Üsküdar’a Meydan, Sinan’a Anıt?

Prof. Dr. İhsan Bilgin

İddialı gençlere katılmayı tavsiye ettiğim, ilham verici ve iyi tecrübe kazandırıcı bir yarışma ilan edildi: “Üsküdar meydanına Mimar Sinan anıtı yarışması” (Üsküdar’da Mimar Sinan’ı Anmak).

80 sonlarında Venedik’in trafik karmaşası giriş kapısı Piazzale Roma yarışmasına(1) girerken birkaç hafta kalıp Venedik’in köşe bucağını öğrenip o karmaşadan San Marco ilhamlı bir tasarım üretmenin yolunu bulmuştuk.

Üsküdar
Üsküdar da Bağdat-Belgrad arası kervan yollarının Bağdat yolu İstanbul durağı olarak Asya yakasının başlıca odağıydı (2).

Mimar Sinan
Üsküdar sadece kervan yolunun İstanbul durağı değil, Mimar Sinan yapılarının da odağıydı. Başta yamacın tepesindeki Atik Valide, sahildeki meydanın orta karar kent külliyesi Mihrimah ve maket ölçekli müstesna yalı külliyesi Şemsi Paşa da o meydanın parçasıdır. Dolayısıyla meydan odaklı o üçgen, Mimar Sinan külliyeleri odağı olarak Sinan’ı ondan ilham alarak temsil için en elverişli yerlerdendir.

Yarışma Mimar Sinan anıtı diye ilan edildi ama anıtı dominant bina değil de anmak/hatırlamak kökeni vurgusuyla kullanıp Sinan’ı devlet büyüğüne dönüştürmeye yatkın heykellerle temsil yerine yaptığı mimarlık faaliyetiyle hatırla(t)mak istiyorsak o anıtın bina olması beklenir. Mesela Mimar Sinan Müzesi programlı bir bina…

İstanbul’da Mimar Sinan’ı temsil eden bir yapı da eksik değil. Hem de başyapıtı olarak nitelediği Süleymaniye Külleyesi’nde. Külliyenin kavşağında eşi ve torunuyla yattığı hazire…

Gelecek sayıda hazirenin mimarisinden vaziyet planı içindeki konumuna kadar bir değerlendirme yapıp yarışmaya gireceklere binanın yerinden mimarisine kadar Mimar Sinan’dan ilham almak için bir zemin oluşturmaya çalışacağım.

Notlar
1.
80’lerde Venedik Bienali, Venedik’in problemli noktalarından seçilmiş yer ve programlarla açılan yarışmalar eşliğinde gerçekleşir; bu akıllı etkinlik sayesinde dünyanın iddialı mimarları, yarışmanın ilanıyla teslimleri arasındaki bir yılda kenti yakından tanımaya teşvik edilmiş olurdu. Piazzale Roma, otomobillerin girebildiği nihai nokta , yani bir tür ayakkabıların çıkarıldığı antre mekanı olarak otomobillerle yayaların gidip gelirken  buluştukları kaotik  bir ortamdı ve karşısındaki diğer kara ulaşım odağı garın çekim gücüyle Venedik’in sembol meydanı San Marco ile paralel büyüklük ve kalabalığıyla başlıca problem alanlarındandı. Projemizde ikisi arasında Rossiyen bir aşinalık kurmak için, her mahallesinin odağına yerleşmiş Campo namlı meydanlara odaklanıp incelikler öğrenmiştik.

2. İstanbul’un merkezi limanı ve çarşısına yaklaşamayan kervanlar, Üsküdar sahili sırtındaki Atik Valide kervansaray külliyesinde soluklanıp aşağıdaki meydanda mallarını sergileyebiliyorlardı.