Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’da Mimarlar Deneyimlerini Paylaşıyor…
Kalebodur’un toplumu ve mimarlığı ilgilendiren değerlere sahip çıkma misyonuyla gerçekleştirdiği “Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor” söyleşisinin konuğu Türkiye’de mimarlık alanının etkili isimlerinden Haydar Karabey oldu.
Haydar Karabey, geçtiğimiz Ocak ayında katıldığı “Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor” söyleşisinde Celal Abdi Güzer’e, akademide görev aldığı dönemden, yazılarından, geçmiş ve günümüzün mimarlık eğitiminden bahsetti.
“Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor”, her ay mimar Celal Abdi Güzer’in moderatörlüğünde bir sohbet programı düzenleniyor. Prof. Dr. Güzer’in, alanında öne çıkan isimlerle yaptığı söyleşiler, mimarlığı anlama ve dünyada ses getiren mimarları yakından tanıma imkânı sağlıyor. “Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor” programının Ocak ayı söyleşisinde yer alan Haydar Karabey, akademi dönemini ve çalışmalarını Celal Abdi Güzer’le paylaştı.
Mimarlık eğitiminde önceki dönemlere göre değişen usta-çırak ilişkisini değerlendiren Haydar Karabey, “egemen hoca” davranışının değişmesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Usta-çırak ilişkisinin meşhur usta ekibindeki çoğu isim sahneyi terk etti. Çağın gerektirdiği gelişmeleri yakalayanlar olmuş. Fakat “egemen hoca” anlayışı devam ediyor. Ben yazdığımız küçük kitapçıklarda, metinlerde, panellerde, sempozyumlarda unvan kullanımını kaldırdım, ‘Alfabetik sırayla yazın işte’ dedim. Bunlar yadırganıyor tabii.”
Eğitimci olarak birlikte başka neler yapılabilir diye sorduğunu, bir şeyler yapılması için çalıştığını bunun da tedirginliğe yol açtığını fark ettiğini belirten Haydar Karabey, günümüz atölye çalışmalarını şöyle değerlendirdi: “Atölyede, anıt hocanın etrafında kümelenmiş bir öğrenci güruhu; ağaç altı kuzular… Uyuyor mu, dinliyor mu, atölyenin bitmesini mi bekliyor… Diğer yandan fabrikasyon olarak mimar üretiliyor. Mimarlık Dergisi’nde de yazdım. Suç kimin acaba? Biraz da bizim. Önce öğrenciler için biraz zaman ayrılsa; daha nitelikli bir ilişki kurulsa çok daha iyi olur. Ortamda her zamanki gibi yüzde 5 parlak öğrenci, yüzde 20-30 civarında ilgisiz öğrenci var.”
Haydar Karabey, öğrencilik dönemindeki çok değerli hocalarını saygı ile andığı söyleşide, o dönemki öğrencilerin de birçok sınavdan geçerek gelen yetenekli mimar adayları olduğunu şu sözlerle anlattı: “Hamdi Şensoy, Utarit İzgi, Muhlis Türkmen, Ersen Gürsel, Sedad Hakkı Eldem, Asım Mutlu… Sunta üzerine parmak delen iğneler ile proje asardık. Utarit İzgi yanıma gelip, ‘Bu parmaklar çok değerli, ne yapıyorsun?’ dedi. Şimdiki çocuklara da haksızlık etmeyelim ama yetenek sınavı, sanat tarihi sınavı gibi birçok sınavdan geçerek giriyorduk. Değer verilmeyi hak eden çocuklardık. Bir yarışmada yanlarına çağırsalar diye hocalarımızın gözünün içine bakardık. Şimdiki gençler, yarışmada ödül alan projelerini asmaya korkuyorlar.”
Söyleşinin tamamı için tıklayınız.