16. İstanbul Bienali’nin Kamusal Programı Farklı Disiplinleri Bir Araya Getiriyor…

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 16. İstanbul Bienali, bu yıl 14 Eylül’de kapılarını açıyor.

Fransız yazar ve akademisyen Nicolas Bourriaud’nun küratörlüğünü üstlendiği 16. İstanbul Bienali, sekiz hafta boyunca üç farklı noktada gerçekleşecek ücretsiz sergilerin yanı sıra çeşitli buluşmalar, konuşmalar ve film programıyla “Yedinci Kıta” temasını farklı açılardan ele alacak.

Bienalin odağına aldığı sanat, ekoloji ve antropoloji konuları arasındaki ilişkilere farklı yaklaşımlar sunan önemli düşünürler, bilim insanları ve sanatçılar kamusal programın katılımcıları arasında yer alacak.

Kamusal programın öne çıkan bölümlerinden biri olarak bienalin açılış ve kapanış haftalarına denk gelen 14 Eylül ve 9 Kasım tarihlerinde düzenlenecek “Yedinci Kıtayı Keşfederken” başlıklı tartışma serisi düşünürler ile bienal sanatçılarını yan yana getirerek antropolojik yaklaşım ile sanatsal bakış açısı arasında diyalog kurmayı hedefliyor. Tartışma serisinde kent antropolojisi alanındaki çalışmalarıyla Doç. Dr. Ayfer Bartu Candan, din tarihi ve estetik üzerine araştırmalarıyla Doç. Dr. Emanuele Coccia, antropoloji, sanat, dijital kültür ve deneysel etnografi ekseninde çalışan Doç. Dr. Jennifer Deger, Şamanizm ve moleküler biyoloji ilişkisini inceleyen antropolog-yazar Jeremy Narby, geç liberalizme eleştirel kuram üzerinden bakan Prof. Dr. Elizabeth Povinelli; beyinden mikroplara, salyangozlardan yapay zekâya pek çok oluşumu güncel politika bağlamında ele alan Doç. Dr. Tobias Rees ve yazılarında normatif aklın bir eleştirisini sunan Prof. Dr. Laurent de Sutter gibi önemli isimler yer alıyor.

Kamusal program çerçevesinde gerçekleşecek bir diğer program ise iklim değişikliği-enerji ekonomisti ve performans sanatçısı Ayşe Ceren Sarı, çevrebilimci ve sanatçı Serkan Kaptan ve küratör Yasemin Ülgen’den oluşan birbuçuk (Ekoloji ve Sanat Çalışmaları) tarafından tasarlanan ve yedi aya yayılan “sindirim programı” olacak. birbuçuk’un 2017’de başlattığı “Solunum” buluşmalarının devamı niteliğindeki bu program, Mayıs ayında başlamış olan davetli katılımcılarla gerçekleşen atölyeler Haziran adında da devam edecek. Eylül-Kasım aylarında ise Tersane İstanbul’da düzenlenecek kamusal etkinlikler yer alacak. Programda gündelik yaşantımızın birer parçası olarak kanıksadığımız, sıradan gibi görünen nesneler tartışmaya ve araştırmaya açılacak. Sosyoekolojik metabolizma kavramı merkeze alınarak su, tarım, iklim, enerji, kent, atık, toplumsal cinsiyet, müşterekler ve gelecek gibi olguların; bilim, toplumsal hareketler, sanat pratikleriyle kesiştiği noktalar ve tüm bu pratiklerin aralarındaki diyalog imkânları keşfedilecek.

Ayrıntıları daha sonra duyurulacak program, aynı zamanda Büyükada ve Tersane İstanbul’da farklı formatlarda sanatçı konuşmalarına ve etkinliklere yer verecek.