Kangiata Illosua – Ilulissat Icefjord Merkezi

Mimari Tasarım
Dorte Mandrup

Proje Yeri
Ilulissat, Grönland

Tamamlanma Tarihi
2021

Toplam İnşaat Alanı
900 m²

Fotoğraflar
Adam Mørk

Dorte Mandrup’un tasarladığı Kangiata Illosua – Ilulissat Icefjord Merkezi formuyla yarattığı dinamik hareket ve araziye eşsiz şekilde uyum sağlayan minimum ayak izi sayesinde iddialı bir sergi alanı oluşturuyor.

Kangiata Illosua – Ilulissat Icefjord Merkezi, çetin ama bir o kadar da güzel kutup manzarası içinde, UNESCO tarafından korunan Kangia Icefjord’un sınırında yer alıyor. Geniş araziye yayılan ve araziyle özdeşleşen bu yapı Iceford’u deneyimlemek ve küresel ısınmanın sonuçlarını kavramak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Bilim, sanat ve mimarinin birleşimiyle , Ilulissat Icefjord Merkezi buz tabakasına ve onun gezegenimiz için önemine dair anlayışımızı h genişleterek antik peyzajın önemini ortaya çıkarıyor.

Karlı bir baykuşun kayaya hafifçe değen kanadı gibi Iceford Merkezi arazinin üzerinde hafifçe yükseliyor ve merkezde hareket ederken Icefjord’u keşfettiğiniz dinamik bir hareket yaratıyor. Kütlenin formu basit ama şiirsel, etrafındaki doğal güzelliklerin büyüklüğünü ve önemini vurgulayan bir tavır sergiliyor. Yapının iddialı ve kıvrımlı formu, her uçta yer alan dar açılı üçgenlerin merkezde bir dikdörtgene dönüşmesiyle oluşuyor. Bu formu oluşturan her çerçevenin kendine has bir geometrik şekli olmasının yanı sıra her bir pencerenin de cephedeki eğimi birbirinden farklı. Bu aerodinamik şekil, hem merkezi ve heykelsi bir şekilde vurguluyor hem de yapının cephelerinde kar birikimini engelliyor.

Yapı, tarihi ana kayayı, hassas flora ve faunayı korumak için mümkün olduğunca dikkatli bir şekilde yerleştirilmiş. Binanın yerden kopukluğu, eriyen suyun binanın altından Sermermiut Gölü’ne doğru doğal yolunu izlemesine izin veriyor. Tasarımı şekillendiren uçsuz bucaksız arazide bir sığınak ve vahşi doğaya bir çıkış noktası yaratma fikri olmuş. Kamuya açık, manzaraya bakan yeni bir plaza ve ortak buluşma alanı oluşturulmak istenmiş.

Yapı, bumerang şekliyle mevcut yürüyüş yollarının uzantısı işlevi gören doğal bir rampa oluşturuyor. Sergiye bilet almadan rampadan yukarı çıkarak karşı yakaya geçerken Icefjord gözlemlenebiliyor. Binanın hem içinde hem de üzerinde bu hareketi yaratmak, yapıyı Ilulissat kasabası ile ötesindeki vahşi doğa arasında bir tür geçiş noktası haline getiriyor. Binanın her iki ucunda, manzaraya çıkmadan önce sığınacak kapalı alanlar bulunuyor.

Sergi alanı, hizmet ve araştırma birimlerini ve küçük bir sinemayı içeren üç “yüzen” çekirdek tarafından tanımlanıyor. En büyük iki çekirdek arasındaki açık kısımda sergi alanı bulunuyor. “Sermeq pilugu Oqaluttuaq – Buzun Hikayesi” sergisinde ziyaretçiler zamanda bir yolculuğa çıkarılıyor. JAC Studio tarafından tasarlanan sergi, geçmiş, şu an ve gelecekteki koşulları inceleyerek iklim değişikliğinin çevresel kaygılarına yanıt veriyor. Buz kristalinin doğuşundan, buzun muazzamlığına ve dünya üzerindeki etkisine kadar buzun ele alınabileceği devasa ölçeği aktararak buzu çok katmanlı öykü olarak anlatıyor.