Maurice Mentjens, yenilediği Weert Belediye Müzesi’yle geçmiş ve bugünü, altın kaplama cepheli ek binasıyla ulusal miras listesi yapıda bir araya getiriyor.

Weert Belediye Müzesi’nin (Gemeentemuseum Weert) tasarımcı Maurice Mentjens tarafından yenilenmesi sayesinde Weert Şehri artık yeni ve canlı bir ikona sahip. Müze, 1982’den beri Weert’in eski belediye binasında faaliyet gösteriyor. Proje, Weert’in tam merkezindeki bu önemli ulusal miras alanının anıtsal tarihi unsurlarını bir kez daha görünür kılıyor ve binaya yepyeni bir iç mekan sağlıyor. Sadece bununla kalmayarak, Mentjens, binanın kısmen yeni olan uzantısına, göz alıcı, mat, altın renkli bir dış cephe kaplamasıyla zamanımızın ayırt edici özelliklerini yansıtan sıra dışı ve şaşırtıcı bir üçüncü cephe eklemiş.

Kutsal emanetlerdeki heykeller ve tabloların adandıkları azizlerin hikayesini anlatmasından ilham alan modern altın cephede, sanatçılar tarafından yaratılan video enstalasyonlarının veya sergiler hakkında bilgilerin yansıtıldığı iki ekran bulunuyor. Büyük pencereler, sanat eserlerinin sergilendiği vitrinler olarak hizmet veriyor ve yoldan geçenlere müzenin hazinelerine, sanki rölikerde saklanan kutsal emanetlermiş gibi, göz atabilmelerini sağlamak için vitrinler veya görsel depolar (visual depositories) olarak hizmet ediyor.

Tüm katlarda altın kepenklerle donatılmış cephe, çapraz pencereleri çevreleyen karakteristik kırmızı panjurları ile Markt tarafındaki tarihi cepheye atıfta bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda muazzam bir Noel takvimi olarak da yorumlanabiliyor: her panjurun arkasında bir ‘hazine’ – bir kalıntı veya sanat eseri – gizleniyor. Panjurlar sabitlenmiş, ancak kepenkler arasındaki 40 mm genişliğindeki açıklıklar sayesinde, sanki hepsi açılabilirmiş izlenimini verecek şekilde tasarlanmış. Maurice Mentjens, bir tasarımcı ve hikaye anlatıcısı olarak bu proje sayesinde müzenin tarihinde yeni bir sayfa açmış.

Üçüncü yüz

Yeni cephe, tarihi binanın arka bölümünü kaplıyor. Bu bölümün en eski eserleri ve De Meikoel’in güneye bakan cephesi on altıncı yüzyılın ortalarına dayanıyor. .Saint Martin Kilisesi’nin tam karşısında, Markt’a bakan ön ikinci cephe, 1913’te gerçekleştirilen büyük ölçekli neo-rönesans tarzı restorasyonun tipik bir örneği olan ek bir kabuk içeriyor. Güney cephesinin düzenine ve pencere çerçevelerine açıklık getiren geç Orta Çağ unsurlarının keşfinden sonra 2021’de batı cephesinin yenilenmesi, doğal bir taş pencere çerçevesi ve kemerleri ortaya çıkarmış.

Kolay erişilebilir yeni giriş

Binanın görünümünde bir değişiklik daha yapılmış: Müzenin giriş katında tekerlekli sandalye kullananların sorunsuz girebilmesi ve girişin kolayca fark edilebilmesi için giriş bilinçli olarak güney cephesine yerleştirilmiş. Bu yeni düzenleme, aynı zamanda, büyük ölçekli geçici sergileri kolaylaştırmak için, zemin kattaki tüm farklı sergileme alanlarının kot farkı olmadan tek bir sürekli sergi olarak kullanılmasını mümkün kılıyor.

Sütunları ve merdiveniyle Markt’taki görkemli giriş, binadaki film gösterimleri, müzik ve tiyatro gösterilerinin yanı sıra düğün ve tören toplantıları gibi özel etkinlikler için kullanılmaya devam ediyor. Güzel bir şekilde restore edilmiş tarihi ana binaya çağdaş bir unsur da dahil edilmiş: Mentjens, binanın mirasına duyduğu derin saygıyla, mevcut merdiven boşluğuna, duvardan çıkma yapan oldukça ince bir merdivenin ekleyerek yarı cerrahi bir operasyon gerçekleştirmiş. Müzenin kalıcı koleksiyonlarının sergileneceği ve eğitim etkinliklerinin gerçekleştirileceği çatı katına bu merdivenlerden çıkılmakta. Yeni uzantı, bir acil durum merdiveni, asansör, sıhhi tesisler, ofisler, toplantı odası ve bir depolama alanı içeriyor. Sonuç olarak, anıt yapıdaki mevcut asansör, sayaç dolapları ve sıhhi tesisatlar kaldırılarak bu odaların orijinal hallerine kavuşturulması mümkün kılınmış.

Eşsiz vitrinler ve mobilyalar

Mentjens sergi alanını, yenilenmiş ve restore edilmiş müze binasındaki kalıcı koleksiyonun yeni sunum düzenini barındırması için tasarlamış. Salonlardaki lambri kaplama ve eski Meclis Salonundaki orijinal meşe tavan gibi onlarca yıldır üzeri örtülen bazı unsurlar eski ihtişamlarına kavuşturulmuş.Bu anıtsal salonun duvarları tekstil ile kaplanmış. Mekan şu anda konferanslar ve konserler gibi halka açık sergiler ve etkinlikler için kullanılıyor. Mentjens, Museum W için tüm mobilyaları, vitrinleri ve askı sistemlerini özel olarak tasarken mümkün olduğunca sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir malzemeler kullanmış. Çatı katının kendine özgü kemerli mertekleriyle oluşturulan yeni kat için açık bir sunum sistemi tasarlamış. Ayrıca, bazı odalar üstlerine cam vitrinlerin yerleştirildiği dikkat çekici çekmece üniteleri ile donatılmış. Onlarca nesne,kalıcı koleksiyonun temalarını tamamlamak için bu cam kaplı çekmecelerde sergileniyor.