İç mekan tasarımı OYO Architects tarafından gerçekleştirilen, 19. yüzyıldan kalan bir sirk yapısının dönüşüm projesi Wintercircus, artık bir seçenek değil zorunluluk haline gelen döngüsel mimari ve tasarım stratejileri ile yapıyı kente geri kazandırıyor. 

OYO Architects tarafından gerçekleştirilen Wintercircus projesinin yenileme aşamasında, binanın özü geri kazandırılmış ve orijinal sağlam yapısı vurgulanmış. Tasarımcılar için esas zorluk, mevcut yapıya saygı duyan fakat aynı zamanda ona tezat oluşturarak eski ile yeniyi birbirinden ayıran yeni unsurlar eklemek olarak aktarılıyor.

Günümüzde döngüsel mimari ve tasarım stratejisi artık bir seçenek değil, bir zorunluluk. Wintercircus gibi projeler, kentin farklı tarih katmanlarını görünür kılma ve kentteki “döngüsel ekonomi”yi güçlendirme fırsatını temsil ediyor. Kentsel madencilik süreciyle, elektronik atıklar, inşaat ve yıkım molozları ve ömrünü tamamlamış ürünler gibi çeşitli kentsel kaynaklardan değerli kaynaklar ve malzemeler geri kazanılıyor. Bu duruma bir örnek olarak, Bulo tarafından atık akışlarından elde edilen döngüsel bir ürün olan WoodSaver kaplamanın masalar ve 14 metre uzunluğundaki kütüphane masası için kullanılması gösterilebilir. Sade bir yaklaşım aracılığıyla, tercih edilen “eklektik” tasarım, çağdaş unsurları geleneksel ögelerle harmanlayarak binanın eski işlevlerine, bir sirk ve garaj olmasına, göndermede bulunuyor. Örneğin, eski bir garajdan geri kazanılan eski araba lambaları temizlenerek yeniden monte edilmiş ve sıra dışı bir detay olarak eklenmiş. Ayrıca, Scrap vzw, Rotor ve The Good Stuff Factory gibi iş ortakların desteğiyle ikinci el mobilyalar temin edilmiş. Bu yaklaşım sayesinde, tasarım binanın hikayesine modern bağlamda bir devam bölümü ekliyor.

En büyük zorluk, yapının içinde erişilebilirlik, akustik ve teknik gereksinimleri karşılayacak şekilde çalışmak olmuş; bu durum tasarımcılar ve yükleniciler arasında büyük bir esneklik ve yakın iş birliği gerektirmiş. Malzemelerin yeniden kullanımı, mobilyaların iyileştirilmesi, tasarımın uyarlanması gibi adımlarla bu süreci gerçek bir ekip çalışmasıyla yürütmek, Wintercircus vizyonunda kilit rol oynuyor. Wintercircus, kentin ekonomik ve sosyal katalizörü olarak çeşitli grupları bir araya getirecek ve merak ile girişimciliği teşvik edecek bir alan sunuyor. Girişimciler, araştırmacılar, öğrenciler, dijital yaratıcılar ve genel halk arasında kendiliğinden gelişen etkileşimler ve çapraz iş birlikleriyle yenilik için fırsatlar yaratılması amaçlanıyor. Aynı zamanda kentin döngüsel ekonomisini güçlendirirken tarih katmanlarını da görünür kılma olanağı sağlıyor. Nihayetinde, tasarım binanın ömrünü uzatmayı ve kampüs için sürdürülebilir bir gelecek sağlamayı hedefliyor.

Bina, kısmen halka açık bir alan olarak kafe, restoran ve çatı barının yanı sıra yüksek teknoloji girişimcileri için çalışma alanları ve ana meydanın altında bir pop ve rock sahnesiyle dönüştürülmüş. Yenileme, ikonik unsurların korunmasıyla tarihsel katmanlaşmaya saygı gösteriyor; örneğin, etkileyici çelik çatı yapısı ve orijinal kırmızı beton zeminler korunmuş. Eski fil rampası ve at ahırları gibi diğer yapı unsurları da restore edilerek yeni işlevler kazandırılmış. Araç rampaları, yağ çukurları ve orijinal benzin pompaları garaj geçmişinin izlerini taşıyor. Bazı mütevazı yeni müdahaleler ve dolaşım çekirdekleri ise gelecek on yıllar için yeni bir katman olarak eklenmiş. Yeniden açılışından bu yana Wintercircus, start-up’lar, yaratıcı aktiviteler ve Gent müzik sahnesi için canlı bir buluşma noktası oluşturuyor. Bu yenileme, sürdürülebilirlik ve döngüselliğin karakter ve tarihle uyum içinde ilerleyebileceğini de gösteriyor. 125 yıllık bu dev yapı artık en son teknolojiyle donatılmış ve fosil yakıt kullanılmadan ısıtılıyor.