Archiprix-TR Yarışmaları ve Türkiye Mimarlık Gündemiyle İlişkisi
Dr. Öğr. Üyesi Sedef Özçelik
Doç. Dr. Saniye Karaman Öztaş
Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Salihoğlu
Mimarlık yarışmaları, pratikte yeni ufuklar açarken güncel konuların ve üretim eğilimlerinin tartışıldığı platformlardır. Birçok araştırma, mimarlık yarışmalarının profesyonel dünyaya, inovasyon ve orijinallik bakımından kaynak olduğunu ortaya koymaktadır (1, 2). Ayrıca, yarışmalar tasarımcının “yeni olana” odaklandığı ara-yüzdür. İster tasarım fikrine ister uygulamaya yönelik olsun yarışmacı, meslek pratiğinde yeni bir söz söyleme şansı bulmaktadır.
Mimarlığı anlamak ve yorumlamak üzere gerçekleşen tüm düşünme süreciyle desteklenen dönem sonu projesi ve değerlendirmesi mesleğin inovatif yönünü vurgulamaktadır (3). Mimar sadece kendi tasarımından değil, başkalarının üretimlerinden de öğrenir. Grup tartışmaları, jüri ve mimari yarışma bu anlamda önemlidir (4). Mimarlık üretiminde tasarım ve pratiği her zaman aynı değildir. Bu durum gelişigüzel bir göz gezdirme ile yakından incelemenin aynı olmamasına benzetilebilir. Her ne kadar “her mimarlık temsil olarak” başlasa da (5); mimari yarışmalar tekil bir pratik üzerine araştırma yapmak için zaman ve zemin sağlamaktadır (6). Bu yönüyle, “yarışmalar mimarlığın sosyolojisidir” (5).
Mimarlık yarışmaları olası geleceği öngörmektedir (5). Bu anlamda tartışmaya değer bir mecra açılmakta, üretilen tasarım görselinin çok ilerisinde güncel mimarlık pratiğine dair fikirleri ortak zemine getirmektedir. Kazemian ve Rönn mimari projelerin kalite değerlendirmelerinde sürekli tekrar eden içerik-çevre; bütünlük-uygunluk, şartnameye uyum, işlevsellik, teknik çözümler-gelişme potansiyeli gibi temel kriterlere dikkat çekmektedir (7).
Mimarlık yarışmalarında jürinin rolü çok sayıda katılımcı arasından en iyi öneriyi bulmak ve kazananı seçmektir (7). Archiprix-Türkiye mimarlık fakültelerinin diploma projelerine odaklanır; bunlar stüdyo kültürü ve değerlendirme yapısı bakımından akademiyle sahanın yakınlaştığı süreçlerden biridir. Değerlendirmede mesleği üstlenecek bireyin yeterlilikleri kadar, güncel mimarlık tartışmalarına dair duruşu da önemsenmektedir. Bu bağlamda diploma projeleri profesyonel yaşamın ilk adımıdır.
Diğer yandan, Archiprix’de; ödül alan projelerde öne çıkan konular ve kavramlar kronolojik bir arşiv niteliğinde olup, mimarlık alanındaki öğrenci bitirme projelerinin bir kesitini almaktadır. Örneğin 2019 yılında; 39 farklı üniversiteden 167 proje yarışmaya katılmıştır (8).
Bu araştırmanın amacı mimarlık dünyasında eğilimlerin değişimini Archiprix yarışmalarında birincilik almış projeler üzerinden irdelemektir. Literatürde yarışma arşivlerini irdeleyen çalışmalara (9-11) paralel şekilde bu çalışmada, Archiprix-TR’de 1998 sonrasında birincilik ödülüne layık görülmüş bitirme projelerine ait jüri raporları, tarihsel/yorumlayıcı yaklaşım ile sistematik olarak incelenmiştir.
Metodoloji
Araştırma nitel yorumlayıcı metodolojiye dayanmaktadır. Yorumlayıcı yaklaşıma işaret eden yöntem; Husserl ve Heidegger’in geleneğinin sosyal araştırmalardaki yansımasıdır. Yaklaşım; bulguların araştırmacı tarafından yorumlanmasına odaklanmaktadır (12).
Guilherme ve Rocha çalışmalarında mimari tasarım sürecinde bilgiye yönlendiren bazı mekanizma tiplerini basitçe tanımlamış (6) ve Schön’ün “eylemin yansıtılması” (reflection-in-action) yaklaşımını “laboratuvar” süreci ve ifadeli “bilme” durumu olarak benimsemiştir (13). Veriler; proje açıklamaları, jüri raporlarından alıntılar ve karşılıklı görüşmeler üzerinden toplanmıştır. Bern de çalışmasında kaynakları belirli süreçler sınırlamasıyla bir araya getirmiştir (14).
Bu araştırmada; Archiprix Türkiye yarışmasında, 1998 yılından itibaren birincilik kazanan projelerin jüri raporları içerik analizi taktiği ile irdelenmiş ve öne çıkan konular kodlanarak yıllara göre sistematik olarak özetlenmiştir.
Bulgular: Yıllar İçerisinde Mimarlık Tartışmaları
Çalışmanın ilk aşamasında; birincilik ödülü alan projelerin, ait olduğu üniversite, yapı tipi-fonksiyonu, mekansal ölçeği ve kent içerisindeki konumuna ilişkin özellikler ile jüri raporlarında belirtilen tespitler sistematik olarak kodlanmıştır. Sonrasında içerik analizi metoduyla yıllara göre değişen proje konuları için yapılan jüri değerlendirmeleri daha genel kodlamaları içeren kelime bulutları ve süreç grafiği ile desteklenerek ana başlıklar altında aktarılmıştır (Resim 1-4). Guilherme ve Rocha yarışma projelerinin birkaç anahtar kelime ve bir gramer üzerinden şöyle ifade bulduğunu anlatmaktadır: Orijinallik ve tekrar kullanım, okunaklılık, yalınlık-netlik ve maddesellik-zamansallıktır (6). Bu çalışmada da benzer bir gruplama ortaya çıkmıştır. Bunlar; tasarıma genel yaklaşım (1), kentsellik (2) ve ifade teknikleri (3) şeklinde 3 ana başlıkta toplanabilir.
1. Tasarıma Genel Yaklaşım
Yarışmaların kapsamı-yapı ya da kent ölçeği gibi- farklılaşmaktadır. Tasarıma genel yaklaşım başlığı altında tasarım fikri, tasarım yöntemi ve tasarım çözümü ile yapı detayları konusundaki bulgular irdelenmiştir. Bu çerçevede oluşturulan kavram bulutu “zenginlik” -içeriksel, mimari ve fikir düzeylerinde, “kurgu” ve “fikir” olgularının öne çıktığını göstermektedir.
Tasarım Fikri
Yarışmada mimari problemi çözmeye yönelik çıkış fikri jüri tarafından derinlikli olarak incelenmiştir. “Yenilikçi yaklaşım”, “yaratıcı fikir”, “radikal bir öneri, basit ve anlaşılır bir fikir” ve “tematik seçimlerin çok güçlü ve yerinde olması” olumlu bulunmuştur. Jüri, kanısını “ihtiyaçlar bölgesinden mekansal deneyimlere açılma”, “gerçek bir manifesto niteliğinde”, “rasyonel tavır içerisinde gözlenen yaratıcılık” ya da “geliştirilmiş özgün fikir” ifadeleriyle açıklamaktadır. Tasarım fikrinin diğer bir girdisi de yaratıcılık ile yapılı çevrenin var olan kurgusunun bütünleştirilmesidir. Bunlar “proje alanı üzerinde yüksek düzeyde farkındalık”, “fikirsel altyapısı ve tasarım seviyesi üst düzeyde” ve “içinde bulunduğu dokunun karakterini koruma çabası” olarak betimlenmiştir. Uygulama olasılığı zayıf olan güçlü fikirler de jüri tarafından takdir edilmiştir: “Mimarlık pratiğinden çok fikir dünyası üzerine temellenen proje”.
Tasarım Yöntemi
Fikir aşamasının yanında “tasarımın ele alınış biçimi” açısından tasarım yöntemi de önemsenen bir konudur. Raporlarda “hem kente referans veren hem de kontrast arayan çağdaş, evrensel bir dil”, “bir gerilimin üretilmesi” ve “eski yapı çevresinde cesaretle ve duyarlılıkla yeni bir yapı” inisiyatifine işaret edilmiştir. Tasarım yönteminin altını çizen ifadelerden biri “belirlenen sorunların fikir düzeyinden tasarıma taşınmasındaki başarı”dır. Mekan pratiklerine yeni bakış da “… temasının hareketli, kaotik, rastlantısal karakterini bünyesinde yeniden kavram ve öneri olarak formüle etmiş” olmak, “yeniyi eskiye nasıl entegre edeceğine dair aklı başında kararlar” açısından önemsenmektedir. Hatta “ucu açık, kendi içinde düşünsel sürekliliği bulunan entelektüel yaklaşım” ifadeleri ile Archiprix’nin amatör ruhu desteklendiğine dair ipuçları verilmektedir. Jürinin bu eğilimi “düş ve gerçeklik arasında tasarım” ya da “üst düzeyde merak uyandırma yetisi” tanımlarıyla aktarılmıştır. Tasarım yöntemi “konsept” ve “işlev” ikilemini “konsepti mimari kurgunun temeline yerleştirme ısrarı” ya da “bağlama ilişkin teslimiyetçi ve saldırgan olmayan bir bütünleşme kaygısının varlığı” tespitleriyle vurgulanmıştır.
Yapılı Çevreye Müdahale
“Yapılı çevreye müdahale”; mekansal kurgu, ölçek, program ve nihai tasarım alt başlıklarını içermektedir. Bunlar tasarımın yapısal girdileri ve biçim-işlev ilişkisine dair “mimari söylem çabası”dır.
Mekansal kurgu-program: Archiprix-TR jürisi mekansal kurgu bağlamında üretilen çözümlere ve tasarım aksiyonlarına odaklanmaktadır. Örneğin araç-yaya ilişkisinin sorgulandığı bir öneriyi jüri “araç kullanımına yönelik mekansal kurgu, mekansal oluşumun en temel bağı olan insan araç arasındaki kaçınılmaz ilişkiyi çözümleme biçimi sıra dışı” şeklinde yorumlamıştır. Deniz kenarında özgün karakterli bir çevrede proje “tasarım ile birlikte önerilen yapısal sistemlerin bir yandan hafif, dönüşebilir, geçici oluşu, koy içinde bir yerden bir yere taşınıp durması, yere-denize bağlı eklemlenme hali”yle değerlendirilmiştir. Konvansiyonel mimari formülasyonlar ekseninde alternatif çözümler takdir görmüştür: “Izgara düzeninin her türlü kıvraklığa olanak vermesi, gücünü nötralize olma özelliğinden alan bir temel platform olduğunu netlikle vurgulayan”. Benzer çok yönlü çözüm önerileri, “çok ölçekli spontane karşılaşma mekanlarının özgün nitelikle tasarlanarak zengin bir mekansal örüntü oluşturması” şeklinde yer almıştır.
Tasarım önerilerinde ölçek kavramı da ölçek geçişlerindeki tutarlılık üzerinden; yapılı çevrenin kullanıcı ile kurduğu ilişkiye de “lineer kütlenin insan ölçeği ile kurduğu ilişkiler” ve “ölçekli ilişkileri önemseme” yönüyle vurgulanmaktadır.
Nihai Tasarım: Nihai tasarım, holistik olarak yapılı çevreye katılanları anlatmaktadır. Jürinin “kavramsal arka planını çok iyi ifade eden anıtsal, özgün ve dramatik proje”, “en dokunulmaz olanı sarsan, dağıtmadan, kırıp dökmeden dönüştüren öneri” ya da “sade, gerektiği kadar dengeli, bağlamı özenle irdeleyen bir mimari çözüm arayışı” ifadeleriyle dikkat çekmektedir. Literatürde yer alan mimari tasarım konularının kapsamlı bütünlük (teknolojik/işlevsel/kültürel/estetik boyutların bütüncül bir form oluşturması), sürpriz deneyimi, tasarımın kullanıcı tarafından takdir görmesi ve zamansızlığı gibi kavramlar bu başlıkla örtüşmektedir.
Yapı, Strüktür ve Malzeme Detayları: Archiprix-TR yarışmalarında yapı detayları konusuna değinilmiştir. Ancak bu konu seçimde ayırt edici değil seçimi destekleyici bir unsurdur. Raporlarda yapısal girdilere sınırlı yer verilmiştir: “Plan ve kesitlerdeki strüktürel elemanların tasarlanış şekli”, “yapısal detaylardaki farkındalık”, “strüktür ve malzemenin tasarımın vazgeçilmez bir parçası olarak ele alınması”. Daha çok tasarım fikri ile inovatif üretim pratiklerine odaklanılmıştır. “Geleceğin yapay çevrelerine dair yenilikçi malzemeler ve bio-kimyasal deneyler üzerinden geliştirdiği senaryoların, kavramsal araştırmalarla başlayıp bina ölçeğine kadar istikrarlı olarak sürdürülebilmiş olması”, “yapay ve doğal olana dair teknolojik ve teorik araştırma” ya da “çoğaltılabilir sistem önerisi” gibi konular kaydedilmiştir.
2. Kentsellik
Jüri kentsel tasarıma yönelik verileri önemsemiştir. Raporlara dayanan kavram bulutu “sosyal”, “üretme” ve “katkı” ifadelerini kentsel tasarımın yapılı çevredeki rolü bakımından; “yeniden” kavramını ise konvansiyonel kent kullanımlarının yorumlanmasıyla öne çıkarmaktadır.
Kazanan projeler çoklukla kent merkezinde yer almış; bu projelerde tek yapı ölçeğinin dışına çıkıp, kentsel tasarım fikri, kentsel tasarım yöntemi ve kente yönelik çözümler önemsenmiştir. Kentsel tasarım fikrinin bağlamla olan ilişkisi “çevresel duyguyu çok iyi tanımlayıp değerlendiren proje” şeklinde anlatılmıştır. Kentsel tasarım yöntemi “kentsel mekanın yapısal düzlemde yorumlanması ve yeniden üretilmesi”, “kentsel ölçeğin içerdiği temel sorunlar, düzensizlikler ve çözümsüzlüklerin yansıtılarak sorgulanması”, “yeni bir kent planının mevcut plan ile süperpoze edilmesi” ve “ulaşımdan birimlere kadar oluşturulan duyarlı tavır” yönleriyle değerlendirilmiştir. Tasarım çözümünde ise çevre ilişkileri, peyzaj çalışması, kentsel duyarlılık, sosyal açıdan katma değer, vaziyet planı kararları ve yansıması önemsenmiştir. “Şehrin içine düşüp, içinden geçtiği, bu esnada canlandırdığı bir sihirli küre”, “kentin büyüme stratejisinin yarattığı problemleri tespit çabası ve bu problemlere getirdiği entelektüel çözüm önerisi” ifadeleri dikkat çekmektedir.
3. İfade Teknikleri
İfade teknikleri mimari yarışmanın en temel girdilerindendir ve tasarımcının fiili olarak bulunmadığı bir mecrada jüriyle iletişim şeklidir. İçerik analizi “grafik”, “sunum” ve “özgünlük” ifadelerini seçmektedir.
Archiprix yarışmalarında sunum ve ifade teknikleri her projede gündeme getirilmiştir. “Sunuştaki ciddiyet ve azla ifade edebilme başarısı”, “tasarımının kendisiyle uyumlu ve destekler düzeyde olan grafik sunumu”, “mimari dilin olgunluğu ve gücü”, “grafik sunumun içeriği destekleyen sade fakat güçlü duruşu”, “minyatürle SketchUp estetiğinin birbirine karıştığı özgün ve çarpıcı grafiğin artistik ve yeterince mimari oluşu” ve “görsel iletişim becerisi” ifadeleri görülmüştür. Sunum ve ifade tekniklerinin çoğunlukla olumlu yönleri vurgulansa da 2002 yılında “projelerin sunum ve grafik çabasının fazla baskın olması”, “sunumun fikrin üzerini örtmesi” eleştirisi de not edilmiştir.
Tartışma ve Sonuç
Doğru yürütüldüğünde, mimari yarışma demokratik, şeffaf ve adil bir süreçtir. Chupin ve diğ. yarışmaları “tarihsel demokratik araçlar” olarak adlandırmakta (15), karmaşık sorunlar için optimum çözümler bulmada bir yöntem olduğunu ve mimarlığın kalitesini yükselttiğini belirtmektedir (14). Archiprix-TR, 1998-2019 yılları arasında konu/ölçek ve yer aldıkları kent dokusu ekseninde öne çıkan kavramları göstermektedir.
Yapı türleri açısından, 1998-2004 arasında işlevler spesifik iken sonrasında karma kullanım ve kent merkezlerinde makro ölçekli rekreasyon projeleri artmıştır. 2005 yılı sonrasında mimarlık mesleğinin söylemi genişlemiş ve kamuyla daha geniş ölçüde buluşmuştur. 2000’lerde “star mimar” kavramı ve onun metropolü yorumlama biçimleri bu bulguyu desteklemektedir (Örn. Rem Koolhas-OMA). Peter Zumthor’un Metamorphosis stüdyosunda ürettiği görseller, kullanıcı-birey-mimar-üretici ilişkisini muğlaklaştırmıştır. Karma-işlev ya da kentsel kurgu star mimarın kent üzerine ürettiği manifestoyu destekleyecek değişkenliğe imkan sağlamaktadır. Hatta İBB; Kartal-Pendik aksı için 2006 yılında Zaha Hadid (16) ile Küçükçekmece-Avcılar aksı için Ken Yeang Mimarlık ofislerinden kentsel dönüşüm projesi üretmesini talep etmiştir (17). Star mimarlarla yapılacak projeler yoluyla İstanbul’a “marka değeri” katma çabası dünyada ve Türkiye’de görülen eğilimdir (Bilbao, Doha, Katar, Dubai vb.). 2015 raporunda; “Diploma projeleri için tespit edilen temaların sıklıkla sosyal ve kültürel yapı kompleksleri olmaları dikkat çekicidir: Müze, kütüphane, kültür merkezleri, opera vb. Türkiye’de elbette bu projelerin sayılarının artması temenni edilirken, diploma projelerinde neden temel ihtiyaçlarımızın (örneğin konut) tema olarak öğrencilere verilmediği jürinin dikkatini çekmiştir” denmektedir. Bu yönüyle Archiprix-TR jürisi bu mimarlık yönelimine alternatif bir söylem de üretmiştir. Bu bağlamda; yarışma sadece yarışmacı üzerinden değil, jürinin bakış açısı yönünden de bir söylem üretebilmektedir.
Mimari söylem 1998-2004 arasında fikir-kurgu; 2004-2012 arasında işlevin yorumlanışı ve kentsel algı yönüyle öne çıkmıştır. 2012-2019 yılları arasında deneysellik, uygulanabilirlik, esneklik temaları; 1998’den 2019’a kadar tekil-işlevden dönüşebilir çoklu-işleve geçiş olmuştur. Son yıllarda bu esnekliğin kentin dinamikleriyle beraber hareket etmesi gerektiği vurgulanmıştır.
İçeriklerde kentsellik de yer bulmuştur. Son yıllarda mimarlığın şehircilik ile bağlarının güçlenmesi tek-yapı ve parsel ölçeğinin dışına taşmayla izlenmektedir. Neoliberal kent üzerinden okunabilecek bir süreç olmanın yanında; 1999 yılında gerçekleşen Marmara depreminin etkisiyle kentsel dönüşüm ülke gündeminde afet bağlamıyla da yerini almıştır. Türkiye’de 2000 sonrası dönemde kentsel bölgelerin yeniden imarını öngören çok sayıda projede yenileme-sağlıklaştırma stratejileri bulunmaktadır (18). Diğer yandan; çeperde yapılan büyük ölçekli ve çoğunlukla konut kullanımına yönelik projelerin başarısızlıkları, yakın geçmişte kent merkezinin önemini artırmıştır. Bu, kent merkezlerinde büyük oranda mutenalaştırma tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Archiprix yarışmalarına 2000’li yıllarda “kentsel bağlam”, “kentsel mekan” “kentsel yenileme”, “kentsel ölçeğin içerdiği temel sorunlar-düzensizlikler-çözümsüzlükler”, “kentsel duyarlılık”, “kentin büyüme stratejisinin yarattığı problemler” raporlarda vurgulanmış ve takdir edilmiştir (Resim 4). Kent merkezinde gerçekleştirilen projelerde dönüşüm, verili bir durum olarak kabul edilmiş, jüri tarafından kentlerin gündeminde yer bulduğu ölçüde sorgulanmamıştır.
Diğer yandan; 24 yıllık Archiprix süreci, projelerde 1996-2001 arası maket ve el çizimi kullanıldığını, 2002-2003 yılları arası geçiş aşaması olduğunu, dijital araçların sınırlı düzeyde bulunduğunu, 2004 sonrasında dijital araçların hakimiyetinin arttığını göstermektedir. Bilgi-iletişim teknolojilerinin 2000 sonrasında hızla artışı, her disiplinde olduğu gibi mimarlıkta da kendisine genişleyen bir alan bulmuştur. Dijital mimarlığın yükselişi, eğitim sürecinde klasik yöntemlerden bilgisayar destekli sistemlere geçişle aslında geçmişten bu yana var olan; ancak “mimarın el yeteneği” üzerinden takdir gören ifade biçimi başka bir düzleme evrilmiştir. Jüriye göre 2000’lerin başındaki abartılı ifade teknikleri yerini yakın geçmişte sadelik ve fikrin basitçe aktarımına bırakmıştır.
Sürdürülebilirlik konusu yarışma gündeminde ülke gündemiyle benzer şekilde yükselmiş ve olağanlaşmıştır. Sürdürülebilir yapıların sıkça konuşulduğu 2011-2015 arasında Archiprix yarışmalarında jüri 5 asil, 1 yedek ve 1 sürdürülebilirlik danışmanından oluşmuştur. Ancak; jüri değerlendirmelerinde “Sürdürülebilirlik girdilerinin mimari eğilimlere işaret eden diğer kriterleri değerlendirme olasılıklarını bastırdığı” gerekçesiyle 2015 itibariyle sürdürülebilirlik danışmanına jüride yer verilmemiştir. Cucuzzela (2016) da çevresel değerlendirme sistemlerinden LEED’in katı koşullar gerektirdiğinden, jüri tartışmalarında gerilim oluşturduğunu belirtmektedir (19).
Yarışma hakkındaki bilgilerde görüleceği üzere, Şehir ve Bölge Planlama ile Peyzaj Mimarlığı bölümlerinin bitirme çalışmalarına da açık bir yarışma olmakla birlikte başvuruların ve ödüllerin neredeyse tamamı mimarlık bölümündendir. Bu durum, hep vurgulanan ama neredeyse her zaman ıskalanan mekan bilimleri alanında ara-kesit arayışlarının temenninin ötesine geçemediğini göstermektedir.
Çalışmada, yakın döneme ilişkin gündemdeki tartışmalarla kesit alınması hedeflenmişse de jüri raporlarında bu tartışmayı genişletecek değerlendirmeler yeterince yer bulmamıştır. Öğrenci projeleri üzerinden kurgulanan bir yarışmada, stüdyolarda mesleğin gündemine ilişkin konularda yoğun tartışmaların da yaşandığı düşünüldüğünde, birinci projelere ilişkin değerlendirmelerin bu bağlamı içermemesi kolay anlaşılabilir bir durum değildir. Proje konusu olarak seçilen yerler ve projeler kısmen gündeme referans verirken, farklı yıllarda toplanan farklı jürilerin güncel tartışmalar üzerinden bir seçimde bulunmadığı görülmektedir. Projelerin kent ile kurduğu ilişki beğenilmekle birlikte, kentsel gündemle ilişkisi sorgulanmamıştır. Bu durum, yarışmanın ana hedefi olan arşiv oluşturma fikrinin salt bir nicel duruma dönüşmesine neden olmaktadır.
Yarışmaya şimdiye kadar hiçbir bitirme öğrencisinin başvurusunun bulunmadığı yazarlarca hazırlanan bu çalışma sonucunda; mimari tasarım, sunum ve proje konusu olarak seçilen kullanımların çeşitliliği bakımından süreç içerisindeki tartışmaları yakalayan yarışmanın, kentsel gündem ve farklı meslek disiplinleriyle ilişkiler açısından hala geliştirilme potansiyeli bulunmaktadır.
Not
Yarışmalarda birincilik kazana projelere ilişkin içerik analizi tablosuna linkten ulaşabilirsiniz: https://drive.google.com/file/d/1wKpK_6L2Xha_cdrRMBVcY8qWjVrtgobo/view?usp=sharing
Kaynaklar
- Viljo, E. M., 1992, “The architectural profession in Finland in the latter half of the century”, in The Work of Architects, The Finnish Building Centre, Helsinki, ss. 26-51.
- Huotelin, P., Kaipiainen, M. (eds), 2006, “130 Years of Finnish Architectural Competitions”, Finnish Association of Architects, Helsinki.
- Aydınlı, S., Avcı, O., 2010, Relational Thinking that Enhance the Critical Thinking: A studio case based on discovery of knowledge. Der: Spiridonidis C. – Voyatzaki, M. içinde: Educating Architects Towards Innovative Architecture. EAAE, ENHSA Publication.
- Dursun Çebi, P., Avcı, O., Sağlamer, G., 2014, “Different Reflections of Architectural Knowledge on Design”, AE Lusofona Journal of Architecture and Education, Lizbon/Portekiz, Vol. 11, 2014, ss. 135-160, ISSN: 1646-6756.
- Smitheram J., Kidd A. N., Meekings S., 2018, affective logic of competition images, Visua studies,Vol 33, 3, ss. 264-279.
- Guilherme, P., Rocha, J., 2013, “Architectural competition as a lab: A study on Souto de Moura’s competitions entries”, In: M. Rönn, J.E. Andersson, G.B. Zettersten, eds., Architectural Competitions – Histories and Practice, Rio Kulturkooperativ. Nordbloms tryck, Hamburgsund, Sweden: The Royal Institute of Technology and Rio Kulturkooperativ, ss.159-192.
- Kazemian, R., Rönn, M., 2009, “Finnish architectural competitions: structure, criteria and judgement process”, Building Research and Information, 37, ss. 176-186.
- URL 1. http://archiprix-tr.org
- Zettersen, G. B., 2016, “Reuse of dreams/changes of foci. Expectations and steering conditions in two city hall competition processes in Kiruna”, Sweden, in 2011-13 versus in 1956-58, Architectural Competitions as Institution and Process, chapter 2, The Royal Institute of Technology and Kulturlandskap.
- Tostrup, E., 1999, “Architecture and Rhetoric: Text and Design in Architectural Competitions”, Oslo 1939–1997, Andreas Papadakis, London.
- Östman, L., 2016, Sustainability Requirements in Architectural Competitions – The Aalto Campus 2015 Case, Architectural Competitions as Institution and Process (Ed. Jonas E. Andersson, Gerd Bloxham Zettersten, Magnus Rönn), The Royal Institute of Technology, Stockholm, Sweden.
- Groat L., Wang D., 2002, “Architectural Research Methods”, New York: J. Wiley, Downton, Design Research.
- Schön, 1984, The Reflective Practitioner: How Professionals Think In Action Basic Books Volume 5126, Basic Books.
- Bern, A., 2018, “Architecture competitions in an urban planning context, Journal of Urban Design”, 23:2, ss. 239-256.
- Chupin, J. P., Cucuzzella C., Helal, B., 2015, Architecture competitions and the production of culture, quality and knowledge: an international inquiry, Potential architecture books.
- URL 2. https://www.zaha-hadid.com/masterplans/kartal-pendik-masterplan/
- URL 3. http://www.ibb.gov.tr/tr-tr/documents/kentseldonusumvemeydanlar/kentsel/kcekmece/kcekmece.htm
- Yenice, S., 2014, Türkiye’nin Kentsel Dönüşüm Deneyiminin Tarihsel Analizi, BAÜ Fen Bil. Enst. Dergisi Cilt 16(1), ss 76-88.
- Cucuzzella, C., 2016, “Tensions between Expert Evaluations and Qualitative Judgment in Canadian Architectural Competitions, Architectural Competitions as Institution and Process”, (Ed. Jonas E. Andersson, Gerd Bloxham Zettersten, Magnus Rönn), The Royal Institute of Technology, Stockholm, Sweden.