Deprem ve Kültürel Miras
Gülgün Mıstıkoğlu, Prof. Dr.
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi
Bulundukları çevreye ait fiziksel ve sosyal koşullar doğrultusunda biçimlenen yerleşimler, dönemin kültürel sosyal, ekonomik ve politik olaylarından etkilenerek gelişimlerini sürdürürler. Zaman sürecinde o yere özgü gelişen farklı dönemlere tanıklık etmiş yapılar, geçmişin izlerini geleceğe taşıyan kültürel miras yapılarıdır. Kültürel miras toplumun bireylerinin ortak geçmişini anlatan, aralarındaki dayanışma, birlik ve aidiyet duygularını güçlendiren, geleceğin doğru kurulmasına yardımcı olan somut ve somut olmayan değerlerdir (UNESCO Türkiye Milli Komisyonu). Ait oldukları dönemin somut ve somut olmayan kültürünü yansıtan, toplumun ortak belleğini oluşturan bu yapıların korunması kanun ve tüzüklerle desteklenmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve TBMM İç Tüzüğü’nde; XI. Tarih, Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması-Madde 63’te “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.” ibaresi bulunmaktadır. Dünya ölçeğinde özetlenecek olursa 1964 yılında imzalanan Venedik Tüzüğü kuralları önemli bir yere sahip olmuş ve uzun yıllar sürekliliğini korumuştur. 1975 yılındaki Avrupa Mimari Miras Sözleşmesi’nde kültürel miras korumada hem anıtsal, hem kırsal hem de kültürel açıdan bütünleşik koruma getirdiği için önemli bir yer tutmaktadır (Adalet Bakanlığı resmi sitesi; ICOMOS Türkiye). 1992 yılında UNESCO risklere hazırlık raporu yayınlamıştır. 2003 yılında ise somut olmayan miras koruması UNESCO tarafından gündeme getirilmiştir. 2005 yılında (Faro Convention, 2005) çeşitliliğin artması, ilişkilerin çoğalması ve halkın kültürel yaşama katılım hakkı gibi katılımcı miras yönetim anlayışı desteklenmiştir. 2006 yılında UNESCO “dünya miras varlıklarında afet risklerinin azaltılması” için grup kurmuştur (ICOMOS Türkiye).
1983 yılında UNESCO Dünya Miras Sözleşmesi’ne Türkiye de imza atmış ve çalışmalar geliştirmektedir. Bu bağlamda önemli tarihi-kültürel mirasa sahip Şanlıurfa, Mardin, Hatay gibi kentlerde miras değerleri koruma altına alınmış ve turizm için çalışmalar halen devam etmektedirler (Güleş, Öcal, 2020).
Tarihi yapılar kültürel mirasın en önemli parçalarıdır, en iyi şekilde korunmalı ve değerlendirilmelidir. Aynı zamanda geçmiş ile bugün, bugün ile gelecek arasında önemli bir işlevi de yerine getirirler. Literatürde “Aziz Meryem (Surp Asdvadzadzin) Ermeni Kilisesi” adıyla anılan çalışma konusu olan kilise, Batıayaz kırsal yerleşiminde olması nedeniyle, çalışmanın bundan sonraki bölümlerinde Batıayaz Kilisesi olarak ifade edilecektir. Batıayaz Kilisesi de, tüm tarihi yapılar gibi, bulunduğu coğrafyanın, sosyolojik, dinsel, ekonomik ve kültürel ögelerini bünyesinde taşımaktadır. Böyle tarihi yapıların gelecek kuşaklara mevcut durumları ile aktarılabilmesi ancak koruma ile mümkündür. Bugüne kadar yapılan çalışmaların yeterli olmaması ve günümüze kadar geçen sürede kültür envanterine kaydının bile olmaması, çalışmayı bu kiliseye yöneltmeyi zorunlu kılmıştır. Kilise farklı dönemlerin izlerini taşıyan miras yapısıdır ve kültürel miras envanterine dahil edilmelidir. Bölgede büyük yıkımlara yol açan Şubat 2023 depremini yıkılmadan atlatan nadir tarihi yapılardandır. Atıl durumda olan kilisenin kamusal etkinlik alanı olarak kullanıma açılması korunmasına neden olacak, ekonomi ve turizme de katkı sağlayacaktır. Batıayaz kırsalının ve kilise örneği gibi kültürel miras yapılarının depremden sonraki durumunun iyileştirilmesi, halkın da burada kalmasını sağlayacaktır.
Çalışmanın amacı, Batıayaz kırsal yerleşimi ve özellikle kültürel miras yapılarından Batıayaz Kilisesi’ni, farkındalık yaratarak korumaya çalışmaktır. Bu amaca yönelik olarak makalede, literatür araştırması, gözlem, bellek taraması ve görüşme teknikleri kullanılarak nitel araştırma yöntemi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, Batıayaz kırsal yerleşimindeki kültürel miras yapısı olan kilisenin deprem öncesi ve sonrasına ait veriler elde edilmiş ve öneriler geliştirilmiştir.
Kavramsal Çerçeve
Batıayaz Kırsal Yerleşimi
Batıayaz, Hatay ilinin Samandağ ilçesine bağlı, doğal, yapma ve sosyal çevre açısından zengin bir kırsal yerleşimdir. Samandağ ilk yerleşim alanlarından biri olarak, Musa dağı eteklerinde, deniz kıyısına kadar uzanan alanda kurulan Samandağ, 14 kilometre uzunluğu ile Türkiye’deki en uzun sahile sahiptir. Miras yapılarının yanı sıra farklı din ve mezheplere ait halkıyla birlikte sadece somut değil somut olmayan kültürel miras açısından da oldukça zengindir. Türkiye’deki tek Ermeni köyü olan Vakıflı köyüne de 11 km uzaklıkta yer almaktadır.
Batıayaz Bölgesinin Deprem Geçmişi
Yakın tarihimizde yaşanan, 6 Şubat 2023’de 7.7 Kahramanmaraş-Pazarcık ve 6 Şubat 2023’de 7.6 şiddetindeki Kahramanmaraş-Elbistan depremleri, 11 ilimizde olumsuz etkilere sebep olurken Hatay ilinde daha büyük yıkımlara neden olmuştur. 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş depremleri 11 ilde olduğu gibi, Batıayaz kırsalında da büyük zararlara yol açmıştır. Tarihsel süreç içinde çok sayıda depremin olduğu bilinmektedir (Başoğlu, T. H. 2023; Jeoloji Mühendisleri Odası 2021; Korkmaz, H. 2006; Özşahin, E., 2010). Günümüzde depremde oldukça zarar gören Hatay ilinin yeniden inşasında teknik konuların yanı sıra, yeniden yapılanma işlemleri planlanırken, eski mevcut kültürün yaşatılabilmesi için, kültürel mirasın korunması gerekmektedir. Batıayaz Kilisesi örneğindeki gibi tarihi yapılar, geçmişten gelen ve geleceğe taşınabilmesi için sürdürülebilir olması gereken kültür mirasının izlerini taşımaktadır.
Kültürel miraslar, toplumların kimliğinin ve geçmiş ile gelecek arasındaki sürekliliğinin sembolüdür. Tarih, sanat, ekonomi gibi birçok açıdan da değer taşımaktadırlar. Kültürel miras olarak tanımlanan sahip olduğumuz varlıkları orjinallikleri bozulmadan gelecek kuşaklara iletebilmek önemlidir.
Yöntem
Bu makale, 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş depreminde yıkıma uğrayan Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Batıayaz köyündeki kültürel miras yapılarından Batıayaz Kilisesi’nin deprem öncesi ve sonrası durumlarını incelemeye yönelik bir çalışmadır. Araştırmanın yöntemi, katılımcı gözlem yoluyla yapılan nitel araştırma yöntemidir. Araştırma sürecinde yazarların çalışma alanındaki kentsel hafızalarının olması çalışmada kolaylık sağlamıştır. Konuyla ilgili literatür çalışması, deprem öncesi ve sonrası farklı zamanlarda yapılmış gözlemler, yerel halk ile görüşmeler araştırmanın veri kaynaklarını oluşturmuştur. Literatür taramasında Batıayaz Kilisesi hakkında yazılmış yazıların haber niteliği şeklinde olması çalışmanın kısıtlılığını oluşturmuştur. Bu nedenle gözlem, görüşme ve yazarların kentsel bellek taraması daha ağırlıklı olmuştur. Yerel halk ile görüşmeler yapılmış, kilisenin yapım aşamaları, halk arasındaki önemi ve deprem öncesi ve sonrası kullanım durumları sorgulanıştır. Yapılan görüşmeler neden niçin sorularına cevap bulunmasına neden olmuştur. Batıayaz Kilise binasının, taşıyıcı sistem, malzeme ve mekânsal analizleri deprem sonrası durumuna ait bilgiler elde edilmiştir. Elde edilen veriler kilise yapısı için öneriler geliştirmeye yardımcı olmuştur.
Bulgular
Literatür araştırması, gözlem, bellek taraması ve Batıayaz halkıyla ilgili görüşmeler sonucunda, kilisenin tarihi geçmişi, yapı elemanları, kullanılan malzeme özellikleri ve deprem sonrası günümüzdeki durumu ile ilgili bulgular elde edilmiştir.
Batıayaz Kilisesi (Aziz Meryem Surp Asdvadzadzin Ermeni Kilisesi)
İlk hali pek de büyük olmayan bir şapel olarak Batıayaz Kilisesi (Surp Asdvadzadzin Ermeni Apostolik Kilisesi), bilinmeyen bir tarihte; (adı muhtemelen Aziz Meletius olan) eski bir kilisenin temelleri üzerine inşa edilmiştir. Bu küçük kilise, köyün ihtiyacını karşılayamaz hale geldiği 1912-1913 yıllarında daha büyüğü inşa edilmek üzere yıkılmış ve yerine bugünkü binanın temeli atılmıştır. Ancak 1915’te yaşanan tehcir nedeniyle kilisenin duvarlarının örülmesi bile bitirilememiştir. Yapımına 1919 yılında sürgün dönüşü tekrar devam edilen kilisenin duvarları ancak 1927’de bitirilebilmiştir. 1930’ların ilk yarısında bugünkü görünümüne kavuşturulan kilisenin kubbesi ve kapı-pencere doğramaları bitirilmeden 1939’daki göç nedeniyle mevcut şekliyle terk edilmiştir (Huşamadyan, 1970). 1947 yılına ait resimde de kilisenin ön uzun cephesinde duvarların iyi durumda olduğu, pencere kapı boşluklarında ise doğramalarının bulunmadığı, 1939 yılındaki durumunu koruduğu görülmektedir (Resim 1).

Resim 1. 1947 yılında kilise (O. Mıstıkoğlu arşivi). Image 1. Church in 1947 (O. Mıstıkoğlu archive).
Kullanılmadan uzun yıllar boş kalan kilise harabe halindeyken, mimar Osman Mıstıkoğlu’nun çabalarıyla 1992 yılında tescil ettirilmiş, 2005 yılında inşaat mühendisi Leon Erarslan kilisenin mevcut durumuyla ilgili tespit raporu yazmış ye 2007 yılında da onarım için izin alınarak kilise onarılmıştır. Onarım işlemlerinde, kilisenin üst örtüsü üzerinde büyümüş incir ağacı ve otlar temizlenmiş, iç ve dış duvarlardaki yazı ve resimler silinmiştir. Tavandaki boşluk nedeniyle iç duvar ve kolonlarda oluşan rutubet izleri temizlenmiştir. Kilisenin rölöve projesi çizilmiştir (Şekil 1).

Şekil 1. Aziz Meryem (Surp Asdvadzadzin) Ermeni Kilisesi planı (O. Mıstıkoğlu arşivi). Figure 1. St. Mary’s (Surp Asdvadzadzin) Armenian Church plan (O. Mıstıkoğlu archive).
2014 yılında ilk defa Batıayaz (Ermeni) Kilisesi’nde Hatay’da Hristiyan dünyası tarafından her yıl kutlanan St. Pierre Bayramı etkinlikleri kapsamında “Barış Ritüeli” adlı bir konser gerçekleştirilmiştir. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Eğitim Fakültesi öğretim görevlisi ve Antakya Polifonik Korolar Derneği Başkanı Sezgin Suna ve Alman Rahibe Barbara Kallasch, tarafından organize edilen ritüelde, çocuk ve büyük korolardan oluşan grubun seslendirdiği konser, kilisenin yüksek sütunları arasında verilmiştir. 1986 yılından bu yana düzenlenen St. Pierre Bayramı etkinliklerinin, üç yıldan bu yana Batıayaz’daki kilisede yapılması, Batıayaz Kilisesi adıyla kilisenin tanınmasına katkı sağlamıştır. Kilisenin konser alanı olarak kullanılmasıyla, akustik özelliği de ortaya çıkarılmış ve konseri izleyenler tarafından da ifade edilmiştir.
2022 yılında halk, Hatay İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne çağrıda bulunarak tarihi Ermeni kilisesinin restorasyonunun yapılmasını ve turizme kazandırılmasını istemiştir (Özyurt gazetesi, 2022). Deprem sonrası Resim 2 ve 3’te kilisenin giriş kapılarının bulunduğu dar ve uzun cepheler kilisenin güncel halini ifade etmektedir.

Resim 2. Giriş kapılarından birinin bulunduğu dar cephe (G. Mıstıkoğlu arşivi).Image 2. Narrow façade with one of the entrance doors (G. Mıstıkoğlu archive).

Resim 3. Giriş kapılarından birinin bulunduğu uzun cephe (G. Mıstıkoğlu arşivi). Image 3. Long façade with one of the entrance doors (G. Mıstıkoğlu archive).
Batıayaz Kilisesi Yapı Elemanları ve Kullanılan Malzeme Özellikleri
Doğal Taş
Kilisenin taşıyıcı sistemi ana malzemesi taş olan kireç harçlı bağlayıcı kolon ve tonozlardan oluşmuştur. Tarihi yapılarda taş, en eski yapı malzemesidir. Tarihten bu yana yapıların kalıcı olmasını sağlayan yapıların inşasında taşın kullanılmış olması oldukça rastlanır bir durumdur. Ayrıca tarihi yapılarda taşın yaygın olarak kullanılmasının nedeni, yakın çevreden kolaylıkla temin edilebilmesidir.
Tonozlar
Kilisenin tavan örtüsünde 14 adet tonoz yer almıştır (Şekil 1). Tonozlar, biçimi alttan içbükey olmak üzere taş ya da tuğla ve harçla örülmüş yarım silindir biçimindeki tavan, bir kemerin ötelenmesiyle meydana gelen örtü olarak tanımlanmıştır (Hasol, 2010).
Tonozların yükü, tonoz ayakları vasıtasıyla mesnet yüklerinin düşey bileşenlerini kemerlere; yanal bileşenleri ise kemer düzlemlerine dik doğrultuda yerleştirilmiş yarım kemerler veya payandalarla alınır. (Saraç, 2003). Resim 4’te kilisenin iç cephesinde tonozlar görülmektedir.

Resim 4. Kilisenin iç cephesi (G. Mıstıkoğlu arşivi). Image 4. Interior facade of the church (G. Mıstıkoğlu archive).
Apsitler
Kilisenin sağ tarafındaki duvar içinde 3 adet apsit yapısı Şekil 1’deki planda görülmektedir. Kiliselerde koronun arkasında bulunan ve camilerin mihrap kısmının karşılığı olan, yarım daire ya da yarım çokgen şeklinde çoğu tonozla örtülü bölümlerdir (Hasol, 2010). Resim 5’de koronun yerinin arkasında, ortadaki daha büyük, yanlarda küçük 2 adet yarım daire şeklinde apsitler görülmektedir.

Resim 5. En geride koro arkasında yer alan üç apsit (G. Mıstıkoğlu arşivi). Image 5. Three apses located in the far back behind the choir (G. Mıstıkoğlu archive).
Sütunlar
Kilisenin tavan örtüsünün yükleri sütunlara iletilmektedir. Kilisenin düşey taşıyıcıları olan sütunlar tek parça ya da birkaç blok taş ile oluşturulmuştur. 28 adet daire kesitli olan sütunlar düşey taşıyıcıları oluşturmaktadır (Şekil 1) Kemer yükünün iletildiği sütun başlığı, sütun başlığının altında da dairesel kesitli sütunlar vardır. Sütunlarda sütun kaideleri üzerine oturtulmuştur (Resim 6).
Duvarlar
Kilise duvarları, kireç harçlı bağlayıcı ile örülmüş taş duvar özelliğini taşımaktadır. Duvar kalınlığı 57 cm kalınlıktadır (Şekil 1). Kilisenin giriş kapılarının bulunduğu dar ve uzun cepheleri düzgün kesme taş kaplamaları ile örülmüşken, arka uzun cephe ve penceresiz dar kör cephe, diğer cepheler kadar özenilmemiş, kaba taş örgüsü ile bırakılmıştır. Kilisenin tam anlamıyla tamamlanmamış, inşaatının yarım bırakılmış olması, bazı duvarların tam anlamıyla bitirilemediği fikrini de uyandırmaktadır (Resim 6).

Resim 6. Kilise duvarları (G. Mıstıkoğlu arşivi). Image 6. Church walls (G. Mıstıkoğlu archive).
Batıayaz Kilisenin Diğer Yapı Elemanları
Kilisenin tonoz ve küçük kubbelerden oluşan tavan döşemesi, en üst kotta toprak dolgu ile tesviyeye getirilmiştir. Su gideri kuzey yönünde olup, geçirimsizliği sağlayan kil dolgu sıkıştırma olmaması nedeniyle özelliğini kaybetmiş durumdadır. Çatı feneri adlı boşluk, kilise inşaatı yarım kaldığı için dairesel bir açıklık şeklinde kalmıştır (Resim 7).

Resim 7. Çatı feneri adlı boşluk (G. Mıstıkoğlu arşivi). Image 7. Space called roof lantern (G. Mıstıkoğlu archive).
Kapı ve Pencereler: Pencerelerde demir parmaklıkların taş kaplama inşaatı sırasında konmuş olduğu bellidir. Zira demirlerin ankrajı için gerekli oyuklar mevcuttur. Bu taş oyukların kırık oluşu demirlerin buradan söküldüğünün düşündürmektedir. Resim 8’de pencere boşluklarında oyuklar görülmektedir.

Resim 8. Pencere boşluklarındaki demir parmaklıklar için açılan delikler (G. Mıstıkoğlu arşivi). Picture 8. Holes drilled for iron bars in window openings (G. Mıstıkoğlu archive).
Ara Kat: Batı iç duvarı ara yüksekliğinde koro için yapılacağı anlaşılan ara kat döşemesine ait ankrajlar görülmektedir. Bu kata dıştan ulaşmak için batı duvarında taş çıkmalarda yapılmış olduğuna göre esas planlamada bir üst kat bulunduğunu düşündürmektedir. Bu katın kolonlarda bulunan ankraj yerleri de görülmüş ancak bu katın nasıl taşıtılacağı hakkında proje özelliklerine ulaşılamamıştır (Resim 9).

Resim 9. Ara kat döşeme hizasındaki ankraj boşlukları (G. Mıstıkoğlu arşivi). Image 9. Anchor spaces at mezzanine floor level (G.Mıstıkoğlu archive).
Dam: Yapının dayanım açısından en kritik elemanı durumundadır. Kil zeminin oluşturduğu tohum yatağında boy atan bitkilerin kökleri aşırı tahribat yapmış olma ihtimali vardır. 2007 yılında ağaç kökleri temizlenerek, kuzey damlalıkların tamiri yapılmıştır.
Yer Kaplaması: Sömellerin farklı yükseklikte olması nedeni ile döşemede engebe mevcuttur. Ayrıca kapı çıkışındaki eşikler dikkat çekici boyutta yüksektir. Eşiklerin bu denli yüksek oluşu son döşeme katmanının hiç inşa edilmediğine işarettir. Ayrıca dağdan inebilecek yüzey sularının bina içine girmesini önlemek içinde eşiklerin yüksek yapıldığı sanılmaktadır.
Minber: Minberin bulunduğu döşemenin önündeki döşemeden yüksek olması gerekmektedir. Bu alanda yapılmış kazılardan arta kalanlar esas inşaatta böyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu seviyenin yerinde tespiti için minberin sağ ve solunda bulunan iki oyuk referans alınarak insan kol yüksekliğine göre bir yaklaşım yapılabilir. Esasında bu bölüm Ermeni kiliselerinde bir perde ile kemer ön yüzü hizasından ayrılarak mabet içi toplum yararına konser, konferans gibi etkinlikler için kullanılmaktadır.
Vaftiz Kurnası: Burada hıristiyan dinine simgeleyen vaftiz töreni kullanılır. Burada taş kurna eksiktir. Vaftizde kullanılan okunmuş su buradan kilise temeline bağlı bir mecraya akar. Bu bölümde taşların eksik olduğu tespit edilmiştir.
Çatı: Yapılacak onarımın en kritik bölgesi çatı yapısıdır. Formu itibari ile kümbete benzemesi gerekir. Arzu edilen cephe kaplaması ile aynı malzemeden olmalıdır. Buradan kilise içine ışık girebilmeli ve yapının cesameti ile orantılı olması gerekir. Zaten bir çan kulesi hiç yapılmamış olan yapının en belirgin unsuru kümbet olması beklenmektedir (Eraslan, 2005).
Batıayaz Kilisesi’nin Deprem Sonrası Durumu
Tarihi yapıların ekonomik ömür sürelerini belirleyen en önemli faktörler zemin ile ilgili sorunlar ve doğal afetlerdir. Olumsuz hava koşulları, yıllar içinde kişilerin yapılara verdiği fiziksel zararlar, tarihi yapıların yıpranmasına yol açan diğer sebepler arasında yer almaktadır. Batıayaz Kilisesi de bazı kişilerin resim 4’te görüldüğü gibi duvarlara boya ile yazılar yazarak zarar verdikleri örnekler arasındadır. Ayrıca 2000 yılında bazı duvar ve tavan kısımlarına kök salmış mevcut bitkiler temizlenmiş olmasına rağmen, günümüzde yeniden ot ve benzeri çalı bitkilerinin kilisenin duvarlarının ve tavanın bazı kısımlarında var oldukları tespit edilmiştir (Resim 8).
Uzun yıllar ayakta kalabilen tarihi bir yapı, yıllar içinde zemin ve üst yapı etkileşiminin sağlandığı, dengede olduğu sonucunu ortaya çıkarır. Batıayaz Kilisenin yapısal özellikleri incelendiğinde, deprem açısından iki durumun ele alınması gerekmektedir. Birincisi taş malzemenin tarihi yapılarda kullanılması, kilise yapısının ağır kütleli bir yapı olmasını sağlamaktadır. Yapı kütlesinin ağır olması, deprem anındaki yapının maruz olduğu deprem kuvvetlerinin de büyük olmasına sebep olmaktadır. Kilise yapı olarak, ağır kütlesine rağmen, deprem kuvvetlerine karşı koyabilmiş ve sonuçta ayakta kalabilmiştir. İkinci konu depremde yapının burulma riskidir. Kilisesinin planındaki simetrik özellikler ve simetrik yerleşen taşıyıcı sistem elemanları, rijit kütle merkezi ile planın ağırlık merkezi arasında büyük bir uzaklık olmasını engellemiş, rijitlik merkezini geometrik merkezde oluşturarak deprem anındaki burulma riskini de uzaklaştırmıştır (Şekil 1).
Kilisede bazı birleşim bölgelerinde az miktarda ayrılmalar ve taş duvar örgü kısımlarda, az miktarda taşın duvar yapısından düştüğü, bazı pencerelerde kemer taşının az miktarda yerinden ayrıldığı tespit edilmiştir (Resim 10). Taşıyıcı sisteminin en önemli elemanları olan kolonlarda, deprem sonrası herhangi bir deplasman izine rastlanmamış olup, kilise yapısı dengesini korumuştur. Yapının dış duvarlarını oluşturan taş örgülerin iç cepheye bakan yüzeylerinde deprem sonrası oluşan bozulmalar, onarım çalışması gerektirebilmektedir. Söz konusu olan bu çalışmalara karar verilirken, öncelikle yapının tarihi özelliği başta olmak üzere, orijinal yapısı da göz önüne alınmalıdır.

Resim 10. Üst sıradaki pencere altında örgü duvarda deprem sonrası görülen ince ayrılmalar, (kilise dış cephesi), (G. Mıstıkoğlu arşivi). Image 10. Thin separations seen after the earthquake in the mesh wall under the window in the upper row (church exterior), (G. Mıstıkoğlu archive).
Sonuç ve Öneriler
Geçmişten geleceğe köprü görevi yapan kültürel miraslarımız tüm toplumlar için değerli varlıklardır. Özellikle Batıayaz kırsalını da içinde bulunduran Hatay gibi çok dinli ve çok kültürlü topluluklardan oluşan, geçmişten bu yana birlikte huzur ve barış içinde yaşamış insanlar açısından topluma mal olmuş her tarihi yapı ayrı bir öneme sahiptir. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremden oldukça fazla zarar gören Hatay ilinin tarihi yapıları da ağır hasar almıştır. Deprem sonrası, yeniden ayağa kaldırılmaya çalışan Hatay ilinin tarihi yapılarının, özüne uygun şekilde düzenlenmesi, yeniden yapılanma sürecinde önemli bir kısmı oluşturmaktadır.
Bu aşamada deprem öncesinde kültür envanter projesinde kaydı bile olmayan Batıayaz Kilisesi ayakta kalmış, depremden çok az zarar görmüştür. Taşıyıcı sistemindeki ana taşıyıcı olan kolonlarda hiçbir hasar gözlenmemiş olup, yapı tamamıyla dengesini korumuştur. Büyük bir deprem sonrasında taşıyıcı sistemi zarar görmeyen, fakat taş duvar örgülerin bazı bölgelerinde çatlaklara sahip bu tarihi yapının işlevini sürdürebilmesi için, bakım, koruma ve gerekiyorsa güçlendirme işlerinin planlanması ve uygulanması, sahip olunan kültürel miras değerlerimiz için oldukça önemlidir. Batıayaz Kilisesinin hak ettiği değeri görerek, küçük onarımlar sonucunda, kültür envanter kaydının yapılması ve gelecek kuşaklara kültür mirasımızın iletilmesi görevini yapması beklenmektedir. 2014 yılında konser verilmesi ile varlığını duyuran Batıayaz Kilisesi’nin, Hatay ilinin tarih ve kültür mirası içinde yer alarak gerek konser alanı, gerekse yılın özel günlerinde belirli ritüellere ev sahipliği yaparak ülke dışından gelecek turizm etkinliklerinde çekim merkezi olabilecektir. Miras yapılarının yerel halkın kullanımına açıldığı günümüzde, Batıayaz Kilisesi’nin de kamu yararına etkinliklerde kullanılması hem yerel halk, hem de bölge için önemli bir kazanım olacaktır.
Kaynaklar
- Avrupa Mimari Mirasının Korunması Sözleşmesi, Adalet Bakanlığı Sitesi (https://inhak.adalet.gov.tr/Resimler/Dokuman/2712020142910121_tur.pdf)
- Başoğlu,T. H. (2023). Ermeni ve Süryani Tarih yazımında Antakya Depremleri. Agos. (https://www.agos.com.tr/tr/yazi/28237/ermeni-ve-suryani-tarihyaziminda-antakya-depremleri)
- Çamlıbel, N. (2000). Yapıların Taşıma Gücünün İyileştirilmesi. İstanbul: Birsen Yayınevi.
- Erarslan, L., (2005) Batıayaz Aziz Meryem Kilisesi Yerinde Tespit Raporu.
- Evrensel. (https://www.evrensel.net/haber/287534/batiayaz-ermeni-kilisesinin-anlattiklari)
- Fairclough, Šešić, Mijatović, Auclair. (2014). The Faro Convention, A New Paradigm for Socially and Culturally Sustainable Heritage Action?. Culture, 8, 9-19.
- Hasol, D. (2010). Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü. İstanbul :Yem Yayını
- Hataytube,. (https://www.facebook.com/hataytube/photos/a.223021041056103/600910039933866/?type=3)
- Koushakdjian M., ve Madourian, B. (Ed). (1970). Memorial Book of Mussa Ler. Beirut : Atlas Pres.
- ICOMOS Türkiye. (http://www.icomos.org.tr/Dosyalar/ICOMOSTR_tr0243603001536681730.pdf)
- Jeoloji Mühendisleri Odası. (2021). Hatay’ın Depremselliği Raporu. 08.02.2021. Ankara. (https://www.jmo.org.tr/resimler/ekler/13b431eb47cf5fe_ek.pdf)
- Korkmaz, H. (2006). Antakya’da Zemin Özellikleri ve Deprem Etkisi Arasındaki İlişki. Coğrafi Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, 49- 66, 01.08.2006.
- Kuban, D. (1998). Mimarlık Kavramları. İstanbul: Yapı Endüstri Merkezi Yayınları.
- NTV. (https://www.ntv.com.tr/n-life/gezi/hataydaki-batiayaz-koprusu-depremler-nedeniyle-zarar-gordu,f-iYOTSgEUWt69M0cb9Osg)
- Öcal, T. ve Güleş, M. (2022). Samandağ İlçesinin Tarihi-Kültürel Mirasının Turizm Potansiyeli. Dünya Coğrafyası ve Kalkınma Perspektifi Dergisi, 1 (1), 1-19. (https://dergipark.org.tr/tr/pub/jwgdp/issue/70735/1137281)
- Özşahin, E. (2010) Asi (Orontes) Nehri Deltasındaki (Hatay/Türkiye) Doğal Çevre. Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt/Volume: 7 Sayı/Issue : 13, s. 445 – 475. Antakya.
- Özyurt gazetesi. Yerel Gündem. 3.08.2022.
- Saraç, M.M. (2003). Tarihi Yığma Kargir Yapıların Güçlendirilmesi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi, İstanbul.
- TC. Anayasası ve TBMM İç Tüzüğü, (2020), Ankara: TBMM Basımevi. (https://www5.tbmm.gov.tr/yayinlar/2021/TC_Anayasasi_ve_TBMM_Ic_Tuzugu.pdf)
- UNESCO Türkiye Milli Komisyonu. (https://www.unesco.org.tr/Home/Page/176?slug=Somut-K%C3%BClt%C3%BCrel-Miras-%C4%B0htisas-Komitesi)


