Yüzerkent Pangeos
Suha Özkan Hon. F AIA
Suudi Arabistan’ın 2030’u hedefleyen, geleceğin ülkesi tanımı ile en üstün nitelikteki uzmanları bir araya getiren NEOM projesinin Doğrusal Kent’ini paylaşmıştık. Tümüyle toplu ulaşım, suyun yeniden kullanımı, yoğun yeşil ve sıkı bir kent yaşamı sunan bu projenin tarih boyunca süren bir düşüncenin gerçekleşmesi doğrultusunda önemli bir kent yapılanması olmasına değinmiştik. 2030’da bitirilmesi düşünülen projenin inşasına Nisan 2022’de başlandı.
Pritzker Ödüllü Thom Mayne’nin tasarımı olan 170 kilometrelik Doğrusal Kent’in gerçekleşmesini izlerken, yeni bir Suudi Arabistan “mega” girişimi olan Pangeon Yüzer Kent gündemimize giriverdi.
Tasarımcısı 1982 Roma doğumlu, henüz 50 yaşına yaklaşmış Pierpaolo Lazzarini. Bizim Zaha Hadid tasarımı yatları bile biraz sıra dışı bulduğumuz ortamda, Lazzarini olabilecek en geniş yaratıcı tasarımlarıyla geleceğe yönelmekte. Tasarımları arasında, kara araçları, yatlar, endüstriyel tasarım ürünleri, uzay kapsülleri ve en sonunda yüzer mimari ve kentler var. Yaratıcılığının özellikle biçimsel sınır tanımayışı, gelecek nesillere esin kaynağı olabilecek nitelikte. Genellikle proje sunum ortamında paylaştığı fikirlerinin ötesinde, gerçekleştirdiği küçük ölçekli prototipler de var. Ürünlerinin çoğu havada ya da denizde olsun genellikle yüzeyde yüzme (float) kavramı ile temellendirilmiş. Kendi tasarım ortamını sunarken bir İtalyan duyarlılığı ile “Geleceği düşün, geçmişi unutma” özdeyişini bildirmekte.
Son yıllarda tüm dünya tasarım, ekonomi ve siyaset ortamının ilgilendiği “Yüzer Kent Pangeos”un adındaki “Pangeos” armadillo türü zırhlı bir sürüngen olan “pangolini” anıştırsa da yüzer kent biraz benzeşimle “konuşan mimarlık” (l’Architecture parlante) deyimi ile bir su kaplumbağasını anıştırıyor. Gerçekte ise ilhamını esin kaynağı olan ve 200 ya da 335 milyon yıl önce var olduğu söylenen Pangea’dan alıyor. Kısacası başı yönetim ve sürücü kaptan köşkü; kulaçları teraslar; kanatlar gövdesi de bir kent ya da kalabalık, kendine yeterli bir mahalle gibi.
Pangeos projesini Suudi Arabistan Saleh bin Nasser Al-Jasser (d. 1965) benimsemiş durumda. Kendisi Cidde ve Riyad’da mühendislik okumuş, Saudia Hava Yolları ve Suudi Ulusal Deniz Yolları yöneticiliğini yapmış, 2019’dan bu yana da Ulaştırma Bakanı olarak kraliyet yönetiminde.
Pangeos, Cidde’nin 81 mil kuzeyinde son yirmi yıl boyunca inşa edilmekte olan Kral Abdullah Ekonomi Kenti’nin açıklarındaki limanda 2033’den başlamak üzere inşa edilmesi planlanıyor. İnşaatın doğal olarak Pangeos’u içine alabilecek bir mega havuzda gerçekleşmesi, sonra da havuzun açılması ile açık denizlere kavuşması doğal bir süreç olarak gerçekleşecek.
Almanya’da inşa edilen Azzam 180 m uzunluğu ile en büyük yat konumunda. Japon Sumimoto tarafından inşa edilen Seawise Giant 458 m ile, yapılmış olan en uzun yüzer. Pangeos’un eni de var. Pangeos 550 m boyunda, 610 m eninde, ortasında ışık ve bakış için açık devasa bir avlusu olan yüzer kent. Kanatlarında 19 özel villa ve 64 daire yer alacak.
Bu yapılanmayı yüzer durumda tutabilmek için 30 bin hücre yapılanması, tabanda temeli oluşturmakta. Pangeos bittiğinde, burada, jimnastik alanları, hamamlar, sinema ve tiyatro salonları, alışveriş merkezleri, butikler, lokantalar, oteller, kafeler, özel marina salonları, su eğlenceleri, parklar, küçük botların yanaştığı koylar ve hava ulaşım ortamlarını barındıran, her tanımı ile bir kent yaratılacak.
Pangeos sonunda 60 bin nüfuslu bir kent olarak saatte 9,2 km hızla gezecek. Doğrusal kent ile karşılaştırdığımızda su, yeşil, toplu ulaşım gibi çevresel bir önemi yok. O hızla açık denizde dolaşırken, izlenecek pek ilginç manzaralar olamayacağı gibi içe dönük yapılanmadan dolayı sıkıcı olabilir.
Suudi Arabistan’da NEOM’un önemi bütünleşik parçalarından olan Oxagon Yüzer Kenti de var. Tüm bu projelerin tamamında çağımızın yükselen değeri olan, kendine yeterli enerji üretimi sakınımı en önemli konuların başında geliyor.
8 milyar dolar olacak maliyeti, belki Suudi Arabistan’da bir iş ve üretim olanağı ekonomik canlılık yaratacaktır. Zenginliğin temel sorunu da bu değil mi? Edinilen parayı sürekli olarak işleyip ekonomik bir süreç yaratmak zorunda olmak çok önemli. Çünkü 37 milyon olan nüfusun %41’ı ekonomik, iş, inşaat ve üretim için gelen yabancılardan oluşuyor. Doğum dışında vatandaş olabilmek, yasal olarak neredeyse olanaksız olduğu için, böylesine zenginliği olan bir ülkenin göç alması beklenmez mi? Ülkenin yönetimi kapılarını o seçeneğe kapamış durumda. Nüfus büyümesi ancak doğumla olabiliyor. Halen her anneye 2,1 çocuk gibi var olan doğurganlık sayısı ise her yıl hızla azalmakta.
Türkiye’den de Hayri Atak çok daha soyut, öyle doğal formlara öykünmeyen, çembersel bir yüzer otel projesi geliştirmiş durumda. Bu proje, kendisi tarafından Bodrum Mimarlık Kitaplığı’nda 13 Ekim’de sunulacak.