Uçurtma, Kaşmir, Toprak
Prof. Dr. İhsan Bilgin
Seyrettiğim bir film hakkında konuşmadan önce mecburen yarım bıraktığım Üsküdar Mimar Sinan anıtı dizimi kapatayım.
Üsküdar ve Mimar Sinan
Önce özet: Anıt olarak; heykel yerine Mimar Sinan Müzesi olarak kullanılacak bir bina yapılmasını tavsiye edip, Süleymaniye Külliyesi’ndeki Mimar Sinan Türbesi’ni ilham kaynağı olarak önermiştim.
Üsküdar meydan boşluğundaki başta rıhtım, belirleyici yol ve bina hizalarıyla sabitlenen alanların yer seçimine uygunluklarını tavsiye etmiş oluyordum.
Uçurtma ve Arketip
Seyrettiğim anti-Taliban Afgan filmi Uçurtma Avcısı, dramatik kurgusunun iyi ve cazip seyirlik özelliği yanı sıra içinde geçtiği Pakistan-Afganistan aralığındaki nefes kesici peyzajıyla dünyaya nam salmış Kaşmir bölgesinin biz mimarları ilgilendiren bir özelliği de barındırdığı yoksul köylerin mimarisi. MÖ 7. yüzyıldan kalma Çatalhöyük benzerliğinin yanında, turistlerin gözdesi İtalya’yla da ortak bir özelliği; Neolitik Çağ’dan Erken ve Geç Modern Çağ’a uzayan bir aşinalık zincirine de aracılık ediyor oluşu.
Bu özellik; binaların duvarların bitiş malzemesi sıvanın toprak esaslı olması. İtalyan köyleriyle turistik zengin kentlerini birbirine yaklaştıran sıvanın sarıdan kızıla açılan menüsünün bazen doğal toz boya manipülasyonuyla yörenin toprağından aldığı rengi, kırla kenti benzetirken irili ufaklı yerleşmelere çekici bir bütünsellik de veriyor. Tabii ki usta sıvacılık mahareti geleneği unutularak, anlaşılıp sürdürülemeyecek bir özellik. Kırı ve kentiyle fakir, bahtsız Afgan köyleri fakirlik ve yoksunluktan sıvıyorlar ham toprakla duvarlarını. Yine de bütünlüklü bir fiziki çevre meydana getirdiklerini, tadını çıkara çıkara sergiliyor film.