Küresel ısınmanın en önemli sebeplerinden biri olan karbon ayak izi, hem bireylerin hem de şirketlerin kullandığı ürünler veya faaliyetleri sonucunda doğaya bıraktıkları tahribatlar olarak nitelendiriliyor. Endüstriyelleşmenin hızla artmasıyla birlikte atmosferdeki sera gazlarının miktarı da artmaya devam ettikçe dünyanın geleceği olumsuz yönde etkileniyor. Bu konuda yapılan bilinçlendirme çalışmalarının sonucunda enerji tasarrufu yapmak ve doğal kaynakları optimum düzeyde kullanmak karbon ayak izini azaltan etkenlerin başında geliyor.

Temelleri 1874 yılında İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, kurulduğu günden bu yana sürdürülebilir bir dünya inancıyla doğal kaynakların fazla tüketiminin önüne geçen çözümler geliştiriyor. 2020 yılında toplam çevresel etkiyi yüzde 9 oranında azaltan Geberit, CO2 emisyonunu da yüzde 7,2 azaltarak doğaya olan saygısını kanıtlıyor. Yine 2020’de yüzde 6.1 oranında yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik kullanımı yapan Geberit’in 29 tesisinin tamamında ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi bulunuyor. İleri teknolojili ve doğa dostu tesislerde üretilen Geberit ürünleri; su ve enerji tasarrufu ile düşük ses iletimi gibi özellikleriyle BREEAM ve LEED gibi yeşil bina etiketlerinin kazanılmasına destek oluyor.

Karbon ayak izini azaltmaya yönelik ürünler geliştirdiklerini belirten Geberit Türkiye Genel Müdürü Ufuk Algıer, “Ülkeler ve kurumlar 2019 yılında çağrısı yapılan Avrupa Yeşil Mutabakatı için aksiyonlarını yoğunlaştırdı. Avrupa Birliği 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarını sıfırlamayı hedefliyor. Böylece yaşam standartlarını yükseltirken, gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakabileceğiz. Geberit de bu stratejiler kapsamında CO2 emisyonlarında her sene yüzde 5 iyileşme sağlamak için yoğun çalışmalar yürütüyor. Ekolojik dengeyi koruyan Geberit imzalı her ürün, çevresel sürdürülebilirlik konusunda üst düzey özelliklere sahip. Avrupa Su Etiketi (European Water Label), Blue Angel ve Water Rating Label belgelerine sahip olmamız da bunun en net göstergesi” dedi.

Her yıl cirosunun yüzde 3’ünü Ar-Ge faaliyetlerine ayıran Geberit, bu sayede su kaynaklarını koruyan yenilikçi teknolojileri tüketicilerle buluşturuyor. Çevre dostu tasarım ilkelerine bağlı kalan Geberit’in geliştirdiği Rimfree kanalsız klozetlerle çevresel sürdürülebilirliğe önemli katkılar sunuyor. Bakterilerin ve istenmeyen kokuların oluşmasına neden olan kanalları ortadan kaldırarak sektördeki standartları değiştiren Rimfree, özel yıkama teknolojisi sayesinde su tasarrufu sağlıyor. Temizliği sade bir hale getiren Rimfree, kimyasal kullanımını minimuma indirerek doğaya verilen zararın önüne geçiyor.

Duvar arkasındaki güçlü teknolojisini duvar önüne de yansıtan ve 2020 yılında toplam 37 patent başvurusu yapan Geberit, 50 yılın üzerinde gömme rezervuar tecrübesiyle ekolojik dengeyi koruyan çözümler geliştiriyor. Çift kademeli yıkama özellikli rezervuarlar bugüne kadar sağladığı 34.620 milyon metreküp su tasarrufuyla yeşil bir gelecek vadediyor.

Yüzey temasını sıfırlayan ve fazla su kullanımının önüne geçen Geberit fotoselli bataryalar, çevresel sürdürülebilirlik konusunda öne çıkıyor. Yine fotoselli, entegre deşarj kontrollü ve susuz çalışma özellikleriyle genel mekanlar için ideal olan Geberit Preda Pisuvar Sistemi de yalnızca 0,5 litre su tüketimiyle kullanıcısına optimum yıkama imkanı sunuyor. Kullanılan mekanın ihtiyaçları ve/veya yapısal koşullarına bağlı olarak kontrol ünitesi elektrikle veya pille çalışabilen sistem, entegre jeneratör bağlantısı ile kendi enerjisini de üretebiliyor. Su tasarruflu çift kademeli yıkama sistemine sahip fotoselli bir kumanda kapağı olan Geberit Sigma 10 ise manuel veya fotoselli çalışma özelliği sunuyor. Start-stop ya da çift kademeli yıkama olanağıyla Sigma 10, önemli ölçüde su tasarrufu sağlıyor.