Yaşlanırken…
Prof. Dr. Şengül Öymen Gür
İstanbul Beykent Üniversitesi
Yaş almak deneyim, anlayış, sezgi anlamlarına gelse de uygulamalı bilimlerde, yönetsel görevlerde temkinli olmayı gerektiren bir durumdur. Doğal olarak bireyin nasıl ve hangi koşullarda yaşlandığına da bağlıdır. Örneğin akademik hayatta bunamadıkça bulunmaz nimettir yaş alabilmek. Ama disiplinimizde kimi mimarların bazı olgun dönem eserleri üstünde düşünülmesi gereken çok farklı bir durumdur. Walter Gropius’u alın örneğin (Resim 1)… Bağdat Üniversitesi için yaptığı giriş kemerinden başka önerideki hiçbir bina gerçekleştirilmedi. O tarihlerde henüz İslam etik ve ahlaktan kopmamıştı. Bu sahte-Arap yerleşkeyi ve binaları öncelikle Irak kendisine yakıştırmadı. 1958’lerde tasarlanan bu ucube tasarlandığı gibi kaldı. Ondan geriye sadece yüksek bir portal kaldı (Resim 1).
Frank Lloyd Wright’ın 1959-66 yılları arasında Tempe, Arizona’da yaşama geçirdiği Grady Gammage Memorial Oditoryumu mimarın gençliğinde reddettiği her şeydir (Resim 2). Marin County Halkevi, San Rafael, Kaliforniya (1957-1976) külliyesinde ana bina ve postane doğrudan Wright tarafından, kalan kısımlar Taliesin mimarları tarafından tasarlanmıştır. Bu binanın Wright ile bağdaştırılması olanaklı mı? Ya da Dallas, Teksas’ta tasarladığı Kalita Humpreys Tiyatrosu, Şelale Evine hiç benziyor mu? (Resim 3).
Ben bunlardan birini Pennsylvania’nın kuzeyinde Elkins Park’ta gördüm: Beth Sholom Sinagogu (1954-59). Gençlik tabii, bu rastlantı beni çok sevindirdi. Ama çok da şaşırdım. Kötü bir bina değildi ama bir tuhaflık vardı, emin olamadım bir Wright gördüğüme. Sordum araştırdım. Mesleğinin sonunda o kadar çok talep oluyormuş ki Wright’a o da insanları kırmayıp yerel mimarlarla çalışıyormuş. İki genç adam tasarıma ve yapıma katkıda bulunmuş, o da imzalamış. Bu bizim taşrada olurdu. Yapmamak lazım; çünkü arşiv unutmaz!
Modern dönemin büyük mimarlarından, özellikle Wright’tan söz ederken Nikolaus Pevsner (1960) mimarların bu dönemlerinden “mimarın şımarma dönemi” diye söz eder. Aslında başta Gropius olmak üzere ikisine de saygım sonsuzdur. Bize mimarlığı öğrettiler. Ama işte yaş almak bazen böyle de olabiliyor…
Şangay’daki CICA -Uluslararası Mimarlık Eleştirmenleri Komitesi- 2015 yılı buluşmamızda bize ev sahipliği yapan Tongji Üniversitesi yönetimini ve bizim ekibi Aralık 2022’de aramızdan ayrılan Arata Isozaki bir akşam yemeğinde ağırladı (Resim 4). Kongre Merkezi’nin çok özel restoranının tasarım onundu ve Roma harcına benzer bir teknikle imal edilen, bizi hayran bırakan, yerine özgü bir tektonik kullanmıştı.
Onu zamanın perspektifinden bakarak incelersek, biz onu en dokunsal yapıtı Gunma Modern Sanatlar Müzesi (1974) ile tanıdık. Basit görünen ama müzenin çerçeve ve boşundan oluşan, kavramsal bir söz olduğunu anlatan, göze/gönle hitabeden bir varoluştu (Resim 5).
Aynı mimar Tsukuba kent merkezi yenilemesinde kentsel şiarlarıyla yine dikkatleri çekmişti. Doğal olarak bu çalışmada Amerika/Avrupa-Japon Çoktan Seçmeciliği dikkati çekiyordu, tartışılıyordu, ama ustalığı daha çok dikkat çekiyordu (Resim 6).
Bir dekat ancak geçmişti ki Isozaki, Berlin’de Volksbank Genel Merkezini tasarladı (Resim 7).
Ben gördüğümde Bilbao’daki PLAZA-ATTEA yeni bitmişti. Isozaki’nin ayakta kalmayı başarmış bir tarihi ögeyi nasıl da bir giriş takına çevirdiği gözlerden kaçacak gibi değildi. Liman’a gelen yük gemilerini şölenle karşılıyordu taç kapı (Şekil 8).
Isozaki yerine göre bir kişiliğe ve anlama bürünüyordu. Modernler gibi kalıp ve standartlarla düşünmüyordu. Bu nedenle onun evrimine bir tanı koymakta güçlük çekiyor insan. Zaten 2019 yılında Pritzker Ödülü’ne layık görüldüğünde şu tümce vurgulanmıştır: “Heterojendir ve yerel dilden yüksek teknolojiye kadar çeşitli açıklamaları kapsar. Çok açık olan şey, eğilimleri takip etmediği, kendi yolunu çizdiğidir” (URL-3).
Şangay toplantımızın bir gününde kenti gezdik. Tüm katılımcıların talebi üzerine yine bir Isozaki gördük: 2012 yılında hizmete açılan Shanghai Himalayas Merkezi. Ama bir gün önce Isozaki’nin işbirliği yaptığı teknoloji konusunda uygulamalı araştırmalar yapan genç mimar ve ekibini ziyaret etmiştik. Bu nedenle şaşkına dönmedik (Resim 9).
İşvereni Dai Zhikang (şimdi tutuklu), özgünlük, karakter ve zamansız zarafet üzerinde yarışan sanatsal bir bina seçti: “Dünya çapında bir entegrasyon modeli olarak daha yatay bir oryantal uygarlığın yerini alacak, gökdelenler çağının sonunu öngörüyorum” dedi (URL-4).
Himalayalar Merkezi, 29.000 m²’lik bir alana oturtulmuş, ileri teknolojik çıplak betondan 31.5 metre yüksekliğinde bir platform üzerinde kurulmuş, belirsiz, güçlü formlar üzerinden spekülasyonlar yapan bir mimaridir. Kompleks, tonozlu mağaralara yol açan eliptik camlı boşluklardan nefes alır. Aynı asfalt vadisinden dışarı fırlayan yanal ortogonal hacimlerin sıkıştırılmasıyla deforme olan üç farklı yükseklikteki Wuji Plaza merkezde yer alır. Sanki rüzgarla şişirilir ve bir yankı ile konuşur. İki güneşli cadde arasındaki gölge konisi, sığınılacak mağara gibidir.
Kompleksin “orman şeklindeki” bölümünde, düzensiz şekilli deliklerin geniş alanları duvarlardan oyulmuş, duvarlar düzensiz bir şekilde yapılandırılmış, böylece alanın etrafında hareket halinde bir özgürlük hissi yaratılmıştır. Cephenin “organik ormanının” Tibet sınırındaki Mustang veya Nepal’deki kızıl dağları hatırlattığı söyleniyor.
Himalayalar Merkezi’nin her iki ucundaki hacimler, karmaşık bir şekilde tasarlanmış Çin kafes panelleriyle sarılmıştır. Bazı gözlemciler, bu cephelerin tek tip ızgaralarına oyulmuş motiflerini sahte Çince karakterler olarak yorumlarken, diğerleri algılarını Çinli erkek ve kadınların çok yüksek bir duvara tırmandığı şeklinde ifade ediyor.
DaGuan Tiyatrosu, son teknoloji dijital multimedya olanaklarına sahip çok amaçlı bir alan. Las Vegas gösterilerinden konserlere, ödül törenlerine, AV sunumlarına, tanıtım etkinliklerine ve ziyafetlere kadar çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmak üzere tasarlanmış. Ancak, kompleksin en sevilen kısmı muazzam merkezi çatı bahçesi. Dalgalı yeşilliklerle dolu, onu çevreleyen semte, metropolün karanlık siluetine, güzel ve çirkin her şeye bakıyor.
Tam da merkezde (Resim 12) Perulu genel sekreterimiz önde, ben arkada yürürken duraksıyor Manuel Cuadra, beni bekliyor. Adımlarımı hızlandırıyorum, bir şey söylemesini bekliyorum. O bana ısrarla tuhaf tuhaf bakıyor. Ben de ona bakıyorum.
Kaynaklar
- Pevsner, N. (1960) Pioneers of Modern Design, Penguin Books.
- URL-1: https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_Frank_Lloyd_Wright_works
- URL-2: Sisdisco (talk) – Own work (Original text: I (Sisdisco (talk) Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=11269455
- URL-3: https://www.pritzkerprize.com/laureates/arata-isozaki#laureate-page-2066
- https://www.designisthis.com/blog/en/post/shanghai-himalayas-center-arata-isozaki
- URL-4: https://www.designisthis.com/blog/en/post/shanghai-himalayas-center-arata-isozaki