Uzaktaki Köye Senaryo Yazmak
Y. Mimar Esra Acar*
Prof. Dr. Eti Akyüz Levi**
Kırsal yerleşimler tarımın önemini yitirmesi, köylerde eğitim ve iş olanaklarının kısıtlılığı, kırsal konutların güncel yaşam koşullarına uyarlanmasındaki güçlükler gibi nedenler ile terk edilmekte; kullanılmayan yapılar da hızla yıpranıp yok olmaktadır.
Araştırma konusu bu bağlamda bir örnek, İzmir ili Ödemiş ilçesinin terk edilmiş köylerinden Lübbey yerleşimidir. Ege Bölgesi’nde çeşitli nedenler ile terk edilmiş birçok köy bulunmaktadır. Lübbey de, 1980’lerde terk edilmeye başlamış; günümüzde 10 haneyi geçmeyen nüfusla hayatta kalmaya çalışmaktadır.
Çalışmanın amacı, Ege Bölgesi’nde karakteristik özelliklerini büyük ölçüde koruyan, ancak göç sonrasında evlerin çoğunluğunun terk edildiği Lübbey’in yerleşim özelliklerinin incelenmesi, belgelenmesi ve alana ilişkin öneri geliştirilmesidir.
Çalışma kapsamında kırsal yerleşimlerin terk edilme nedenleri ortaya konularak, Lübbey Köyü incelenmekte, analiz çalışmaları yapılarak veri tabanı oluşturulup, dokuya yönelik istatistiksel veriler elde edilmektedir. Lübbey’in fiziksel ve sosyal sürdürülebilirliği irdelenmektedir.
Araştırmada özgün nitelik yansıtan Ödemiş kırsalı çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Kullanılan tarihsel yöntem, sözlü tarih araştırmaları ve basılı kaynaklara dayanmaktadır. Bilimsel araştırma yöntemlerinden haritalama ile yapılan doku analizleri istatistiksel verilere dökülerek grafiksel anlatımlar oluşturulmuştur. Var olan durum belgelemesinin yanısıra anket çalışmaları yapılmış; buradan elde edilen verilerden köyün terk edilme nedenleri, gündelik yaşam, yapıların güncel gereksinimleri karşılama durumu gibi sorulara yanıt aranmıştır. Analizler sonucunda Lübbey’in geleceğine yönelik çözüm önerileri oluşturulmuştur.
Araştırma giriş, kırsal yerleşimlerin terk edilme nedenleri, Lübbey yerleşiminin genel tanıtımı, Lübbey evlerinin mimari özellikleri, sosyal yapı, müdahaleler, öneri proje, sonuç bölümlerini içermektedir.
Kırsal Yerleşimlerin Terk Edilme Nedenleri
Temel geçimi tarım ve hayvancılığa dayanan, kendilerine özgü doğal yapıları, kültürel değerleri, doğal yaşam koşulları, örf, adetleri olan kırsal yerleşimlerin nüfusunda 1950’ler sonrasında başlayan azalma, 1970’lerden sonra hızlanmış, günümüzde de sürmektedir. Terk edilme nedenleri:
- Ekonomik yapıdan kaynaklanan sorunlar,
- Kamu hizmetlerinden yararlanmadaki yetersizlikten kaynaklanan sorunlar,
- Sosyo-kültürel nedenlerden kaynaklanan sorunlar,
- Mübadele,
- Siyasi nedenler,
- Baraj yapımı,
- Terör,
- Kentlerin çekiciliğidir.
Bu ve benzeri nedenler, süreç içinde pek çok köyün terk edilmesine neden olmuştur. Bu bağlamda Ege Bölgesi’nden Karaburun-Sazak, Bodrum-Sandima, Fethiye-Kayaköy örnek verilebilir.
Lübbey Yerleşiminin Genel Tanıtımı
Lübbey köyü, İzmir ili Ödemiş ilçesine bağlı, 500 metre yükseklikte, çevresi yüksek dağlarla sınırlanmış bir yerleşim olup, güneydoğu yönünde vadiye bakmaktadır. Köyün ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu konusunda kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, bazı anlatımlarda geçmişi Lidya dönemine dek dayandırılmaktadır.
Köy, Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında ve Osmanlı tapu defterlerinde “Lübbey karyesi” olarak geçmekte olup, kurulduğundan beri kışlaktır. Köyün ilk Türkmen yerleşimlerinden biri olduğu düşünülmektedir (Başaranbilek, 2015). Süreçte halk kışları Lübbey’de, yazları (Mayıs-Ekim) ise yaylada geçirmekteydi. Söz konusu göçer yaşam 1980’li yıllara dek sürmüş; sonrasında yaylaya elektriğin gelmesi, yaylanın düzlük, sulak ve verimli topraklara sahip, yeni yapılan evlerin de güncel yaşam koşullarına uygun olması nedeniyle sürekli yaylada yaşanılmaya başlanmıştır. Yayla, Lübbey ile birlikte Çamyayla adını almıştır. Geçmişte Lübbey’in kışlak, yaylanın yaylak olarak kullanımı süreç içerisinde değişmiş; yaylanın ulaşım, altyapı ve yapı konforu açısından olanaklarının daha iyi olması, burada sürekli yaşanılması, Lübbey’in ise terk edilmesi dolayısıyla evlerinin hızla yıpranması sonucunu doğurmuştur.
Lübbey, 6360 sayılı Büyükşehir Yasası ile Ödemiş ilçesinin mahallesi durumuna dönüşmüştür. Lübbey yerleşimi, kısmen düz, kısmen de eğimli arazide konumlanmıştır. Yerleşimdeki yapı stoğu irdelendiğinde, köy camisi, iki kahvehane, okul binası, lojmanı, tuvalet ve iki çeşme dışındakilerin evler olduğu görülmektedir. Köydeki iki kahvehaneden biri, günümüzde sürekli kullanılmaktadır. Yerleşimdeki tek tescilli yapı, Köy Camisi’dir. Köyde 130 adet yapı bulunmaktadır. Tarım alanları ve zeytinlikler ise, köyün çeperinde konumlanmıştır.
Lübbey Evlerinin Mimari Özellikleri
Evler, genellikle iki katlı olup, alt katları ahır ve depo, üst katları yaşam mekânı olarak kullanılmaktadır. Alanda tek katlı yedi adet yapı bulunmakta olup; bunların ikisi ticari işlevlidir.
Lübbey Köyü Evleri, genellikle dış sofalı olup, sofasız örnekler de vardır. Çoğunlukla iki katlı olan evlerin alt katında ahır, üst katında yaşam mekânları yer alır. Eğimli arazide konumlananlarda ahır ve yaşam bölümlerinin girişi ayrışırken, düz alanda konumlananlarda katlar birbirine iç merdiven ile bağlanmaktadır.
Evlerin cepheleri, geleneksel Türk evlerinin karakteristiği olarak alt katlarda masif düzendedir. Üst katlardaki pencereler ve sofa, dış ortamla bağlantıyı sağlar. Evlerin yönelimi, manzaraya doğrudur. Üst katta alt kat beden duvarından taşan (50 cm-300 cm) sofa mekânı yapıya hareket katar.
Cepheler, zıtlıklarla oluşmuş çarpıcı bir etki yaratırlar. Bunu özellikle iki katlı evlerde algılamak olanaklıdır. Alt katlar masif iken, üst katlar daha saydamdır. Malzeme bağlamında alt katlarda taş, üst katlarda ahşap baskın olarak görülür. Bununla birlikte beden duvarlarının her iki katta da taş olarak sürdüğü örnekler çoktur. Masif taş duvarlar belirli aralıklarla duvarın düzleştirilmesi amacı ile kullanılan ahşap hatıllar ve çıkmaların ahşap payandaları ile taş-ahşap bütünleşmesi açısından dikkat çekerler. Taş duvarlarda yer yer tuğla malzeme ile oluşturulmuş motifler (usta işaretleri, mistik simgeler vb.) algılanır.
Yapıların taşıyıcı sistemleri alt katta yığma taş, üst katta genellikle beden duvarlarında taş, ara duvarlarda ahşap karkastır. Evlerin üst örtüsü genellikle eğimli ve alaturka kiremit kaplıdır. Alandaki 74 yapı içinde toprak damlı tek bir örnek vardır. Çatılar genellikle kırma (57 adet – yüzde 77) olup, beşik çatılı (16 adet – yüzde 22) örnekler de vardır. Toprak damlı örneklerin geçmişte yoğunlukta olduğu, zaman içinde kullanım zorluğu nedeni ile bunların eğimli çatıya dönüştürüldüğü düşünülebilir.
Lübbey Evleri’nin, Ege kırsal mimarisi ve özelde Ödemiş kırsalı evleri içindeki yeri irdelendiğinde, Ödemiş’in kırsal yerleşimlerinden ikisi Birgi ve Bademli’deki evlerle karşılaştırıldığında, Birgi evlerinin bezemeli, daha gösterişli ve genelde daha büyük olduğu belirtilebilir. Birgi’deki evlerde başodada kalemişi süslemeler, cephede revzenler dikkat çekerken, Lübbey’deki evler daha yalındır. Bunda ekonomik durum ve çevre ile etkileşim etkilidir. Her iki yerleşimde de dış sofalı plan tipi yoğundur ve yönelimde manzara etkeni baskındır. Bademli evleri de, Lübbey evleri gibi genelde iki katlıdır. Bademli’de dış sofalı plan tipinin yanısıra, iç ve orta sofalı evler de görülmektedir. Bademli evlerinde yapılara bahçeden ya da kapalı avludan girilmektedir. Lübbey evlerinde ahır ve yaşam alanlarının girişi farklı noktadandır.
Sosyal Yapı
Köy 1980 ortalarından başlayarak terk edilmiş; bu da evlerin yıpranmasına neden olmuştur. Bunda:
- Eğitimin taşımalı olması,
- Gençlerin yüksek öğrenim için büyük şehirlere taşınması ve köye geri dönmemesi,
- Makineleşme sonucu tarım işçisine gereksinimin azalması,
- Miras yolu ile arazilerin paylaşılması sonucu gelirin azalması etkili olmuştur.
Köydeki 130 yapının 56’sı harabedir. Yerleşimdeki 74 evin 66’sı terk edilmiştir.
Lübbey yerleşiminde günümüzde kışları sekiz, yazları beş kişi bulunmaktadır. Ancak köyün bu sessizliği, Köy Camisi’nin kullanılması dolayısı ile Cuma günleri bozulmakta, Çamyayla’da yaşayanlar ibadetin yanısıra buradaki yaşlıları ziyaret ve gereksinimlerini karşılamak için gelmektedirler.
Müdahaleler
Köyün terkedilmesi bir yönü ile evlerin kullanılmaması dolayısı ile yıpranmasına neden olmuşsa da, öte yandan yapılarda fazla değişiklik yapılmayıp dokunun özgün şekilde kalmasına olanak tanımıştır. 74 yapının 31’i (yüzde 42) özgün, 43’ü (yüzde 58) ise değişmiştir. Yapılarda sofa mekânının kapatılması, taş merdivenin iptal edilip, farklı bir yerden betonarme merdiven yapılması, bahçeye yeni yapılar eklenmesi gibi müdahaleler sözkonusu olmuştur.
Öneri Proje:
Yakın dönemde medyada adını duyurmaya başlayan, hafta sonları foto maraton ve keşif gezileri yapanlarca uğrak yeri olan köyün sürdürülebilirliği, yaşatılarak korunması ile olanaklıdır. Bu bağlamda yerleşimde seçilen bir alan için öneri getirilmiş ve süreç içerisinde koruma uygulamalarının aşama aşama gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.
Öneri kapsamında köy meydanının düzenlenmesi, kahvehane, bakkal, cami, çeşme yapılarının restore edilmesi düşünülmektedir. Bakımsız durumdaki evlerin aslına uygun onarımı, kalıntı olarak kalan örneklerin cam ve çelik malzeme ile tamamlanarak dokudaki dolu-boş oranının eski duruma getirilmesi, bir başka ifade ile kütle izini yeniden oluşturup geçmiş ve bugünü bütünleştirme yaklaşımının uygulanması önerilmektedir.
Sözkonusu düzenlemeler ile yerleşimin yeniden canlandırılması düşünülmektedir. Bu bağlamda Lübbey’de geçmişe ait izlerin bir başka ifade ile dünün kimlik verilerinin bugüne ve yarına aktarımı planlanmaktadır. Bunun somut yansıması olarak da geçmişte Ödemiş efelerinin sığınma mekânı olan Lübbey’de etnoğrafik eserlerin yanısıra (efe kıyafetleri, silahlar vb.) yazılı ve görsel (fotoğraflar vb.) öğeler ile yaşam öyküleri ve başarılarının bir yapıda aktarımının yapılması önerilmektedir. Ayrıca çeşitli sportif (doğa yürüyüşleri, bisiklet, kaya tırmanışı, dağcılık, yamaç paraşütü vb.) ve hobi etkinliklerinin artırılması, atölyeler, yaz kampları, meditasyon uygulamaları-yoga ile alanın canlandırılmasına yönelik çalışmaların yapılması da uygun olur. Yerleşimde kırsal kalkınmanın gerçekleşmesi ve kültürel miras değerlerinin canlandırılması açısından geleneksel el sanatlarının geliştirilmesi (kurslar ile destek verilmesi) söz konusu olabilir. Bazı evler ev-pansiyon olarak düzenlenip, ziyaretçilere konaklama olanağı sunulurken, sağlanan gelirle aile bütçesine katkı ve evin bakımının yapımı mümkün olabilir. Köyün geçim kaynağı olan tarım yeni teknikler, organik tarım uygulamaları ve kooperatif ile pazarlama olanağı sağlanarak daha cazip ve daha fazla gelir getirici duruma getirilebilir. Lübbey’de çeşitli festivaller düzenlenerek kültürel iletişim ve köyün tanıtımı sağlanabilir.
Köyde günümüzde yalnızca Köy Camisi tescilli yapıdır. Yerleşim, bütüncül ve özgün dokusu ile özellikli bir nitelik yansıtmaktadır. Dolayısı ile çalışmada Lübbey’in bütüncül olarak korunması bağlamında öneriler ortaya konulmaktadır. Aşamalandırılarak uygulanması planlanan çalışmalara Köy Meydanı ve çevresinden başlanması önerilmektedir. Bu, alanın canlandırılmasına ivme katacaktır. Yapılması önerilen çalışmalar şu şekilde gruplanabilir:
- Var olan durum belgeleme çalışmalarının yapılması (rölöve ve yapı analizleri),
- Yıkık ve tehlike arz eden yapılara yönelik güvenlik önlemlerinin alınması,
- Dokudaki geleneksel yapıların (sağlıklaştırma çalışması kapsamında) cephe algısını olumsuz etkileyen eklerden arındırılması,
- Konaklama birimi olarak kullanılacak yapılarda güncel yaşam koşullarına uygun ıslak mekânların yapı içinde düzenlenmesi,
- Doku genelinde yapıların aslına uygun onarımı, ıslak mekânların özgün dokuyu zedelemeyecek şekilde ve güncel yaşam koşullarına uygun olarak ev içinde düzenlenmesi,
- Organik ve kayalık yapıya sahip sokaklarda ulaşımı kolaylaştırmak açısından ahşap yürüme platformlarının, kayalık olmayan düz yollarda ise yöreye özgü taş kaplamanın yapılması,
- Köyün altyapı sorunlarının yanısıra (yol, temiz su, atık su, sulama suyu, vb.) internet ağı, telefon ağı, uydu, baz istasyonu gibi telekomünikasyon sorunlarının çözülmesi,
- Sözkonusu uygulamalar sırasında halkın katılımının olması ve iş olanakları yaratılmasının sağlanması şeklindedir.
Alanda yapılacak müdahaleler kapsamında kahvehane yapısının işlevini sürdürmesi, özgün işlevi konut olan bazı yapıların ise alanın canlandırılmasına yönelik ikincil işlevlerle değerlendirilmesi önerilmektedir. Bunlar geleneksel el sanatları satış birimi (251 ada, 35 parsel), restoran (251 ada, 34 parsel, 251 ada, 20 parsel), sanat atölyesi (251 ada, 23, 31, 33 parsel), ev-pansiyon (251 ada 30 parsel; 262 ada 3, 4 parsel), muhtarlık ve berber (265 ada 1 parsel), yerel lezzetler tadım alanı (265 ada, 3 parsel), el sanatları sergi ve satış alanı (265 ada, 5 – 6 parsel), bakkal (265 ada, 7 parsel), resepsiyon (262 ada, 1 parsel), müze (273 ada, 1 – 2 parsel), müze kafe (273 ada, 3 parsel), müze deposu ve idari bölümleri (273 ada, 4 parsel) şeklindedir. Bu kapsamda harap durumdaki çatıların onarımı, işleve bağlı olarak gerekli mekânların düzenlenmesi, eklerin kaldırılması, değişen açıklıkların özgün durumuna getirilmesi önerilmektedir.
Uluslararası Kültürel Turizm Tüzüğü, kültürel miras değeri taşıyan alanlarda turizm yönetimi, (1999) kapsamında da belirtildiği gibi, “Küreselleşmenin arttığı bir dönemde kültür mirasının ve kültürel çeşitliliğin korunması, konservasyonu, yorumu ve sunumu toplumlar için önemli bir mücadele konusudur”. Yine tüzükte, turizm planlamasının doğru yapılmasının kültürel değerlerin yaşatılarak korunmasının yanısıra kırsal kalkınmaya da katkı sağladığı ifade edilmektedir. Bu bağlamda “Turizm kültür mirasının ekonomik yönlerini yakalayabilir ve kaynak yaratarak, halkı eğiterek, politikayı etkileyerek, bunları koruma yönünde kullanılabilir duruma getirebilir. Birçok ulusal ve bölgesel ekonominin temel bileşeni olan turizm, iyi yönetildiğinde gelişme için önemli bir etken olabilir” ifadesine yer verilmektedir.
Lübbey kapsamında geliştirilecek turizm planlamasının, günümüzde genelde Çamyayla’da yaşayan Lübbey’in eski halkının yerel değerler konusunda bilinçlenmesini sağlaması ve farkındalık yaratılmasının yanısıra katılımcı bir yaklaşımla gerçekleştirilmesi önerilmektedir. Kültürel Turizm Tüzüğü’nde (1999) de bu konuya işaret edilmekte ve “Turizm evsahibi topluluğa yararlar sağlamalı, onlara kültür miraslarını ve kültürel geleneklerini korumaları ve sürdürmeleri için olanaklar sunmalı; onları bu yolda heveslendirmelidir” denilmektedir. Tüzüğün 4. ilkesinde “Evsahibi topluluklar ve yerli halk koruma ve turizm için yapılacak planlamaya katılmalıdır” ifadesine yer verilmektedir.
Yerel halkın miras konusunda eğitimi ve bilinçlendirilmesi kapsamında yerleşimin özgünlüğü aktarılmalıdır. Kültürel Turizm Tüzüğü’nde (1999) bu bağlamda, “Kültürel mirasın daha iyi anlaşılmasına ve değerlendirilmesine katkıda bulunmak için hazırlanan programlar tarihi alanların ve kültürel deneyimlerin özgünlüğünü açıklamalı ve yorumlamalıdır” denilmektedir.
Küreselleşme karşısında bütün dünyada ortaya çıkan bir örnekleşme içinde yerel mimari, yere özgü değerler giderek daha fazla önem kazanmaktadır. “Toplumun özelliklerini yansıtan ve çekici bir ürün” olan geleneksel mimari, faydacı, ilgi çekici ve güzeldir (Geleneksel Mimari Miras Tüzüğü -1999).
ICOMOS Geleneksel Mimari Miras Tüzüğü (1999) kapsamında da belirtildiği gibi, “Geleneksel mimarinin takdir edilmesi ve başarıyla korunması toplumun buna katılımı, desteği, sürekli bakımı ve kullanımına bağlıdır”. Bu bağlamda çalışmada halkın yerel değerleri konusunda bilgilendirilerek katılımcı yaklaşımla evlerinin korunması konusuna önem verilmelidir.
Tüzüğün 7. maddesinde de belirtildiği gibi, “Yöre halkına geleneksel yapım tekniklerini, malzeme ve zanaatları korumalarına yardım edecek eğitim programları sunulması, özellikle gençleri geleneksel mimari hakkında bilinçlendirecek programlar geliştirilmesi” gereklidir.
İlkeler
Öneri projede sürdürülebilir konservasyona yönelik bütüncül koruma kapsamında en az müdahale ilkesi benimsenmektedir. Bu bağlamda yapıların statik sorunları uzmanlarca belirlenip, gerekli müdahaleler yapılmalıdır. Yapının özgünlüğünü bozan ve yapıya zarar veren ekler ayıklanmalıdır. Harç ve sıva onarımlarında harç analizi yapılarak geleneksel harç kullanılmalıdır. Yapı cephelerindeki kirlenmelerin giderilmesine yönelik müdahale restorasyon ve konservasyon raporu doğrultusunda olmalıdır. İz olarak kalmış yapılara yapılacak müdahalede yeni eklenen beden duvarlarının özgün duvar hizasından 10-15 cm. geri çekilerek temperli cam ve çelik (I profil) malzeme ile oluşturulması benimsenmiştir.
Sonuç
Köyün mimari dokusunun korunması, kırsal kalkınma ile birlikte ele alınmalı, fiziksel sürdürülebilirlik ekonomik sürdürülebilirlikle desteklenmelidir. Tarım ve hayvancılıkla ilgili modern yöntemler kullanılmalı, kooperatif kurularak satış olanakları ve verimliliği artırılmalıdır. Yapılar güncel yaşam koşullarına uygun duruma getirilmelidir. Köyün yerel el sanatlarının yeniden canlandırılması sağlanmalı, bu amaçla çeşitli projeler üretilmelidir.
Yapıların özgün karakterleri korunup, çağdaş gereksinimleri karşılayacak duruma getirilmelidir. Çeşitli projeler ile dokunun yaşatılarak korunması sağlanmalı, dokuyu zedeleyen müdahaleler engellenmelidir. Sosyal sürdürülebilirlik bağlamında, festivaller düzenlenmeli, el sanatları geliştirilmeli, çeşitli atölye çalışmaları yapılmalıdır.
Ortaya konulan aşamalandırılmış öneri projenin uygulanması ile yerleşimin canlanması, fiziksel sürdürülebilirliğin yanısıra yaşamsal sürdürülebilirliğin de sağlanması mümkün olacaktır.
Not: Bu çalışma, Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı Restorasyon Programında Esra Acar tarafından Prof. Dr. Eti Akyüz Levi danışmanlığında gerçekleştirilen “Terkedilmiş Yerleşimlerin Geleceği: (İzmir-Ödemiş-Lübbey Köyü Örneği)” başlıklı yüksek lisans tezinden üretilmiştir.
Kaynaklar
- Acar, E.; “Terkedilmiş Yerleşimlerin Geleceği” (İzmir-Ödemiş-Lübbey Köyü Örneği), Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı Yüksek lisans tezi, İzmir, 2015.
- Başaranbilek, E.; “Lübbey Kışlağı ve Lübbey Camisi” (1. Baskı), İstanbul, Mas Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş., 2015.
- ICOMOS Geleneksel Mimari Miras Tüzüğü; 1999.
- http://www.icomos.org.tr/Dosyalar/ICOMOSTR_0901543001353670596.pdf
- Uluslararası Kültürel Turizm Tüzüğü Kültürel Miras Değeri Taşıyan Alanlarda Turizm Yönetimi; 1999.
- http://www.icomos.org.tr/Dosyalar/ICOMOSTR_0473172001407841550.pdf
*Esra Acar, Y. Mimar
**Eti Akyüz Levi, Prof. Dr.
Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi