Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933
Ali Cengizkan ve Müge Cengizkan’ın küratörlüğünde, Vehbi Koç Vakfı kuruluşunun 50. yılı kapsamında hazırlanan “Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933’’ sergisi; profesyonelleri, araştırmacıları ve öğrencileri “yeni Ankara’’yı görmeye çağırıyor.
Vehbi Koç Vakfı’nın kuruluşunun 50. yılı kapsamında, Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) tarafından, Ali Cengizkan ve Müge Cengizkan’ın küratörlüğünde düzenlenen “Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923 – 1933” adlı sergi, 12 Ocak 2020 tarihine kadar CerModern’de ziyaret edilebilecek.
Bir araştırma projesi olarak, şehrin modern tarihine katkıda bulunmayı ve bir “Ankara Şehir Müzesi” kurma düşüncesini tetiklemeyi hedefleyen sergi, Ankara’nın başkent olarak kuruluşunun ilk 10 yılındaki yapılaşma, modernleşme ve Yenişehir’in kurulum tarihine yakından bakıyor. Bu, aynı zamanda “moderne beş kala” barınma kültürüne bakma tarihidir. Sergide, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, savaş yorgunu bir ülkede “yeni” bir “şehrin” nasıl kurulduğu, Cumhuriyetin 10. yılına kadar ortaya konan irade ve olgularla birlikte ele alınıyor.
Bu çerçevede, Yenişehir 1923’te, içinden patikalarla geçilen boş bir arsadır, mülkiyeti vardır ama hâlî (tenha, boş) arazidir. Bu boş arazinin 1925 yılında kamulaştırılarak Belediye ve Vakıf İdaresi eliyle nasıl geliştirildiği ve 1933 Kızılayı’na nasıl ulaşıldığı sergide incelenmektedir.
Sergide, “Yeni toplumun gereksindiği “yeni konut” nedir, nasıl elde edilmiştir? Teba kültüründen yurttaş haklarına geçilirken ‘‘yeni insanlar’’ın şehrin sakinleri olarak yarattıkları barınma kültürünün özellikleri nelerdir? Siyasetçiler, mal sahipleri, plancılar, mimarlar, müteahhitler, entelektüeller barınma kültürünü, bizatihi kendi barınma gereksinimleri üzerinden nasıl belirlemişlerdir? ‘‘Yeni toplum’’ ufukta belirirken, planlı çevrenin toplumsal dinamikler içinde erimesi ve tarih yazımında boşluklar oluşması doğal mıdır?” sorularına yanıt aranıyor.
Bugün Kızılay olarak bilinen, Sıhhiye Köprüsü’nden Meclis Kavşağı’na, Kolej’den Demirtepe’ye kadar uzanan Yenişehir, serginin odağına alınıyor. Bu bölgede 1933 yılına kadar inşa edilen 350’ye yakın kamu ve hizmet yapısı ile konutlar, arşiv belgeleri ve fotoğraflara dayandırılan kapsamlı üç boyutlu kent modellemeleriyle ayağa kaldırılmış durumda. Modellemeyle ortaya konan mimari ve yapısal özelliklerin yanı sıra, Yenişehir sakinlerinin yarattığı beşeri haritalama da bir Ankara bilgisi olarak ilk kez paylaşılıyor. 1933 yılı Yenişehir’indeki 320 konuttan 10’u, 28 kamu yapısından 18’i halen ayakta bulunuyor.
Sergide, döneme ilişkin bildik Ankara görselleri yerine, birinci el, özgün ve yeni üretilen görseller kullanılıyor. Sergileme ilkesi olarak eski / yeni karşılaştırmaları başta olmak üzere, nostalji üreten karşılaştırmalardan özellikle kaçınılıyor. Nostaljinin yarattığı yabancılaşma, yabancılaşmanın yarattığı romantik kaçıştan uzak durulmaya çabalanıyor.
1923-1933 dönemini anlatan yaklaşık 350 fotoğraf, döneme ilişkin “kesitler” aktaran sekiz ana tema altında bir araya getiriliyor. Mimarlık ve kent modellemelerinden üretilen videolar ile birlikte 1939 yılı hava fotoğraflarından dönemin Ankara’sı canlandırılıyor. Araştırma sonucu ortaya konan Yenişehir’i oluşturan konut tipleri, maketler aracılığıyla sergide temsil ediliyor.
Sergi mekânındaki “Film Odaları”nda dönemi konu edinen belgeseller ve dönem filmleri 1920’ler Ankarası’nı gözümüzde canlandırıyor. “Enstantaneler”, aralarında Mustafa Necati, Halide Edip Adıvar, Arif Hikmet Koyunoğlu, Carl Christoph Lörcher, Erzurumlu Nafiz Kotan, Grace Ellison gibi isimlerin bulunduğu 40’a yakın siyasetçi, yazar ve entelektüel, mimar, plancı ve müteahhittin, başkentin ilk on yılındaki barınma deneyim ve yazılarını bir araya getiriyor. “Nadire Kabineleri”, dönemin kişileri ve mekanlarıyla ilintili efemera ve basılı koleksiyon malzemesini sunuyor.
Sergiyi okumalar ve yeni belgelerle derinleştiren Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923 – 1933 adlı kitap da, sergi açılışıyla birlikte, Koç Üniversitesi VEKAM Yayını olarak okurlarıyla buluşacak.