Zaishui Sanat Müzesi
Künye
Mimari Tasarım
Junya.ishigami+ associates
Proje Yeri
Shandong, Çin
Tamamlanma Tarihi
2023
Toplam İnşaat Alanı
20 220 m²
Fotoğraflar
arch-exist, Jjunya.ishigami+associates
Çin’in Rizhao şehrinde, Junya.ishigami+ associates tarafından tasarlanan Zaishui Sanat Müzesi, yapay bir gölün üstünde, neredeyse 1 km boyunca devam eden bir yapı olarak mimarinin doğanın izlerini takip ettiği bir kurgu oluşturuyor.
Junya.ishigami+ associates Çin’de mimari üzerine düşünmenin, ülkenin uçsuz bucaksız manzaraları içinde ürkütücü bir sınava dönüştüğünü aktarıyor. Bir teslimiyet havası, çevreden zorla kopma, kendini kapatma zorunluluğunu dile getirirken sınırsız çevrelerin içine düşmüş gibi tek başına duran Çin binalarının yalnız olan bir tarafı olduğunu ifade ediyorlar. Her ne kadar söz konusu Çin olduğunda tüm bu durumlar, mimarlık ile çevre arasında elverişli bir bağlantı kurma ihtiyacını zorlasa da bu ihtyacının gerekliliğini açıkça ortaya koymuş.
Proje, Shandong Eyaletindeki Rizhao şehrinde yeni bir gelişim için bir kompleks olup bir sergi alanı, ziyaretçi merkezi ve ticaret alanı olarak da hizmet vermesi için düşünülmüş. Geçici sergi mekanında şu an çikolatayla ilişkili sanat eserleri sergileniyor. Zaishui Sanat Müzesi, geliştirilmekte olan alanın girişine yakın, yapay bir gölün üzerinde yer alıyor. Ziyaretçiler yeni gelişen alanlara giderken yapının içinden geçerek gidiyorlar. Gölün berrak yatay yüzeyi binanın içine çekilmiş; yeni bir arazi olarak tasarlanan zemin, insanların üzerinde yürümeyi hayal edemeyeceği bir ortam olan göl yüzeyinde kayma hissi vermek için genişletilmiş. Kuşağa benzeyen çatı, sıra sıra duran sütunların üzerinde yüzerek mekanı örtüyor.
Tekrarlanan sütunlar düzenli aralıklarla suyun yeni yüzeyini tanımlarken bu yüzey tarafından oluşturulan su kenarı, yeni bir zemin tanımı yapıyor. Yapının iç kısmında yeni bir dış cephe oluşuyor. Böylece yapılı çevrenin içinde, yanımızda nazikçe var olan yeni bir doğa ortaya çıkıyor. Kolonların arasına yerleştirilen cam, bazı bölümlerde hava durumuna göre açılabilir olarak tasarlanmış. Yapıya havadar bir nitelik kazandıran, hafif bir esinti binanın içine davet ediliyor. Cam panellerin su altındaki alt bölümlerinde, gölden gelen suyu doğal olarak içeriye yönlendiren boşluklar bulunuyor. Mimari parçanın içinde yaratılan bu yeni doğal ortamda, içerideki manzaranın dışarıdakine karıştığı bir manzara hissediliyor. Bazı yerlerde geniş bir alanda sergiler varken, bazı yerlerde ise zemin daralarak geniş bir suyla çevreleniyor. Bazı yerlerde tavan yüksek, bol ışık ile çevredeki manzarayı içeri alıyor; bazı yerler ise alçak, tavan suya yansıyor. Loş ışık suyun üzerinde neredeyse süzülerek yapının içine sızarak tavana yansıyor. Hava ılık olduğunda açılan açıklıklardan, dışarıdaki gölden gelen dalgalanmalar, ritmik olarak titreyen su yüzeyinde binanın içine doğru akıyor. Kışın dışarıdaki göl donduğunda buzun altındaki su, camın altındaki boşluklardan içeriye doğru akarak baharın beklentisiyle orada birikiyor.
Uçsuz bucaksız manzarayla, aynı ölçekte uzun bir mimari parça, gölün üzerinden geçen bir rüzgar gibi görünüyor. Çatının yumuşak kıvrımı bazı yerlerde göl yüzeyine ve arkasındaki dağ yamaçlarına bitişik bir şekilde asılı dururken, diğer yerlerde gökyüzüne doğru açılıyor ve binanın içini dışarıdaki manzarayla birleştiriyor. Tasarımcılar için Çin’deki peyzaj sorununu ele almanın anahtarı, mimariyi bir çevrenin “nazik devi” olarak görmek ve doğal ile insan yapımı arasında tamamen yeni bir ilişki aramaya dayanıyor.