duyarlıdır (Resim 4). Sapienza & Versaci’nin (2014: 225-231) belirttiği gibi duyarlı tasarım, kullanıcıların gereksinimleri ile fiziksel alan etkileşimi olasılığına odaklanır.

Resim 4. Kinetik prototip parametrik sekanslar.

Karmaşık uyarlanabilir sistemler, kendi kendini organize etme ve ortaya çıkma süreçlerini gerektirir. Performans kapasitesinin optimizasyonunu sağlamak için kuvvete maruz kalan malzeme sistemlerinin kendi kendine organizasyonunu harekete geçirir (Resim 5). “Kendi kendini örgütleyen sistemler genellikle, performans odaklı tasarımlara yönelik uyaranlara bir yanıt olarak araçsalcı davranışı kullanmaktır. “(Michael, H., vd. 2005: 5-11) Tasarımdaki kinetik olma hali, hem fiziksel eylemi hem de duygusal tepkiyi temsil eder. Bir değiştirici olarak kinetik bir yüzey, yetenekleri olan fiziksel bir etken olmaktan daha fazlasıdır. Aynı zamanda belirli bir bağlamda bir değiştiricidir. Bu nedenle, fiziksel ifade, duyusal ifade ve biçimler arasındaki ilişkiler sorgulanmalıdır. Tasarım öğesinin kinetik eylemi ve insanlarla olası etkileşimleri, esnek geometriler tarafından oluşturulan uyarlanabilir bir ara-yüze sahiptir.

Resim 5. Kinetik prototip esneklik deney sekansları.

“FOLD-Kinetic” Tasarım Süreci
“FOLD-Kinetic” stüdyosu, uyarlanabilir ve performatif yapıları farklı malzemelerdeki katlanmış konfigürasyonlarla araştırmıştır. Origami ve kağıt kıvrım teknikleri, hareketli yapıyı tek bir yönde veya çok yönlü olarak keşfetmek için kullanılmıştır. Origami, Japonca (katlama) ve kami’den (kağıt) kelimelerinden türetilmiştir. Sapienza & Versaci’nin (2014: 225-231) belirttiği gibi, origaminin en ilginç yönlerinden biri, kinematik ve katlamanın birleşimi nedeniyle, kıvrımlar sertliğini artırırken doğasında olan geliştirilebilirliği ile birlikte aynı zamanda işlevsel oluşudur. Tüm bu işlevsel eylemler geometrik ilişkilerle birbirine bağlıdır. Tek bir kağıt yaprağını konstrüksiyona dönüştüren bir performanstır. Bir dizi kıvrım ve bunların hareketli olanakları, iki boyuttan üç boyuta yeni bir esneklik yolu yaratır. Küçük hareketler tüm sistemi değiştirebilir ve kinetik bir performans yaratabilir.

FOLD-Kinetic stüdyosunda, bu hareketli eylem bağımsız bir eylem değildir, ancak hareketi başlatan merkezi bir sistem dahil olmak üzere birkaç parametrenin birleşimi gibi davranır. Katı yüzeyler, farklı yerleştirilebilir eylem yollarına sahip yarı katı veya gözenekli yüzeyler gibi davranır. Öğrenciler bu bağlamda, çok boyutlu kinetik etkilere sahip esnek mekan ayırıcıları üzerinde çalışmışlardır. Yüzeydeki davranışı tam anlamıyla hareket ettirilebilir ve değiştirilebilir prototipler geliştirilmeye çalışılmıştır. Davranışların yüzey boyunca dinamik olarak tepki vermesi araştırılmıştır. İnsan davranışı ve yüzey davranışları arasındaki etkileşim, birlikte hareket etme ve tepki verme davranışları üzerinden sürece dahil edilmiştir. Duyarlı, uyarlanabilir ve esnek tasarım parametreleri her öğrenci tarafından hareketli teknikler ve yapıcı geometrilerle örgütlenmiştir. Bu geometriler, bir aşamadan diğerine topolojik bir dönüşüme uğrayan performatif bir model oluşturarak ilerlemiş ve bu bağlantılar, ağın tekil konumunda sabitleyerek veya ağ içindeki ilişkileri sabitleyerek gerçekleşebilir kılınmıştır. Bileşenler sert veya yarı sert olarak hareket edebilir halde düşünülmüş, hareket tersine çevrilebilir olabileceği gibi tam tersi olanaklar da denenmiştir.

Sapienza & Versaci (2014: 225-231) özel bir kinetik tasarımı şöyle açıklar; kinetik hareketler üç temel bilgiye sahip olabilir. Bunlar, modülün belirli bir yönde tekrarlanma sayısı, desenin yazıldığı yarıçap veya uzunluk ve ağlar arasındaki takip eden açıdır. Yöntemi tanımlamak ve nihai nesneyi oluşturmak için çeşitli bileşenler arasındaki ilişki düzenlenmeye çalışıldı ve sonunda bu ilişkiler algoritmik bir diziye dönüştürüldü.

Chiarella & Alvarado (2015: 194-217) değindiği gibi; kenarları ve açıları olan yüzeylerin katlanmış kompozisyonları formla ilgili şu özelliklerden bazılarına sahiptir; geometrik yüzey gelişimi, düzlemlerin ve kenarların dönüşümü, modülasyon, parçalanma, eğrilik vb. (Resim 6-11). Ara-yüzlerin parçalanmış eylemleri, ortaya çıkış geometrileri oluşturarak tasarlanır. Bu katlanmış geometriler, hem kendi kendine organize olan desenlerle hem de destekleyici elemanlarla birlikte tasarlanmıştır. Stüdyodaki her tasarım, yapılandırmalarındaki tüm dönüşüm potansiyellerini içeren modellemeler, çizimler, hızlandırılmış fotoğraf çekimleri, videolar ve kolajlarla geliştirilmiştir. Kendi kendine organizasyondaki bu kalıp oluşturma, kontrol sorununu ortaya çıkarmıştır. Lynn’e (1998: 33) göre, bir diferansiyel denklemin geometrik bir biçimini üretmek, serilere ve tekrarlara farklı bir yaklaşım olmaksızın sorunludur. İki tür seri vardır: ayrık veya tekrarlayan seriler ve sürekli veya yinelemeli seriler. Sürekli veya yinelemeli bir dizide, dizideki her nesne arasındaki fark kritiktir ve her tekrar için ayrıdır. Eğer fark, üç veya daha fazla değişkenin ürünü ise ve bu üç değişken ilgisiz ise, o zaman her bir yineleme arasındaki değişiklik yapısında doğrusal olmayacaktır ve bu nedenle, mutlak hassasiyetle tahmin edilmesi zor olacaktır.

Resim 6. Yarı sabit bileşenler, tek yönlü, tersine çevrilebilir hareketli prototip, tasarımcı: Orkun Etemoğlu, a. Geometrik modül, b. Yüzey prototipi.

Orkun Etemoğlu, çevresel faktörler ve gölgelendirmeler nedeniyle tek yönlü bir yüzey tasarladı. Bu yüzeyin ait olabileceği bağlamın karmaşık parametrelerine karşı kontrol sağlayabilmek için yarı sabit bileşenler kullandı.

Resim 7. Sabit bileşenler, iki yönlü, tersine çevrilebilir hareketli prototip, tasarımcı: Damla Ercan, a. Geometrik organizasyon diyagramı, b. İllüstrasyon.

Damla Ercan, yüzeyin her iki tarafına uyum sağlamak için çift yönlü bir yüzey tasarladı. Bir sınır düzenleme unsuru olarak iki tarafa hizmet eden bir bağlantı geliştirdi Bir kontrol hattına bağlı katı bileşenler kullandı ve topolojik bir eylem elde etti.

Resim 8. Yarı sabit bileşenler, çift yönlü, tersine çevrilebilir hareketli prototip, tasarımcı: Orhun Umut Zoroğlu, a. Geometrik organizasyon diyagramı, b. İllüstrasyon.

Orhun Umut Zoroğlu, esneklik yaratmak için yarı sabit bileşenlerle çift yönlü bir yüzey tasarladı. Bu iki taraflı esneklik, dikey yönde çalışırken, açıklık ve yakınlık için yeni olanaklar sağlamaktadır. Yüzeyin opaklığının, tersine çevrilebilir kinetik elemanlarla değişebilmesi düşünülmüştür.

Resim 9. Sabit bileşenler, tek yönlü, kritik klemlere sahip mafsallı hareketli prototip, a. Geometrik organizasyon diyagramı, b. Model.

Bu prototip, tek yöndeki değişikliklerle gerçekleştirilebilen yüzey prototipi için bir örnektir. Kritik eklemlere sahip sabit bileşenler, bir çalışma tablası gibi davranır ve farklı bağlamsal kuvvetler için yeni olanaklar elde eder.

Resim 10. Yarı sabit bileşenler, çift yönlü, tersine çevrilebilir hareketli prototip, tasarımcı: Özlem Sarı, a. Geometrik organizasyon diyagramı, b. İllüstrasyon.

Özlem Sarı, ışık ve gölgelerle bir illüzyon oluşturmak için yarı sabit bileşenlerden oluşan çift yönlü bir yüzey tasarladı. Bu modülasyonun tersine çevrilebilir hareketi, konfigürasyonel kinetik üçgenlere dayanan bir oluşuma sahiptir. Bir üçgenin basit formu iki yönde arttırılır ve temel bileşenler arasında farklı açıklıklar ve kapanmalar sağlanır. Tasarımcı, bileşenin kendisinden ziyade bileşenlerin ara boşluklarına odaklanmıştır.

Resim 11. Yarı sabit bileşenler, mafsallı hareketli prototip, Tasarımcı: Tuna Ayrancıoğlu, a. Detay, b. Model.

Tuna Ayrancıoğlu, kullanıcı ihtiyaçları ve konforuna göre değiştirilebilen kritik noktalarda mafsallı çift yönlü bir ayırıcı tasarladı. Yarı sert bileşenler yüzeyin yapısını kontrol ederken, ancak mafsallı bağlantılar hem açık, yarı açık veya kapalı görsel yönelimlere olanak sağlar.

Tüm bu üretimler hem parçalı hem de sürekli reaksiyonları ifade eder. Tanımlanmış bir geometrik sistemdeki tüm olasılıklar, etkileşimli tasarımın duyarlı yönlerini keşfetme potansiyeline sahiptir. Hareketli modüller artık sadece fiziksel öğeler değildir. Yaşanabilir ortamların ortak parçalarıdır. Bu nedenle, günlük öğeler işlevsel bir parçadan daha fazla davranır, ancak etkileşimli bir aracıdır. Yeni ara-yüzler, etkileşimli yaşam biçimleri kapsamında tartışılabilir ve üretilebilir. Stüdyonun üretimleri ve sonuçları bize geometrik yapıların benzer desenlere göre farklı ve esnek uyarlanabilik olasılıklarını göstermektedir. Bir tasarım bağlamı olarak, bu tür değiştiriciler, içinde kullanıcının bir parçası olarak da davranan güncel yaklaşımlara sahiptir. Tasarımcılar temsili düşünce ve insan etkileşimi arasında, gündelik olanın kesitinde temsil ötesi ile buluşur.

Sonuç
Dinamik sistemlerin temel özelliklerinden biri olan hareketli tasarım düşüncesi, yenilikçi sonuçlar yaratabilir. Dinamik dönüşüm ve heterojenlik, duyarlı ve esnek parametrelerin etkileşimli ara-yüzleri haline gelebilir. Bu bağlamda, FOLD-Kinetic stüdyosu sırasında topoloji, çeşitli vektörlerin üretimine izin verir ve tek bir kesintisiz yüzeyde farklı parametreleri barındırabilir. “Kinetik tasarım”, yapıcı geometrilerle oluşturulan yaşanmış ve uyarlanabilir bir varlık olarak düşünülür. Bu anlamda yüzey, yalnızca fiziksel bir unsur olmaktan çok performatif ilişkilerle yeniden tanımlanmaktadır. Aranda & Lasch (2007: 194-217) tasarımı, geometri ve madde gibi evrensel öneme sahip temalar ile bu temaların tezahür ettiği gerçek deneyimler arasında bir iletişim olarak düşünmektedir. 

Bu makale, esnek ve kinetik yüzeylerin tasarımı ve yapımı arasındaki potansiyel geçici etkileşim kalıplarını vurgulamaktadır. Stüdyoda yüzey, canlı bir ara-yüz olarak kabul edilir. Yüzey konstrüksiyonları insan ve çevre faktörlerine duyarlı mekan ayırıcı olarak geliştirilmiştir. İç mekanlar için bu hareketli ayırıcılar, sabit, yarı sabit bileşenler ve tersine çevrilebilir ve geri döndürülemez hareket kabiliyetlerine sahip kağıt prototiplerden üretilmiştir. Ayrıca, farklı alternatiflerle bu hareketler, kritik eklemlerle hem tek yönlü ya da iki yönlü hareketleri sahip farklı yönlere uyarlanabilir ayırıcılar olarak da geliştirilmiştir. Bu nedenle yüzeyin çevre ile keşfi ve deneyimle yenilenen ilişkisi stüdyonun ana tartışması olmuştur. Her öğrenci geometrik kurguların kinetik potansiyelini bireysel olarak araştırmış ve özgün parametrelerini tartışmıştır. Bu soyutlama, her türlü duyarlı eylem gibi yeni durumların eklenmesiyle her yeni aşamada yeniden üretim sürecine dahil edilmiştir. Bu tür bir tasarım süreci, sabit ve ideal bir fiziksel unsurdan çok, birçok olasılıkla dönüştürülmeye açık bir geometrik konfigürasyona yol açmıştır. Yüzeyi oluşturmak için soyutlamaları kullanan öğrenciler, yeni bir uyarlanabilir yüzey oluşturmak için bu soyutlamaları yeniden konstrükte etmişlerdir. 

Tasarım öğrencileri geometri ve üretim araştırmasının olasılıkları aracılığıyla, mekan elemanlarını ortama bağlı olarak düşünülebildiği tüm yüzey olasılıklarını denemeye çalışmışlardır. Yüzeylerin modülasyonu ve tekrarlayan kompozisyonları, uyarlanabilirlik yeteneğini bağlı olarak değerlendirilmiştir. Performans parametreleri, hareketli bir yüzeyin çevresindeki yaşamla bir diyalog oluşturmasını sağlaması için sürece dahil edilmiştir. 

Bu araştırma stüdyosu, ayırıcı bir yüzey olabilecek bir ürünün sahip olabileceği esnek ara-yüzleri açığa çıkarmayı hedeflemiştir (Resim 12). Kendi ölçeğinde üretilen prototipler, yüzey, ayırıcı ya da bölücü olma işlevlerinin yanı sıra, mekanda bir iletişim aracı olarak dönüştürebilirler. Bu iletişim yalnızca somut eylemlere atıfta bulunmamakta aynı zamanda arkasındaki etkiyle somut olmayan duyumsal ara-yüzlere de referans vermektedirler. Ortaya çıkan ürünler ortaya çıkan özellikleri veya davranışları ile mekânda insan ve çevreye bağlı etkenlerle etkileşimli çalışabilirler. Amaç, insan davranışını çağdaş tasarım araçları ve yapıcı geometrilerle, performans odaklı tasarımlara veri üreterek yeniden düşünmektir.

Resim 12. Kinetik Prototipler Sergisi.

Kaynaklar

  • Adrover, E., R., 2015, Deployable Structures (Small architecture series).  Laurence King Publishing, London, pp.146-148.
  • Aranda, B., Lasch, C., 2007, What is parametric to us? From Control to Design: Parametric/Algorithmic Architecture, edited by Tomoko Sakamoto, Albert Ferre and each of the contributing offices, Actar-D USA, pp. 194-217.
  • Chiarella, M., Alvarado, R., G., 2015, Folded compositions in architecture: Spatial properties and materials. Nexus Network Journal, 17(2), pp.623-640. 
  • Hensel, M., Menges, A., Weinstock, M., 2005, “Towards Self-Organisational and Multiple-Performance Capacity in Architecture”. AD-Techniques and Technologies in Morphogenetic Design, Vol 76, No 2, pp.5-11.
  •  Lawson, B., 2006, How Designers Think: The Design Process Demystified, Elsevier (Oxford), 4th edn. pp.6-15.
  • Lynn, G., 1998,  Animate Form. Princeton Architectural Press, New York, pp. 33., 542. 
  • Pedreschı, R., 2008, “Form, Force and Structure”, AD, Versatility and Vicissitude, V:78, N:2, pp.12-19.
  • Sapienza, V., Versaci, M., 2014, Self-Erecting Temporary Shelter, Kinetic Design and Vacuumatics. Techne / Journal of Technology for Architecture and Environment, Firenze University Press, pp.225-231.