Zumthor’un “Atmosfer”lerine Vals Termal Hamamı Üzerinden Bir Bakış

Aslı Yücel, Araştırma Görevlisi
Hande Düzgün Bekdaş, Doktor Öğretim Üyesi

“Kimiz biz, deneyimlerin, bilgilerin, okumaların, imgelerin bir birleşimi değilsek, neyiz her birimiz?”

 Italo Calvino

Mimarlık; çevresel, kültürel, sosyal pek çok etkenden etkilenen disiplinler arası bir bilgidir ve ana odağı mekandır. Tarih boyunca mekanın ne olduğu ve nasıl tanımlanabileceği üzerine pek çok tartışma ve çalışma yapılmış, birçok disiplini ilgilendiren bu kavram farklı şekillerde açıklanmıştır. Psikoloji ile mimarlığın ortak ilgi alanlarından algı da mekan ile yakından ilgilidir. Bir mekanın algılanmasında beden, duyu organları, deneyimler, duygu ve düşünceler etkilidir. Mekanın deneyimlenmesiyle atmosfer de algılanır. Tasarımcı, mekanı kurgularken kendi deneyim ve algı dünyasını kullanarak bir atmosfer yaratmayı hedefler. Kullanıcılar da kendi deneyim ve algı dünyalarıyla bu atmosferi deneyimlerler. Böylece atmosfer sürekli yeniden üretilir. 

İsviçreli mimar Peter Zumthor malzeme, yer ve durumla ilişkili tasarımlar yaparak deneyim mekanları inşa eder. “Atmosfer” kavramıyla mimarlığını şekillendiren Zumthor, belirlediği dokuz ilkeyi kullanarak “nitelikli mimari” olarak tanımladığı ürünler vermeyi amaçlar. Bu çalışmada Zumthor’un atmosferlerinin kendi projelerinden biri olan Vals Termal Hamamı’nda ne şekillerde kendilerini gösterdikleri irdelenmiştir.

Mekan, Algı ve Atmosfer Üzerine

Mekan

 “Mimarlık, bir dünya içinde duygusal olarak algılanabilen yeni bir dünya yaratır.” 

Louis Kahn

Mimarlığın temel uğraş konusu mekandır. Mekan sözcüğü TDK’da “yer, bulunulan yer, yurt, uzay” kavramlarıyla tanımlanmıştır. Dilimize Arapça’dan geçen bu sözcük, “olmak, var olmak, varlık” anlamlarına gelen “kevn” sözcüğünden gelmektedir (Aydıntan, 2001). Mekan, tarih boyunca mimarlık, felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi pek çok farklı disiplinin birbirinden etkilenerek tanımlamaya çalıştığı bir kavram olarak karşımıza çıkar. Dolayısıyla tek ve kesin bir tanımını yapmak mümkün olmamıştır. Hasol, Mimarlık Sözlüğü’nde mekanı “insanı çevreden belli bir ölçüde ayıran ve içinde eylemlerini sürdürmesine elverişli olan boşluk.” şeklinde tanımlar (2008). Ching, “Mimarlık, Biçim, Mekan ve Düzen” adlı kitabında “içinde nesnelerin yer alıp olayların cereyan ettiği ve bunların göreli konuma ve doğrultuya sahip olduğu üç boyutlu alan” tanımını yapmıştır (2015). Schulz ise mekanın, kullanıcıların fizyolojik, psikolojik ve sosyal gereksinmelerini karşılamalarını mümkün kılan bir uzay parçası olduğunu söyler (1971).

Taşçıoğlu’na göre, mimari mekanın tasarlanması yalnızca bir başlangıçtır, içinde insanların yaşamasıyla mekan halini alır (2013). Mekan, kullanıcının içinde hareket etmesi, duyularını kullanması ve bedeniyle ilişki kurmasıyla algılanır. İtalyan mimarlık kuramcısı Bruno Zevi, mimarlığın içi boş bir heykel gibi olduğunu ve insanın bu heykelin içinde hareket ederek yaşadığını belirterek mekanın ancak içinde yaşamın gerçekleşmesiyle mekan olabildiğini vurgular (2015). 

Lefebvre’nin “Mekan bedenden yola çıkarak algılanır, yaşanır ve üretilir.” sözü, mekanın beden, algı ve deneyimin bir araya gelmesiyle üretildiğini anlatır (2016). Bu doğrultuda, mekanın bedenle var olduğu, bedenin deneyim yaşamasıyla mekanın tekrar tekrar tanımlanabileceği söylenebilir. 

Algı

“Binalarım duyusal bir öze sahip olmalı.” 

Peter Zumthor

Algı, içinde bulunduğumuz nesnel dünyayı beş duyu organımız yardımıyla yorumlamamız olarak tanımlanabilir (Göler, 2009). Aydınlı, algılamanın öznel yanını vurgulayarak kişinin ilgi ve düşünceleriyle biçimlendiğini söyler (1986). Mekan algısı da aynı şekilde kişinin geçmişten gelen deneyimlerinden, içinde bulunduğu toplumsal ve kültürel ortamdan, o anki ruh halinden etkilenerek oluşur. Lang (1987), algılamanın iki aşamadan oluştuğunu söyler: Duyumsal ve zihinsel algılama. Bir mekanı algılarken de iki aşamadan söz etmek mümkündür. Bedenin mekanı ilk algılaması duyular aracılığıyla olur, sonrasında elde edilen bilgiler ile geçmişten gelen deneyimler beyinde bir araya getirilir (İnce, 2015) (Şekil 1).

               

Şekil 1. Mekan Algısı Oluşumu (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur).Figure 1. The formation of spatial perception (Prepared by the authors).

Şekil 1. Mekan Algısı Oluşumu (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur). Figure 1. The formation of spatial perception (Prepared by the authors).

Mimari biçimlenmeler de mekanın algılanmasında büyük rol oynar. Thiis-Evensen, mekan sınırlarının içinde ve merkezinde bulunduğumuzda mekanın deneyimlendiğini söyler (1989). Merkez, geometrik bir merkez olmak zorunda değildir, mekanı sınırlayan elemanların içinde olma durumunu anlatmaktadır. Kolonlar veya duvarlar da bir mekanı sınırlayarak tanımlar.

Biçimin yanı sıra renk, malzeme, doku ve ışık da mekânsal algı yaratımında kullanılan tasarım ögeleri olarak karşımıza çıkar. Libeskind’in Yahudi Müzesi, tarihi bir çevrede biçim ve malzeme açısından zıtlık oluşturan bir müze yapısı olup, insan ölçeğinden ulaşılamayacak yükseklikleriyle, ince bantlar şeklindeki açıklıklardan yapıya sızan doğal ışığın oluşturduğu aydınlık-karanlık kontrastıyla kullanıcılarda tedirginlik ve tekinsizlik hisleri yaratır (Kısmet, 2021) (Şekil 2). 

Resim 1. Yahudi Müzesi Soykırım Kulesi’nde insanı ezen ölçek (1).Image 1. The huge scale in the Holocaust Tower of the Jewish Museum (1).

Resim 1. Yahudi Müzesi Soykırım Kulesi’nde insanı ezen ölçek (1). Image 1. The huge scale in the Holocaust Tower of the Jewish Museum (1).

 Atmosfer

“Duygusal algılarımızla mekanı -atmosfer- kavrarız, çok çabuk gerçekleşir bu kavrama, hayatta kalmamızı sağlayan dürtü gibi. İçimizden bir şey bize söyler duraksamadan- bir şeyden hoşlanıp hoşlanmadığımızı…”
Peter Zumthor

Fransızca “atmosphère” sözcüğünden gelen atmosfer sözcüğü, TDK’da “yeri veya herhangi bir gök cismini saran gaz tabakası” ve “içinde yaşanılan ve etkisinde kalınan ortam, hava” şeklinde tanımlanmıştır. Beden, duyular ve deneyimlerin bir arada çalışmasıyla oluşan mekan algısı, atmosfer kavramıyla da yakından ilgilidir. Atmosfer, mekanın sahip olduğu fiziki niteliklerle oluşur ve kullanıcıların deneyimlerinin oluşmasında etkilidir (Güzelkahraman, 2019) (Şekil 2).

Şekil 2. Mekan ve insan arasında köprü görevi gören atmosfer (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur).Figure 2. Atmosphere that acts as a bridge between space and people (Prepared by the authors).

Şekil 2. Mekan ve insan arasında köprü görevi gören atmosfer (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur). Figure 2. Atmosphere that acts as a bridge between space and people (Prepared by the authors).

Tasarımcı, duyulara hitap eden ve algıda değişikliğe neden olacak düzenlemelerle bir atmosfer oluşturur. Mekan kullanıcılar tarafından algılanmaya başladıktan sonra tasarımcının kurguladığından farklı algılamalar oluşabilir. Yetim’e göre (2018), tıpkı bir kitabın basıldıktan sonra okuyucular tarafından kendini yeniden var etmesi gibi atmosfer de algılayıcılar tarafından keşfedilirken tekrar tekrar oluşabilir.

Mekanın deneyimlenmesi sonucu atmosfer algılanır ve atmosfer algılandıkça mekanın deneyimlenişini etkiler. Böylece karşılıklı bir etkileşimden söz edilebilir (Şekil 3).

Şekil 3. Mekan- atmosfer ilişkisi (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur).Figure 3. Relationship between the space and atmosphere (Prepared by the authors).

Şekil 3. Mekan- atmosfer ilişkisi (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur). Figure 3. Relationship between the space and atmosphere (Prepared by the authors).

Peter Zumthor (2006), Atmosferler (Atmospheres) isimli kitabında, nitelikli mimarinin kişide etki oluşturması, içinde bir yerlere dokunması gerektiğini söyler. Bu etkiyi oluşturan şeyi ise “atmosfer” olarak tanımlar. Zumthor mimarlığının en dikkat çeken özelliklerinden biri, bir atmosfer tasarlayarak duyuları harekete geçirmeyi hedeflemesidir. 

Zumthor Mimarlığı ve Zumthor’un “Atmosferleri”

“Benim için kaliteli mimari, bir binanın beni hareket ettirmeyi başarmasıdır… Bunun için de cevap atmosferdir.” 

Peter Zumthor

1943’te İsviçre Basel’de doğan Zumthor, Basel Arts and Crafts Okulu ve New York Pratt Institute’te marangozluk, mimarlık ve endüstriyel tasarım eğitimi alır. 1998’te Mies van der Rohe Ödülü’ne, 2009’da ise Pritzker Mimarlık Ödülü’ne layık görülür. New York’ta eğitimini tamamladıktan sonra İsviçre’ye dönerek geleneksel inşaat teknikleri ve yapı malzemeleri üzerine uzmanlaşır. 1979’da kendi ofisini kuran Zumthor, çalışmalarını yakın bölgelerde ve küçük ölçekte tutar. Halen aynı ofiste üretimlerini sürdürmektedir (Uysal, 2014). 

Zumthor, malzeme, iç- dış ilişkileri, sıcaklık, ışık, ses gibi pek çok farklı kavramı ele alır (Şekil 4). Mimarın kariyeri boyunca tasarladığı onlarca yapı, mekansal biçimlenme veya sundukları atmosfer açısından birbirlerinden oldukça farklıdır. Zumthor’un tek bir üsluba bağlı kalmadan farklı deneyim mekanları oluşturmayı amaçladığı görülür (Şekil 5).

Şekil 4. Zumthor Mimarlığına dair kavramlar (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur).Figure 4. Notions of Zumthor Architecture (Prepared by the authors).

Şekil 4. Zumthor Mimarlığına dair kavramlar (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur). Figure 4. Notions of Zumthor Architecture (Prepared by the authors).

Şekil 5. Zumthor eserlerinden bazıları (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur).Figure 5. Some of Zumthor's works (Prepared by the authors).

Şekil 5. Zumthor eserlerinden bazıları (Yazarlar tarafından oluşturulmuştur). Figure 5. Some of Zumthor’s works (Prepared by the authors).

Zumthor (2006), “Atmosferler” adlı kitabında mekan, atmosfer ve insan ile mekan etkileşimini anlatır. İlk olarak bir mekanda duygu ve düşüncelerinde değişime sebep olan “şey”i araştırmış, ardından “şey”in bir atmosferi olduğunu fark etmiştir. Sonrasında kendine sorduğu soru ise “Gerçeğin büyüsü nedir?” (“What is the magic of the real?”) olmuştur. Zumthor, mekana özgü bir atmosfer tasarlamak ister, işte bu atmosfer mekanın, dünyanın, varlığın ve sonunda “gerçeğin büyüsü” olur (Yetim, 2018). “Gerçeğin büyüsü” kavramını açıklamak için Baumgartner tarafından 1936’da çekilmiş “Öğrenci Yurdu” fotoğrafını kullanır (Şekil 8). Fotoğrafta, yurdun kafeteryasında oturan erkekler görülür. Camdan içeri giren gün ışığı loş bir ortam yaratmıştır, sigara dumanı ile ışığın birlikteliği mekanda ılık bir hava olduğunu hissettirir. Fotoğraftaki erkeklerin kendilerinden memnun duruşu, gün ışığı, gölgeler, Zumthor’un yaratmak istediği “atmosferler”e bir örnektir (Zumthor, 2006).

Resim 2. Öğrenci Yurdu (Rebelo ve Pombo, 2018)Image 2. Student Residence (Rebelo and Pombo, 2018)

Resim 2. Öğrenci Yurdu (Rebelo ve Pombo, 2018) Image 2. Student Residence (Rebelo and Pombo, 2018)

Zumthor, “Gerçeğin büyüsü nedir?” sorusuna cevap olarak verdiği “atmosferler”i dokuz başlıkta açıklar (2006). Bu “atmosferler” şöyledir: Mimari Beden (The Body of Architecture), Malzemenin Uyumu (Material Compatibility), Mekanın Sesi (The Sound of a Space), Mekanın Sıcaklığı (The Temperature of a Space), Kuşatan Nesneler (Surrounding Objects), Sakinlik ve Cazibe Arasındalık (Between Composure and Seduction), İç ve Dış Arasındaki Gerilim (Tension between Interior and Exterior), Samimiyet Dereceleri (Levels of Intimacy), Şeylerin Sahip Olduğu Işık (The Light on Things).

Mimari Beden

Zumthor, mimari beden ilkesini dünyadaki tüm farklı şeyler ve birbirinden farklı malzemelerin bir araya getirilmesi sonucu bir mekan yaratılması olarak tanımlar. İnsan bedeninin pek çok hücre, doku, sistem, kemik, deri ve farklı şeyden oluşumu gibi mimari bedenin de benzer bir anatomiye sahip olduğunu söyler (Yetim, 2018).

Bruder Klaus Şapeli’nde mimari beden ilkesi kendini gösterir (Resim 3). Çiftlik arazilerinden şapele giden yolda ilerlerken şapelin görüş açısına girmesi, mekansal deneyimi başlatır. Yapı, dışarıdan içeri hakkında bilgi vermeyen cephesi ve siluetteki tek yapı oluşuyla görenlerde şok ve merak uyandırır. Zumthor’un mimari bedeni burada ilk olarak şapelin dikeyliği ile kullanıcıya yansıttığı görülür.

Resim 3. Bruder Klaus Şapeli (2).Image 3. Bruder Klaus Chapel (2).

Resim 3. Bruder Klaus Şapeli (2). Image 3. Bruder Klaus Chapel (2).

 Malzemenin Uyumu

Malzemeler mekan algısında oldukça etkilidir, çünkü malzemeler duyularla algılanır. Zumthor’a göre bu ilke büyük bir sır, müthiş bir gizem ve sonsuz bir neşedir (2006). Malzemelerin bir araya gelişiyle oluşabileceklerin sınırsız oluşu gibi tek bir malzemeyle de sınırsız şey yapılabileceğini söyler. 

İsviçre’de tasarladığı St. Benedict Şapeli, dış cephesinin sadeliği ile bulunduğu köye uyum sağlarken iç cephede titiz detaylarıyla dikkat çeker (Resim 4). Bu uyumu yakalamasında ahşabın kullanımı büyük rol oynamaktadır. Dış cephede geleneksel ahşap kullanılmış, iç mekanda da hem strüktür hem de mobilyalar ahşaptan tasarlanarak etkileyici bir bütünlük oluşturulmuştur.

Resim 4. St. Benedict Şapeli ve şapel iç mekanı.Image 4. St. Benedict Chapel and Chapel interior space.

Resim 4. St. Benedict Şapeli ve şapel iç mekanı. Image 4. St. Benedict Chapel and Chapel interior space.

Mekanın Sesi

Ses, mekanın algılanmasını tamamen değiştirebilir. Mekandaki canlılar, kullanıcılar, malzeme etkisi bir araya gelerek mekanın sesini oluşturur (Uysal, 2017). Zumthor, iç mekanları sesi toplayan, yayan, başka şeylere dönüştüren büyük enstrümanlara benzetir (2006). Bu ilkeyi belirgin şekilde ön plana çıkardığı Expo 2000 İsviçre Pavyonu projesinde Zumthor’un oluşturduğu labirentin içinde insanlar müzik yapar, yürür, konuşur, doğaya ait sesler de işin içine girer ve ses kendini farklı şekillerde kullanıcı deneyimine sunar.

 Mekanın Sıcaklığı

Bir mekanın sıcaklığı, insanı oraya çeken bir unsur olabileceği gibi oradan uzaklaşma isteği de uyandırabilmektedir. Zumthor’a göre her binanın bir sıcaklığı vardır ve sıcaklık yalnız fiziksel değil psikolojik olarak da etkili bir kavramdır (2006). Yine Expo 2000 Pavyonu’nda kullanılan ahşap malzemeyle dışarısı soğukken mekanın içinin ılık, dışarısı çok sıcakken ise içerinin bir orman gibi serin olması sağlanmıştır. Bu da kullanıcı konforunu arttıran ve mekan deneyimini güçlendiren bir özelliktir.

Kuşatan Nesneler

Zumthor, başkalarının yaşadığı bir mekana girdiğinde etraftaki nesnelerin onu çok etkilediğini, bu nesnelerin birlikteliğinin derin bir ilişki oluşturduğunu düşündüğünü söyler (2006). Yaratmak istediği atmosferde, mekanda var olacak nesnelerin etkinliğini göz önünde bulundurur. Böylece tasarım tamamlanıp mimarın etkinliği son bulduktan sonra bile yarattığı atmosferin devamlılığı sağlanacaktır.

 Sakinlik ve Cazibe Arasındalık

Bu ilke, hem zıtlık hem de uyum sağlamayı gerektirir. Cazibe, insanı çeken, uyaran bir mekanı çağrıştırırken, sakinlik bedenle ilişki kuran, konfor sağlamayı hedef edinen bir kavramdır. Bir mekan davetkarlık ile huzur, merak uyandırmak ile dinginlik arasında bir denge kurmalıdır.

İç ve Dış Arasındaki Gerilim

Zumthor (2006), mimarlığın dünyadan bir parça aldığını ve onunla küçük bir kutu oluşturduğunu söyler. Böylece iç ve dış oluşur, kişi artık içeride ya da dışarıda olabilir. İç ile dışı ayıran sınır, tasarımın temeline oturur. Dışarıdan algılanan ile içeri girildiğinde oluşan algı tamamen farklıdır. Bruder Klaus Şapeli’nde bu gerilim rahatlıkla gözlemlenebilir. Dışarıdan bakıldığında beton, keskin bir kütle görülürken içeri girildiğinde keskinliğini kaybetmiş, akışkan bir form algılanır.  

Samimiyet Dereceleri

Zumthor’un samimiyet dereceleri derken kastettiği ölçek, kütle ve yerçekimidir (2006). Zumthor’a göre bir mekanın çok yüksek olması, insanlara kendilerini tehdit edilmiş hissettirmek zorunda değildir, ölçek kavramı oluşturulmak istenen atmosfere göre değişiklik gösterebilir.

Şeylerin Sahip Olduğu Işık

Işık, form ve malzeme ile birlikte bir etki yaratacağı için onlardan ayrı düşünülmemeli, mekan ile birlikte tasarlanmalıdır. Işığın nereye ve nasıl alınacağı, şiddeti, atmosfer oluşumunda büyük rol oynar. Zumthor, doğal ışık kullanımını önemser ve doğal ışık almayan yapıların soluk gözüktüğünü söyler (2006). 

Vals Termal Hamamı’nda Atmosferler

Yer: Graubunden Kantonu, Vals Kasabası, İsviçre (1993- 1996)

Zumthor’un Vals Kasabası’nda tasarladığı Vals Termal Hamamı, kullanıcılara açık ve kapalı mekanlar, malzeme, ışık, gölge yoluyla farklı bir deneyim imkanı sunmaktadır (Şekil 11). Çalışmanın bu bölümünde, bu hamam yapısında atmosferler’in izi sürülmüştür.

Resim 5. Vals Termal Hamamı (4).Image 5. Therme Vals (4)

Resim 5. Vals Termal Hamamı (4). Image 5. Therme Vals (4)

Hamam kütlesinin yarısı yamaç içinde kalacak şekilde eğime oturtulmuş (Şekil 6), yeşil çatı ile kaplanarak çevreyle bütünleşmiştir. Yapıda, bölgede yaygın olarak var olan kuvarsit taşı ve güçlendirilmiş beton kullanılmıştır (Durmaz, 2017). “Mimari beden” ilkesi burada, mekanı saran taşla birlikte dağın içerisinde adeta kendiliğinden beden kazanmış gibi görünen yapıda kendini gösterir.

Şekil 6. Vals Termal Hamamı kesitleri (5)Figure 6. Sections of Therme Vals (5).

Şekil 6. Vals Termal Hamamı kesitleri (5) Figure 6. Sections of Therme Vals (5).

“Malzemenin uyumu”, belki de Vals Termal Hamamı’nda en çok öne çıkan ilkedir. Bilgin (2020), hamamın gri-mavi taş ile suyun sıvı ve buhar hallerinden oluştuğunu söyler. Taş ile suyun farklı şartlar altında bir araya gelişiyle mekanlar oluşmuştur (Resim 6). Taşın soğuk, sert, ağır ve sağlam karakteri hem iç hem de dış mekanda kendini gösterirken suyun akışkan, şeffaf ve yumuşaklığı, tasarımın dengelenmesini sağlamıştır (Öktem Erkartal ve Ökem, 2015). Yapıda kullanılan taşın, bölgedeki vadiden getirilmiş olması da Zumthor’un malzeme ve yerle uyumlu olma konularındaki hassasiyetini göstermektedir.

Resim 6. Taş ve suyun birlikteliği (6).Image 6. The union of stone and water (6).

Resim 6. Taş ve suyun birlikteliği (6). Image 6. The union of stone and water (6).

Hamamdaki odalardan birinde yalnızca iki yatak vardır, duvarları ise sünger ve siyah renkli kumaşla kaplanmıştır. Odanın duvarlarından, bir bestecinin bestelediği “taş ve su” temalı müzik sesleri gelir. Bu müzik, su damlalarının farklı yüksekliklerden taş zemine düştüğünde çıkardığı sesin yankılarından oluşur. Kullanıcı, yatağa uzanıp bu sesleri dinleyerek mekanı deneyimlediğinde “mekanın sesi” ilkesi etkisini gösterir.

Hamamın terasında bulunan havuzda kullanıcıların bedeni sıcak suyun içindeyken dışarıda hava eksi derecelerde olabilir (Resim 7). İhsan Bilgin’in (2020) hamamdaki kendi deneyimini, “Buharların arasında, karlı Alp dağlarına karşı yüzerken birlikte gittiğimiz çocukluk arkadaşımın dürterek ‘Bana bak! Yoksa öldük mü?’ diye soruşunu hiç unutamam.” sözleriyle anlatışı, “mekanın sıcaklığı” ilkesine iyi bir örnektir. 

Resim 7. Terasta bulunan açık termal havuz (7).Image 7. Outdoor thermal pool on the terrace (7).

Resim 7. Terasta bulunan açık termal havuz (7). Image 7. Outdoor thermal pool on the terrace (7).

“Kuşatan nesneler”, hamamda geri planda kalmış bir ilkedir denebilir, çünkü iç mekanlar olabildiğince boş bırakılmıştır. Bazı mekanlarda kullanıcının uzanıp atmosferi algılamasına olanak sağlayan yataktan başka bir donatı bulunmamaktadır.

“Sakinlik ve cazibe arasındalık” ilkesi doğrultusunda amaç, kullanıcılara baştan çıkarıcı olduğu kadar huzur da veren bir atmosfer hazırlamaktır. Bunu başarabilmek için mekanların sadece içinden geçilip gidilen değil, içine girilebilen, istendiği gibi vakit geçirilebileceğini hissettiren alanlar olmalarına dikkat etmiştir (Uysal, 2017). Birbirini izleyen odalarda kullanıcıları şaşırtan ve farklı deneyimler yaşayacakları mekanlar bulunur (Resim 8). Bu bazen ışık ve gölge oyunlarıyla, bazen suyun sıcaklığıyla, bazen manzarayla sağlanmıştır.

Resim 8. Birbirini izleyen odalarda kullanıcıyı şaşırtan ögeler kolaj çalışması (Görseller (7)’den alınarak kolaj yazarlar tarafından oluşturulmuştur).Image 8. Elements that surprise the user in successive rooms, a collage work (Images taken from (7) and the collage is prepared by the authors).

Resim 8. Birbirini izleyen odalarda kullanıcıyı şaşırtan ögeler kolaj çalışması (Görseller (7)’den alınarak kolaj yazarlar tarafından oluşturulmuştur). Image 8. Elements that surprise the user in successive rooms, a collage work (Images taken from (7) and the collage is prepared by the authors).

Hamamın dış cephesinde kullanılan ve aynı zamanda taşıyıcı görevi gören taş, yapının dışarıdan sert ve ağır bir algılamasına neden olmaktadır. İçeri girildiğinde de taşın etkisi devam eder, ancak su ile birlikteliği bu algıyı yumuşatır. “İç ve dış arasındaki gerilim” dikkat çekicidir. Bir anda aydınlıktan karanlığa girilebilir, taşın sesi yutucu özelliği sayesinde dışarıdan gelen sesler yok olur ve kullanıcı yalnızca mekanı duyumsar. 

Zumthor için iç mekan, dışarıdan kolaylıkla anlaşılamayan, gizemli bir kütledir (2006). “Samimiyet seviyeleri” ilkesi burada görülür. Vals Termal Hamamı dışarıya kapalıdır, içeride ne olduğunu belli etmez. İç mekanlar ise taştan duvarlarla bölünmüş, farklı duyulara hitap eden mekanlar bütünüdür. Bazı noktalarda taşlar bölünerek mekanlara ışık süzülmesi sağlanmıştır.

Resim 9. Sirkülasyon ağı ve içeri sızan ışık (3).Image 9. Circulation network and letting the light in (3).

Resim 9. Sirkülasyon ağı ve içeri sızan ışık (3). Image 9. Circulation network and letting the light in (3).

“Şeylerin sahip olduğu ışık”, Zumthor’un çok önem verdiği ve Vals Termal Hamamı’nda da hayat bulan bir ilkedir. Yapının içinde yolun deneyimlenmesinde ışık ve gölge etkilidir. Kimi odalar hiç ışık almazken kullanıcıya karanlığı deneyimleten Zumthor, kimi mekanlarda kullanıcının loşluktan aydınlığa bakmasını sağlar.

Şekil 7. Zumthor eskizleriyle gün ışığı ve gölge oluşumları (Zumthor, 2008).Figure 7. Sunlight and shadow formations with Zumthor’s sketches (Zumthor, 2008).

Şekil 7. Zumthor eskizleriyle gün ışığı ve gölge oluşumları (Zumthor, 2008). Figure 7. Sunlight and shadow formations with Zumthor’s sketches (Zumthor, 2008).

Peter Zumthor, Vals Termal Hamamı’nda, “atmosferler”den güç alarak kullanıcıların farklı duyularına hitap eden bir deneyim mekanı tasarlamıştır.

Sonuç Yerine 

Beden, mekanı ilk olarak duyular aracılığıyla algılar; sonrasında elde edilen bilgiler, geçmişten gelen deneyimler ile bir araya gelir ve mekan algılaması gerçekleşir. Mekan algısı, atmosfer kavramı ile ayrılmaz şekilde ilgilidir. Atmosfer, mekanın fiziksel niteliklerinden etkilenerek oluşur ve mekanın deneyimlenmesiyle algılanır. Atmosfer algılandıkça da mekan deneyimi değişir ve zenginleşir. Böylece birbirini besleyen bir ilişki meydana gelir.

Tasarımlarını duyular ve deneyimi odak alarak kurgulayan Peter Zumthor, nitelikli mimarinin insanda harekete geçme arzusu uyandırması gerektiğini söyler. Kendine sorduğu “Gerçeğin büyüsü nedir?” sorusuna cevap olarak tanımladığı “atmosferler”i kullanarak kullanıcılarına duyulara hitap eden mekanlar sunar.

Atmosferleri açıklamak için 9 ilke kullanır. Bu çalışmada, İsviçre’de tasarladığı Vals Termal Hamamı, bu ilkeler üzerinden incelenmiştir. Vals Termal Hamamı’nda, iki ana malzeme olan taş ve suyun ustaca bir araya geldiği görülür. Hamam; sıcak- soğuk, aydınlık- karanlık, opak-saydam gibi zıtlıkların kullanıcıya farklı deneyimler yaşattığı bir yapı olup Zumthor’un atmosferleri kendilerini farklı şekillerde göstermiştir.

Kaynaklar

  1. Aydınlı, S. (1986). Mekansal Değerlendirmede Algısal Değerlere Dayalı Bir Model, Doktora Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
  2. Aydıntan, E. (2001). Yüzey Kaplama Malzemelerinin İç Mekan Algısına Anlamsal Boyutta Etkisi Üzerine Deneysel Bir Çalışma, Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon. 
  3. Bilgin, İ. (2020). Mimarın soluğu. Peter Zumthor mimarlığı üzerine denemeler. (4. Baskı) İstanbul: Metis Yayınları.
  4. Calvino, I. (2021). Amerika dersleri. (Çev: Kemal Atakay) (5.baskı). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
  5. Ching, F. D. K. (2015). Architecture. Form, space and order. (4.baskı.) New York: John Wiley& Sons.
  6. Durmaz, Ö. (2017). Mekansal Deneyim ve Temsilin Çokluduyumsallık Bağlamında Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
  7. Göler, S. (2009). Biçim, Renk, Malzeme, Doku ve Işığın Mekan Algısına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
  8. Güzelkahraman, B. Ö. (2019). Mekan ve İnsan İlişkisinde Yer Duygusunun Sanal Gerçeklikle Deneyimlenmesi Üzerine Bir İnceleme, Yüksek Lisans Tezi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
  9. Hasol, D. (2008). Mimarlık sözlüğü. (10. Baskı). İstanbul: Yem Yayınları.
  10. İnce, B. (2015). Deneyim ve Deneyim Odaklı Mekan Üretimi Üzerine Bir İrdeleme, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
  11. Kahn, L.  (2014), Öğrencilerle Söyleşiler Louis I.  Kahn, (Çev. Nazım Dikbaş) İstanbul: Yem Yayınları.
  12. Kısmet, B. (2021). Tasarlanan ve Algılanan Tekinsizlik Kavramının Mimarlıkta Boşluk Ve Işık Üzerinden Ölçülmesi, Journal of Computational Design, 2(1), 189- 216.
  13. Lang, J. (1987). Creating the architectural theory. New York: Van Nostrand Reinhold Company.
  14. Lefebvre, H. (2016).  Şehir hakkı. (Çev. Işık Ergüden), İstanbul: Sel Yayıncılık.
  15. Öktem Erkartal, P., Ökem, H. S. (2015). Mimari Tasarımda Dokunma Olgusu ve Dokunsal Haritalamaya İlişkin Bir Alan Çalışması, MEGARON, 10(1):92-111.
  16. Rebelo, A. M., Pombo, F. (2018). Photography and designed space : A shift in perspective. In O. Moret (Ed.), Back to the Future. The Future in the Past (pp. 559–563). Barcelona: Universidad de Barcelona.
  17. Future. The Future in the Past (pp. 559–563). Barcelona: Universidad de Barcelona.
  18. Schulz, N.C. (1971). Existance, space & architecture. London: Studio Vista.
  19. Taşçıoğlu, M. (2013). Bir görsel iletişim platformu olarak mekan. İstanbul: Yapı Endüstri Merkezi Yayınları.
  20. Thiis-Evensen, T. (1989). Archetypes in architecture. Oxford: Oxford University Press.
  21. Uysal, M. (2017). Peter Zumthor’un Fenomenolojik Yaklaşımına Dayalı Deneysel ve Deneyimsel Bir Mekan Tasarımı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
  22. Yetim, E. (2018). Mimarlıkta Atmosfer Kavramının Değerlendirilmesi: Zumthor Mimarlığı, Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.
  23. Zevi, B. (2015). Mimarlığı görebilmek. (Çev: Alp Tümertekin). İstanbul: Daimon Yayınları.
  24. Zumthor, P. (2006), Atmospheres: Architectural environments, surrounding objects. Basel: Birkhäuser.
  25. Zumthor, P. (2008). Peter Zumthor Therme Vals. Zurich: Verlag Scheidegger & Spiess AG.

  1. Url-1: https://www.huftonandcrow.com/projects/gallery/jewish-museum/ (Erişim tarihi: 07.12.2021).
  2. Url-2: https://www.archdaily.com/106352/bruder-klaus-field-chapel-peter-zumthor/ludwig_bruderklauschapel_no-02 (Erişim tarihi: 18.12.2021).
  3. Url-3: https://www.gzt.com/arkitekt/duyulara-hitap-eden-mimar-peter-zumthor-3563817 (Erişim tarihi: 11.01.2022).
  4. Url-4: https://www.archdaily.com/13358/the-therme-vals/5fc1415563c017d62c001226-the-therme-vals-photo?next_project=no (Erişim tarihi: 20.01.2022).
  5. Url-5: https://www.architectural-review.com/buildings/thermal-baths-in-vals-switzerland-by-peter-zumthor (Erişim tarihi: 20.01.2022).
  6. Url-6: https://divisare.com/projects/388269-peter-zumthor-morphosis-architects-thom-mayne-fabrice-fouillet-thermes-vals-at-7132-hotel (Erişim tarihi: 20.01.2022).
  7. Url-7: https://www.archdaily.com/13358/the-therme-vals (Erişim tarihi: 22.01.2022)