Bir Otonomi Denemesi: Diyagramlar ve “Feints”

Prof. Dr. Şengül Öymen Gür

Kültürel bir üretim olan 20. yüzyıl kendini bir sonrakine bırakırken içte ve dışta çok değerli mimarlar üretti. Bu dönemde Neo-liberal politikalara ve kapitalizmin vahşi evresine direnmek zordu. Kapitali elinde bulunduranların aşırı medyatik olma talebi çok az mimarın ardında ciddi mimarlık eseri bırakmasına neden oldu. Tüm toplumsal sorunlar artık mevcut olmayan devletlere havale edildi ve bir yüzyıl öyle başladı, böyle bitti. Diğer yandan 20.yüzyılın otonomi tartışmaları da haliyle başarısızlıkla kapandı. Mimarlık buğday tarlası gibidir; rüzgara başını eğer. Geriye mimarinin hiç olmazsa masa başı otonomisini savunanlardan birkaç önemli isim kaldı: Örneğin, kendi görüşlerini yukarıda sözü edilen koşullarda başarıyla pazarlayabilen Zaha Hadid gibi bir “diva” ve 20. yüzyılın en önemli fikir adamı olan Peter Eisenman.

Eisenman’ın bütün fikirlerini tartışmaya buradaki sayfa sınırı yetmez, ama bazıları üzerinde konuşmak istiyorum. Çünkü genç mimarların, özellikle İstanbul’da, çeşitli yerlerde toplanıp tartıştığı kavramlar arasında sıra bunlara da gelir diye çok bekledim. Ama olmadı.

Burada neredeyse üç dekattır aramızda olan, ama tartışılmadan bırakılmış bazı kavramlara değineceğim: “Interstitial”, “spacing”, “anteriorite”, “içsellik – dışsallık” ve “diyagramlar”. Nedenine gelince, hesaplamalı sistemlerle eğitim veremiyoruz; çünkü, sistem mühendislerimiz ve yapı mühendislerimiz biz mimarların heveslerine yetişemiyor. Niçin heves ediyoruz? Sanki bilsek – öğrensek bunları her köşe başında uygulayabilecek miyiz? Öyle bir şansımız mı var? Benim yok, ama yetiştirdiğim nesillerin belki olabilir. Dolayısıyla onların beni aşması gerekir. Ayrıca, “Eğitim uygulamadan kopuk!” diye eleştirecek olanlar bilmelidirler ki, öyle olması çok doğaldır. Uygulamacılar bugünü inşa ederler, biz eğitimciler ise geleceği…

“Interstitial” genel anlamda zaman, mekan, temsil / figürasyon, nesne-özne ilişkileri gibi normalleşmiş (ya da diyalektik) koşullardan kaçmaya izin veren aşırılık, yıkım, kararsızlık, bulanıklık gibi kavramların retorik bir durumudur. Daha önceden Eisenman’ın kullandığı aradalık (in-between) ve aşırılık gibi, “interstitial” da bir kararsızlık zonu olarak tarif edilebilir. Örneğin, geleneksel diyalektiklerin (varlık / yokluk, form / mekan, şekil / zemin, kütle / boşun) “ne biri ne de öteki”, “ve – ve” durumları gibi “arasında” veya “dışında” duran bir kararsızlık zonu olarak kolayca kavranabilir. “Interstitial” önerisinde Eisenman “Deleuze”vari kavramalarından uzaklaşarak 1980’ler öncesi ziyadesiyle sığındığı Jacques Derrida’ya kesin dönüş yapmaktadır; iz, aşırılık ve “spacing” gibi kavramlar aracılığıyla Derrida’nın metinselliğine yeniden sığınmaktadır. “Spacing” birçok zamanlar, yerler ve ölçeklerde salınan “aradaki mekanın” bir boyutudur ve zaten mimarlığın içselliği içinde mevcuttur. Ayrıca, mimarlığı daha önceki şekillendirme ve biçimlendirme gibi yasalılaştırma modalitelerinden (tip – tipoloji) kurtaran devrimci bir kalıptır. İçten bir sorgulamadır. 1990’ların sonunda “spacing”, diyagram tartışmasının odağındadır artık.

Diyagramların mimarlık tarihi bağlamındaki önemine gelince; diyagramlar kendinden önceye rastlayan tüm mimarilerin birikmiş bilgisini (anteriorite) bünyesinde barındırır. Bu anlamda “anteriorite” mimarinin tüm içselliğinin tarihini kapsar ve bu bağlamda Foucault’nun arşiv ve arkeoloji nosyonunu anımsatır (4). Eisenman’a göre diyagram konusu Rönesans’tan (Alberti, Brunelleschi, Palladio) başlayarak Modern zamanlar (Durand, Beaux-Arts) ve Modernizm’e (Bauhaus) kadar tüm tarihi gelenekleri kapsar (5). Rönesans mimarlarına yapılan göndermeler daha çok mimarlığın birey bazında “anteriorite”sini ilgilendirse de daha sonraki göndermeler, tip (Durand), parti (Beaux-Arts) veya köpük diyagram (Bauhaus) açıkça diyagramların atasına (ya da “anteriorite”sine) gönderme yaparlar. “Anteriorite” diyagramları (6) zeitgeist’in halihazır durumuna göre değişiklik gösterseler de mecaz ve retorikleri kapsamalarından dolayı hörmenetik bir yanları da vardır (7).

İkinci tip olan içsellik (interiority) diyagramları form, içerik, görev, ikon değeri, işlev, anlam, gösterge ve gösterilen cinsinden spesifik bir bina ve mimari içselliği emsalsiz bir biçimde tanımlayan diyagramlardır (8). Bu içsellik diyagramları mimari nesnenin doğrudan içselliğinden kaynaklıdır. Form elemanlarından elde edilirler, küpler veya piramitler gibi… Ayrıca süreçler, ilişkiler ve stratejilerin hepsi içseldir. Tanım, söylem ve teorilere dayanırlar. Eisenman bunların dengesiz, belirsiz ve eleştirilere açık olduğunu, üstlerinden yapılan mimari okumaların aşırı, bulanık ve şaşırtıcı olduğunu söyler!

1970’lerin sonunda, Eisenman “dışsalık diyagramı” diye bir başka buluş öne sürer. Mimari nesnenin kendisine dışsal olan bazı motivasyonlara dayalı, arzu edilenin aksine sosyal ve siyasal koşullarla ilgili olmayan, kökünü dışsal ve gelişigüzel metinlerden alan bu diyagramlar sadece alternatif biçimsel durumlar icat etmek içindir (9). Eisenman’a sorarsanız bu diyagramlar öncekilerden farklı olarak şekilsel veya metinsel değil, afektif diyagramlardır; tasarım stratejileriyle uyumlu olarak kamuflaj, yerinden etme, öteleme ve meditasyon ile ilgilidirler. Eisenman bunlarla ölçeklendirme, üst üste çakıştırma, boşaltma ve katlanma, “morphing” (10), “greftlerin” (11) izleri gibi süreçleri araştırır; aradaki mekan, “interstitial” mekan, bulanıklaştıma gibi ilişkiler tanımlar; metin ve iz gibi linguistik bileşenlerle ilgilenir (12).

Diyagramın sanal bir lokomotif gibi kullanıldığı ilk projesi, en yeni CAD devinim teknikleriyle çizilmiş olan “Sanal Ev”dir (Virtual House,1997). Tasarım “EV IV”ün dokuz küpe indirgenerek soyutlanmış mekansal kavramının anısıyla başlar. Bu dokuz küp birbirine bağlı hareket sisteminden vektörel bir alan oluşturur. Sanal ev hareket eden iki sanal küpün diyagramatik etkileşiminin sonucu oluşan bir sanal çoğulluk olarak kavranmıştır. “I.I.T. Öğrenci Merkezi”nde (1997), daha önce tasarlanan “Sanal Ev”in mekan kavramı, zemin şekillenmesinde burkulmuş, kırıştırılmış ve kıvrılmış bir yüze sahip melez bir peyzaj şeklinde bir ayak izi gibi kullanılır (13).

“Staten Island Sanat ve Bilimler Merkezi” (1997) veya “IFCCA Kentsel Tasarım Yarışması Önerisi” (1999) gibi projelerde Eisenman’ın dikkati daha çok tiplerin ve programların melezleşmesi üzerine yoğunlaşmıştır ve buralarda bulanıklaştırma, şekilsellik ve “interstitial” ilişkiler üzerinde çalışır. “Staten Island” projesi demir çubuklara çizik atılması, torsiyonu ve burkulmalarıyla elde edilirken, “IFCCA” projesi önden kestirilemeyen bir dizi titreşim (+/-) süreciyle zeminin topoğrafyasının yamultulması yoluyla elde edilmiştir. Bu, gerçek mekanın şekil ve zemin arasında gidip geldiği düzgün ve kesikli bir sanal mekandır (14).

“Bruges Konser Salonu Projesi” (1998) ve “Santiago Kültür Merkezi” (1999 – devam ediyor), sanal lokomotif diyagramının bir başka uygulamasıdır. Topografik ve coğrafik haritaların sanal bir tel kafes matrise perçinlenmesiyle elde edilmiştir. Ancak bu ikinci tasarım beklenenin çok üstünde bir maliyet çıkarmış olup halen sürmektedir. Berlin’deki “Holocaust Anıtı” (1998 – 2005) da yine alanın topografyasına düzlemler çakıştırma yoluyla elde edilmiştir. İki kıvrımlı ızgaranın birbiri üstünde kaydırılarak örtüştürülmesiyle elde edilen planar yönergenin kesişim noktalarına 2700 beton kaidenin yerleştirilmesiyle sonuca ulaşılmıştır.

Paris’teki “Musée de l’Homme” (1999) yarışma projesi tarih ve coğrafyadan bir esin taşımaz; ama iki komşu bina zarfının asimetrik konumu sanal diyagramın kalp atışlarının asimetrik çizilmesini karara bağlar. Tıpkı son zamanlardaki birçok diyagram esaslı projesi gibi (I.I.T. Öğrenci Merkezi, Bruges Konser Salonu, IFCCA projesi, Berlin Holocaust Anıtı veya Santiago Kültür Sanat Merkezi), müzenin tasarım fikri yüzeylerin yamultulmasıyla oluşur. Artık son aşamada başlangıçtaki biçimsel elemanları tanımak (örneğin 3D ızgara, biçimsel diyagramlar, çubuklar, vb.) olanaksızdır.

Beykent Üniversitesi’nde Bir Stüdyo Deneyimi

Fener-Balat semtlerini çok severim. Dönüşüme açılma endişesi içimi yakıyor. O konudaki girişimlerim başka bir yazıda yer alacak. Burada Beykent Üniversitesi’nde 3. ve 4. sınıf mimarlık öğrencileriyle yaşadığım deneyimlerden söz etmek istiyorum. ARCH 301’de semte dokundurmadım; tıpkı Fikret Evci’nin zamanında öngördüğü gibi bina bazında iyileştirmeyi konu olarak verdim (19). Sonuçlarını tatmin edici buluyorum (20).

ARCH 401’de ise semtte yaşayanların sadece “mangal yakmak” için kullandıkları (ve Fener-Balat semtlerini dumana boğan) sahil bandında hafif strüktürlerden oluşan, sosyal-kültürel işlevli, sadece semt yerine tüm İstanbulluya hizmet edebilecek bir öneri getirmeye karar verdik. Zaman içinde içimdeki öğretme hırsına yenik düşünce program istemediğim kadar büyüdü. Ama öğrenciler bu deneyimle tasarım etkinliğinde bir olasılık daha tanımış oldu. Eisenman’ın diyagram fikrini uyguladık. Arazi kotları, bina yükseltileri ve sokak sistemi diyagramının oluşturulması ve çakıştırılmasından, “feints” ile uygun yükseklikleri belirleyip çeşitli olası tasarımlar elde ettik ve programı bu diyagramlara okuduk. İlerde öğrencilerimin karşısına fuar alanları, pazar yerleri, yarı açık spor alanları, yarı açık kültürel alanlar gibi konular çıktığında bu yaklaşımın işe yarayacağını ve bu hafif strüktürlerin mühendislerimiz tarafından hesaplanabilir olacağını umuyorum (21).

1. URL-1: Knoespel, Kenneth J.; Diagrammatic Transformation of Architectural Space: https://pdfs.semanticscholar.org/20a7/54d17f4e2805e3fc7ba2a2ee7224fca4d0fb.pdf

2. Eisenman, Peter; 1999, Diagram Diaries, New York, Universe Publishing, s. 86.

3. URL-2: Hinterwaldner, Inge; Semiconductor’s landscapes as sound-sculptured time-based visualizations: https://www.researchgate.net/publication/265173218_Semiconductor’s_landscapes_as_sound-sculptured_time-based_visualizations

4. Eisenman’a göre, Foucault’nun ‘arşivi’ tarihin tarihsel bir kaydı olarak anlaşılabilir ve ‘arkeoloji’ arşiv materyallerinin bilimsel olarak irdelenmesidir. Zaten ona göre, “anteriorite” ve içsellik bir tür baskı rejimleridir. Mimariye bir anlam yakıştırmak ve yapıştırmak için vardırlar.

5. Eisenman, Peter; “Diagrams of Anteriority”, Eisenman, Peter; “Diagram Diaries”, New York, Universe Publishing, 1999, ss. 36-43.

6. Onun terminolojisiyle konuşuyorum ama, açıkçası burada tarihi tipler ve tipolojiler kastediliyor.

7. Bu metinde, Eisenman açıkça eleştirel tasarıma gönderme yapmaktadır; çünkü diyagramı mimarlığın anterioritesini ve içselliğini bir tür sorgulama aracı olarak görür. Eleştirel mimarlığın tarihi geleneklerini onun duruşundan anlamak için, özellikle Piranesi, Schinkel, Ledoux ve Le Corbusier gibi mimarlar hakkında daha önce yazdıklarına, örneğin “Forming the Postcritical”, 96/2’ye bakmak yerinde olur.

8. Eisenman, Peter; “K Nowhere to Fold.”, Davidson, Cynthia; der. Anywhere, New York, Rizzoli, 1992.

9. Eisenman, Peter; “Diagrams of Exteriority”, Eisenman, Peter; “Diagram Diaries”, New York, Universe Publishing, 1999, ss. 164-209. (Cannaregio, House 11a, IBA Social Housing, Wexner Center, Romeo ve Juliet projesi, Biocentrum, Long Beach University Art Museum, La Villette, Guardiola House, Rebstock Master Planı, Tours Art Center, Church for the Year 2000, United Nations Library tasarımları bu tip diyagramları esas alarak yaptığı tasarımlardır).

10. Morphing, sinematografi veya animasyonlarda bir imge veya şekli pürüzsüz/dikişsiz bir biçimde, yeni bir imge veya şekle dönüştürme etkinliğidir.

11. Greft, bir yerden başka bir yere taşınan bir dokunun meydana getirdiği yeni oluşum ya da işlemin adıdır.

12. Eisenman, Peter; “Diagrams of Exteriority”.

13. “I.I.T. Öğrenci Merkezi” için bkz. Davidson, Cynthia; “Tracing Eisenman, Peter Eisenman: Complete Works”. London, Thames & Huson Ltd., 2006, s. 260.

14. Staten Island Sanat ve Bilimler Merkezi tasarımı için bkz. Davidson, Cynthia; “Tracing Eisenman, Peter Eisenman: Complete Works”, New York, Rizzoli International Publications, Inc., 2006, ss: 264 – 269, IFCCA. Kentsel Tasarım Yarışması için yine bkz. Davidson, Cynthia; “Tracing Eisenman, Peter Eisenman: Complete Works”, New York, Rizzoli International Publications, Inc., 2006, ss: 298-303.

15. https://prelectur.stanford.edu/lecturers/eisenman/projects.html

16. http://hiddenarchitecture.net/ifcca-prize-competition-for-the-design-of-cities/

17. https://eisenmanarchitects.com/Bruges-Concert-Hall-1999

18. https://eisenmanarchitects.com/Musee-du-quai-Branly-1999

19. Fikret Evci ve Galata Grubu, Balat ve Fener Semtlerinin Rehabilitasyonu: İstanbul Tarihi Yarımadası, İstanbul Valiliği, 1994-96.

20. Derginin sayfa sayısını göz önünde bulundurarak sadece birkaç öğrenci çalışması koymayı uygun buldum.

21. Sayfa sınırından dolayı yayına katamadığım öğrencilerimden beni bağışlamalarını istiyorum. Bütün grup çok başarılı olduğu için seçimi “göz kararı” yapmak zorunda kaldım ve öğrencilerden pafta seçtim.