Bayona Studio tarafından tasarlanan “Habitare”; bir konutun, ancak içindeki insanların yaşamları, ruhları, kişisel eşyaları ve mobilyalarıyla birlikte bir ev olabileceğini vurguluyor.

İsmini, Latince’de “içinde yaşamak üzere bir yer işgal etmek” anlamına gelen “habitare” sözcüğünden alan proje, Bayona Studio imzası taşıyor.

Tasarım ekibi, Habitare projesi ile, konut ve ev arasındaki farka dikkat çekiyor. Konutların oluşumunun ve bir araya gelmesinin bir sonucu olarak mimari, konutların sınırları ve biçimsel-maddi varlıklarınca tanımlanıyor. Ancak bir konutu ev yapan, içindeki insanların yaşamları, ruhları, kişisel eşyaları ve mobilyalarıdır. Mobilya, bir bireyin, bir ailenin, birden çok neslin yaşamına sadakatle ve sessizce eşlik eden nesnelerden oluşur. İnsanlar yaşar ve ölür ancak mobilyalar kalır. Bir hatıra, bir tanık olarak, artık aramızda olmayanları hatırlatır; bazen sırlarını açığa çıkarır. İnsanlar gibi mimari de değişir, dönüşür ve hatta yok olur. Bir zamanlar evlerin bir araya gelerek oluşturduğu bir bina, günü gelince yerini boş bir arsaya bırakır.

Habitare’nin yer aldığı arsada artık evler yok; bize, orada bir zamanlar bir ruhun ve yaşamın olduğunu hatırlatan bir çelik strüktür ve mobilyalar var.