Kanada’da Gaspereau Nehri Vadisi’nin kayalıklarında, nefes kesen ormanların arasındaki White Rock, mimari ve doğa arasında uyum sağlarken, yapının kendisi kadar içindeki ve dışındaki deneyimin de tasarlanmış olmasının önemini gözler önüne seriyor.

Ormanın içinden geçen uzun ve dolambaçlı bir araba yolunun sonunda yer alan White Rock, Gaspereau Nehri Vadisi’nin pitoresk kuzey kıyısına bakan dik bir kayalık eğimin üzerinde bulunuyor. Bu muhteşem konum, Mi’Kmaq yerli topluluğunun bulunduğu, el değmemiş bir bölge olması ve Gaspereau balığından adını alan nehrin, Acadian topluluğu için derin kökler taşıması nedeniyle tarihi ve kültürel önem taşıyor. Wolfville kasabasının güneyinde yer alan Gaspereau Vadisi, büyüyen tarım topluluğu, bol süt çiftlikleri, elma bahçeleri, son zamanlarda Nova Scotia’nın en iyi üzüm bağları ve elma şarabı imalathanelerinin ortaya çıkmasıyla ünlü. Bilhassa White Rock’ın hemen yanı başında bölgenin en ünlü üzüm bağlarından biri yer alıyor.

White Rock geleneksel bir kır evi değil; bunun ötesinde, vadi tabanından yüksekte inziva alanı ve ormana bakan büyüleyici manzaralar sunan bir dinlenme yeri olarak titizlikle tasarlanmış. Bu eşsiz kaçışın amacı şehrin kaosundan uzaklaşmak, gevşemek ve gençleşmek, arkadaşlara, meslektaşlara ve ailelere zihinsel refahı geliştiren bir ortam sağlamak.
White Rock’a doğru giden güzergah etkileyici bir duyusal deneyim oluşturuyor. Yokuş yukarı dik bir araba yolu ve dar bir viraj, sadece yürüyerek ulaşılabilen çakıllı bir patikaya götürerek doğayla daha yavaş, daha sürükleyici bir bağlantı kurulmasını teşvik ediyor. Yani; yapının kendisi kadar, yapıyla ve çevreyle kurulacak olan deneyim de tasarlanmış. Kulübenin silüeti kayalık sırtta hem heybetli hem de zarif bir şekilde tünemiş gibi görünüyor. Uzun ağaçlar, nesiller boyu çürüyen ağaç dalları ve doğal çıkıntılar orman sakinleri için bir sığınak oluşturuyor. Peyzaj tasarımı, hafif bir ayak izi bırakarak ormanla uyumlu bir şekilde harmanlanıyor. Mevcut ağaçlar yaz güneşinden korunmayı sağlarken, yağmur suyu düşünceli bir şekilde toplanarak sulama için depolanmış.

Geleneksel av kabinleri ve gümelelerden esinlenen mimari tasarım, görünüşte ince ayakların üzerinde duran büyük, ağır bir korten çelik hacme sahip. Daha küçük olan korten giriş hacmi, aşağıdaki geniş kayadan çıkarak yapıyı alana sabitliyor. Yıpranmış çelik, saf korten hacmin ötesine uzanarak ikinci kattaki geniş camları vurguluyor ve nehir vadisinin nefes kesici manzarasını gözler önüne seriyor.

White Rock’ın sade dış cephesi, iç mekanıyla keskin bir tezatlık oluşturuyor. White Rock’ın içine adım atan ziyaretçileri samimi, loş bir alan karşılıyor. Birinci katta minimal ve ham estetikle bezenmiş yatak odaları ve bir banyo bulunuyor. Ham çelik raflar ve duvara monte edilen endüstriyel aydınlatma armatürleriyle tamamlanan füme meşe iç mekanlar, rahatlatıcı bir atmosfer yaratıyor. Yatakları süsleyen antika nevresimler ve el boyaması kumaşlar, tarihi ve sıcak bir ortam oluşturuyor. Büyük pencereler, büyüleyici orman çevresine bakışlar sağlayarak iç ve dış mekan arasındaki çizgileri bulanıklaştırıyor.

White Rock her dönüşte şaşırtıyor ve hiçbiri tesadüfi değil, tasarlanmış detaylar sayesinde oluyor. Loş merdiven boşluğundan çıkıldığında geniş ve aydınlık ikinci kata ulaşılıyor. Dirsekli çelik bir kasnakla çevrili devasa bir pencere güneydoğu köşesini kucaklarken, ham çelik banklar muhteşem manzarayı izlemek için mükemmel bir yer sağlıyor. Bu olağanüstü deneyimi tamamlayan çatı katına korten çelik bir çatı kapağından erişiliyor. Japon akçaağaçlarının arasında gözlerden uzak bir sığınak olan bu mekan, Gaspereau Vadisi’nin yemyeşil ağaç örtüsünün panoramik manzarasını sunarak yemek yemek ve dinlenmek için ideal bir yer oluyor.
White Rock, hem mimari ve doğa arasındaki uyuma hem de neşe ve merak uyandırmak için özenle hazırlanmış zıtlıklara bir övgü niteliğinde. Kasıtlı tasarım tercihleri, ziyaretçileri şehirden uzaklaştırmaya, doğada teselli bulmaya ve çevreyle derin bir bağlantı hissi yaşamaya teşvik ediyor.