Eleştiri konusunu medya devraldı” söylemi yanlıştır. Eleştirinin medyalaşması ciddi eleştirinin düşmanıdır. İnternet iletişim ağlarındaki görsel medya tam bir Neo-liberal efsanedir: Gör-unut! Diğer yandan yazılı yapıtların uzun olması, taşıma güçlüğü, toplumlardaki okuma tembelliği, zaman-mekan sıkışması, bilgisayar ve cep telefonlarını her yerde kurcalama olanağı kişileri internet medyasını kullanmaya ve hatta övmeye itiyor. Pek tabii ki ben de bazı kitap ve makaleleri okurken bu yola başvuruyorum ve bireysel gereksinmemi karşılıyorum. İnternet’teki bir pdf’i saklamak kitabı raflara dizmekten daha kolay. Ama güzelim kağıt kokusu yok tabii! 

Benim sorum ve sorunum şu: “Tamam internette yazdım, duyurdum şimdi birileri bir şeyler yapsın!” düşüncesi rahatlatıcı görünse de toplumsalı uyandırıp uyarıyor mu? Şu telefonlara güvenmeseydik son 22 yılda topraklarımızı, ormanlarımızı, denizlerimizi, limanlarımızı, adalarımızı, antik yerleşmelerimizi, fabrikalarımızı bu kadar hızla kaybeder miydik? Sanmıyorum… 

Bu durum grev yaparken meclisin önünde halay çekmeye benziyor. Her şey suretine dönüştü; Borges haklı, Foucault haklı, Lyotard haklı…

Bir saniyeliğine çarpıcı olmaları için sadece Facebook’ta gördüklerimin başlığını burada tek tek sıralasam bu derginin sayfaları yetmez. Birkaç değerli konuyu, yazarlarına duyduğum saygı nedeniyle burada not düşüyorum:

“Prof. Dr. Erdoğan Atmış ile orman katliamları üzerine: Çözüm orman demokrasisinde“

Söyleşi: Saner Şen, 8 Kasım 2019

“Ormanlara yönelik talan politikası hız kesmiyor: Haziran ayında istila edilen Kazdağları’nda bir anda 200 bin ağaç katledildi. 18 Ekim’de Artvin Cerattepe’de endemik bitkilerle dolu ormanların yıkımına karşı üç yıldır mücadele verenler hapis cezalarına çarptırıldı. Bu katliamlar ve cezalar buzdağının görünen yüzü, dünyada ancak Bolsonaro’nun Brezilya’sı ve Amazonlar’la karşılaştırılabilecek yoğun saldırının çok sayıda örneğinden sadece ikisi. (URL 1) 

“Yargıtay yeşil alanlar için tarihi karar verdi: Vatandaş dava açabilecek!“

Tarihi nitelikteki bu karar ile uzun zamandır vatandaşlar üzerinde egemen olan tedirginliğin sona erdiğini dile getiren Kiraz, şunları aktardı: “Böylece idareler keyfi olarak bir taşınmaza imar planı ile el atamayacaklar ve kullanmak istedikleri taşınmazlar ile ilgili 5 yıl içerisinde vatandaşın hakkını ödemek zorundalar. Vatandaşlar mülkiyetinde olan ve 5 yılı geçerek imar planı ile yol, yeşil alan vb. nedenlerle mağdur edildikleri taşınmazları ile ilgili tazminat davaları açabileceklerdir.” Ama davalarından sonuç alamayan Zeytinburnu ahalisinin direnişini de buraya not düşmek gerekir. (URL 2)

Kültürel Ve Doğal Mirası İzleme Platformu çok sayıda ve kent kasaba, köy düzeyinde korumadaki sorunlarımızı seslendiriyor. Takdirle izliyorum.

Nezih Başgelen:”Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesine bağlı Döğer beldesinin 6 km güneydoğusunda, Aslankaya Anıtı’nın 1.8 km güneydoğusundaki Büyük Kapıkaya Frig Anıtı. Naiskos içindeki Kybele heykeli ne yazık ki vahşice-hoyratça dinamitlenerek yok edilmiş durumda.” (URL 3)

“Bodrum’da Sit Koruması Altındaki Zeytinlikler Turizm İmarına Açıldı“

“Bodrum Gündoğan’da 3. Derece doğal sit koruması altında olan toplam 42 bin metrekarelik alan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından turizm imarına açıldı. Parseller zeytinlik olmasından dolayı yüzde 10 yapılaşma sınırı getirildi.

Sözcü’nün haberine göre; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Muğla’nın Bodrum ilçesinin Gündoğan Mahallesi’nde 3. Derece doğal sit alanı koruması altında olan iki ayrı alan için “Ekoturizm-kırsal turizm” amaçlı plan değişikliği yaparak 2 Haziran günü itirazlar için askıya çıkardı. Gerekçe: Artan turizm talebi.

Tabanca’ya ait olan parsellerin bugüne dek imar planı bulunmuyordu, imara kapalıydı. Bakanlığın yaptığı planlar ile sit koruması altında olan ve tapu kaydına göre de zeytinlik olan parseller, “her geçen gün artış gösteren turizm talepleri karşısında yeni konaklama ve turizm alanları ihtiyaçlarını karşılaması, doğal ve kırsal doku ile iç içe uyumlu olması” amacıyla “Ekoturizm-kırsal turizm tesis alanı” olarak planlandı. Bu alanda konaklama tesisi, restoran, sosyal tesis, konser ve performans alanları, havuz ve çardak yapılabilecek. “Zeytinlik” vasıfları dikkate alınarak yapılaşma oranı 0.10 olarak belirlendi. Yani alanda 2 bin 706 metrekarelik inşaat yapılabilecek. Yasal düzenlemelere göre zeytinlik vasıflı alanlarda altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının yüzde 10’unu geçemiyor. Yapı yüksekliği de 6.50 metre olacak.”

(URL 4) 

Ben bunları yazarken Ankara Mimarlar Odasının muhteşem başkanı Tezcan Karakuş Candan, Halk TV’de İncek’teki 32 katlı yapılaşmaların ekolojik dengeyi bozduğundan ve parklar içinde önerilen devasa camilerden söz ediyor. New York’ta Frederic Law Olmsted’in Central Parkının harikulade mimarisizliğinden söz ediyor. Ama onlar durmuyorlar… Bizim Levent’te ölünce gittiğimiz çok sevimli bir camimiz vardı. Bir heyula da Levent’e diktiler. 

Benim de parçası olduğum medyaya güvenmeyin sevgili okurlarım, müdahil olun!

Yoksa zaman eriyor, gelecek nesiller tamamen unutsun diye tüm anılar tükeniyor. Değerli bir ulusal birikimin heba olmaması için bir şeyler yapmak lazım!

Kaynaklar

• URL 1.

 https://birartibir.org/cozum-orman-demokrasisinde/

•  URL 2. https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/yargitay-yesil-alanlar-icin-tarihi-karar-verdi-162375508
• URL 3. 

https://www.facebook.com/groups/1552372468257798/search/?q=Nezih%20Ba%C5%9Fgelen

• URL 4. https://t24.com.tr/haber/bodrum-da-sit-korumasi-altindaki-zeytinlikler-turizm-imarina-acildi Erişme Tarihi: 11 Haziran 2022 20:50