ODTÜ PowerLab

Mimari Tasarım
Maysam Foolady, Hamed Amirkamali

Proje Yeri
ODTÜ, Ankara

İşveren
Ozan Keysan

Tamamlanma Tarihi
2018

Alan
115 m²

Fotoğraflar
Göksel Keysan, Maysam Foolady

Behruz Çinici imzası taşıyan, laboratuvar olarak tasarlanan ve bir süre atıl kaldıktan sonra lisansüstü öğrencilerinin oluşturduğu PowerLab’in ofisi olarak kullanılan brüt beton yapının iç mekanı, Hamed Amirkamali ve Maysam Foolady tarafından mevcut aydınlatmanın ve yeni işlevin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde tasarlanmış.

Projenin odak noktası, neredeyse hiç kullanılmayan bir laboratuvarın iç mekanını düzenli olarak kullanılabilecek, canlı bir ofis alanına dönüştürmekti. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ), 1970’lerin ortalarında Behruz Çinici tarafından tasarlanmış, modern miras olarak kabul edilebilecek nitelikteki bu laboratuar, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünün bir parçası. Dolu kütlesel formların zengin artikülasyonu ve özellikle ahşap, tuğla ve brüt beton gibi işlenmemiş malzemelerin kullanılmasıyla elde edilen brütalist görünüm, binanın güçlü tarihi ve arka planı ile ilgili bilgi veriyor.

Bina, başlangıçta yüksek gerilim analiz laboratuvarı olarak hizmet vermek için tasarlanmış; ancak, teknolojik gelişmeler ve bilgisayar tabanlı araçların geniş yayılımı nedeniyle kullanım dışı kalmış. Birkaç yıl boş kalmasının ardından, öğrenci sayısındaki artış ve fakültede yeterli çalışma alanı olmayışı nedeniyle, bir grup lisansüstü öğrencisi (PowerLab grubu) tarafından kullanılmaya başlanan laboratuvarın mevcut mekansal niteliği, özellikle de iç aydınlatması, bir ofis ortamı için uygun değildi. Bu nedenle, yeni işleve hizmet etmek için restore edilmesine karar verilmiş.

Laboratuar mekanını yenileme kararının alındığı tarihte, konu birkaç mimari ofisle paylaşıldı. Düşük bütçesi ve inşai zorlukları nedeniyle, bazıları cevap vermedi, ya da cevaplayanlar belirli markaların şık mobilyalarından oluşan tefriş önerileri getirmiş. Burada konu edilen öneri ise laboratuvarın mevcut hacimsel biçimden ve mimari dilinden yansıtılan bir dizi sabit mobilya oluşturmaktı. Önerilen tasarım aynı zamanda tefriş ve sabit mobilya tasarımının yanısıra, aydınlatma projesini de üstleniyor.

Proje küçük ölçekli olmasına rağmen, gerek sınırlı bütçesi gerekse kavisli beton duvarlar, yüksek tavan (yaklaşık 10 metre) ve gün ışığı için yetersiz açıklık sayısı gibi mekan özellikleri, restorasyonun zorlayıcı yönleri olmuş. Üstelik, inşaat sonrası neredeyse yarım yüzyıl boyunca dokunulmadan kalan bu dikkate değer özelliklere sahip laboratuvar mekanı için yeni bir tasarım önermek, projeyi daha da zorlaştırdı. Sonuç olarak tasarımın ana amacı, binaya asgari dokunuşla müdahale ederek ve mevcut mimari diline saygı gösterip koruyarak, mekanın iç çevre niteliğini İyileştirmek oldu. Bu bağlamda, önerilen tasarım iki ana bölümden oluşmuştur.

Tasarım önerisinin ilk kısmı, mekan içerisinde rahatlık, işlevsellik ve ergonomi sağlayan çok işlevli bir tasarım elemanı olarak, iç beton duvarların kıvrımını takip eden üst üste yığılmış paralel düzlemlerden oluşuyor. Homojen ahşap levhalardan üretilen bu düzlemlerin ayırt edici oluşumu ve organizasyonu, beton ile diyalog kurmak, yeni bir görsel ve dokunsal his getirmek, mekansal bölme elemanı olarak hizmet etmek, akustik ortam olarak davranmak, iyi örgütlenmiş esnek bir çalışma alanı oluşturmak ve yeni tesisat için (elektrik, telefon ve internet kabloları gibi) gizli bir geçiş sağlamak gibi avantajlara sahip.

Tasarım önerisinin ikinci kısmı, mekanın aydınlatma niteliğini iyileştirmek olmuş. Mekan başlangıçta bir laboratuvar olarak çalışmak üzere tasarlandığından, mevcut aydınlatmanın, yeni işlevin ihtiyaçlarına göre adapte edilmesi gerekmiş. Mekanda neredeyse hiç güneş ışığı sağlayamayan sadece iki küçük pencere bulunuyormuş(atriyumun en üst kısmında, zeminden neredeyse 8 metre yüksekte). Ayrıca, mekanın mevcut yapay aydınlatması da, kamaşmalara ve istenmeyen yansımalara neden olan, beton duvarlarda 2.3 metre yüksekliğe yerleştirilmiş bir florasan lamba halkasından ibaretmiş.

Aydınlatma niteliğini arttırmak için bir dizi simülasyon tabanlı analiz yapılmış. Analizlerin temel amacı, homojen bir aydınlatma dağılımına sahip optimum aydınlatma seviyesini sağlayarak ve mekan içinde kamaşmaları ortadan kaldırarak, ofis kullanıcıların görsel rahatlığını artırmak  olmuş. Analizin sonuçlarına dayanarak, her biri 11000 Lümen sağlayan 4 sarkıt aydınlatma sistemi, yerden 3,4 metre yükseklikte ayarlanmış. Önerilen aydınlatma sisteminin diğer bir avantajı, asma katın aydınlatma sisteminin, ofis alanı gündüz veya gece boyunca aktif kullanılırken, kısa molalar için rahatlatıcı bir alan olarak kullanılabilecek şekilde, ayrı olarak da çalışmasını sağlamak.