Kent Merkezinde Alternatif Kamusal Alan Arayışı: Jean-Jacques Bosc Köprüsü Örneği

Doç. Dr. Serhat Başdoğan
Doç. Dr. Kunter Manisa

Sokakların, köprülerin kamusal işlevi ve toplumun bütün kesimleri tarafından nasıl daha verimli olarak kullanılabileceği konusu, son derece önemli bir çalışma alanıdır. Kent araştırmacıları kamusal alanlara yönelik olarak, nüfus yoğunluğu, kentte bulunan sosyo-ekonomik yapı, kent estetiği ve yeşil alan kullanımı üzerine düşünceler geliştirmektedir (1). Benzer yaklaşımlar birçok çağdaş kent merkezinin kamusal anlamda daha verimli kullanımı adına var olan kentsel alanların yeniden değerlendirilmesi konusunu gündeme getirmiş, alternatif kamusal alan üretimi arayışlarını artırmıştır. Bu doğrultuda kamusal alan olarak köprüler, kentlerde fiziksel çevre içinde bulunduğu konum ve ontolojik durum nedeni ile günümüz kamusal alan stratejilerinin önemli bir aracı haline gelmektedir.

Köprülerin engel aşma, gelip geçme, bağlama, kaynaştırma işlevlerinin yanı sıra üzerinde zaman geçirilen açık/kapalı kamusal bir alana dönüştürüldüğü, çağdaş kentleşme ve mimarlık örnekleriyle son yıllarda sıklıkla karşılaşılmaktadır. Parklar, çocuk oyun alanları, seyir terasları, açık/kapalı gösteri alanları, ticaret alanları vb. birçok farklı işlevi üzerinde konumlandırabilen köprüler artık kentin sorunlu düğüm noktaları olmaktan çıkarak kent planlamasında potansiyel birer kamusal kıyı alanı olarak değerlendirilmeyi beklemektedir. Hızla değişen, dönüşen kentlerde bu anlamda yeni yaşam biçimlerine, rekabetçi, yaratıcı, ekolojik ve sürdürülebilir kent modellerine hizmet edecek köprülerin kamusal alan kullanımları ve modellerinin kavramsal örnekler üzerinden yorumlanması bu makalenin temel çıkış noktasıdır.

Bu bakış açısıyla Euroatlantique projesinin bir parçası olan ve Bordeaux-Garonna Nehri üzerinde inşa edilmesi planlanan Jean-Jacques Bosc Köprüsü sözü geçen kamusal alan stratejilerinin yorumlandığı güncel bir örnek olarak, kamusal alan ile ilgili yapılan yayınlar üzerinden incelenmiştir.

Kamusal Alan Olarak Köprülerin Tarihsel Gelişimi
Köprü, kelime anlamı itibariyle geçilmesi güç bir engelin iki yakasını birbirine bağlayan yapı olarak tanımlanabilmektedir. Köprüler ile ilgili en eski yazılı belge, Heredot’un (2) söz ettiği ve M.Ö. 8. yüzyılda Fırat Nehri üzerinde inşa edilmiş olan Babil’deki köprüdür. Darius’un (3) M.Ö. 512’de yaptırdığı kayık köprü ile Pers ordularını İstanbul Boğazı’ndan geçirerek, Güneydoğu Avrupa ülkelerini istila ettiği bilinmektedir. Kserkeses de (4) aynı yöntemi kullanarak Çanakkale Boğazı’nda 1,4 km uzunluğunda 674 kayıktan oluşan iki ayrı köprü yaptırmıştır. Romalılar tarihte bilinen en iyi su kemeri ve köprü yapımcılarıdır (5). Öyle ki; Kıta Avrupası’nda ve Britanya’da yaptıkları köprüler 2000 yıldan beri hala ayaktadır. 18. yüzyılda Endüstri Devrimi ile birlikte demirin ve çeliğin kullanılmaya başlamasıyla köprüler için yeni bir çağ açılmıştır. Demirin ilk kullanıldığı köprü 1779 yılında İngiltere Coalbrookdale’de inşa edilen Shropshire Köprüsü’dür (6). Bu tarihten başlayarak gerek üzerinden geçen taşıtların çeşitliliği gerekse aşılması gereken engellerin büyüklüğü köprüleri sürekli mühendislik ve teknolojik olarak geliştirmiştir. Bu anlamda köprüler daha çok mühendisliğin ilgi alanına girmiş, mimarlar açısından estetik bir ürün olmanın ötesine çok da geçememiştir. Bugün literatüre bakıldığında köprüler ile ilgili sınıflandırmalar genellikle kullanılan malzeme, yapım yöntemi ya da mimari üslup üzerinden yapılmaktadır. Bu anlamda yakın zamana kadar köprüler; ayak aralığı, yükseklik, uzunluk vb. özellikleri ile gündeme gelmiştir. Batılı ülkelerde son yıllarda inşa edilen köprü projelerinde köprünün bağlaç ve ulaşım karakteristiğinin farklı işlevler ile de yüklenebildiği gözlemlenmektedir. Aslında bunun ilk örneklerine İtalya’da rastlamaktayız. Floransa’daki Ponte Vecchio ve Venedik’teki Rialto köprüleri bir ulaşım yolu olmalarının yanı sıra üzerinde barındırdıkları dükkan ve konut gibi işlevler ile aslında birer sokağa dönüşmüşlerdir. 1442 yılında Bursa’da inşa edilen Irgandı (Çarşılı) Köprüsü de benzer karaktere sahip, kamusal alanın farklı yorumlandığı örneklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

20. yüzyılın ikinci yarısında hızlı kentleşme ve şehirlerde hızla nüfusun artması ile kent dinamikleri değişmiş, özellikle su kıyısı ve eğimli topoğrafyalarda konumlanan kentlerin farklı bölgelerinin birbirine bağlanma gereksinimi artmıştır. Bu anlamda köprüler birbirine bağladıkları bölgeleri önemli oranda değiştirmeye ve dönüştürmeye başlamıştır. Günümüz çağdaş kentleşme örneklerinde ise birçok kentte köprülerin tarihten gelen engel aşma, gelip geçme, bağlama, kaynaştırma işlevleri yanında, üzerinde zaman geçirilen açık/kapalı kamusal alan olma potansiyeli sorgulanır olmuştur.

Kamusal Alan Tartışmaları ve Kuramsal Çerçeve
Kent planlama, kentsel tasarım, mimarlık ile ilgili yayınlar tarandığında kamusal alan çalışmaları, fiziksel çevrenin nasıl üretildiği ve işlediği gibi yayınların, sosyal, ekonomik ve politik çerçeve içinde kurgulanması ile çeşitlenmektedir (7). Son yıllarda kamusal alan ile ilgili yapılan yayınlar incelendiğinde ise demokratikleşme ve toplum, ekoloji, sağlıklı ve kaliteli yaşam, kent içi güvenlik, enformasyon teknolojileri, kent alanlarının verimli kullanımı gibi konular üzerinde yayınların yoğunlaştığı gözlenmektedir (8).

Kamusal alanın tanımı ve kuramsal çerçevesini; Lynch, K., (1960); Habermas, J., (1989); Lefebvre, H., (1996); Carr, (1992); Lofland, (1998); Woolley, (2003); demokratikleşme ve toplumsal açıdan Thompson, (2002); Gehl, (1987); (2010); Harvey, (1996); ekolojik açıdan Grimn, (2008); McDaniel ve Alley, (2005); Mc Kinney, (2002); sağlıklı ve kaliteli yaşam açısından Kaczynski, (2009); Aspinall, (2010); Sugiyama, (2010); kent içi güvenlik açısından Jacobs, (1961); Burgess, (1995); Dovey, (2000) gelişen enformasyon teknolojileri açısından Thompson, (2002); Baird, (2000); kent ekonomisi açısından Sassen, (2010); Rogers, (1999) gibi kaynaklar oluşturmakla birlikte bu makalenin de kuramsal çatkısını oluşturmuştur.

Euroatlantique Projesi ve Jean-Jacques Bosc Köprüsü
Sanayisizleşme süreci, birçok erken sanayileşmiş Avrupa kentinin 20. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak üzerinde düşündüğü önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanayisizleşme süreci sonrası küresel dünyada bazı kentlerin, geniş çeşitlilikteki projelerin ve yatırımların stratejik merkezi haline getirildiği görülmektedir. Bu anlamda kentlere alternatif senaryolar ve roller üretilmekte, bina ölçeğinde ya da makro ölçekte planlama stratejileri geliştirilmektedir (9). Günümüz kentleri ile ilgili bildiğimiz tek doğru bilgi değişimdir ve günümüz dünyası sürekli bir değişim içerisindedir. Sosyo-ekonomik anlamda ise bu değişime ayak uydurabilen kentlerin başarılı olduğu varsayılmaktadır.

Küreselleşen dünyada kentlerin yeni ekonomik rolleri, çok farklı bakış açıları ile yönlendirilebiliyor olmasına karşın, fiziksel ve sosyal dönüşüme ayak uydurabilmek kentlerin yeni ekonomilere dahil olabilmesinin temel koşullarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentler arası yeni coğrafyaların oluşumu kentlere yeni küresel ekonomi ve kültür alanı altyapılarının oluşma olanaklarını sağlamaktadır. Kent merkezlerinde artan arazi fiyatları, ulaşım süreleri, kamusal alan gereksinimi kentsel arsaya olan talebi artırmakta, kent merkezinin daha verimli kullanılmasını zorunlu hale getirmektedir. Birçok kent bu rekabet ortamına, yatırımcılar ve yerel yönetimlerin de baskısı ile girmeye çalışmakta ve alternatif senaryolar üzerinden sürdürülebilir gelişme planları üretmektedirler. Gelişmiş ülkelere bakıldığında finans ve hizmet sektörlerinin merkezleri olabilen şehirler uluslararası sermayeyi ekonomilerine dahil edebilmek adına bu sektörlerde çalışan insanlar için yeni kamusal alan tarifleri yapmakta, değişen dünyanın gereksinimlerine yanıt verecek yaratıcı projeleri desteklemektedir. Günümüzde enformasyon teknolojilerinin değişimi ile kamusal alanların kullanım biçimleri de değişmektedir. Gelişen teknolojiler sayesinde mekansal anlamda esneklik ile bazı büro işleri bile kamusal alanlarda gerçekleştirilebilmektedir. Dizüstü bilgisayarlar ve mobil internet bağlantısı ile birçok önemli iş ya da toplantı açık/kapalı kamusal alanlarda yapılabilmektedir. Bunların yanında iletişim olanakları insanları birbirlerine hem gerçek hem de sanal ortamlarda yaklaştırabilmektedir. Kamusal alan kullanımının bu nedenle gelecekte daha örgütlü ve daha verimli olacağı düşünülebilir. Geçmişte kamusal alanlarda insanların birbirleri ile karşılaşmaları düşük bir olasılık iken günümüzde yakın çevrede bulunan arkadaşlar ile buluşabilme kolaylığı kamusal alanlara olan talebi artırmaktadır (10). Bu anlamda kamusal alan gereksiniminin ve kullanımının gelecekte daha da artması beklenmektedir. Bu iki temel gerekçe nedeni ile günümüzde kamusal alan tarifi ve gereksinimi değişmektedir.

Yeniden tariflenen bu coğrafi ilişkiler içerisinde, Euroatlantique projesi gündeme gelmiş ve bu projenin bir parçası olarak Bordeaux kent merkezinde kamusal alan olma niteliği taşıyan alanlar saptanarak geleceğe yönelik sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda sürdürülebilir bir kentsel canlandırma projesi yaşama geçirilmiştir.

Uzun süre askeri ve endüstriyel bir alan olan olma özelliği gösteren Bordeaux, Bastide Bölgesi işlevini yitirmesi sonucunda bir kentsel dönüşüm ve yeniden işlevlendirme projesine konu olmuştur. Garonna Nehri’nin doğu yakasında bulunan bölgenin MVRDV tarafından hazırlanan master planı kapsamında ağırlıklı olarak konut ve ticaret alanlarının yer aldığı bir bölgeye dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Plan kapsamında bölgenin; 300.000 m2’lik yapı alanının yüzde 55’i konut, yüzde 15’i büro, yüzde 20’si ticaret ve yüzde 15’i kamusal işlevlerle düzenlenmesi planlanmıştır. Bastide bölgesinin hemen güneyinde bulunan Floriac bölgesinde Garonna Nehri’ne doğru açılan bir botanik parkı da yine aynı proje kapsamına alınmıştır.

Proje kapsamında; Garonna Nehri’nin batı yakasında bulunan Quinconces ve Saint Croix bölgelerinde bulunan var olan ticaret ve kamusal alanların renovasyonu ve Bastide bölgesi ile bütünleşmesi hedeflenmektedir. Nehrin doğu yakası olan Bastide ve Floriac bölgeleri çoğunlukla yatırım amaçlı kent planlama yöntemlerinin kullanıldığı ekonomik girişim bölgeleri olarak düşünülmüştür. Kentsel sağlıklaştırma çalışmaları nehrin iki yakasının ıslahını olanaklı kılmış ve kentsel düzenleme çalışmaları, kamusal alanların ve parkların sayısını artırmıştır. Bölgenin ekonomik açıdan canlandırılması, farklı bölgelere farklı müdahaleler aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Söz konusu bölgeler kısaca kentsel yatırım alanları, kentsel gelişme alanları ve kentsel yenileme alanları olarak üç grup altında toplanmıştır.

Değişen kültür yapısı ve çağdaş insanın günümüzdeki yaşam biçimi, hızlı kentleşme sonrası doğa ile kurduğu ilişki açısından fiziksel ve psikolojik anlamda değişmiş, yeşil alanlar ile kurulan ilişki azalmıştır (12). Bu yabancılaşma süreci, kentlinin ekosistem ile arasındaki deneyiminin geleceğini tehdit etmektedir. Gelecek nesiller için doğa yalnızca kent merkezi dışında yer alan bir fenomen haline gelmektedir. Bu aşamadan sonra gelecek nesillerin deneyimlemedikleri bir olgu için çaba göstermeyeceği düşünülebilir. Kent merkezlerinin ekolojik açıdan verimli kullanımı, ancak yeşil ile insanoğlu arasındaki bağı güçlendirecek alternatif çözümlerin üretilmesi ile olanaklıdır. Bu bağlamda Bordaeux kentinde yürütülen strateji biyoçeşitliliğin, yeşil koridorların, parkların, hobi bahçelerinin kent merkezinde sayılarının artırılması ile gelecek nesiller için önemli kazanımlar ve örnek bir kentleşme modeli sağlayacaktır. Jean-Jacques Bosc Köprüsü ise bu çerçevede tanımlanan stratejinin merkezine oturan önemli bir çekim noktası olacağı varsayılmaktadır.

Projenin temelini bölgenin turizm ve kültür odaklı etkinlikler ile ekonomik olarak canlandırılması fikri oluşturmaktadır. Bordeaux kenti doğal kaynakları ve kimliği itibariyle şarap üretimine dayalı bir ekonomik yapıya sahiptir. Bu nedenle bölgeye şarap endüstrisine dayalı olarak yerel etkinlikler ve festivaller ile canlılık getirilmesi amaçlanmıştır. Söz konusu amaca yönelik olarak, nehir kıyısı şarap tüketimine yönelik vergi indirimleri, turizm altyapısı, kültürel ve yaratıcı etkinlikler ve festival organizasyonları ile farklı grupların bir araya gelmesini sağlayacak girişimler ile proje desteklenmektedir.

Kentin yeniden canlandırılması sürecinde, inşaat ve hizmetler sektöründe yeni istihdam alanları oluşturulması hedeflenmiştir. Ekonomik hedeflerin yanı sıra sosyal hedeflerin gerçekleştirilmesi amacıyla “Gençlik Programı” adı altında özellikle temel sosyal haklardan yararlanamayan gençlerin kent ekonomisine ve topluma dahil edilmesi amaçlanmıştır. 2020 yılında tamamlanması hedeflenen projenin; günümüzde kentte yaşanan sosyal ve ekonomik canlanma ile başladığı 2000’li yıllardan itibaren gerçekleştirilen çalışmaların amaçlarına kısmen ulaştığı gözlemlenebilmektedir. Projenin en somut başarısı kentin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması olmuştur.

Jean-Jacques Bosc Köprüsü, Euroathlantique projesinin en önemli parçalarından biridir. Çünkü dönüştürülmesi düşünülen Bastide bölgesi ile yenilenmesi planlanan Saint Croix ve Quinconces bölgelerini birbirine bağlayarak projenin bütünleşmesini sağlayacak en önemli unsur olarak belirlenmiştir. Düzenlenen yarışmayla elde edilen projeyi OMA mimarlık bürosu, WSP mühendislik firması ve peyzaj mimarı Michel Desvigne’in iş birliği kazanmıştır. Garonna Nehri’nin iki yakasını birleştirmeyi hedefleyen bu proje (44 metre genişlikte ve 545 metre uzunlukta) yaya, araç ve tramvay geçişi olanakları yanında sosyal, kültürel bir çekim noktası olma hayali ile tasarlanmıştır. Etkinliklere ev sahipliği yapmak projenin temel çıkış noktasıdır ve bu yaklaşım OMA’nın önerisinin tercih edilmesinde en önemli etken olmuştur. Köprü üzerinde motorlu taşıt, tramvay ve bisiklet yolları bulunmasına karşın en geniş alan yayalar için ayrılmıştır.

Richard Rogers, İngiliz Hükümeti için hazırladığı “Kentsel bir Rönesans’a Doğru (Towards an Urban Renaissance)” (15) adlı çalışmasında, kentlerde yeni açık kamusal alanlar yaratmak yerine var olan açık alanların toplumun bütün kesimleri tarafından daha verimli kullanılabilecek şekilde yeniden düzenlenmesini ve dönüştürülmesini önermiştir. Benzer yaklaşımlar birçok çağdaş kent merkezinin daha verimli kullanımı adına var olan kentsel alanların yeniden ele alınması konusunu gündeme getirmiş, alternatif kamusal alan arayışları benzer biçimde artmıştır. Bu açıdan bakıldığında Jean-Jacques Bosc Köprüsü engel aşıcı, bağlayıcı özellikleri yanında üzerinde barındırdığı kamusal işlevler ile değerlendirildiğinde alternatif bir kamusal alan üretimine işaret etmektedir. Bu doğrultuda kamusal alan olarak köprü, Bordaeux kentinde fiziksel çevre içinde bulunduğu konum ve ontolojik durumu nedeni ile üst ölçek plan kararlarının odağında akılcı bir proje olarak seçilmiştir.

Günümüzde demokratik, çok kültürlü toplum ve kamusal alan anlayışı siyasal ve sosyal olarak değişmektedir. Günümüz çağdaş demokratik kentleşme örneklerinde, geçmişte farklı yaşam biçimlerini, kültürlerini bir potada eritmeye çalışan ulusal kamusal alan anlayışı, yerini çoğulcu, çok kültürlü, çok renkli kamusal alanların kurgulanmasına bırakmaktadır. Günümüz mimarları, plancıları farklı ifade ve davranış biçimlerini, gereksinimlerdeki çeşitliliği artıracak düzenlemeleri öne çıkaracak projeler üretmektedirler. Bu bilgiler ışığında değerlendirme yapıldığında Jean-Jacques Bosc Köprüsü konseptinin ve tasarımının çıkış noktasının popüler bir kamusal alan elde etmek olduğu söylenebilir. 2018 yılında tamamlanması düşünülen Jean-Jacques Bosc Köprüsü nehrin iki yakasında yer alan Floriac ve Begles bölgelerini bir araya getirmeyi ve kentsel ulaşım donatısı-yüzeyi olmanın yanı sıra üzerinde barındırması düşünülen etkinlikler ile farklı işlevlere sahip çok kültürlü bir kamusal alan olmayı hedeflemektedir.

Geçmişte parklar insanların düşüncelerini, yaşam biçimlerini rahatlıkla ifade edebildikleri ve bireysel olarak zaman geçirebilecekleri yerler olarak düşünülmekteydi. Oysa günümüz toplumunu bir mozaik olarak ele alan kent kültürü içinde daha karmaşık, çeşitli, esnek, devingen kamusal alanlara ve politikalara gereksinim duymaktayız. Geleneksel çoğulcu demokrasi anlayışı çoğunluğun gereksinimlerine, yaşam biçimlerine uygun politikalar geliştirebilir ancak bu her zaman azınlıkları kapsamamaktadır. Bu nedenle, sağlıklı kentler ve kamusal alanlar toplumun her kesimi tarafından kullanılan demokratik alanlar olmalıdır. Bu durum aslında “herkes tarafından ulaşılabilirlik”, “bütçe ve “inovasyon” ile ilgilidir (18). Jean-Jacques Bosc Köprüsü projesi bu anlamda kamusal alan kullanımları ve demokratikleşme açısından yaratıcı bir çözüm alanı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kamusal açık alanlar topluma sosyal, ruhsal ve fiziksel yararlar sağlamaktadır (21). Temiz hava, spor, sağlıklı yaşam, insan yaşam kalitesini artıran günümüz çağdaş kent yaşamının en temel gereksinimleri haline gelmiştir. Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için kamusal açık alan kullanımının artırılabilmesi, bu alanların kolay ulaşılabilir olmasını gerektirmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda günümüzde kent merkezlerinde yürüyüş, spor ve temiz hava gibi sağlıklı yaşam tercihlerini etkileyen en önemli ölçütlerden biri yakınlık ve ulaşılabilirliktir (22). Bu bağlamda kent merkezinin önemli eşik/geçiş alanında yer alacak Jean-Jacques Bosc Köprüsü, ulaşılabilirlik, yakınlık ve kamusal niteliği açısından kuramsal verileri destekleyen bir proje niteliğindendir.

Rem Koolhaas ile birlikte projeye liderlik eden Clement Blanchet projenin tasarımında yalın bir ifade kullanarak en az teknik, en az lirik ve neredeyse ilkel bir yapısal çözümün kendilerine kamusal işlevler-programlar için cömert bir platform oluşturduğunu ve gelecekteki olası gereksinim ve ulaşım alternatifleri için esneklik sunduğunu ifade etmektedir (23). Bu anlamda köprü üslup, teknik performans ve geleneksel merakların (bir ulaşım yolu olmasının) ötesinde çağdaş bir bulvar yaratan 21. yüzyıl köprüsü olma özelliği taşımaktadır.

Kamusal alanların güvenli yerler olması, toplumsal katılımın sağlanması ve sağlıklı kentleşme modelleri için temel ölçütlerden biridir. Herkese açık olan bu alanların yalnızca marjinal gruplar tarafından kullanılması güvenlik açısından sorunları da beraberinde getirmektedir. Kuralları olmayan, yalnızca belirli bir grubun kullandığı ya da kimsenin olmadığı alanlar kamusal alanlar olarak tanımlanamamaktadır. Kamusal alan genellikle farklı grupların bir arada olduğu, toplumsal kuralların tanımladığı, bir arada zaman geçirilebilen alanlar olarak düzenlenmektedir (24). Bu açıdan bakıldığında Jean-Jacques Bosc Köprüsü’nün bağlayıcı niteliği ve sürekli geçiş alanı olması niteliği ile görece güvenli kamusal alan olacağı düşünülmektedir. Proje, üzerinde bulunduğu nehir kıyısının bir devamı niteliğini taşıması ve kesintisiz kamusallığın tamamlayıcısı olması nedeni ile özgün bir değer taşımaktadır.

Yapılı çevre olarak sağlıklı gelişmiş, nüfus hareketleri kontrol altına alınmış gelişmiş toplumlarda, kamusal alanların kapsamı demokrasi, sürdürülebilirlik, güvenlik, enformasyon teknolojileri vb. konular ile anılırken Türkiye’de durum biraz farklıdır. Nüfusu hızla artan kentlerde ekonomik ranta dayalı yapılaşma politikaları bir yandan kamusal alanları tehdit ederken bir yandan da kamusal alan gereksinimini artırmaktadır. Doğadan kopan ve sosyal yanı körelmeye başlayan, hoşgörüden uzak, bencilleşen bireyler; sağlıksız, kutuplaşmış bir toplum bütünü oluşturmaya başlamıştır. Bu nedenle sözü geçen çağdaş kamusal alan anlayışı sosyal bir harç olması anlamında daha da önem kazanmaktadır.

Garonna Nehri üzerindeki Jean-Jacques Bosc Köprüsü’nde olduğu gibi kentlerin stratejik noktalarına konumlanan köprülerin kamusal alan olma potansiyelinin, ulaşım donatısı olma özelliğinin önüne geçtiği örnekler kamusal alan kullanımına farklı bir bakış açısı getirmesi anlamında önemlidir. Ulaşım her kentlinin demokratik hakkıdır. Ancak bu hak ülkemizde olduğu gibi salt ulaşım planlaması perspektifinde, kentsel rant yaratmanın aracı olarak değil toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlayacak şekilde kullanılabilir. Bu anlamda alternatif bir kamusal alan olma potansiyeli taşıyan köprülerin, yer seçimi, içerik (program), mimari, strüktür vb. konularda incelenmesinde ve dersler çıkarılmasında yarar vardır.

Kaynaklar

  • Carr, S.; Francis, M.; Rivlin, L.; Stone, A.; “Public Space”, Cambridge University Press, New York, 1992.
  • Dovey, K.; “Spaces of ‘becoming’”, In: Proceedings of the 16th Conference of the International Association for People Environment Studies, Paris, 2000.
  • Thompson, C. W.; “Urban open spaces in the 21st century”, Landscape and Urban Planning, 60, s.59-72, 2002.
  • Lofland, L.; “The Public Realm: Exploring the City’s Quintessential Social Territory”, de Gruyter, New York, 1998.
  • Rogers, R.; “Towards a Strong Urban Renaissance: Launch of the Urban Task Force Report”, IPPR. 22, 1999.
  • Lefebvre, H.; “The Right to the City, In Writings on Cities” (Kofman E and Lebas E (eds)), Blackwell, Oxford, 1996.
  • Lynch, K.; “The Image of the City”, MIT Press, Cambridge, MA., 1960.
  • Habermas, J.; “The Structural Transformation of the Public Sphere: An Inquiry into a Category of Bourgeois Society”, 1989.
  • Sassen, S.; “Why cities matter?, Cities, Architecture and Society”, 10. Venice Biennale, s.27, 2010.
  • Jacobs, J.; “The Death and Life of Great American Cities”, Random House, New York, 1961.
  • Grimm, N. B.; Faeth, S. H.; Golubiewski, N. E.; Redman, C. L.; Wu, J.; Bai, X.; et al. “Global change and the ecology of cities”, Science, 319, 756–760, 2008.
  • McDaniel, J.; Alley, K. D.; “Connecting local environmental knowledge and land use practices: A human ecosystem approach to urbanization in West Georgia”, Urban Ecosystems, 8, 23-38, 2005.
  • Kaczynski, A. T.; Havitz, M. E.; “Examining the relationship between proximalpark features and residents’ physical activity in neighborhood parks”, Journal of Park and Recreation Administration, 27(3), 42-58, 2009.
  • Kaczynski, A. T.; Henderson, K. A.; “Parks and recreation settings and activeliving: A review of associations with physical activity function and intensity”, Journal of Physical Activity and Health, 5(4), 619-632, 2008.
  • Harvey, D.; “Justice, nature and the geography of difference”, Oxford:Wiley-Blackwell, 1996.
  • Gehl, J.; “Cities for people”, Washington, DC: Island Press, 2010.
  • Gehl, J.; “Life between Buildings”, Van Nostrand Reinhold, New York, 1987.
  • Orum, A.; Neal, Z.; “Common Ground? Readings and Reflections on Public Space”, Routledge, New York, 2010.
  • McDaniel, J.; Alley, K. D.; “Connecting local environmental knowledge and land use practices: A human ecosystem approach to urbanization in West Georgia”, Urban Ecosystems, 8, 23-38, 2005.
  • Sugiyama, T.; Francis, J.; Middleton, N. J.; Owen, N.; Giles-Corti, B.; “Associations between recreational walking and attractiveness, size, andproximity andproximity of neighborhood open spaces”, American Journal of Public Health,100(9), 1752-1757, 2010.
  • Baird, D.; “The Age of Intelligent Landscapes”, MA Thesis, Edinburgh College of Art/Heriot-Watt University, 2000.
  • McKinney, M. L.; “Urbanization, biodiversity, and conservation”, BioScience, 52, 883-890, 2002.
  • Woolley, H.; “Urban Open Spaces”, Spon Press, New York, 2003.
  • http://www.oma.eu/news/2013/oma-wins-competition-to-design-pont-jean-jacques-bosc-in-bordeaux
  • http://www.bordeaux-metropole.fr/pont-jean-jacques-bosc#plan
  • http://www.bordeaux-wine-festival.com

Notlar

1. Gehl; 1987.

2. Heredot: M.Ö. 485-425 yılları arasında yaşamış tarihçi ve yazar.

3. Darius: M.Ö. 548-486 yılları arasında yaşamış Pers Kralı.

4. Kserkeses: M.Ö. 519-485 yılları arasında yaşamış Pers Kralı, 1. Serhas olarak da bilinir.

5. Hasol, D.; “Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü”, s.273, YEM Yayın, İstanbul, 1993.

6. Kaynak: http://www.open.edu/openlearn/history-the-arts/history/history-science-technology-and-medicine/bridges-and-buildings-the-structures-the-industrial-revolution

7. Neal; 2009.

8. Orum; 2010.

9. Sassen; 2010.

10. Thompson; 2002.

11. http://www.bordeaux-metropole.fr/pont-jean-jacques-bosc#plan

12. Mc Daniel&Alley; 2005.

13. http://www.bordeaux-metropole.fr/pont-jean-jacques-bosc#plan

14. http://www.bordeaux-wine-festival.com

15. Rogers; 1999.

16. OMA, Artefactory, Frans Parthesius.

17. OMA, Artefactory, Frans Parthesius.

18. Ward Thompson; 1996.

19. OMA, Artefactory, Frans Parthesius.

20. OMA, Artefactory, Frans Parthesius.

21. Kaczynski&Henderson; 2009.

22. Aspinall; 2010.

23. http://www.bordeaux-metropole.fr/pont-jean-jacques-bosc#plan

24. Dovey; 2000.