Dünyanın çok farklı coğrafyalarından seçilen, farklı işlevlerde ve farklı çevresel yaklaşımlarla tasarlanıp inşa edilen 5 sürdürülebilir proje…
Derleyen: Ekin Öztürk
Yapı yapmanın başlı başına anti-ekolojik bir eylem olduğu gerekçesiyle mimarinin çevresel sorumluluklarının ve yapılardaki sürdürülebilirlik yaklaşımlarının barındırdığı ikilemlerle ilgili tartışmalar bir yana, dünyadaki binaların küresel enerji tüketiminde %40’lık bir oranla başı çektiği günümüzde yapı tasarımı ve inşasında ekolojik kriterleri gözetmek, mimarların en öncelikli sorumluluklarından biri. Bu sorumluluğun altını daha fazla çizebilmek için, dünyanın çok farklı coğrafyalarından seçtiğimiz, farklı işlevlerde ve farklı çevresel yaklaşımlarla tasarlanıp inşa edilen sürdürülebilir 5 projeyi bir araya getirdik.
1. Oasia Hotel Downtown, Singapur
Mimari Tasarım: WOHA
İç Mimari Tasarım: Studio Patricia Urquiola
İşveren: Far East SOHO Pte Ltd.
Tamamlanma Tarihi: 2016
Alan: 19.416 m²
Fotoğraflar: Patrick Bingham-Hall
Singapur’un Central Business District (CBD) bölgesinin kalbinde yemyeşil bir kule olarak yükselen Oasia Hotel Downtown, Singapur merkezli mimarlık ofisi WOHA tarafından, arazi kullanım yoğunluğunun artması ve kentsel yeşil alanların azalmasına karşı bir prototip olarak kurgulanmış. Bu “tropikal yaşayan kule”, tipik yüksek yapı tarzına alternatif bir görüntü sunuyor. Proje arazisinin toplamının 10 katından daha fazla yeşil alan barındıran, Singapur’un Yapı ve İnşaat Kurumu tarafından verilen Green Mark sertifikası sahibi yapı, 2017–2018 Global Awards for Excellence ödülüne layık görüldü. Ayrıca, Chicago Athenaeum and the European Centre for Architecture, Art, Design and Urban Studies’in düzenlediği Green Good Design Award’un da sahibi oldu.
WOHA, ofis, otel ve kulüp mekânları için, her birinin kendine ait çatı bahçeleri ve dikey bahçesi olan bir dizi “strata” tasarlamış. Bu “ek zemin katlar”, yapının şehir içindeki yüksek yoğunluklu konumuna rağmen, rekreasyon ve sosyal etkileşim için çok sayıda kamusal alan yaratmış.
Peyzaj tasarımı, “cephenin ana malzemesi” olarak kullanılıyor. Kulenin kırmızı renkli alüminyum mesh cephe kaplaması, 21 farklı sarmaşık türü arasında dikkat çeken bir arka fon olarak tasarlanmış. Gökdelen, düz bir çatı yerine tropikal bir kameriyeyle taçlandırılarak canlı ve biyoçeşitliliği kucaklayan tasarıma vurgu yapılmış. Oasia Hotel Downtown, bitkiler, ağaçlar, su, yeşil alanlar, böcekler ve kuşlar için bir cazibe merkezi olarak kullanıcılarına biyofilik bir ortam sunarken, aynı zamanda bulunduğu bölgedeki yeşil alan eksikliğini de telafi ediyor.
2. THE-Studio, Çin Halk Cumhuriyeti
Mimari Tasarım: SUP Atelier, Song Yehao
İşveren: Tsinghua Holdings Habitat Development Group
Tamamlanma Tarihi: Haziran 2015
Alan: 701 m²
Fotoğraflar: Xia Zhi
Çin merkezli SUP Atelier tarafından tasarlanan THE-Studio (Tsinghua Eco Studio), Güneybatı Çin’de yer alan Gui’an İnovasyon Parkı’ndaki ilk deneysel “Nearly Zero Energy Building” yapısı olarak tanınıyor. 2017 World Architecture News Sustainable Buildings Awards’ta kısa listeye kalan THE-Studio, sürdürülebilir tasarım stratejilerinin ekolojik teknolojilere entegre edilmesinin pratik bir örneği. Yapı aynı zamanda Güneybatı Çin’in ılımlı iklimi baz alınarak yapılan deneysel bir platform olarak detaylı tasarım yöntemlerinin ve yapı teknolojilerinin bölgenin iklim, kültür ve hattâ ekonomisinin yerel koşullarına gerçekten uygun olup olmadığını incelemeyi hedefliyor.
SUP Atelier, yerel iklimsel etkenlere yanıt veren pasif tasarım yöntemlerini, tasarımın başında ele almış. İç mekân konforunu ve enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarırken, yerel ekolojik sisteme yapılan olumsuz etkileri en aza indirmeyi hedeflemiş. Örneğin, merkezdeki avlu çok çeşitli sergi ve aktivitelere ev sahipliği yapabilmesi amacıyla, tavana doğal aydınlatma ve havalandırma sistemleri, duvarlara iklimlendirme sistemi entegre edilmiş, iki kat yüksekliğine sahip bir mekân olarak tasarlanmış. Taşıyıcı sistemde ise yerel ve geleneksel bir yapı malzemesi olan prefabrike ahşap taşıyıcı sistem tercih edilmiş.
THE-Studio, parkın girişindeki konumuyla park ve şehir dokusu arasında bağlantı sağlarken, hem kullanıcıları hem de ziyaretçilerine büyüleyici bir manzara sunuyor. Zemin ve birinci katta büyük bir sergi salonu, ofisler ve konferans salonu yer alırken, bodrum kattaki alan ise depo ve teknik oda olarak tasarlanmış.
3. ZEB Pilot Evi, Norveç
Mimari Tasarım: Snøhetta
İşveren: Optimera and Brødrene Dahl (Saint Gobain)
Tamamlanma Tarihi: Eylül 2014
Alan: 220 m² (ev), 220 m² (arazi)
Fotoğraflar: Paal-André Schwital
ZEB (The Research Center on Zero Emission Buildings)’in aktif ortağı Snøhetta tarafından Norveç’te tasarlanan yapı; İskandinavya’nın en büyük bağımsız araştırma kuruluşu SINTEF, Brødrene Dahl ve Optimera’nın işbirliklerinin ürünü. Hacim olarak müstakil bir ev olarak tasarlansa da, sürdürülebilir çözümleri içeren yapı metodolojisinin öğrenimi için kullanılacak bir platform olma amacı taşıyan yapı, World Architecture News Sustainable Buildings Awards 2015 Ödülü’nün sahibi oldu.
Evin güneydoğuya doğru yatık eğimli çatısı üzerindeki solar paneller, zemindeki enerji kuyularından gelen jeotermal enerjiyle birlikte, evin gereksinim duyduğu enerjiyi karşılıyor. Ev, tükettiğinin neredeyse 3 katı kadar enerji üretiyor. Böylece, bir ailenin bir yıllık enerji ihtiyacını karşılamanın yanı sıra, ürettiği fazladan enerji sayesinde bir elektrikli otomobilin ihtiyaç duyduğu enerjiyi de karşılıyor. Yapı malzemeleri de ısıl karakteristiklerine göre ve aynı zamanda yapının iyi bir iç iklime, hava kalitesine ve estetik özelliklere sahip olması için özenle seçilmiş. Enerji ihtiyacını karşılarken kullanıcı konforu ve well-being hissini kaybetmemeyi tasarımın odak noktasına koyan Snøhetta, tasarım sürecini de enerji verimlilik talepleriyle aynı ölçüde yönetmiş.
4. Mundo Verde Okulu, ABD
Mimari Tasarım: Studio Twenty Seven Architecture
İşveren: Mundo Verde Bilingual Public Charter School
Tamamlanma Tarihi: 2015
Alan: 13.200 m²
Fotoğraflar: Anice Hoachlander/Hoachlander Davis Photography
Çift dille eğitim veren, sürdürülebilirlik odaklı bir kamu okulu olan Mundo Verde’nin kampüsü, Studio Twenty Seven Architecture tarafından müfredatına uygun şekilde tasarlanmış. The COTE (Committee on the Environment) Top Ten Awards’un 2018 listesine girmeye hak kazanan yapı, tasarımıyla her çocuğun iklim değişimiyle mücadelede aktif rol almasına ilham vermeyi hedefliyor.
Hem yapı hem de eğitim programı, sıfır atık gıda politikası ve termostatların doğru şekilde nasıl çalıştırılacağı hakkındaki eğitimler dahil olmak üzere, öğrencilerin günlük yaşamlarına sürdürülebilirliği entegre ediyor. Malzeme ve kaynak verimliliğinin ölçülüp izlendiği yapıda, yağmur suyu da toplanıp yeniden kullanılıyor. Öğrenciler, keşif adı verilen ve gerçek hayattan temalar içeren uygulamalı eğitim üniteleriyle, önemli sürdürülebilirlik konularını öğrenmeye teşvik ediliyor. Yerel bitki çeşitlerinin bulunduğu bahçede böcekleri ve kuşları gözlemleyen öğrencilerin beslenmesinde de bu bahçeden elde edilen gıdalar “bahçeden tabağa, tabaktan gübreye anlayışıyla” kullanılıyor. Mundo Verde, terk edilmiş bir kentsel alanı, sürdürülebilirlik uygulamalarını binanın ötesine taşıyarak yeniden canlandırmış.
5. John J. Sbrega Sağlık ve Bilim Merkezi, ABD
Mimari Tasarım: Sasaki
İşveren: Bristol Community College
Tamamlanma Tarihi: Temmuz 2016
Alan: 4.700 m²
Fotoğraflar: Edward Caruso
Fall River, Massachusetts’te bulunan Bristol Community College’in yeni fen ve sağlık bilimleri binası, Boston ve Şangay’da faaliyet gösteren mimarlık ofisi Sasaki tarafından tasarlanmış. American Institute of Architects (AIA)’in her yıl dünyanın en verimli ve sürdürülebilir 10 yapısını seçtiği The COTE (Committee on the Environment) Top Ten Awards’un 2017 listesine girmeye hak kazanan yapı, Kuzeydoğu Amerika’daki ilk “Zero Net Energy (ZNE)” özelliklerine sahip akademik yapı olarak standartları belirliyor.
Yapının tasarımı ve inşasına bütünsel bir yaklaşımla eğilen Sasaki, fosil yakıtların kullanımını ortadan kaldırmak ve verimliliği artırmak için yenilikçi metotlar uygulamış. “Yüksek performanslı” tasarımda havalandırma gereksinimi büyük ölçüde dışarıdaki havanın yüzde yüzünü emen 18 adet davlumbazdan karşılanıyor. Isıtma ve sıcak su için entegre edilen güneş panelleriyle de karbon bazlı enerji kaynaklarının kullanımı elimine edilmiş.
4.700 m² proje alanına sahip yapı, öğrenciler için birçok sahada uygulamalı eğitim laboratuvarı ile yeterli hizmet alamayanlara yönelik bir eğitim kliniği içeriyor. Bu mekânlar, öğrencilerin ortak kullandığı aydınlık bir öğrenme ve yaşam odası çevresinde organize edilmiş. Böylece, daha geniş bir kullanıcı kitlesini çalışma amacıyla yapıya çekebilmek, aynı zamanda da rahat bir öğrenme ortamı oluşturmak hedeflenmiş. Laboratuvarları avludan ayıran duvarlarda kullanılan opak ve şeffaf cam kombinasyonu, laboratuvarların avludan izlenebilmesiyle “bilimin sergilenmesi”ne olanak sağlamış.