Tüketim Kültürüne Alternatif Mimarlık: Lacaton & Vassal
Anne Lacaton ve Jean-Philippe Vassal’ın, 1987 yılında kurdukları Lacaton & Vassal ile Pritzker Ödülü’ne uzanan, “korumacı tasarım” çerçevesinde şekillenen mimari yolculuğu…
Mimarlık dünyasının en prestijli ödülü olarak kabul edilen Pritzker’in 2021 yılı sahipleri Fransız mimarlar Anne Lacaton ve Jean-Philippe Vassal oldu. “İyi mimarlık içinde güzel şeyler yaşadığınız ve sadece orada bulunduğunuz için gülümsemek istediğiniz bir mekandır.” diyen iki ortak, mimarlığın gösterişten uzak, içindeki yaşam döngüsünü sessizce destekleme becerisine sahip, hayata açık ve özgürlükleri artıran nitelikte olması gerektiğine inanıyor. 30 yılı aşkın meslek yaşamlarını “Asla yıkma!” felsefesinin üzerine kurgulayan Lacaton & Vassal, kentsel dönüşüm adı altında eski konut yapılarının yıkılıp yerine “karbon oburu” parlak gayrimenkul yatırımlarının yükseltildiği günümüzde, mevcut yapı stoğunu bir cerrah hassasiyetiyle ameliyat etmeyi, soylulaştırmadan yenilemeyi ve küçük dokunuşlarla içinde yaşanan hayatlarda büyük iyileştirmeler yapmayı tercih ettiler.
Bir röportajlarında mimari yaklaşımlarını “Doktora gittiğinizde kimi zaman size aslında iyi olduğunuzu ve ilaca ihtiyacınızın olmadığını söyler. Mimarlık da böyle bir şey olmalı. Bir yapıyı çok iyi inceler ve onun ihtiyaçlarını iyi gözlemlerseniz, bazen aradığınız cevabın hiçbir şey yapmamak olduğunu görürsünüz.” diye açıklayan Jean-Philippe Vassal ve Anne Lacaton bu sözlerle aslında popüler kültürün trend mekan anlayışı olan minimalizme övgüler düzmüyor; sorumlu bir mimar olarak afetler, göçler, salgın hastalıklar, iklim krizi ve ekonomik krizler çağında yıkıp yeniden yapma müsrifliği ve hoyratlığı yerine mevcut olanı tüm yaşanmışlıkları ve toplumsal bellekteki bağlamına saygı duyarak, küçük dokunuşlarla iyileştirmenin yollarını aramaktan söz ediyor…
Alejandro Aravena’nın başkanlığında Barry Bergdoll, Deborah Berke, Stephen Breyer, André Aranha Corrêa do Lago, Kazuyo Sejima, Wang Shu, Benedetta Tagliabue, Martha Thorne ve Manuela Lucá-Dazio’dan oluşan jüri, Lacaton ve Vassal’a Pritzker Ödülü’nü kazandıran nedenleri şu sözlerle açıkladı: “Sadece modernizmin mirasını yenileyen bir mimari yaklaşım tanımlamakla kalmadılar, aynı zamanda mimarlık mesleğine de yeni bir tanım önerdiler. Günümüzün aciliyet taşıyan iklimsel ve ekolojik konularını öncelikli tutan, özellikle kentsel konut alanında hızlı sosyal ve ekonomik yanıtlar veren çalışmaları birçok kişinin yaşamını iyileştirerek modernist umutları ve hayalleri yeniden canlandırdı. Bunu, biçimi kadar inancı da güçlü, estetiğinde olduğu kadar etiğinde de şeffaflık sunan güçlü bir mekan ve malzeme duygusu ile başardılar.”
Bu ayki dosya sayfalarında, Anne Lacaton ve Jean-Philippe Vassal’ın Pritzker Ödülü’ne layık görülmesine önemli katkı sunan yapıları derledik.
3 Bloğun Dönüşümü
Bordeaux, Fransa
Tamamlanma Tarihi: 2017
Proje Alanı: 68.000 m2
Fotoğraflar: Philippe Ruault
Bordeaux’daki “Cité du Grand Parc” yenileme projesi, 60’lı yılların başında inşa edilmiş 4000 konutu kapsıyor. Projeye 10-15 katlı, 530 konutu barındıran G, H ve I blokların yenilenmesi ile başlanmış.
Tasarım ekibi, yapıya büyük müdahalelerde bulunmadan mevcut yapıyı mümkün olduğunca korumayı hedeflemiş. Yapılara kış bahçeleri ve balkonlar eklenerek her daireye daha fazla doğal ışığın ulaşması sağlanmış ve panoramik Bordeaux manzaraları sunulmuş. 3,80 m derinliğe sahip bu balkonlar dairelerin kullanım alanını artırdığı gibi kullanıcılar için daha keyifli yaşam alanları tanımlıyor.
Ayrıca, proje kapsamında iç mekanların bir kısmı ve banyolar yenilenmiş; peyzaj yeniden düzenlenerek erişim ve kullanım kolaylaştırılmış. Sirkülasyon hacimleri ve yapı kabuğuna da birtakım küçük müdahalelerde bulunulmuş.
53 Sosyal Konut Ünitesi
Saint-Nazaire, Fransa
Tamamlanma Tarihi: 2011
Proje Alanı: 6.013 m2
Fotoğraflar: Philippe Ruault
Lacaton & Vassal, 2006 yılında Saint-Nazaire merkezine yakın Plaisance mahallesinde inşa edilecek sosyal konut yerleşimini tasarlamak üzere görevlendirilmiş.
Proje arsası, 1960’larda inşa edilen, altı katlı yoğun bir yerleşim, düşük yoğunluklu müstakil konutlar ve park arasında yer alıyor. İşverenin tasarım ekibinden talebi, öncelikle yeni yerleşimin tasarlanması, ardından mevcut binaların yenilenmesi olmuş.
Üç katlı yeni sosyal konut blokları, altı katlı bloklar ile müstakil konutlar arasında ölçek dengeleyici rol oynarken, park manzarasını kesmeyen ve erişimi sağlayan akslar boyunca, sıra halinde konumlandırılmış. Park ile mevcut yapılar arasındaki 15 metrelik bu sokaklar 4 metrelik bir geçiş alanının dışında konutların kullanımına bırakılmış. Caddeye yakın bir konumda, sınırlı sayıda otopark çözülerek bu işlevin büyük bölümü bodrum kata yüklenmiş ve yerleşime yaya dostu bir kimlik kazandırılmış.
Yaşam alanları güneye yönlendirilen konut birimleri; bahçeler, balkonlar ve üst katlardaki kış bahçeleriyle zenginleştirilmiş.
Çelik kolon kirişlerden oluşan taşıyıcı sistem, boşluklu beton döşeme panelleriyle desteklenmiş. Mekanlara esneklik sağlayan, tekrarlayan standartlaştırılmış unsurlardan oluşan, basit ve optimize edilmiş bir sistem tercih edilmiş. Kış bahçelerinde tamamen açılabilen, şeffaf polikarbonat malzeme ve tüm yüksekliği boyunca kayar alüminyum doğrama kullanılmış.
Sosyal Konutlar ve Öğrenci Konutları
Paris, Fransa
Tamamlanma Tarihi: 2014
Proje Alanı: 6.734 m2
Fotoğraflar: Philippe Ruault
Sosyal Konutlar ve Öğrenci Konutları, Paris’in, son yıllarda birçok konut projesi ile yeniden yapılanma süreci geçiren bir bölgesinde, Ourcq kanalı ile kullanım dışı bir demiryolu arasında konumlanıyor.
98 öğrenci konutu ve 30 sosyal konutun yanı sıra bir bakımevi ve 3 dükkandan oluşan bina, bahçeye veya sokağa bakacak şekilde çift yönlü kurgulanmış.
Oturma odaları ve mutfaklar, güney ve güneydoğuya yönelen 2,10m derinliğinde bir kış bahçesine, kuzey cephesindeki banyolar ve yatak odaları ise kesintisiz bir balkona açılıyor.
Zemin kat, bahçe tarafında bakımevi tarafından kullanılıyor ve 6 daimi sakini barındırıyor. Güneydoğuya yönelen odalar ve yaşam alanları bahçeye açılıyor. Zemin katın cadde tarafında ise dükkanlar bulunuyor.
Kış bahçeleri ve balkonlar, her konuta, evdeyken dışarıda yaşama imkanı sunan kolektif bir açık alan sağlıyor ve kentsel bağlamda yaşam kalitesini artırıyor.
Palais de Tokyo Çağdaş Yaratım Alanı
Paris, Fransa
Tamamlanma Tarihi: 2014
Proje Alanı: 16.500 m2
Fotoğraflar: Philippe Ruault
Çağdaş Yaratım Alanı projesi, sanatsal programına ek olarak ziyaretçilerine fikirleri paylaşmak ve tartışmak için fırsat sunan Palais de Tokyo’nun 2001’de tekrar açılışından 10 yıl sonra gerçekleşen ikinci aşaması niteliğinde.
Çağdaş Yaratım Alanı projesi kapsamında, Palais de Tokyo’nun çağdaş sanata erişimi teşvik etme rolüne sadık kalınırken, önceden kullanılmayan mekanlar da erişime açılmış. Bu dahili genişleme, yapının etkileyici yüksekliği ve derinliğinin tamamının kullanılabilmesini sağlamış.
Çağdaş sanat merkezi, sergilenen eserlere dokunulmazlık atfetmek yerine onlarla etkileşime geçilebilen, sergilere, etkinliklere, filmlere, müziğe, modaya, kitapçıya, kafe-restorana ve mağazalara ev sahipliği yapan, samimi atmosfere sahip ve misafirperver bir eğlence mekanı olarak düşünülmüş.
Mekanlar, gerçekleşecek olan etkinliğe göre, kolaylıkla bölünebiliyor; birleşerek daha geniş bir alan oluşturabiliyor ve yeniden yapılandırılabiliyor.
Projenin geniş faaliyet yelpazesi, mümkün olan maksimum kullanım alanına ihtiyaç duyuyor ve her bir faaliyete bu alanı kullanma şeklinde geniş bir bağımsızlık sağlanıyor. Tüm alanın kullanılıyor oluşu, sayısı giderek artan çeşitli etkinlikleri mümkün kıldığı gibi Palais de Tokyo’yu kapanmadan, aralıksız çalışan bir sanat merkezi haline getiriyor.
Çok Amaçlı Tiyatro
Lille, Fransa
Tamamlanma Tarihi: 2013
Proje Alanı: 3.791 m2
Fotoğraflar: Philippe Ruault
Çok Amaçlı Tiyatro, 28 hektara yayılan Arras Europe projesinin bir parçası. Tiyatro binasının çeşitli etkinliklere ev sahipliği yaparak şehir ölçeğinde kültürel bir odak tanımlaması hedeflenmiş.
Yapıyı oluşturan birimler, hem yatayda hem de düşeyde kademelendirilmiş. Binanın merkezinde oditoryum yer alıyor. Programın geri kalanı, zemin kotundaki 2500 metrekarelik alana dağıtılmış.
Mekanlar, hareket eden büyük perdeler ve akustik katlanır kapılar sayesinde, raylı bir sistem üzerinde kolayca yeniden tanımlanabiliyor. Böylelikle farklı kapasiteli etkinliklere ve çeşitli konfigürasyonlara imkan tanıyor.
Eğimli kamusal çatı ile sınırlanan cephe; zemin kotunda, tamamen açılabilen 2.50 metre yüksekliğindeki sürgülü cam sistemi ve üstünde, 2 m mesafe ile konumlandırılmış ETFE panelleri ile tanımlanıyor. Bu hareketli cephe, etkinlikler esnasında mekanların parkla bütünleşmesine imkan tanıyor.
FRAC Nord
Dunkerque, Fransa
Tamamlanma Tarihi: 2015
Proje Alanı: 11.129 m2
Fotoğraflar: Philippe Ruault
FRAC, yerel çağdaş sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapıyor. Bu koleksiyonlar korunuyor, arşivleniyer ve galeriler ile müzelere ödünç verilerek kamuoyuna sunuluyor.
Yarışma galibi proje, Dunkerque limanı bölgesinde bulunan Halle AP2 isimli atıl kalan bir deponun dönüştürülmesini ve ek bir yapı ile beraber kullanıma açılmasını kapsıyor.
Tasarım ekibi, bol ışık alan, etkileyici iç mekana sahip Halle AP2’nin kullanım potansiyelinden faydalanmayı hedeflemiş. Yapıya sınırlı ve minimal müdahalelerde bulunulmuş. Aynı boyutlara sahip ancak onunla yarışmayan yeni bir prefabrik yapı, bir katalizör olarak konumlandırılarak mevcut yapı ile bütünleştirilmiş. Bu kütlesel tekrar ile mevcut yapının kimliğine kibar ve özenli bir cevap oluşturmak amaçlanmış.
Yeni yapının şeffaf kabuğu, sanat eserleri ile görsel etkileşim kurmaya imkan tanırken, mevcut yapıya erişim bir köprü ile sağlanıyor.
Mevcut yapı, büyük organizasyonlarda ek yapı ile birlikte kullanılırken bağımsız olarak konse, fuar ve çeşitli gösterilere de ev sahipliği yapıyor.
Latapie Evi
Floirac, Fransa
Tamamlanma Tarihi: 1993
Proje Alanı: 185 m2
Fotoğraflar: Philippe Ruault
Latapie Evi, düşük bir bütçeyle, iki çocuklu bir aile için inşa edilmiş. İki cephesiyle karakterize edilen ev basit bir çelik strüktüre sahip. Cadde cephesi fibercement panellerle kaplanan yapının arka cephesi ise şeffaf polikarbonat ile sarılarak bir kış bahçesi oluşturulmuş. Cephelerin ikinci kademesinde ahşap paneller kullanılarak iç mekanda ısı yalıtımı sağlanmış. Fibercement ve polikarbonat paneller de yaz aylarında gerekli hava sirkülasyonunu sağlamak adına, geniş açıklıklar oluşturabilecek şekilde konumlandırılmış. Tasarım ekibi, bu hareketli cepheler ile evin değişen ışık, havalandırma ve mahremiyet ihtiyaçlarına cevap vermeyi ve yaz aylarında bahçeyi evin iç mekanlarına dahil etmeyi hedeflemiş.
Nantes Mimarlık Okulu
Nantes, Fransa
Tamamlanma Tarihi: 2009
Proje Alanı: 15.150 m2
Fotoğraflar: Philippe Ruault
Tasarım ekibi, büyük ölçekli Nantes Mimarlık Okulu projesinin, hem yapının kendisi, hem şehir hem de peyzaj için çeşitli fırsatlar sunduğu bilinciyle yola çıkmış.
Doğal zemin seviyesinin dokuz, on altı ve yirmi iki metre yukarısındaki üç platform, şehirle diyalog kuran ve hafif eğimli bir rampa ile bağlanmış. Bu ana katları da kendi içinde bölen bir hafif çelik yapı, eğitim mekanlarını barındırdığı gibi bu mekanlara gelecek eklere ve müdahalelere imkan tanıyan bir sisteme sahip. İşlevi öğrencilerin, akademisyenlerin veya ziyaretçilerin inisiyatifiyle belirlenecek olan, saydam cepheleri ile güneş ışığından bolca yararlanan, eğitim mekanlarıyla bağlantılı, çift kat yüksekliğindeki hacimlere tasarımda yer verilmiş.
Pedagojik bir araç olarak ele alınan eğitim yapısı, normlar ve teknolojinin yanında, okulun programını ve uygulamalarını da sorguluyor.
Kilisenin kuzey koridoru ve şatosu yani sunak çevresindeki alan, Orta Çağ’daki orijinal planına sadık kalınarak mevcut taş duvarların hayatta kalan tabanının üzerine yeniden inşa edilmiş. Haç planlı kilisenin özgün taş duvar tabanlarının üzerine ve duvar bitişiğine eklenen bu yeni bölümlerde İrlanda’nın gri gökyüzüne ve taşlarına gönderme yapan ve mekanları adeta bir folyo gibi saran, kurşundan yapılmış oluklu bir malzeme kullanılarak eklentiler eski yapıdan ayrıştırılmış. Yapının restorasyonunda duvarlarla uyumlu taş malzeme yerine kurşun ve kereste ile yeni bir mimari dil yaratmak hedeflenmiş. Zeminde ise sergiler için kontrollü bir ortam oluşturmak amacıyla mevcut döşemeler iyileştirilmiş ve yeni bir taş zemin döşenmiş.
Planın ortasına denk gelen sergi mekanını örten yeni yapılan tavanda yarık oluşturularak eski orijinal Orta Çağ çatı strüktürünün bir kısmı sergilenirken aynı şekilde beyaz duvarların aralarından da yer yer açıklıklar yaratılarak duvarlardaki eski taş işçiliği gözler önüne serilmiş. 2019 Mies van der Rohe Ödülleri’nde finale kalan müze, kireç taşının oyulmasıyla yapılmış mezarları ve Orta Çağ’dan kalma mezar anıtlarıyla birlikte kentin önemli bir hazinesini içinde barındırıyor.