Dragon Mountain Turizm Merkezi

Mimari Tasarım
Aurelien Chen, CSCEC

Proje Yeri
Rizhao, Çin

Tamamlanma Tarihi
2023

Toplam İnşaat Alanı
1 700 m²

Fotoğraflar
Aurelien Chen, Rizhao Fada Jituan

Aurelien Chen ve CSCEC tarafından Çin’de tasarlanan Dragon Mountain Turizm Merkezi, geleneksel Çin mimarisini modern bir biçimde yorumlarken parçalı yerleşimiyle doğal çevreye uyum sağlıyor.

Dragon Mountain doğal turizm alanının girişi, dağ manzarası ile çevrili bir yol doğrultusunda yer alıyor. Bu sokak, girişten sonra iki ayrı şeride ayrılıyor; bir şerit dağa doğru yükselirken diğeri daha alçak bir seviyede bulunan ve ağaçlarla çevrili iki küçük gölete doğru iniyor. Kompleksi bu doğal alana adapte edebilmek için 3000 m²’lik yüzey, topografyaya ve bağlama uygun olacak şekilde beş parçaya bölünmüş. Bu beş mimari unsur, küçük bir meydanın etrafında organize edilerek konumlandırılmış.
Kompleksi oluşturan yapılar, saf ve ince şekilde tasarlanmış. Bu yapıların yüksekliği, kompleksin girişinden dağın bulunduğu tarafa doğru artıyor. Çin geleneğindeki insanın, gökyüzü ve yeryüzü ile yakından bağlantılı olduğu inancı temele alınarak alanın alçak tarafında kütleler yeryüzüyle bağlantı kurarken yüksek tarafında kütleler gökyüzüne uzanır gibi yükseliyor. Kavisli yapılar arasında bir diyalog oluşurken hacimler, aralarında oluşturulan boş alanları çerçeveleyerek, dağ manzarası perspektifleri sunuyor.
Çin’de modern turistik alanların girişleri genellikle sırasıyla; merkezinde anıtsal bir heykelin bulunduğu halka açık bir meydan, geleneksel bir giriş kapısı, bilet gişesi ve son olarak bir bilgi ve karşılama merkezinden oluşan standart bir yaklaşımı benimsiyor.
Dragon Mountain’ın giriş kapısı mimari kompozisyona dahil edilmiş. Giriş kapısının bir tarafında bilet gişesi, diğer tarafında ise güvenlik personeli alanı yer alıyor. Kapı, hem mimari hem de heykelsel niteliklere sahip, ziyaretçilerin dikkatini çeken görsel bir sembol görevi görüyor. Kapı; alanın hemen dışındaki kamusal meydanı yaratan ve sınırlayan, kamusal alanlarda yaygın olarak görülen sıralı üç adet kemerli duvardan oluşuyor. Bu duvarlar, dağ zirvelerini hatırlacak şekilde yerden göğe yükseliyor. Birbirini takip eden duvarlar, eskiden şehirleri ve geleneksel sarayları çevreleyen surları hatırlatıyor ve ziyaretçilere duvar aralarından her bir yapının girişini keşfetme serüveni yaşatıyor.
Taş kaplama, yeryüzüne bağlılığı ifade ediyor ve yapının, doğal çevre ve yerel mimari ile bütünleşmesini sağlıyor. Ahşap kalıplarla yapılan ham beton, doğal unsurların düzensizliğini hatırlatıyor ve kolayca inşa edilebiliyor. Doğal bambu çubuklarından yapılmış doğal perde, masif beton, taş kaplama ve cam arasında ince bir katman oluşturuyor.