IBA Hamburg’da Bir Savaş Yapısının Yeniden İşlevlendirilmesi
Doç. Dr. Erkan Avlar*
Arş. Gör. Sueda Yılmaz**
IBA (Internationale Bauausstellug / International Building Exhibition) olarak anılan ve 1901’den beri Almanya’da devam eden uluslararası yapı sergileri, geçmişten gelen deneyimlerle yaşam alanlarına yeni çözümler getirerek, aslında bir yapı sergisinden çok yenilikçiler için esin kaynağı olmayı başarmış, yaşamı ve geleceği belirleyen gelişim vizyonu olmuştur. Kentsel bir laboratuvar olan bu yapı sergilerinin amacı yalnızca mekân yaratmak değil, yeni bir yaşam şekli geliştirmek, deneyimler sonucu gelecek yaşamı planlamak ve geleceğin kenti için modeller üretmektir. Bu bağlamda kent hakkındaki var olan düşünceyi değiştiren büyük ölçekli dönüşümlere odaklanılmıştır (URL 1, URL 2).
Sanayi devriminin getirdiği koşullar ve sonrası yapı sergileri için bir başlangıç olmuş, ilk IBA “A Document of German Art” adıyla 1901 yılında Darmstadt’ta (Mathildenhöhe) açılmıştır. Bu serginin özelliği, birleşik ve bütüncül tasarımı desteklemesidir. Kentsel planlama, atölyeler, konut yapıları, sergi yapıları, iç mekânlar günlük gereksinimlere yanıt verecek şekilde ve bir arada tasarlanmıştır. Bu süreçte yapı, mimarlık, yaşam ve toplum arasındaki ilişkiyi yeniden yansıtmak için bütüncül yaşam tasarım modeli geliştirilmiştir (3). Bu sergiden sonra günümüze kadar birçok uluslararası yapı sergisi açılmış ve gelecekte de açılması planlanmaktadır.
1927 yılında Stuttgart’ta (Weissenhofsiedlung) ve 1950’li yılların başında Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nde gerçekleştirilen sergilerin ardından, 1957 yılında Interbau sergisi düzenlenmiştir. 1987 yılında eski yapılar ile yeni yapıların iyileştirilmesi amacıyla düzenlenen IBA Berlin, var olan yapıların onarımı ve yeniden yapımı için bir model önerisi sunmuştur. Bu öneri ile birlikte1989 yılında IBA Emscher Park sergisi başlamış ve bu sergide 1999 yılına kadar Ruhr Bölgesi’nin kent dokusundaki yoğunluk ele alınmıştır. İlk zamanlarda yalnızca yönetim alanlarına odaklanılırken sonrasında proje bölgenin tamamına yayılmış ve bu alanlar çevresel iyileştirme, sanatsal değişimler ve çağdaş kullanım biçimleri ile yenilenmiştir.
Bugüne kadar düzenlenen yapı sergilerinin ortak amacı, gelecekteki kent yaşamının şekillendirilmesi ve bu yaşamın sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır. Oysa günümüzde, birçok yönden tehdit edilen kentler yenilikçi çözümlere gereksinim duymaktadır. Bu bağlamda 2006-2013 yılları arasında gerçekleştirilen IBA Hamburg, yapı teknolojisindeki en son başarıların ve geleceğin mimarlığı tasarımların sunulduğu bir etkinlik olarak düzenlenmiştir. Bu yaklaşım, uzun sürede ortaya çıkan ve kentlerin mimari geleceği konusundaki soruların yanıtı olarak çözümler üreten yeniden yapılanma sürecidir (4). Ayrıca, IBA Hamburg’a ek olarak Saksonya-Anhalt’da IBA Urban Redevelopment 2010 ve Lausitz’te IBA Fürst Pückler Land 2010 olmak üzere iki uluslararası yapı sergisi daha gerçekleştirilmiştir (URL 1).
Uluslararası Yapı Sergileri 100 yılı aşkın süredir Almanya’da bölgesel ve kentsel gelişim için en etkili araçlardan biri olmuştur. Almanya dışına çıkacak olan ilk sergi ise IBA Basel 2020’dir. IBA Basel yaşam alanlarının iyileştirilmesinin yanısıra, turizme ve bütün bölgenin ekonomik çekiciliğine katkı sağlayarak on yıl içinde dinamik bölgesel gelişimi hedeflemektedir (URL 4). Ayrıca Berlin’de daha önce gerçekleştirilen iki başarılı sergiye, bir üçüncüsü IBA Berlin 2020 eklenecektir. 21. yy’da kentin karşılaştığı zorluklara odaklanacak olan bu sergi, uluslararası bir konumda bulunan kentin yalnızca yapı alanlarıyla değil, aynı zamanda paydaşları ve süreçleriyle de kentsel projelerin
önde gelen örneği haline gelmeyi planlamaktadır (6).
2027 yılında Stuttgart (Weissenhofsiedlung)’da açılacak sergi ise, 100. yılında Uluslararası Yapı Sergisi’ne yeniden evsahipliği yapacaktır. Bu serginin hedefi, kentsel planlama ve tasarım konusunda 21. yy’da ortaya çıkan sorunlara yeni bir soluk getirerek çözüm üretmektir. 20. yy’ın endüstriyel çağında iş, konut ve yaşam konusunda sosyal tartışmaları tetikleyen, çarpıcı konut birimlerinin bulunduğu Weissenhofsiedlung’un açılışından yüzyıl sonra, Stuttgart Bölgesi IBA 2027’yi kentsel yaşamın sürdürülebilirliği üzerine yeni bir toplumsal tartışma için bir araç olarak görmektedir (7).
IBA Hamburg
IBA Hamburg’un alanı; Wilhelmsburg Bölgesi, Veddel Bölgesi’nin Elbe Adaları ve bu bölgede yer alan Hamburg Limanı’dır. Avrupa’nın en büyük nehir adası olan Wilhelmsburg, Hamburg’un merkezindedir. Veddel Bölgesi, kuzeyde Hamburg kent merkezi ve güneyde Harburg arasında yer alır. Elbe Adaları ise, Elbe Nehri’nin Kuzey ve Güney kolları tarafından sınırlanan, Hamburg ve Harburg Limanları sınırında olan, sayısız kanal ve okyanus gölleri ile kesişen adalardır (Resim 1). Yaklaşık 35 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Wilhelmsburg, alan açısından Hamburg’un en büyük bölgesidir (URL 5). Ancak
bu bölgede nüfus yoğunluğu, Elbe’nin kuzey kıyısındaki bölgelere göre daha düşüktür (9).
IBA Hamburg’un amacı, farklı kültürlerin yaşadığı Elbe Adaları’nda kentsel gelişim için olanak sağlamaktır. Birçok kültürün birlikte bu alanda yaşıyor olması, farklı kültürlerin nasıl bir arada yaşayabileceğine; Wilhelmsburg’un sel riski olan bir bölgede olması ve bu riskin 1962 yılında yaşanan afetle hatırlanması, iklim değişikliği ile nasıl başa çıkılabileceğine ve karmaşık trafik arterlerinin Hamburg’un ana istasyonu olan S. Bahn’ın birkaç dakika uzağında olması da böylesine güçlü bir kentsel çeperde yeşil alan, su ve kırsal bölge varlığının nasıl korunabileceğine çözüm bulunması açısından önemlidir (URL 6).
Hazırlıkları üç yıl süren IBA Hamburg’da; “küreselleşmenin yararlarını ortaya koymak”, “kaliteyi artırmak için bilgi ve kültür kaynaklarını kullanmak” ve “yüksek kalitede kentsel alanlar oluşturmak” olmak üzere üç temel başlık belirlenmiştir. Bu başlıklar altında projeler, “Geleceğin Metropolü” sloganı ile gerçekleştirilmiştir. IBA Hamburg’un üç ana teması ise, sırasıyla “İklim Değişikliği ve Kent”, “Bölgeselleşme” ve “Evrendeşlik”tir. 1. tema Elbe Adaları’nın zayıf topografyasından dolayı önemli bir tema haline gelirken, 2. tema metropol niteliğindeki bir kentin çeperleri içerisinde sınır potansiyelini geliştirerek, kent içi alanda yeni kentsel bölgeler yaratmaktır. Son tema ise, bölgede kültürel çeşitlilik olduğundan beraberinde gelecek olan sorunların etkilerini yok etmek amacıyla ortaya çıkmıştır. Bu alan, temalarıyla yapı endüstrisinde ekolojik dönüşümlerin yönünü belirleyen, kent, altyapı, çevre ile tasarım konularını bütüncül olarak ele alan bir yenileşim merkezi haline dönüşmüştür (11).
2006 yılında başlayan IBA Hamburg’da, 2007 yılının sonuna kadar 24 proje gerçekleştirilmiştir. 2008 yılının sonunda bu sayı yukarıdaki temalarla bütünleşen 39 projeye yükselmiştir. 2010 yılında projelerin sayısı 52 iken, sona gelindiğinde “İklim Değişikliği ve Kent” teması için 14 proje, “Bölgeselleşme” teması için 33 proje ve “Evrendeşlik” teması için 23 proje olmak üzere toplamda 70 projeye ulaşmıştır (Resim 2). 2013 yılında tamamlanan IBA Hamburg kapsamında 1.733 konut birimi bulunmaktadır. Bunlardan 516 adedi yenilenen konuttur. Buna ek olarak, 100.000 m²’lik ticari alan, 8 eğitim yapısı, market ve park alanı bulunmaktadır (URL 2).
Eski yapıların yeniden işlevlendirilmesi konusunda son örneklerden biri, 2. Dünya Savaşı’nın izlerini taşıyan Hamburg’daki uçaksavar kulesidir. Bu yapı IBA Hamburg kapsamında iklim değişikliği ve kent teması ile yeniden işlevlendirilerek, bir enerji santraline, aynı zamanda kent halkının dinleneceği, kenti izleyeceği ve çeşitli etkinliklerin yapılabildiği “Energy Bunker” adı ile anılan bir yapıya dönüştürülmüştür.
Berlin, 1940’da birçok hava saldırısına maruz kalmıştır. İngiliz Hava Kuvvetleri, bu kente yıl boyunca saldırılarını sürdürmüştür. Berlin’in en uzun saldırıya uğramasından sonra, 9 Eylül 1940’da, havadan gerçekleşecek saldırılara karşı kenti savunmak ve aynı zamanda sığınak olarak kullanılabilmesi için altı adet uçaksavar kulesi inşa edilmesine karar verilmiştir. Adolf Hitler tarafından ön eskizleri hazırlanan ve stratejik yerleri belirlenen kulelerin projesinde Mimar Friedrich Tamms’a görev verilmiş ve bu süreçte planlanan altı uçaksavar kulesinden yalnızca üçü inşa edilebilmiştir (12).
Berlin’deki kulelerin yanısıra, Bremen, Münih, Hamburg ve Viyana’da da uçaksavar kulesi inşa edilmesi planlanmıştır. Ancak uçaksavar kuleleri iki kentte, Hamburg ve Viyana’da inşa edilmiştir. Her üç kentteki kulelerin tasarımında farklılıklar vardır. Kuleler; Tip I, Tip II ve Tip III olarak sınıflandırılmaktadır (Resim 3). Tip II kule, Tip I kuleden daha küçüktür, Tip III kule ise büyük bir beton silindir formundadır. Berlin’deki üç kule ve Hamburg’daki bir kule Tip I, Hamburg ve Viyana’daki birer kule Tip II, Viyana’daki öteki iki kule ise Tip III’dür. Yapım maliyetlerini düşürmek ve kulelerin askeri yönlerini iyileştirmek için, Berlin’in dışında kalan beş kulenin alanı azaltılmış ve tasarımları olabildiğince sadeleştirilmiştir (12).
Hamburg’da Tip I ve Tip II olarak tasarlanan kuleler St. Pauli ve Wilhelmsburg bölgelerinde inşa edilmiştir. Bu kulelerin savaştan sonra, Berlin’deki kulelerle birlikte yıkılması planlanmıştır. Ancak Berlin’deki kulelerin yıkılmasında yaşanan zorluklar nedeniyle küçük kuleler kaldırılıp büyük kuleler korunmuştur. Yıkılmayan Hamburg’daki Wilhelmsburg Uçaksavar Kulesi’nin içi ise kısmen yok edilmiştir (12).
IBA Hamburg kapsamında, iklim değişikliği ve kent teması ile ele alınan yapıların arasında bulunan Energy Bunker binası, 2. Dünya Savaşı yıllarında binlerce insanın, düzenlenen hava saldırılarında kullandığı iki sığınaktan biridir (Resim 4). Uçaksavar kuleleri ile Bunker, Alman savaş savunmasının bir bölümünü oluşturmuştur. 1947’de binanın iç bölümü İngiliz Ordusu tarafından tümüyle yıkılmış, sekiz katın altısı çökmüş ve geri kalan bölümlere ulaşmak için tehlikeli hale gelmiştir. Yalnızca yapının dış kabuğu, yaklaşık 3 metre kalınlığındaki duvarları ve yaklaşık 4 metre kalınlığındaki döşemesi sağlam kalmıştır (URL 3) (Resim 5). Savaş yıllarından bu yana kullanılmayan ve çökme tehlikesi altında olan bu yapı koruma altına alınmış, bir anıt olarak yenilenmiş ve IBA Hamburg ile yeniden yaşam bulmuştur. Dev boyutlu gövdesi, çatısında ve güney cephesinde güneş enerjisi panelleri ile uzaktan görülebilen Energy Bunker, Elbe Adaları’na yenilenebilir enerji sağlamak üzere yeniden işlevlendirilen önemli bir dönüşüm projesidir (Resim 6).
Hamburg’daki uçaksavar kulesi savaşın bitiminden 64 yıl sonra, yararlı, yenilikçi ve barışçıl bir yapıya dönüştürülmüş ve uzun süre kullanılmayan bu yapı “Yenilenebilir Wilhelmsburg İklim Eylem Konsepti”nin simgesi haline gelmiştir. Energy Bunker adı ile anılan ve Uluslararası Bina Sergisi (IBA) projelerinden biri olan bu yapının konsepti, harabenin yeniden etkinleştirilmesi ve yenilenebilir enerji temini olmak üzere iki ana temadan oluşmaktadır. Çatı ve güney cephesindeki güneş panelleri, biyokütle ile enerji üretilen bölümü ve fazla ısıyı termal depolama sisteminde toplayan yapısı ile üç aşamalı bir enerji istasyonudur (Resim 7). Bu projenin amacı, Reiherstieg Bölgesi’nin gereksinimi olan enerji ve ısının büyük bölümünü düşük karbon tabanlı olarak sağlayabilmektir. Öncelikli hedef ise, Hamburg’un sera gazı üretimini azaltmaktır ve bu ancak elektrik ve ısıtmada yeterli tasarruf ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanması ile sağlanabilir. Bu hedef, Energy Bunker’in çalışma ilkelerini belirleyen etkin bir yol çizmiştir (14).
Energy Bunker’in enerji yapısı olarak kullanılma fikri, güneş enerjisi için uygun bir çatı ve cephe yüzeyine sahip olmasından ortaya çıkmıştır. Bu bina gelecekteki kentsel enerji talebinin yerel ve yenilenebilir kaynaklarına odaklanılarak tasarlanmıştır. Aynı zamanda güvenilir ve ekonomik bir çalışma sağlamak için, yeterli depolama kapasiteleri ve uygun teknoloji türleri de dikkate alınmıştır. Bu nedenle çeşitli yenilenebilir enerji kaynaklarının ve üretim araçlarının birleşimi tercih edilmiştir. Bu birleşim; güneşten elde edilen sıcaklığı sönümleyici bir termik güneş paneli, güney cephesinde elektrik üreten fotovoltaik paneller ve Bunker’in içerisinde ısı ve elektrik enerjisinin ortak üretim ünitesinden oluşmaktadır.
Güneş enerjisinin, biyogazın, talaşın ve yakındaki bir endüstriyel tesisten çıkan atık ısının birleşiminin akıllıca kullanıldığı Energy Bunker, Reiherstieg Bölgesi’nin büyük bir bölümünü ısı ile beslerken aynı zamanda enerji ağında yenilenebilir enerjiyi de desteklemektedir. Bu binada yakl. 22.500 megawatt saatlik ısı ve yaklaşık 3.000 megawatt saatlik elektrik üretilmesi planlanmıştır. Bu enerjinin yakl. 3.000 evin ısıtma ve yakl. 1.000 evin elektrik gereksinimini karşılaması ve yıllık yüzde 95’lik bir karbon tasarrufu ya da 6.600 ton karbon düşüşünü sağlaması beklenmektedir (15).
2. Dünya Savaşı’ndan kalma mimari bir eser olan Wilhelmsburg Uçaksavar Kulesi ve Hava Akını Sığınağı, 2001 yılında Hamburg Anıt Koruma Kurulu (Hamburg Monument Protection Office) tarafından korunmaya değer bulunmuş ve koruma yasalarına tabi olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle koruma koşullarına uygun olarak yapının çevresinde ve içerisinde belirlenen yeni kullanımlar, özgün yapı üzerinde en az değişiklikle sağlanmıştır. Olabildiğince temel yapıya müdahale edilmemiş, dış duvarlar ve hasar gören bölümler onarılmış ve binaya yeni bir işlev kazandırılmıştır (Resim 8).
Energy Bunker projesi; yapının yenileme ve dönüştürme aşamasının yanısıra, enerji merkezi ve ısı şebekesi, güneş enerjisi kabuğu ve sergi / kafeterya tasarımı olmak üzere dört farklı projelendirme aşamasından oluşmaktadır. Binanın koruma zorunluluğunun getirmiş olduğu koşullar, genel çözümlerin yanında küçük ayrıntıları da etkilemiştir. Örneğin; cephedeki ve çatıdaki güneş panelleri, yapı yüzeyinden uzaklaştırılarak çelik bir strüktür üzerine kurulmuştur (Resim 9). Böylelikle yapının cephesi bozulmamıştır. Ancak binanın zayıf yapısal durumu ve betonda hasar oluşma riskine karşı, orijinal cephelerin yüzeyine püskürtme betonla destek sağlanmıştır. Ayrıca, yapının iç mekân orijinalliği de korunmaya çalışılmıştır (16). Yapının savaştan sonra yıkılan iç bölümü, betonarme sistemle yeniden inşa edilmiştir (Resim 10).
Yenileme çalışmalarının bir parçası olarak binanın kuzeybatı kulesinde modern bir kafeterya tasarlanmıştır (Resim 11). Bu mekân 50 kişilik camla çevrili yeme içme alanı ve 30 metre yükseklikte yer alan ve yapı dışına konsol olarak uzanan 100 m² terası ile şehrin limanı Hamburg’a ve Harburg Tepeleri’nin karşısında eşsiz bir manzaraya sahiptir (Resim 12). Bu mekâna ek olarak, 8. katta 200 kişi kapasiteli konferans salonu, tam donanımlı bir mutfak, tuvaletler, depolama alanları, fuaye ve farklı etkinlik alanları bulunmaktadır. Kafeteryaya yangın merdiveni ile desteklenen bir asansör ile ulaşılmaktadır (Resim 13).
Energy Bunker projesinin önemli parçalarından biri de binanın tarihini yansıtmak ve yenilenebilir enerji üretimine dayanan yeni sistemlerin amaçları ve etkinlikleri hakkında bilgi vermektir. Bilgi 20 farklı alanda ve 20 anahtar kelimenin altına yerleştirilmiş (örneğin; sığınak, harabe, kalıntılar, termal güneş enerjisi) bilgilendirme yazıları, filmler ve fotoğraf galerilerini içeren bilgi küpleri ile aktarılmaktadır (16).
Sonsöz
Günümüzde koruma yaklaşımlarından biri, eski yapıların ve içinde bulundukları çevrenin bugünün koşullarına uygun hale getirilmesi ve yeniden işlevlendirilmesidir. Eski yapıların özgün kimliklerinin korunması, bu yapıların uygun bir işlevle kent yaşamına yeniden kazandırılması ile sağlanabilir. Aksi takdirde, her ne kadar tescilli bina olursa olsunlar, zaman içinde kullanılmayan, bakımsız, terk edilmiş yapılara dönüşmekte ve sonuçta yok olmaktadırlar. Yapıların yeniden işlevlendirilmesi, yapının ömrünü uzatmak ve kentsel mekâna katkıda bulunmanın yanısıra, tarihin izlerini sürmeyi, yaşanmış olayları anımsatmayı ve toplumsal hafızayı güçlendirmeyi de olanaklı kılmaktadır. Bu nedenle işlevini yitiren eski binalara, özellikle tarihi değeri olanlara servis ömrünü tamamlamış yapılar olarak değil, yeniden kullanılması ve gelecek nesillere aktarılması gereken bir kültür mirası olarak bakılmalıdır. Ayrıca eski bir mimari mirasın korunması, kente tarihsel, kültürel, çevresel ve ekonomik açıdan da bir ayrıcalık getirmektedir.
Bir savaş yapısının günümüz koşullarında restore edilerek yenilenen ve iklim değişikliği ve kent teması ile yeniden işlevlendirilen hali Energy Bunker Binası, IBA Hamburg kapsamında gerçekleştirilen dünyadaki önemli projelerden biridir. Bunun nedeni, uygulama sürecinde yaşanan zorluklar ve dünyada emsal gösterilebilecek ve karşılaştırılabilecek az sayıda proje olmasıdır. Bununla birlikte, teorik olarak daha önceden tartışılan kavramların ve teknolojilerin yaşama geçirilmesi için bir fırsat sunmuştur.
Kaynaklar
1.URL 1: http://www.iba-hamburg.de/en/story/format-iba.html, Erişim: 16.05.2017.
2.URL 2: http://www.iba-hamburg.de/en/story/iba-hamburg.html, Erişim: 16.05.2017.
3.“IBA meets IBA An exhibition of the 100 year-old history of International Building Exhibitions”, M:AI Museum für Architektur und Ingenieurkunst NRW.
4.Kuc, S.; “Hamburg 2013 – The way of creating new landscape”, Journal of Engineering Technology, Cracow University of Technology, Krakow, Poland, c.4, S.2, s.39-45, 2016.
5.URL 4: http://www.iba-basel.net/de/2016_iba_basel_expo.html, Erişim: 29.05.2017.
6.“An IBA for Berlin 2020”, 2011,
Senatsverwaltung für Stadtentwicklung Werkstatt – Baukultur, July 2011, http://www.stadtentwicklung.berlin.de/staedtebau/baukultur/iba/download/IBABerlin2020_Faltblatt_IBAforBerlin_engl.pdf.
7.“Memorandum IBA 2027 StadtRegion Stuttgart”, Outcomes of the IBA Platform Process, Wirtschaftsförderung Region Stuttgart GmbH (WRS), http://iba2027.region-stuttgart.de/media/memorandum_iba_2027_english.pdf.
8.URL 5: http://www.iba-hamburg.de/en/story/project-area.html, Erişim: 19.06.2017.
9.Scheffler, N.; “Cities tackling climate change: the case of the International Building Exhibition (IBA) Hamburg”, URBACT II Capitalisation, France, s.4, 2015.
10.URL 6: http://www.iba-hamburg.de/en/story/themes-of-the-iba/metrozones.html, Erişim: 19.06.2017.
11.Kuc, S.; “Technologies and Innovations at the IBA and IGS Exhibitions Hamburg 2013”, Technical Transaction CUT (Czasopismo Techniczne PK), z. 8-A/2014, Cracow, s.19-26, 2014.
12.Kupferschmid, K. H.; “The Preservation of Nazi-Associated Structures in Berlin: Flak Towers”, M.S.H.P. The University of Texas at Austin, 2009.
13.URL 3: http://www.iba-hamburg.de/en/projects/energiebunker/projekt/energy-bunker.html, Erişim: 29.05.2017.
14.The Hamburg Climate Action Plan, A brochure on the update 2011, Hamburg.
15.URL 8: https://www.dezeen.com/2014/02/14/abandoned-concrete-bunker-converted-into-a-green-power-plant-by-iba-hamburg/, Erişim: 16.05.2017.
16.Reckschwardt, R.; Maaß, S.; “International Building Exhibition Hamburg Energy bunker”, IBA Hamburg GmbH, April, 2014.
*Erkan Avlar, Yrd. Doç. Dr.
Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü
**H. Sueda Yılmaz, Arş. Gör.
Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü