Kaliforniya eyaletinin Sonoma bölgesinde yer alan the Triple Barn Evi, ABD’li mimarlık ofisi Mork-Ulnes tarafından bir şef ve eşi için hafta sonu evi olarak tasarlanmış.

ABD merkezli mimarlık ofisi Mork-Ulness tarafından evli bir çift için tasarlanan Triple Barn Evi, Kaliforniya’nın Sonoma bölgesinde yer alıyor. Doğa ile iç içe olmasının yanı sıra şehir merkezine de oldukça yakın olan ev, şefin yemek pişirebileceği, donanımlı bir mutfak mekânını bünyesinde barındıran, evli çiftin hafta sonu evi olarak kullanabileceği bir ev olarak tasarlanmış.

Evli çift uzun bir süre New York, San Francisco gibi şehirlerde yaşadıktan sonra, doğayla iç içe olan yeni bir ev arayışına girmiş. Tasarımda öncelikle, ailenin arkadaşlarıyla birlikte keyifli vakit geçirebilecekleri, yoğun tempodan uzak, huzurlu ve sakin bir ev  yaratmak amaçlanmış. Geniş sebze bahçeleriyle çevrili, gözden uzak, sakin bir yerde yer alan bu evde, oldukça büyük, profesyonel bir mutfak mekanı, yatak odası, oturma mekanları, ofis ve iki misafir odası bulunuyor.

Sonomo bölgesinin dik yamacında konumlanan 160 m²’lik ev, Sonomo Vadisi’nden Marin bölgesine kadar panoramik bir manzaraya sahip. Dik araç yolundan eve yaklaşırken, çimlerin ve kızıl toprağın üçlü şekilde sıralanmış evin korten çatısı karşılıyor. Daha sonra geniş bir beton boşluk, misafirlere ana girişe ulaşırken yol gösteriyor. Alt girişte yer alan beton korkuluk içindeki sarmal merdiven, kullanıcıyı etkileyici vadi manzarasına bakan ana mekana taşıyor. Merdiven, kuzeyde mutfak ve yemek odası; karşısında da misafir odaları ve ana yatak odası olan ortak alanın tam ortasında sonlanıyor.

Mutfak, üzerinde geniş saçak ile korunan dış mekana açılıyor. Geniş saçağın altında devam eden barbekü ve mutfak tezgahı, mutfak için geniş bir alan yaratıyor. Oturma odasındaki cam cephe, gün batımında aile ve arkadaşlarla yenilen yemekler için güzel bir doğa manzarası sunuyor. Açık alan, sebze bahçesi ile meşe ağacı altındaki ocağı içine alan bir bölümden oluşuyor.

Açık bir plan düzeniyle tasarlanan evde, seçilen mobilyalarla birlikte, dingin bir atmosfer sağlanmış. Aşçılığın felsefesinden ve bölgeye özgü yapı tipolojisinden referans alan tasarımcılar, bölgenin kızıl toprak renginden ilham alarak korten çelik malzeme kullanmış.

Evin en dikkat çeken malzemesi olan bu malzeme, yapının kırsal bölgede bulunduğunu vurgularken, bir yandan kızıl kayalıklardan oluşan topoğrafyasını anımsatıyor. Temeldeki beton tabaka ise evin doğayla arasındaki sınırı vurguluyor. Cephenin aksine, iç mekanda gündelik kullanıma yönelik sade ve şeffaf malzemeler tercih edilirken duvarlarda ise daha aydınlık bir görünüm için beyaz renk kullanılmış.