Lucien Arkas Sanat Galerisi
Künye
Mimari Tasarım
Artı3 Mimarlık
Tasarım Ekibi
Ülkü İnciköse, Uğur Yıldırım, Mustafa Nazım, Özüm Birgin, Gizem Elbiz
İşveren
Arkas Holding
Yüklenici
Kerman İnşaat
Statik Proje
Ardalı Mühendislik
Mekanik Proje
Meytes Mekanik
Elektrik Projesi
Onmuş Elektrik
Peyzaj Projesi
Kardelen Peyzaj
Proje Tarihi
2018
Tamamlanma Tarihi
2019
İnşaat Alanı
1370 m²
Arsa Alanı
4456 m²
Fotoğraflar
ZM YASA
Lucien Arkas’ın bireysel sanat ve kitap koleksiyonu için Artı3 Mimarlık tarafından tasarlanan LA Sanat Galerisi, doğal çevresi ile olan tanımlı ilişkisi, mekansal kurgusundaki yalınlığı ve sanat odaklı programı ile özel bir mekansal deneyim sunuyor.
Yazı: Ülkü İnceköse, Uğur Yıldırım
LA Sanat Galerisi İzmir’in Urla ilçesinde, ilçe merkezine yaklaşık 4 km mesafedeki, düşük konut yoğunluğuna sahip Kekliktepe mevkisinde konumlanıyor. Doğal bir çevre içerisinde konumlanan yapı, Lucien Arkas’ın bireysel sanat ve kitap koleksiyonu için tasarlandı. Yapının ana program elemanlarını, sergi mekanları, kütüphane, servis alanları, heykel avlusu, kolonadlı platform ve açık alan düzenlemeleri oluşturuyor. Yapı, doğal çevresi ile olan tanımlı ilişkisi, mekansal kurgusundaki yalınlığı; sade ve güçlü mimari ifadesi ile doğal çevre içerisinde kendini gösteriyor.
Tasarımda belirleyici iki ana faktör doğa ve mimari program. Tasarımın ana amacı, doğal çevre içerisinde, sanat odaklı sıradışı program aracılığı ile, özel bir mekansal deneyim sunmak. Amaçlanan mekansal deneyimi sunan yapının mimari ifadesi, gücünü kolonadlı platform tarafından tanımlanan yarı açık mekanından alıyor. Doğa ile yapı arasında bir ara mekan niteliğindeki kolonadlı yarı açık mekan, yapıda farklı roller üstleniyor. Farklı kullanımlara izin verecek kamusal alan niteliği ve ana fonksiyonların yer aldığı kapalı mekanlara hazırlık mekanı sağlıyor, güneş ışığını kontrol ediyor, yapının doğa içerisinde kütlesel etkisini azaltıyor ve yapıyla tasarımlanmış peyzaj ile doğa arasında güçlü bir iletişim kuruyor. Gün içerisinde güneş ışığının etkisiyle kolonad, kişiye zamana bağlı sürekli deneyimlenmek istenen değişken bir mekansal atmosfer sunuyor.
Sergi ile kütüphane, galeri yapısının iki ana mekanını oluşturuyor. Yapı, ana iki programa bağlı şekilde, mekansal-kütlesel olarak ikiye ayrılıyor. Her iki kütle katı, yalın hacimleri ifade ediyor. Sergi mekanında yalınlık, merkezde tasarlanan ışıklık aracılığı ile hareketleniyor. Işıklık mekan içerisinde gökyüzü ile tanımlı, güneşin hareketine bağlı olarak da dinamik bir görsel ilişki kurulmasını sağlıyor. Tüm duvar yüzeyleri sergileme fonksiyonuna cevap verir nitelikte. Kütüphane mekanı sergi mekanına benzer biçimde tekil bir hacimden oluşmakla beraber sergi mekanına oranla sahip olduğu cephe açıklıkları sayesinde çok daha aydınlık bir mekan. Kütüphane mekanının üst kısmında duvarlarda yer alan kitaplıklara ulaşımı sağlayan dar yürüme platformu mekanı kısmen ikiye bölüyor. Sergi mekanında olduğu gibi kütüphane içerisinde de özel tasarlanmış ışıklık sayesinde gökyüzü ile temas kuruluyor.
İki ayrı kütle, kolonadlı yarı açık mekan ile bağlanıyor. Ayrıca, iki ayrı mekan, bodrum kat seviyesinde de bütünleştirildi. Arazideki kot farkını kullanılarak elde edilmiş bodrum kat, yapının üzerine konumlandığı platformu oluşturuyor. Kolonadlı platform, giriş merdivenleri, rampalar, teraslamalar ve batıda yer alan amfi aracılığı ile yapının çevreyle mekansal bir iletişim kurmasını sağlıyor. Yarı açık mekanın merkezinde yer alan cam bir prizmadan elde edilen heykel avlusu, yarı açık mekana fonksiyonel ve mekansal açıdan zenginlik katıyor.
Yapının kapalı ve yarı açık mekan tasarımında doğal ışığın kullanımı önemli bir etken. Doğal ışığın kullanım biçimi, yalınlığın hakim olduğu yapıya zengin bir mekansal atmasfer sağlıyor. Sergi ve kütüphane mekanlarındaki ışıklıklar, dikey pencere açıklıkları, tekrar eden dikey elemanlar, kolonadlı alanın çatısındaki yırtıklar, iç ve dış mekanlarda süreklilik gösteren özgün mekansal atmosferin araçları. Kolonadlı platformun bir parçası olan heykel avlusunda yaratılan şeffaflık mekandaki dinamik görselliğe katkı sunuyor. Açık alan düzenlemeleri ile sanat odaklı eylemlerin peyzaj içerisinde devamlılığı sağlanıyor.
Yapının, doğal bir çevre içerisinde ve düşük yoğunluklu konut dokusunun bulunduğu bir alanda konumlanması, kullanılacak yapım teknolojisinin seçiminde belirleyici oldu. Amaçlanan, yapının mimari tavrını oluşturan sadelik ve doğayla güçlü bir ilişkinin kurulması düşüncesi, yapım sürecinde de korunmak istenen bir tavır olarak belirlendi. Bu sebepler ile; konvansiyonel bir yapım sisteminin yerine, kısa bir yapım süreci içerisinde doğaya en az müdahaleye izin verecek karma bir yapım sistemi tercih edildi. Yapının konvansiyonel yöntemler ile inşaa edilen tek kısmı temel. Temel haricindeki, perde duvarları, zemin kat döşemesi, kapalı kütlelerin taşıyıcı sistemini oluşturan kolonlar ve duvarlarının tamamını içeren diğer elemanlar için betonarme prekast üretim gerçekleştirildi ve şantiye alanında yalnızca montaj işlemleri yürütüldü. Yapının çelik sistem ile üretilmiş tavan döşemesi ve yarı açık alanı tanımlayan saçak ve kolonadlı kısımda yer alan kolonlar hazır olarak şantiye ortamına getirilerek, alanda montajları gerçekleştirildi. Yapının inşasında en önemli unsurlardan biri taş kaplama uygulaması. Kaplama uygulamasının gerçekleştirilmesinde de benzer biçimde yerinde montaj uygulaması tercih edilmiştir. Doğal taş kaplama malzemesinin tamamı uygulama sahası dışında boyutlandırıldı ve hazır olarak şantiye ortamına getirilerek montajları gerçekleştirildi. Doğal taş kaplamanın uygulamasında mekanik birleşim tercih edildi, birleşim detayları yapıya özel tasarlandı. Bu sayede yapım sürecinde kaba yapı olarak nitelendirilen ilk uygulama bölümünde, sürecin başlangıcında alınan, şantiye sahasında minimum doğaya müdahale ile minimum imalat gerçekleştirilmesi kararı titizlikle uygulandı.
Kolonadlı platformun orta kısmında yer alan heykel avlusunda mimari kararların bir parçası olarak istenen şeffaflığın ve kütlesel hafifliğin elde edilmesinde taşıyıcı cam malzeme kullanımı, döşeme sisteminde uygulanan özel detaylar etkili oldu.
Uygulama sürecinde, yapının işlevi gereği mekanların gerekli iklimlendirme ve nem dengesini sağlayacak mekanik sistemlerin seçimi ve tasarlanması önemli bir konu oldu. Yapının birbiri ile ilişkili farklı mekanlarında sergilenecek ürünlerin farklı olması, buna bağlı olarak mekanlarda farklı sıcaklık ve nem dengelerinin sağlanmasının gerekliliği, yapıya özel mekanik tasarım ihtiyacı doğurdu.
Yapının bütününde doğal taş kaplama kullanıldı. Tek tip malzeme kullanımı, tasarımda hedeflenen mimari ifadenin elde edilmesinde önemli rol oynadı. Malzeme niteliği, yalın mimarinin gün ışığı ile olan etkileşimini görsel açıdan güçlendirdi. Kaplama uygulamasında kullanılan yapıya özel mekanik yöntem, kusursuz bir sonuç ürün elde edilmesini sağladı.