“00.03”

Fotoğrafı medyum olarak kullanan disiplinlerarası sanatçı Burcu Aksoy’un “00:03” isimli kişisel fotoğraf sergisi Artcrowdistanbul Online Galeri’de açıldı.

Türkiye’nin öncü çevrimiçi sanat platformlarından Artcrowdistanbul Online Galeri’de açılan ve küratörlüğünü Şanel Şan Sevinç’in üstlendiği, sergi değerlendirme yazısını İpek Yeğinsü’nün kaleme aldığı 00:03 isimli sergisinde sanatçı Burcu Aksoy, yine, izleyiciye objektifin göremediği ve fotoğrafı ‘oluşturanın’ kendisinden başkasının önceden hayal edemeyeceği görüntüyü sunuyor. Farklı, çeşitli ama eşsiz zihin durumlarının oluşturduğu görüntüler ve algılar üretme -anlatma isteği Burcu Aksoy’un çalışmalarının temelini oluşturuyor.

Sanatçı, nesne ya da mekanların bilinçte var olan kimliklerini kaybedip birbirine karışarak yeni yapı ve şekillere dönüşmesi gerektiğini düşünür. Bu sayede, nesne ve mekanı neredeyse sayısız algılama biçiminden, dolayısıyla neredeyse sayısız “gerçeklikten” bahsedilebileceğini belirtir.

Burcu Aksoy, 00:03 sergi manifestosunda: ‘’Akademik resim beden görüntüsünü “gerçeklik” vaadi açısından ele alır. Erken dönem akademik fotoğraf da buna uyar. Ancak sonrasında, sanatçılar fotoğrafa müdahale tekniklerini geliştirirler. Manipülasyonun vaadi tek bir “gerçeklik” değildir’’ der ve ekler: ‘’Göz, cinsel bağlamda, fotoğrafa bakma ve ondan zevk alma biçimi açısından önemlidir. Freud’un gözün hazzı olarak tanımladığı şeydir bu. Çıplak beden, daima tartışmalı alandadır. Kendisine anlam veren kültürel kodları kopyalar. Ancak bu tür bir kültürel dili 00:03 sergisindeki işlerde görmeyiz. Aksine, işler, erkek fantezileri ve beklentileriyle ilişkili kalıplardan uzak, belli vücut bölümlerinin bulunmayışı sayesinde görüntülenenin aslında orada olmadığı, siyah-beyaz ile ilişkilendirilen incelikli ton anlayışından yoksun olup, yerine kırmızının geçtiği monokrom görüntülerdir.’’

İşlerdeki bedenlerin ve bulundukları mekanların insan gözünün görebileceği en uzun dalga boyuna sahip, tam sınırdaki ışık-renk olan kırmızı oluşu, bir adım ötesinin artık insan tarafından görülemeyecek ve algılanamayacak oluşu önemlidir sanatçı için. Sınırda olma halinin getirdiği tekinsizliği, bastırılmış olanın geri dönüşü ile ifade eder psikanaliz. Söz konusu bedenlerin her an kadrajın dışına çıkacak gibi duruşları, bedenin kendisinin içinde bulunduğu mekanın “boşluk”tan ibaret oluşu ve mesafelerin belirlenmesi için gerekli mekansal koordinatların yokluğu; bunun yerine, eşleştikleri diğer fotografik işlerde görülen mekan kurgusunun yarattığı kontrastın varlığı, manipülasyonun plastik dilini, karakterini belirler.

Sanatçı, yaratma eylemini psikiyatri ve psikanaliz ile ilişkilendirir. Bu yüzden, bütün fotografik serilerini birer psikiyatri terimi ile adlandırır. Bütün fotografik işlerine ise farklı bir saat dilimini isim olarak verir.

Sergide izlenecek fotografik işler iki seriden oluşuyor; Seduction Theory ve Parapraxis. İlki; Freud’un 1896 yılında yayınladığı bir makale ile tanımlanmış olan “Baştan Çıkarma Teorisi”dir ve histeriklerin etiyolojisinde yer tutan “baştan çıkarma” olgusunun etrafında geliştirdiği teoridir. İkincisi; yanlış bir hareket, gaf veya dil sürçmesi, bir eşyayı yanlış yere koyma gibi hafıza yanılmalarını ifade eder.

00:03 sergisi, 30 Nisan 2021 tarihine kadar Artcrowdistanbul Online Galeri’de çevrimiçi olarak izlenebilir.