“Yapraklarda Troya Efsanesi”

Çalışmalarını Assos’ta sürdüren çini sanatçısı Hülya Kalaycı Unutur’un “Yapraklarda Troya Efsanesi” isimli sergisi İstanbul’da ilk kez TEPTA Aydınlatma’da sergilenecek.

TEPTA Aydınlatma ilk kez bir sanatçının sergisine ev sahipliği yapacak. 15 Ocak 2020 tarihinde özel bir davet ile açılacak olan çini sanatçısı Hülya Kalaycı Unutur’un sergisi, 16 Ocak tarihinden itibaren tüm izleyicilere açık olacak.

1996 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi MSGSÜ, Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü’nden mezun olduktan sonra İstanbul’da kendi atölyesinde çalışmalara devam eden ve bu yıllarda tezhip sanatına eğilen sanatçı Hülya Kalaycı Unutur, 2009 yılından bu yana çalışmalarını Truva’ya 60 km uzaklıkta yer alan Assos antik kentindeki atölyesinde yürütüyor.

Unutur’un son koleksiyonu, Truva Efsanesi’ni konu edinen 49 minyatürden oluşuyor. Bu eserlerin tümü, hikayeleri ile birlikte, 16 Ocak 2020 tarihinden itibaren TEPTA Aydınlatma’nın Nisbetiye’de bulunan merkezinde geçici olarak galeriye
dönüştürülen alanda Şubat ayının sonuna dek ziyaret edilebilecek. Herkesin izleyebileceği bu serginin açılışı 15 Ocak 2020, Çarşamba günü basın mensuplarının ve özel davetlilerin katılımı ile gerçekleştirilecek.

Sanatçı, çalışmalarını Difenbahya yaprağının üzerine minyatürler olarak işliyor. Difenbahya bitkisinin zehirli yaprakları toplandıktan sonra kitaplar arasında en az 18 ay süresince kurutulup daha sonra altın ile bezeme olarak da bilinen tezhip tekniği uygulanarak, sanatçının elinde dikkatlice işleniyor.

Geleneksel sanatın en güzel örneklerinden biri olan minyatür sanatı Uygur Türkleri’nden ve Selçuklular’dan Osmanlı dönemine taşınmış bir kültürel miras. Minyatür kelimesi her ne kadar küçük resim anlamına gelen minör kelimesi ile
özdeşleşse de, ilk örneklerine Antik Mısır’da rastlanan bu el sanatı, el yazmalarının bölüm başlarında metnin ilk harfinin etrafına kızıl-turuncu renklerdeki minimum ile yapılan miniatura isimli tezhipten gelmektedir. Bu kırmızı mürekkep, kurşun tozundan elde edilen kırmızı sülüğendir. “Sülüğen ile boyanmış” anlamına gelen bu minyatür resimler, İslam sanatında tasvir ismini alırken, sanatçılarına da musavvir veya nakkaş denmiştir.

Çoğunlukla gerçekleşen olayları belgelemek veya yazılı eserlerde metni açıklamak amacı ile suluboya tekniğinde canlı renklerin yanında, altın ve gümüş yaldız ile resmedilen minyatürler ışık-gölge oyunlarına yer vermeyen, derinliksiz, iki boyutlu eserlerdir, parşömen ve fildişinin yanında, papirüs ve yapraklar gibi yüzeylere de resmedilirler.

Çini sanatçısı Hülya kalaycı Unutur’un Truva Efsanesi’ni konu edinen bu sergisindeki eserler, mitlerle örülmüş tarihi bir olayın, günümüz sanatçısının düşüncesi ile yeniden yorumlanarak geleneksel bir sanat türü ile betimlenmesini temel olarak alıyor. Sanatçının çizgisi Truva Efsanesi’nden esinlenilen anları ve Antik Yunan mitolojisinin kahramanlarını izleyiciye altın ışıltıları içinde sunuyor.

Çalışmalarını sürdürdüğü pek çok farklı alanda, ister mimari ister dekoratif olsun, doğru aydınlatmanın önemine dikkat çeken ve bu konuda bilinçlendirici çalışmaların yanında sanatçılara, galerilere ve sanat kurumlarına destek sağlayan TEPTA Aydınlatma, bu sergi ile ilk kez kapılarını uzun süreli bir sergiye açmış olacak.

Bu işbirliği ile doğru eser aydınlatması alanındaki özellikli ürünlerini kendi bünyesinde izleyici ile buluşturacak olan TEPTA, bir yandan da daha önce sadece çok kısa sürelerle Çanakkale Güzel Sanatlar Galerisi’nde ve Troya Müzesi’nde sergilenen bu eşsiz eserleri İstanbulluların ilgisine sunmayı ve böylece sanatçıya destek sağlamayı hedefliyor.