Zonguldak Mağaraları Ziyaretçi Merkezi
Künye
Mimari Tasarım
Yalın Mimarlık
Tasarım Ekibi
Ömer Selçuk Baz, Ece Özdür, Atakan Koca, Fatma Sezgin, Firdevs Ermiş, Pelin Yıldız
Yüklenici
Yıldırım Yapı
Statik Projesi
Parlar Mühendislik
Mekanik Projesi
Ente Mühendislik
Elektrik Projesi
Tasarım Proje
Peyzaj Projesi
Cey Peyzaj
Aydınlatma Projesi
O2 Tasarım
Tamamlanma Tarihi
2021
Toplam İnşaat Alanı
700 m²
Fotoğraflar
Egemen Karakaya, Murat Germen
Yalın Mimarlık, Zonguldak Mağaraları Ziyaretçi Merkezi projesiyle, ziyaretçileri 3 milyon yaşında bir mağarayla doğrudan temas etme fikrine duygusal olarak hazırlayabilecek mekansal altyapıyı sunuyor.
Zonguldak, keşfedilen mağara sayısı ve bu mağaraların oluşum evrelerinde meydana gelmiş olan mağara içi karakterleriyle geniş bir yelpazeye sahip bir coğrafya. Kentin her alanına yayılmış olan mağaralar ağı; yerli-yabancı turistler, araştırmacılar ve mağara sporcuları için çeşitlilik içeren bir gezi ağını mümkün kılıyor. Zonguldak Mağaraları Ziyaretçi Merkezi (ZMZM) bu önemli potansiyeli erişilebilir ve görünür hale getirmeyi amaçlıyor.
Gökgöl Mağarası, Zonguldak’ın 5 km güneydoğusunda, Erçek Deresi’nin doğu yamacında bulunuyor. Gökgöl mağarası, içinde yer alan çeşitli renk, doku ve büyüklükte sarkıt, dikit, sütun, bayrak ve perde oluşumları ile Zonguldak ve Türkiye’nin ziyaret edilebilen önemli mağaralarından birisi. Güneyinden geçen, Zonguldak-Ankara karayolunun yapımıyla daha ulaşılabilir hale gelen Gökgöl Mağarası, karşılaştığı veya ilerleyen zamanlarda karşılaşabileceği yoğun ilgi potansiyeliyle, ziyaretçilerine daha gelişmiş bir deneyim yaşatmayı hedefliyor. İnşa edilmesi planlanan ziyaretçi merkezi yapısıyla birlikte Zonguldak coğrafyasında keşfedilmeyi bekleyen diğer mağaralar için gelişmiş bir anlatı, bilgilendirme ve yönlendirme yapılması amaçlanıyor.
Tasarım sürecinin ilk aşamalarından itibaren, ziyaretçi merkezinin konumlanacağı Gökgöl Mağarası’nın önü ve yakın çevresiyle mümkün olabildiğince doğrudan ve tek defalık yere özgü bir ilişki kurmak hedeflemiş. Yapının mimari yaklaşımı; milyonlarca yıllık doğal oluşum süreçleri sonunda günümüzdeki halini almış olan doğa parçasının şaşırtıcı varlığı ile yarışmadan var olabilecek tutarlı bir mimarlık dili kurabilmek olmuş.
Bu tasarım fikri bir çeşit kamuflaj yapısı kurmak gibi okunabilir. Ancak, mağaranın ağzında, önüne sığışarak oturan bu yapı, aslında kendi varlığını bütünüyle gizleme yolunu da seçmiyor. Bu tavır, daha çok, varlığını belli ederek dağın ve mağaranın yamaçlarına doğru usulca ilişmek olarak tarif edilebilir. Kendi üst yüzeyi, dağın eteklerinden kopup gelmiş bir çeşit peyzaj gibi okunan, iç yönlenmesini dağın kayalıklarına doğru kıstırılmış bir avluya-kesiğe doğru çeviren, ketum bir tavır bu. Öte yandan, mağaranın içinden devam ederek süren bir yaya hareket hattının dağın eteklerine bağlanarak Zonguldak Mağaraları Ziyaretçi Merkezi içinden dış mekana aktarıldığı bir süreklilik tasarımı olarak da okunabilir.
Tasarım ekibi, yapı inşa edildikten sonra içerisinde barındıracağı mekanlarıyla, bu mekanların içeriğini oluşturacak olan anlatılarıyla, ziyaretçilerini 3 milyon yaşında bir mağarayla doğrudan temas edeceği fikrine duygusal olarak hazırlayabilecek mekansal altyapıyı hazırlamayı hedeflemiş.